Rusya’ya gönderilmek üzere 600 tonluk zayıflatılmış uranyum Almanya'dan yola çıktı

-
Aa
+
a
a
a

Rusya’ya gönderilmek üzere 600 tonluk zayıflatılmış uranyum Almanya’nın Hollanda sınırına yakın bir konumda bulunan Gronau kentinden yola çıktı.

Gezegenin Geleceği: 26 Haziran 2020
 

Gezegenin Geleceği: 26 Haziran 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Rusya’ya gönderilmek üzere 600 tonluk zayıflatılmış uranyum Almanya’nın Hollanda sınırına yakın bir konumda bulunan Gronau kentinden yola çıktı. Rusya merkezli bir çevre grubu olan Ecodefense’in aktardığı bilgilere göre yola çıkan 12 vagonluk madde, 3 bin 400 kilometrelik bir yol katederek deniz ve demiryolu ile Ural’a nakledilecek. Urenco nükleer santralı BBC’ye yaptığı açıklamada uranyumun Rusya’da daha da zenginleştirileceğini ve tüm sürecin çevre standartlarına uygun olduğunu iddia etti. Rusya’nın devlete bağlı nükleer enerji şirketi ise zayıflatılmış uranyumun “atık” olarak belirtilmesinin doğru olmadığını ve yanıltıcı olduğunu vurguladı. Ancak çevre aktivistleri uzun süredir Rusya’nın santrallerden gelen radyoaktif maddeler için bir çöplük haline gelmesinden endişe ediyor. Rusya 2009 yılında çevrecilerden gelen baskı nedeniyle uygulamayı durdurmuştu. Aktivistler atığın bir kısmı Almanya’ya dönerken büyük bir kısmının ise Rusya’da kaldığını iddia ediyor. Ayrıca sevkiyat sırasında yaşanacak herhangi bir dökülme durumunda toksik kirlilik riskiyle karşı karşıya kalınacak. Rusya, Almanya ve Hollanda’dan aktivistler atıkların nakliyesine karşı topladıkları imzaları Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Almanya şansölyesi Angela Merkel’e gönderdi.  

'İklim dostu soğutma önemli'

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, 26 Haziran Dünya Soğutma Günü’nde, soğutmanın günlük yaşam ve endüstride vazgeçilemez olduğu yerine, sağlık, çevre ve iklim krizine etkilerine dikkat çekti. Dünyamızın sürekli ısınan kocaman bir akvaryum olduğunu vurguladı. Evimizdeki klimalar ile büyük bina ısıtma-soğutma-hava iyileştirme, endüstri ve tedarik zinciri soğutma sistemlerinde iklimlendirme maliyeti kullanılan enerjinin fazlalığı nedeniyle çok yüksek. Fosil yakıtlardan elde edilen enerji, dünyamızın küresel sıcaklık artışına neden olan sera gazlarının en büyük kısmını oluşturuyor. Son iki ayda yaşadığımız aşırı sıcak, sel, taşkın, hortum gibi olaylarla günlük ve endüstriyel yaşamımız olumsuz etkilenir. Dünyamız üçte ikisi su dolu kocaman eşsiz bir akvaryum. Bitki-hayvan- mikroorganizmalarla paylaştığımız güzelim gezegenimizi, akvaryumumuzun atmosferini ısıtamayız, ısıtmamalıyız diyen Prof. Karaosmanoğlu, ‘’Mekânlarımızı yaşanır kılan, endüstriye soğuğun gücünü sunan sektör, gezegenimizde küresel ısınmaya, iklim krizine neden olmamalı. Soğutma teknolojisi kaynaklı sera gazı salımlarını azaltmak için iklimlendirme cihaz ve ekipmanların yaşam döngüsü boyunca, üretim-kullanım-ömrünü tamamlama-atık yönetimi aşamalarında çevre ve iklim etkileri, karbon ayak izi mümkün olan en az düzeyde tutmalı” dedi. Prof. Karaosmanoğlu, ‘’Bu bağlamda, ısıtma-soğutma yükleri dikkate alınarak doğru teknik seçimlerle yapılacak yalıtımlı binalarda, cihaz ve ekipmanların teknik seçimi, enerji yönetimi, bakım ve onarımın doğru ve zamanında yapılması, ömrünü tamamladıktan sonra atık önceliklemesine göre yönetilmesi önemli. Soğutma sistemlerinde hijyen gereklilikleri de yerine getirilmeli. Büyük bina ve tesislerde güneş, rüzgâr, biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi, sağlık, çevre ve iklim dostu soğutma zinciri önemli” dedi. 

Bayer 10 milyar dolar ödeyecek

New York Times’dan Patricia Cohen’in haberine göre, Bayer popüler ot öldürücü glifosat markasının kansere neden olduğu on binlerce davayı çözmek için 10 milyar dolardan fazla ödemeyi kabul etti. Bu sayı, kimyasalı kullanan ve önümüzdeki yıllarda lenfoma olarak bilinen kanser hastalığına yakalanacak insanların potansiyel iddiaları ile başa çıkmak için bir kenara konulan 1,25 milyar dolarlık parayı da içeriyor. 

Altın arama şirketi kapasite artırmaya çalışıyor

Sivas‘ın Kangal ilçesindeki Pınargözü, Eğricek ve Elkondu köylerinin sınırları içerisindeki Bakırtepe‘de siyanürle altın arama çalışmaları yapan şirket, altın madeninde kapasite artırımına gitmek için ÇED toplantısı düzenledi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile şirket yetkilerinin katıldığı toplantıda, projeyi başından beri istemediklerini söyleyen köylüler de taleplerini açıkladı. Artı Gerçek‘ten Gül Gündüz‘ün haberine göre Bakırtepe Çevre Platformu üyesi Hüsne Gölbaşı, yaptığı konuşmada, şirketin çevreye verdiği zararı anlattı: ‘’Bakırtepe şirketin çıkardığı altın madenine biz zaten yabancı değiliz, 2013 yılından beri bu altın madeni için ruhsat alındı. Biz üç kez yürütmeyi durdurma kararı aldık. Bütün canlıların yaşam alanlarına geri dönülmez zararlar veriyorsunuz. Mahkemeler bu yüzden sizin maden çıkarmanızı engelliyor. Kapasite artışı derken yeni alanlara yönelecekler. Gölbaşı ayrıca şirketin yöneleceği Naldöken bölgesinin, su havzalarının beslendiği noktada yer aldığına dikkat çekti. Biz Bakırtepe’de altın işletmeciliğine karşıyız. Hükümet olarak da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak da destek sunarken suç işliyorsunuz. Burada yaşam alanlarımıza zarar verecek her şeye hayır diyoruz’’ dedi.

Küpkaya Kanyonu'na yürüyüş yolu yapıldı

Türkiye’nin en güzel 10 kanyonu arasında gösterilen Ordu’nun Ulubey ilçesindeki Küpkaya Kanyonu’na ulaşımı sağlayan yürüyüş yolu tamamlandı. Çalışmalar sırasında doğaya zarar vermemek için demir ve beton kullanılmadı. Yol sadece doğal taşlarla oluşturuldu. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, “Küpkaya Kanyonu, yaz aylarında dahi suyunun sıcaklığı 5 derece olan yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda bir doğa harikası. Macera tutkunlarının yanı sıra yerli ve yabancı turistlere ev sahipliği yapıyor. Olta ile balık da avlanabilen kanyon, sıcak havalarda serinlemek isteyenlere de olanak sağlıyor” diye konuştu.