Salda Gölü çevresinde yeni yol iddiası

-
Aa
+
a
a
a

Burdur Valiliği, ‘Salda Gölü çevresinde yeni bir yol açılması için çalışma yapıldığı’ iddialarıını yanıtladı.

Gezegenin Geleceği: 30 Ocak 2024
 

Gezegenin Geleceği: 30 Ocak 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Burdur Valiliği, bazı sosyal medya hesaplarında ve haber sitelerinde yayınlanan ‘Salda Gölü çevresinde yeni bir yol açılması için çalışma yapıldığı’ iddialarıyla ilgili açıklama yaptı. Burdur Valiliği’nden yapılan açıklamada, ‘Salda Gölü ve çevresi üst düzeyde çevre hassasiyeti gözetilerek korunmakta, bu kapsamda bölgede aykırı davranışlara kesinlikle izin verilmemekte. Bazı sosyal medya platformları ve haber sitelerinde iddia edildiği üzere, Salda Gölü çevresinde yeni bir yol açılması söz konusu olmayıp, yapılan çalışma yıllardır bölge insanının ulaşımını sağlayan kullanılmakta olan mevcut yolun iyileştirilmesi’ denildi. Umuyoruz iyileştirme adı altında genişletilmemiştir.

Goderne Vadisi’nde tarihi taş köprü zarar gördü

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yapılması planlanan barajın yarattığı tahribatlar tartışılıyor. Baraj yapımı için dinamitlerin patlatıldığı Goderne Vadisi’nde tarihi taş köprü zarar gördü. Ekoloji örgütleri bu tahribata tepki gösterdi. Diyarbakır’ın Kulp, Lice ve Silvan ilçelerini buluşturan bir konumda olan Goderne Vadisi’nde uzun zamandır baraj yapımı çalışmaları sürüyor. Baraj yapımı için hektarlarca ağaç kesildi, bölgede yaşayan köylüler ile diğer canlılar büyük zarar gördü. Baraj yapımı sürerken bu sefer vadide dinamitler patlatıldı. Dinamitlerin patlatılması ile neolotik dönemden kaldığı tahmin edilen tarihi taş köprü tahrip oldu. Ekoloji örgütleri ve çevre aktivistleri yaşanan tahribata tepki gösterdi. Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yayınlayan Ekoloji Derneği, 2009’da yapımı planlanan Silvan Barajı’nın Diyarbakır’a bağlı Lice, Silvan ve Hazro ilçeleri kırsalında büyük yıkıma neden olduğu belirtildi. Barajın su tutmasıyla beraber, 50 yerleşim alanının sular altında kalacağı ve göçün yaşanacağı ifade edildi. Açıklamada, “Bir halkı yerinden, bununla birlikte kültüründen, dilinden, tarihinden ve toplumsallığından koparmak demek. Ilısu Barajı gibi, hem Hasankeyf’i sular altında bırakan, hem de binlerce insanı yerinden etmeye yönelik sonuçlarının benzeri Silvan Barajı içinde geçerli olacak. Gelîyê Godernê, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, içerisinde barındırdığı biyoçeşitlilik ve tarihi varlıklarıyla birçok kültüre ev sahipliği yapmış bir alan. İçerisindeki tarihi varlıklar neolitiğe uzanan, daha sonrasında da Süryaniler, Ermeniler ve Kürtler tarafından izler taşıyan bu alan, aynı zamanda toplumsal ortak bir hafıza,” denildi. Ekoloji Derneği, açıklamasına şu ifadelerle devam etti; “Barajlar ile birlikte gerek güvenlikçi politikalarla, gerekse insansızlaştırma amaçlı ekolojik yıkımlar yine güvenlik gerekçe gösterilerek gerçekleştirilen ağaç kesimleri ve orman yakmalar sistematik hale getirilmeye çalışılıyor. Geçen sene Gelîyê Godernê’de korucular gözetimi ve denetiminde ağaç kesimleri başlamıştı. Halihazırda, baraj ile birlikte yok olacak büyük bir ekosistemde yıkım her yönüyle gerçekleştiriliyor. Baraj yapımına başlandığı andan itibaren binlerce ağaç kesilmiş, dağ tıraşlanmıştı. Gözler önünde bir hafıza ve doğa yok edilmeye çalışılıyor,” dendi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim hızla artıyor

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Elektrik 2024 raporuna göre, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim hızla artıyor ve nükleer enerjiden elektrik üretiminin de gelecek yıl rekor seviyeye ulaşacağı öngörülüyor. Küresel elektrik talebindeki büyümenin 2023’te gelişmiş ekonomilerdeki tüketim düşüşü nedeniyle kısmen yavaşlayarak %2,2 olduğu, 2024 - 2026 döneminde ise küresel ekonomik görünümdeki iyileşme ve hızlanan elektrifikasyonun etkisiyle talebin %3,4 artması bekleniyor. Elektrik talebindeki büyümenin %85’inin Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya’daki ülkelerde olacağı tahmin ediliyor. Küresel elektrik talebinden gelecek üç yıldaki büyümenin, tamamının yenilenebilir enerji ve nükleer dahil olmak üzere, düşük emisyonlu kaynaklardan karşılanacağı öngörülüyor. 2026 itibarıyla dünyadaki elektriğin yaklaşık yarısının temiz enerji kaynaklarından üretileceği hesaplanıyor.

Kazdağları’ndan iki güzel haber

Kazdağları’ndaki Ilgardere Rüzgar Enerji Santrali projesinin kapasite artış talebine mahkeme ‘dur’ dedi. Kazdağları’ndan bir haftada doğaseverleri sevindirecek iki haber geldi. Önce 2007’den bu yana 16 yıldır mücadele edilen ve defalarca Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci durdurulan Kısacık Altın Madeni’nin işletme ruhsatı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından iptal edildi. Şimdi de Ilgardere Rüzgar Enerji Santrali Projesi’nin kapasite artış talebine mahkeme ‘dur’ dedi. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’nin Cemaller, Keçiayağı, Söğütlü Köyleri yakınlarında, köylülerin tarlaları ve meralarına yapılmak istenen Ilgardere Rüzgar Enerji Santrali (RES) Kapasite Artışı Projesi için Çanakkale Valiliği tarafından verilen ‘ÇED Gerekli Değil’ kararının iptali için köylüler ve muhtarlarla birlikte açtıkları davayı kazandı.

‘Her yenilenebilir enerji projesi sürdürülebilir demek değil’

Bir başka gerçekleşmesi engellenen yenilenebilir enerji projesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Dikili’nin Mazılı Mahallesi’nde güneş enerjisi santrali (GES) kurulmak isteyen alanı arkeolojik sit alanı ilan etti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan ÇED süreci kapsamında yapılan incelemeler sonucunda, bölgede taşınmaz kültür varlıkların olduğu ve alanın 3. derece arkeolojik sit alanı ilan edilmesi kararı verildiği aktarıldı. Karar, tapuya şerh olarak düşüldü. Her yenilenebilir enerji projesi sürdürülebilir demek değil, sürdürülebilirliğin kültürel boyutu unutulmamalı.