Nilüfer Çayı siyaha büründü

-
Aa
+
a
a
a

Nilüfer Çayı, kirli atıklar nedeniyle siyaha büründü.

Gezegenin Geleceği: 22 Haziran 2021
 

Gezegenin Geleceği: 22 Haziran 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Uludağ’dan başlayıp, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen yaklaşık 200 kilometrelik Nilüfer Çayı, kirli atıklar nedeniyle siyaha büründü. Bursa Ovası’nda tarım ve hayvancılık ise olumsuz etkilendi. Kirli su, son dönemde deniz salyasıyla gündeme gelen Marmara Denizi’nin de kirliliğinin artmasına neden oluyor. Sudaki siyahlık ve kirli atıkların çaya boşaltıldığı noktalar dronla havadan görüntülendi. DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “4 milyona yaklaşan nüfusumuzla, 20’den fazla sanayi bölgemizle biz bütün evsel ve sanayi atığımızı Nilüfer Çayı’na bırakıyoruz. Bunu hem evimizde hem de sanayimizde yapıyoruz. Çünkü biz lavabolardan döktüğümüz kızartma yağları, bulaşık yağları, deterjan gibi atıklarla kirletiyoruz. Zaten sanayi başlı başına bir kirlilik unsuru, sanayi demek kirlilik demek. O yüzden de Nilüfer Çayı kirli akıyor, su olmaktan çıkmış kimyasal atık halinde akıyor. Nilüfer Çayı içinde balığı, kurbağası, kaplumbağası, yılanıyla, su bitkileriyle bir yaşam döngüsüydü, ancak şu an burada yaşam ihtimali sıfır. Çünkü bu artık bir su değil, kimyasal atık”dedi. 

Berlin'de 'Güneş Yasası' kabul edildi

Berlin Eyalet Senatosu tarafından kabul edilen “Güneş Yasası” ile şehirdeki binaların çatılarında güneş enerjisi kurulumu yapılması zorunlu hale geldi. Berlin Senatosu tarafından yapılan açıklamaya göre 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek uygulama ile kullanılabilir alanı 50 metrekarenin üzerinde olan yeni binaların çatılarının güneşten elektrik üretimi için kullanılması zorunlu olacak. Mevcut binalarda da büyük çaplı yenilemeler yapılabilmesi için güneş enerjisi kurulumunun projeye dahil edilmesi gerekecek. Güneş Yasası’na göre yeni binalarda brüt alanın yüzde 30’luk bölümünün, mevcut binalarda ise net alanın yüzde 30’luk bölümünün asgari olarak güneş enerjisi kurulumları için kullanılması gerekecek. Yeşil Ekonomi’nin aktardığı yasaya göre Anıt Koruma Yasası ile korunan, kurulum yapılmasının teknik olarak imkansız olduğu, çatıların kuzeye dönük olduğu, dış yüzeylerinde fotovoltaik sistem kurulumlarının bulunduğu ve Bina Enerji Yasası kapsamında termal güneş enerjisi sistemleri kurulumu olan binalar zorunluluktan muaf tutulacak.

Antarktika'da toprak çalışması

ABD‘de Colorado Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından yapılan çalışmada, dünya yüzeyinde ilk kez hiç yaşam barındırmayan topraklar tespit edildi. Antarktika‘da yapılan çalışmada, kıtanın iç kısmında dağlardaki bir bölgede toplanan toprak örneklerinde herhangi bir canlı DNA’sının tespit edilmediği ve bunun dünyada ilk kez görüldüğü bildirildi. ABD Ulusal Bilim Vakfı tarafından finanse edilen çalışmada toprak örnekleri Ocak 2018’de Transantarktik dağlarının uzak bir bölümüne yapılan bir keşif gezisi sırasında toplandı. NTV’nin haberine göre araştırmacılar, Transantarktik dağlarının en ücra köşelerinde bile canlı örneğinin olmaması durumunu düşünmeden çalışma yürüttüklerini belirtti. Toplanan örneklerde herhangi bir canlı belirtisine rastlanmadı. Soğuk bölgelerden alınan örneklerin tamamında çok sayıda DNA tespit ettiklerini belirten araştırmacılar, daha yüksek rakımlardan alınan örneklerin yüzde 20’sinde herhangi bir canlılık belirtisine rastlanmadığını aktardı. 

Son 16 yılda dünya iki katı miktarda ısındı

NASA ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer Yönetiminin ortak hazırladıkları araştırmaya göre, dünya hesap edilen seviyenin üzerinde ısındı. 2005 yılından beri geçen 16 yılda gezegen iki katı miktarda ısınırken, araştırmaya göre bu ısınma okyanuslara, toprağa ve atmosfere de yansıyor. Uydu verileri kullanılarak yapılan araştırmada, dünyanın aldığı ve yaydığı ısı miktarları karşılaştırıldı. 2005'teki ölçümden beri bu oranın alınan ısı miktarındaki artış nedeniyle yükseldiği belirtilirken, ısı alım ve yayım arasındaki dengesizliğin küresel ısınmanın ilk adımı olduğu belirtildi. Araştırmada dünyadaki enerji artışının miktarının "saniyede 4 Hiroshima" büyüklüğünde olduğu ifade ediliyor. Üstelik ısınmanın yüzde doksanının okyanuslar tarafından emilmesi de küresel ısınmanın yaratacağı sorunları arttıracağı söyleniyor. Bu yükseklikte ısınmanın çeşitli nedenlerine yer verilen araştırmada, gezegendeki kontrolü mümkün olmayan iklimsel değişikliklerin yanında insan ürünü ortaya çıkan sonuçlara da yer veriliyor. Özellikle buzulların eriyişi ve bulut kümelerinin azalması, alınan ısının yayılamamasında en önemli sorunlar arasında gösteriliyor. 

Müsilaj yengeçleri öldürdü

İzmit Körfezi’nin dibinde görüntülenen deniz salyası, yengeçleri öldürdü. Çürümeye başlayan deniz salyası, Körfez'de canlı hayatını tehdit etmeye devam ediyor. İHA'da yer alan habere göre, Marmara Denizi'ni etkisi altına alan deniz salyası, denizin dibinde görüntülendi. Gölcük ilçesinde bulunan Halıdere’de dalış yapan Levent Şişman, müsilajın suyun altında beyazlaşarak, alt tabakada çürümeye başladığını fark etti. İlk kez deniz salyasının siyahlaşmış halini gördüğünü söyleyen Şişman, "Bu bizim ilk kez gördüğümüz bir görüntü. Suyun altında beyazlaşıp, alt tabakada da siyahlaşmış yani çürümeye başlamış. Müsilaj ocak ayında ortaya çıktı. Bunlar aslında kademe kademe ilerliyor. Birinci kademede suyun altında bir kar bulutu gibi başlamıştı, daha sonra şubat ve mart aylarında tabaka sakız şeklinde bir kıvamda oldu. Daha sonra bu yoğunlaştı ve denizin üstüne çıkmaya başladı" dedi. Müsilajla ocak ayından bu yana mücadele edildiğine değinen Şişman, "Bu daha önceki yıllarda da oluyordu. Bu yoğunlukta değildi, ilk defa bu yoğunlukta oldu. Şimdi yengeç ölümleri ve çürüme var. ‘Metan gazı üretmeye de başlayabilir’ dedi.