Rapor: Türkiye'nin çoğu bölgesi şiddetli kuraklıkla karşı karşıya

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye'nin kuraklık haritalarında yağışların mevsim ortalamasının altında olduğuna dikkat çekilirken Türkiye'nin çoğu bölgesinin şiddetli kuraklıkla karşı karşıya kaldığı vurgulandı.

Gezegenin Geleceği: 16 Şubat 2021
 

Gezegenin Geleceği: 16 Şubat 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Son yıllarda ülkemizde bir yandan aşırı yağışlar bir yandan havaların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve beraberindeki kuraklık sorunu bilim insanlarını kaygılandırıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile NASA Ulusal Kuraklık Azaltma Merkezi, Yerçekimi Kurtarma ve İklim Deneyi İzleme (GRACE-FO) uydu ölçümleriyle, Türkiye'nin kuraklık haritalarında yağışların mevsim ortalamasının altında olduğuna dikkat çekilirken Türkiye'nin çoğu bölgesinin şiddetli kuraklıkla karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Sonbahar yağışlarının da geçtiğimiz yıl yok denecek kadar az olduğu ülkemizde birçok baraj ve göl suyu seviyeside kritik eşikte seyretti. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, küresel ısınma ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan iklim değişikliği ve herkesin üzerinde durduğu kuraklık sorunun hem ülkemizin hem de dünyanın en temel sorunu olduğunu söyledi. Bu konuyla ilgili birçok haber yapıldığını ve istatistik haritalar yayınlandığını belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "Bu haritalar bizlere şunu gösteriyor, geleceğin aslında bugünden çok daha iyi olmayacağını, özellikle su ihtiyacı noktasında sürekli bir azalışın eksiye doğru bir yönelişin karşımıza çıktığını görüyoruz" dedi. 

Milyonlarca arı tarım zehri nedeniyle öldü

Adana’nın Sarıçam ilçesine bağlı Ünlüce Mahallesi’nde bal üretimi için yetiştirilen milyonlarca arının bilinçsiz bir şekilde kullanılan tarım zehri nedeniyle can verdiği düşünülüyor. Uzun yıllardır arıcılık yapan Yurdal Hayatoğlu, 820 kovandaki arılarının yüzde 80’inin öldüğünü fark etti. Bunun üzerine aynı mahalledeki diğer arıcıları da arayan Hayatoğlu, onların arılarının da öldüğünü öğrendi. Mahallede çeşitli yerlerde bulunan 4 bin kovandaki milyonlarca arının ölmesi üzerine İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden gelen kontrol ekipleri, olayla ilgili araştırmanın yapılması amacıyla peteklerdeki baldan numune aldı. Arıcılar arılarının pestisitler nedeniyle zehirlendiğini düşünürken bir kişi bahçesinde Kanada merkezli bir firmaya ait tarlalardaki yabani otlar için kullanılan tarım zehrinin kutusunu buldu. Kutunun üzerine ise “Arılara zehirli. Balıklara zehirli. Su kaynaklarına bulaştırmayınız” yazısı yer alıyordu. Mahalleli söz konusu yazıyı yetkililere gönderdi ancak arıların kesin ölüm nedenine ilişkin bir açıklama henüz yapılmadı. Adana Arıcılar Birliği Başkan Yardımcısı Adem Demiralp ise arıların zehirler nedeniyle öldüğünü düşündüklerini belirtti. Konuyla ilgili paylaşım yapan Buğday Derneği’nden Turgay Özçelik ise “Tarım zehirleri Adana’da milyonlarca arının toplu ölümüne neden oldu! Zehrin üzerinde de “arılara, balıklara zehirli; su kaynağına karışmasın” yazıyor” dedi. Özçelik paylaşımında Tarım ve Orman Bakanlığı’nı etiketleyerek “Madem zehir, neden yasaklamıyorsunuz?” sorusunu yöneltti. change.org/zehirsizsofralar adresinde devam eden imza kampanyası sahibi Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, Kasım 2019’da başlattığı Zehirsiz Kampanya ile Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan şu taleplerde bulunuyor: ‘’Dünya Sağlık Örgütü tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlenen ve tarımda kullanılan 9 etken madde öncelikle ve acilen yasaklansın. Pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması, doğa dostu, zehirsiz yöntemlerle tarımsal üretim yapılması için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gerekli adımlar atılsın; doğa dostu tarım yöntemleri ve bu yöntemlerle tarım yapan küçük üreticiler desteklensin; üreticileri doğa dostu, zehirsiz yöntemler kullanmaya teşvik edecek politikalar uygulansın. Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimler artırılsın, elde edilen denetim sonuçlarıyla ilgili şeffaflık sağlansın.’’

Avustralya'da iyilik eylemleri

Independent’ten Natasha Preskey’ın haberine göre, Avustralyalılar rastgele iyilik eylemleri düzenleyen bir kitle hareketi kapsamında tanımadıkları kişiler için bitkiler bırakıyor. 10 bin kişilik Avustralya Bitki Bırak Facebook grubunun üyeleri, başkalarının bulması amacıyla farklı kamusal alanlara bitkiler bırakıyor. Üyeler bitkilerini grubun adını, QR kodunu veya #happyplantdrop etiketinin yer aldığı bir notla bırakıyor. Grubun üyeleri, kamusal alandaki banklardan ve parklardaki rastgele noktalardan bitkilerin fotoğraflarını paylaşıyor. 

Sandras Dağı'ndaki maden sahası genişletilmek isteniyor

Evrensel’in haberine göre, Sandras Dağı’ndaki maden arama sahasının genişletilmesi talebine tepkiler sürüyor. Maden şirketinin maden sahasını 1902 hektar daha genişletmek ve bunun için 11 ton patlayıcının kullanmak ve 33 bin kızılçam ağacını kesmek istiyor. CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay, konuyla ilgili “Sandras Dağı bölgenin temiz su deposu. Yüzyıllardır atalarımızın tarlalarını suladığı suların kaynağının kurutulmasına müsaade etmemiz mümkün değil. Ne olursa olsun Sandras Dağı’nı koruyacağız” dedi. Sandras Dağı'nda 12 tane arama ve işletme maden ruhsatı olduğunu ifade eden Erbay, Sandras’ın her geçen gün maden şirketlerine teslim edildiğini belirtti. Köyceğiz ilçesi Ağla Mahallesi Gökçeova Göleti üzerinde çalışma yapmakta olan bir maden şirketinin bu sahayı daha da genişletmek istediğini belirten Erbay, “Bu genişleme için toplamda 33 bin ağaç kesilecek, 11 ton patlayıcı kullanılacak. Bu çalışma, doğal yapıya ve ekosisteme büyük zarar verecek. Sandras Dağı acilen koruma bölgesi ilan edilmeli” dedi.