Sri Lanka'da 20 fil plastik çöp yemekten hayatını kaybetti

-
Aa
+
a
a
a

Ölü hayvanlar üzerinde yapılan muayeneler, çöplükte bulunan büyük miktarda parçalanamayan plastiği yuttuklarını gösteriyor.

Gezegenin Geleceği: 19 Ocak 2022
 

Gezegenin Geleceği: 19 Ocak 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Sri Lanka‘nın başkenti Colombo‘nun 130 mil doğusundaki Pallakkadu köyü çöplüğünde son sekiz yılda en az 20 filin plastik çöp yemekten hayatını kaybettiği öğrenildi. Hafta sonu iki fil daha ölü bulunmuştu. Ölü hayvanlar üzerinde yapılan muayeneler, çöplükte bulunan büyük miktarda parçalanamayan plastiği yuttuklarını gösteriyor. Associated Press’e konuşan yaban hayatı veterineri Nihal Pushpakumara, filler üzerinde yapılan otopsilerde normalde fillerin yediği ve sindirebildikleri yiyeceklere rastlanmadığını kaydetti ve “Polietilen, gıda ambalajları, plastik, diğer sindirilemeyen maddeler ve su, otopsilerde görebildiğimiz tek şeydi” ifadelerini kullandı. Sri Lanka’nın Palakkad köyünde bulunan büyük çöp sahası, 2008 yılında Avrupa Birliği’nin yardımıyla kurulmuştu. 2014 yılında da bölgede etkili olan kötü hava koşulları nedeniyle çöpün biriktirildiği bölge çevresindeki elektrikli çitler zarar görmüş ve yerine yenisinin yapılmamasının adından fillerin çöp sahasına girmesine izin verilmişti. Hükümet, 2017 yılında hayvanları korumak amacıyla yaşadıkları bölgelerin yakınında bulunan çöplerin geri dönüştürüleceğini duyurmuş ancak hala çöplerin geri dönüşümüne başlanmamıştı.

Kanal Istanbul’da gelişmeler var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ‘Yenişehir Rezerv Yapı Alanı’nın 1, 2 ve 3'üncü etaplarının planlama sürecinin tamamlanmasının ardından, İmar Kanunu'nun 18. Maddesi hükümlerince hazırlanan imar uygulamasını 10 Ocak 2022 tarihinde onayladı. Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre kadastro cetveli bir ay süreyle askıda kalacak. Tapusu çıkan alanlar, Yenişehir'de en çok yapılaşmanın yer aldığı  2 ilçe ve 15 mahalleyi kapsıyor.  İBB ve Bakırköy CHP Belediye Meclis Üyesi Nadir Ataman, konuyla ilgili paylaşımında:  "Kanal İstanbul Yenişehir 18. madde uygulaması askıya çıktı. Eylül ayında seçime hazırlanan AKP’nin inşaatı canlandırma hamlesinin bir tezahürü olduğunu görüyoruz. Kanal İstanbul ihalesinde bir gelişme yok ama kanal manzaralı projeler başlayacak. Biz başından beri bunun bir imar rant projesi olduğunu söylemiştik. Kanal bahane inşaat şahane!  Kanalı yapamadığınız gibi yeni şehri de yapamayacaksınız” dedi.

Yaz mevsimini yaşayan Batı Avustralya aşırı sıcak hava yüzünden kavruluyor. Ülkenin Meteoroloji Bürosu, Batı Avustralya’nın kuzeyindeki Onslow kasabasının Avustralya’daki en sıcak gün rekorunu egale ettiğini gösteren değerleri doğrulamaya çalışıyor. Yetkililer ise, sıcak dalgalarıyla yaşamayı daha sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyor.  Avustralya Hükümeti Meteoroloji Bürosu’na göre, Güney Avustralya‘nın taşrasındaki Oodnadatta, 50.7C ile 2 Ocak 1960’tan şimdiye dek en sıcak gününü yaşadı. Kasabanın yakınlarındaki Roebourne ve Mardie kasabaları da sıcak  dalgasından mustarip. Otomatik hava istasyonları 50.5C sıcaklıkları kaydetti. Bu, Batı Avustralya’da şimdiye dek kaydedilen en sıcak gün rekoruyla aynı ve ulusal olarak kaydedilen en sıcak ikinci gün.  Geçen yılın en sıcak yeri 47.9C ile Mardie olmuştu, cuma günü ise Onslow  48C’ye ulaştı. Bu da ikinci gün sıcaklığının 2021 boyunca ülkenin herhangi bir yerinden daha sıcak olduğu anlamına geliyor. Ülkede ortalama 40C civarında seyreden sıcaklıklar Güney Kimberley’deki Fitzroy Crossing‘den Güney Goldfields‘deki Norseman‘a kadar hissedildi. Yindjibarndi Aborijin Şirketi’nin CEO’su ve 630 kişilik kasabanın sakini Michael Woodley, aşırı sıcakların  Pilbara‘da artık sıradanlaştığını söyledi. İnsanların neredeyse her gün rekor kıran sıcaklıklar konusunda pragmatik davrandığını ve ellerinden geldikçe sıcağı yenmeye çalıştıklarını anlatan Woodey, sık sık 50C’ye çıkan sıcaklıkların norm haline gelmesi halinde çok ciddi problemlerin çıkacağı uyarısında bulundu ve yetkililerin ağırlıklı olarak yerli Avustralyalılara ev sahipliği yapan Pilbara’da yaşamı sürdürülebilir kılmak için neyin gerekli olduğuna dair artık daha dikkatli olması gerektiğini kaydetti.

Indyturk’ten Sravasti Dasgupta’nın aktardığına göre, yeni bir çalışma, Antarktika'nın bozulmamış yaban hayatının ve kırılgan ekosisteminin, gemi kaynaklı insan faaliyetleri aracılığıyla otostop yolculuğu yapan istilacı türlerden olumsuz etkileneceğini ortaya koydu. Britanya Antarktika Araştırması (British Antarctic Survey) ve Cambridge Üniversitesi'nden araştırmacılar balıkçılık, turizm, araştırma ve tedarikle ilgili gemi hareketlerinin Antarktika kıtasını insan etkisine maruz bıraktığını tespit etti. Dünya genelinde Antarktika'yla bağlantılı yaklaşık 1500 liman var. Bilim insanlarına göre gemiler, kırılgan ve izole Antarktika bölgesine girdiğinde, bunların gövdesine yapışabilen, ekosisteme ve bölgenin doğal sakinlerine tehdit oluşturabilen diğer deniz türlerini de genellikle beraberinde getiriyor. Midye, yengeç ve sülükayaklılar gibi gemi gövdelerine kolayca tutunan canlılar özellikle endişe kaynağı. Çalışmanın baş araştırmacısı, Cambridge Üniversitesi'nden Arlie McCarthy, BBC News'e yaptığı açıklamada, "Bu gemiler tüm dünyayı dolaşıyor" dedi. "Bu da, hemen hemen her yerin istilacı türler için potansiyel bir kaynak olabileceği anlamına geliyor" ve yerli olmayan bu türler "bir ekosistemi bütünüyle değiştirebilir". McCarthy, "Bunlar bütünüyle yeni habitatlar yaratarak, bu muhteşem Antarktika hayvanlarının yaşamak üzere kendi yerlerini bulmasını zorlaştırabilir" diye ekledi.