Seferihisar'ın Orhanlı köyü JES projelerinin tehdidi altında

-
Aa
+
a
a
a

Orhanlı köyü, bir süredir jeotermal enerji santrali (JES) projelerinin tehdidi altında bulunuyor.

Fotoğraf: Doğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 14 Haziran 2021
 

Gezegenin Geleceği: 14 Haziran 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

İzmir Seferihisar’da yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarıyla dolu bir vadide bulunan Orhanlı köyü, bir süredir jeotermal enerji santrali (JES) projelerinin tehdidi altında bulunuyor. Köyün neredeyse tamamına JES projeleri için dört farklı ruhsat izni verilmiş. Sondaj çalışmaları başlamış olan bir JES projesine köy halkı geçtiğimiz aylarda dava açmıştı. Köylüler, bu davaya ilişkin hukuki süreç devam ederken yaşam alanlarına yapılmak istenen bir başka JES projesiyle daha karşı karşıya kalmış durumda. ÇED süreci başlayan bu proje, JES-RES-GES entegre enerji santrali olarak planlanmış. Projeye tepki gösteren köy sakinleri organik tarımıyla, zeytinyağı üretimiyle ve doğal güzellikleriyle bilinen köylerinde üreterek yaşamaya devam etmek istediklerini belirtiyor. 11 Haziran Cuma günü bu proje kapsamında yapılmak istenen Halkın Katılım Toplantısı (HKT) için köylerine gelen şirket yetkililerini davul zurnayla ve efe kıyafetleriyle protesto eden Orhanlı köyü sakinleri, bu projeler iptal edilinceye kadar haklarını savunacaklarını belirtti. Zira İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytin ağaçlarıyla ön plana çıkan Orhanlı köyünde yapılmak istenen JES-RES-GES entegre enerji santrali için, köy merkezinde yirmi üç adet jeotermal sondaj kuyusu açılmak isteniyor. Köyün zeytinlikleri, tarım alanları ve yerleşim yerinin içerisinde yer alan proje, hem bölgede yaşayan binlerce insanın yaşamını hem de bir Kadim Üretim Havzası olan Orhanlı köyündeki binlerce yıllık doğa dostu üretim kültürünü tehdit ediyor. Orhanlı köyünün zeytinlikleri, bölgede yaşayan keklikten sincaba, oklu kirpiden su samuruna milyonlarca nadir canlının yaşam alanı. Doğasına zarar vermeden kadim üretim yöntemleriyle üretmeye, yaşamaya devam eden Orhanlı köyü sakinleri, erkence zeytin ağaçlarını, çocuklarının geleceğini ve vadilerindeki canlı çeşitliliğini yok edecek olan JES-RES-GES entegre enerji santrali projesi karşısında birleşmiş. Köylülerin yaşam mücadelesine destek veren hak savunucuları, JES-RES-GES entegre enerji santrali projesinin bir an önce iptal edilmesi için hukuksal sürecin takipçisi olacaklarının altını çizdi.

Bandırma'da deniz suyu siyaha büründü

Bandırma'da sahiller, sanayi kuruluşlarının denize atık bırakması, deniz salyası, arıtma tesislerinin yetersizliği, evsel atıklar ve zirai ilaçlar gibi nedenlerle kirlendi. Deniz suyu, kirlilik nedeniyle siyaha büründü. Sahillerdeki kumun rengi de sarıdan siyaha döndü. Denizdeki kirlilik dronla havadan görüntülendi. Bandırma’nın deniz ve hava kalitesinde sıkıntı yaşandığını belirten Bandırma Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Ergöz, “Bandırma, maalesef deniz ve hava kalitesi anlamında sıkıntılı günler yaşıyor. Bir yandan denizimiz kirlendi. Deniz salyasıyla kaplandı ve bu kirlilik yeni değil. Yılların birikimi. Bandırma’ya çok yakın bir yerde organize sanayi bölgesi kurulmak isteniyor. Burada bir tarım arazisi söz konusu. Tarımın önemini pandemi gösterdi. Bu tarım arazileri üzerine sanayi yapılması çevremizi daha da kirletecek. Bunu haricinde hava kalitemiz de çok düşük. Poyraz dışında başka bir rüzgar estiği zaman civardaki fabrikaların gazları çevreyi çok etkiliyor. Kışın evlerden çıkan kömür dumanları da çevrede yaşayanların hava kalitesini olumsuz yönde etkiliyor” dedi. Kum ve denizin kararmış vaziyette olduğuna vurgu yapan Dr. Ergöz, “Maalesef arıtma tesisleri iyi çalışmadan pek çok işletmenin atıkları derin deşarj denilen yöntemle Marmara Denizi’ne bırakılıyor. Ne kadar kontrol edildiğini de bilmiyoruz. Bu atıklar, dereler ve göller aracılığıyla da Marmara Denizi’ne akıtılıyor. Deniz artık sinyal vermeye, ‘bu kirliliği artık kaldıramıyorum’ demeye başladı. Çok acil çözüm gerekiyor. Çocukluk yıllarımda Bandırma çevresinde 50’den fazla balık çeşidi vardı. Şimdi birkaç tane ancak sayabiliyoruz. Bu üzücü bir durum. Yüzmeyi Bandırma Körfezi’nde öğrendik fakat şu an Bandırma’da denize girmek intihar gibi bir şey. Mümkün değil” diye konuştu.

Yenilenebilir enerji potansiyeli çok yüksek

Sydney Teknoloji Üniversitesi, Sürdürülebilir Gelecekler Enstitüsü’nden Dr Sven Teske ve Dr Sarah Niklas tarafından yapılan yeni analize göre, dünya fosil yakıtlardan rahatça geçişi sağlamak ve aynı zamanda herkes için enerji erişimini genişletmek için fazlasıyla yenilenebilir enerji potansiyeline zaten sahip. Fosil Yakıttan Çıkış Stratejisi, ayrıntılı modelleme yoluyla, bugünden itibaren yeni fosil yakıt projeleri inşa edilmese bile, mevcut projelerden kaynaklanan karbon emisyonlarının Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşma rotasında kalmak için hâlâ çok yüksek olduğunu açıkça gösteriyor. Rapordaki modelleme, dünyanın 2030 yılına kadar 1.5 derece iklim hedefi altında karşılayabileceğinden çok daha fazla fosil yakıt üreteceğini ve 2030’da 1.5 derece ile uyumlu olandan %66 daha fazla emisyona yol açacağını gösteriyor. Bu nedenle, dünyanın yenilenebilir enerji üretimini artırırken mevcut kömür madenlerini ve petrol ve gaz kuyularını aktif olarak kapatması gerekiyor. Rapor, bu geçişin sadece gerekli değil, tamamen uygulanabilir olduğunu gösteriyor.