TEMA Vakfı, Doğa Eğitim Programlarının tüm içeriklerini dijital ortama taşıdı

-
Aa
+
a
a
a

TEMA Vakfı, doğayı tanıyan, seven ve koruyan nesiller yetiştirmek amacıyla 81 ilde uygulanan Doğa Eğitim Programlarının tüm içeriklerini dijital ortama taşıyarak, Türkiye’de bir ilke imza attı.

Fotoğraf: TEMA Vakfı
Gezegenin Geleceği: 11 Mart 2021
 

Gezegenin Geleceği: 11 Mart 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Millî Eğitim Bakanlığı işbirliği  ile hazırlanan Minik TEMA ve Yavru TEMA Eğitim Portalı’nda, Doğa Eğitim Programlarının içeriklerine ve materyallerine tüm öğretmenler ulaşabilecekler. TEMA Vakfı, portal aracılığıyla daha fazla çocuğa ulaşmayı hedefliyor. Ekolojik okuryazarlık becerisinin sürdürülebilir yaşamın anahtarı olduğunu vurgulayan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç; “Yaşamı mümkün kılan doğa, hepimizin en büyük öğretmeni. Gezegenimizin mevcut koşulları, çocuklar ve doğa arasındaki bağı yeniden oluşturmamız gerçeğini bize her gün hatırlatıyor. Çocukların ekolojik okuryazarlık becerilerine sahip bireyler olarak yetişmeleri için doğayı tanımaları, doğanın sınırlarını bilmeleri, sevmeleri ve doğada zaman geçirmeleri zorunluluk haline geldi. Bu kazanımlar en az diğer akademik kazanımlar kadar gerekli ve önemli. Bu şekilde, hem onların sağlıklı bir şekilde büyümelerini hem de yetişkin olduklarında doğayı koruyan davranışlar sergilemelerini sağlayabiliriz. Bu süreçte çocuğun en önemli rehberlerinden biri öğretmeni. Doğa Eğitim Programlarımız ile doğayı bilen, yaşamını doğanın sınırlarına göre sürdüren ve koruyan bireyler yetiştirmek isteyen öğretmenlerimize gerekli eğitim araçlarını vermeyi hedefliyoruz. Tüm çalışmalarımızı bu portal vasıtasıyla tüm öğretmenlerimize ulaştıracağımız için mutluyuz. Öğretmenlerimiz bu portalda; uzaktan eğitimde, yüz yüze eğitimde, sınıfta, okul bahçesinde ve  doğada uygulayabilecekleri eğitim etkinliklerini, eğitici posterleri, filmleri, şarkıları ve çocuk kitaplarını bulabilecekler. Bu portalın, ekolojik eğitimi önemseyen öğretmenlerimizin desteklenmesi ve öğretmen sayısının artması için itici güç olmasını diliyoruz” dedi.

Fukuşima'nın üzerinden 10 yıl geçti

Fukuşima'da bugün yani 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen dünyanın en büyük nükleer santral kazasının üzerinden 10 yıl geçti. Ekosfer Derneği konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “dünyanın en büyük üç nükleer felaketinden biri olan Fukuşima’nın üzerinden 10 yıl geçti, fakat 10 yıla rağmen Fukuşima bölgesinde radyasyon tehlikesi sürüyor” diyor. Fukuşima nükleer kazasından sonra 28 milyar doları bulan, kirlenen toprakları temizleme çalışmalarına rağmen Radyasyondan Arındırma Özel Bölgesi’nin yüzde 85’inin hâlâ kirli olduğu ortaya çıktı. Bu çalışmadan geriye 17 milyon ton radyoaktif atık kaldı. Bu yüzden de sayıları 160 bini bulan ve evlerini terk eden insanların birçoğu bölgeye geri dönmeyi düşünmüyor. Fukuşima’nın Namie kasabasında yapılan araştırma, kasaba halkının sadece yüzde 8’inin geri döndüğünü gösterdi. Santral sahasında biriken 1 milyon 200 bin ton radyasyon bulaşmış suyun ise okyanusa bırakılması planlanıyor.  Ekosfer Derneği’nden Özgür Gürbüz, “Nükleer enerji gerçek yüzünü Fukuşima’da bir kez daha gösterdi. Birçok ülke bu kazadan ders çıkardı ve daha ucuz ve sorunsuz enerji kaynaklarına yöneldi. Türkiye ise “inadına nükleer” santral yapmaya devam ediyor. Fukuşima nükleer felaketinin maliyetinin 470 ila 660 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor. Bu miktar Türkiye’nin bir yıllık GSYİH demek. Elektrik üretmek için böyle bir risk almamıza gerek yok. Sadece enerji verimliliği potansiyelimizi kullansak Akkuyu’da kurulmak istenen nükleer santralın üreteceği elektrik ihtiyacını boşa çıkartırız. Güneş enerjisi “resmi potansiyelinin” 10’da biri de bize nükleerden daha fazla ve ucuza elektrik sağlar. Fukuşima’da 10 yıl sonra bile sorunların çözülmediği ortada. Bu kazadan ders çıkartıp Mersin’deki inşaatı hemen durdurmalıyız” dedi. Nukleersiz.org adresini ziyaret edebilir konuyu derinlemesine inceleyip imza kampanyasına katılabilirsiniz.

Fethiye'de 'jiletli tel' yasaklandı

Muğla Fethiye Belediye Meclisi’nin mart ayı olağan toplantısında hayvanseverleri ve aktivistleri sevindirecek örnek bir karar alındı. Özer Olgun Fethiye Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Belediye Meclisi aylık olağan toplantısında, halk arasında “jiletli tel” olarak bilinen tel üzerine kesici saç parçalarının eklenmesiyle elde edilen tel çitlerin kullanımı yasaklandı. Belediye Meclisi kararında “özellikle bahçe ve bahçe duvarlarında kullanılan bu tür çit uygulamalarının kedi, kuş gibi hayvanların yaralanmalarına yol açtığı, ayrıca estetik bir görünümden de uzak olduğu için bahçe ve bahçe duvarlarında kullanımına bundan böyle izin verilmeyeceği” belirtildi.

Tropikal ormanlar hızla yokoluyor

Norveç Orman Yağmurları Vakfı’nın hazırladığı rapor, iklim değişikliğine karşı sera gazı karbondioksidi emen ve depolayan yağmur ormanı örtüsünün hızla yok olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ormanlardaki kayıpların, iklim krizine neden olan emisyonların da önemli bir nedeni olduğu uyarısı yapılan raporda, “Çoğunlukla tarım için olmak üzere ağaç kesimi ve arazi dönüştürme çalışmaları yüzünden, dünya tropikal yağmur ormanlarının %34’ü yok edildi ve %30’una zarar verilerek onların yangına ve gelecekteki yıkıma karşı daha savunmasız hale getirildi” denildi. Rapora göre, bu yıkımın yarısından fazlası Güney Amerika’daki Amazon ve sınırındaki yağmur ormanlarında gerçekleşti.