Lübnan'da gıda güvenliği tehdit altında

-
Aa
+
a
a
a

Lübnan'da gıda güvenliğinde ciddi bir gerilemenin olduğuna dair açıklama yapıldı.

Gezegenin Geleceği: 18 Kasım 2021
 

Gezegenin Geleceği: 18 Kasım 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Lübnan Gıda İthalatçıları Sendikası, vatandaşların gıda güvenliğinde ciddi bir çöküş olduğu konusunda uyararak, yoksul ailelere verilmesi planlanan “yardım karnesinin” ivedilikle çıkarılmasını talep etti. Lübnan resmi ajansı NNA’nın yer verdiği sendika açıklamasında, başta yerel para biriminin dolar karşısındaki değer kaybı olmak üzere çeşitli etkenlerin sonucu olarak gıda güvenliğindeki çöküşe işaret edildi. Lübnanlıların gıda güvenliğinde ciddi bir gerilemenin olduğu konusunda uyarıda bulunulan açıklamada, piyasalardaki durgunluğun devam etmesi ve krizin artması durumunda vatandaşların çoğunun gıda ihtiyaçlarını karşılayamayacağına dikkat çekildi.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ve akademisyenler, fosil yakıtların çevreyi nasıl kirlettiğini uydu verileriyle ortaya çıkaran bir yazılım geliştirdi. 2018 yılından bugüne günlük veya aylık toplanan verilerde; İstanbul, Ankara ve İzmir’in Türkiye’nin en kirli kentleri olduğu tespit edildi. Bu illeri sanayi ve nüfusun yoğun olduğu Bursa ile Kocaeli, Karadeniz’de Zonguldak ile Samsun, güneyde ise Mersin, Adana ve Gaziantep takip etti. Kutoğlu, “Özellikle pandemi nedeniyle kapanmanın olduğu, ulaşımın yasaklandığı dönemlerde kirlilik son derece azalmış. Ama açılmayla birlikte ulaşımın artmasıyla yeniden kirlilik miktarının arttığını gördük” dedi. Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Doç. Dr. Ali İhsan Şekertekin ve yüksek lisans öğrencisi Fatemeh Ghasempour ile birlikte, uydu verilerini kullanarak fosil yakıtların yarattığı çevre kirliliğinin tespitini sağlayan bir yazılım geliştirdi. Yazılım kapsamında NO2 yani azotdioksit fosil yakıtların, yani gaz, kömür ve yağların yanması sonucunda ortaya çıkan hava kirleticilerin Türkiye genelinde hangi illerde ne kadar kirliliğe neden olduğu ortaya çıkartıldı. Uyduya dayalı verilerde, Türkiye’nin en kirli illeri, nüfusun da en yoğun olduğu iller arasında olan İstanbul, Ankara ve İzmir oldu. Bu illeri Bursa, Kocaeli gibi sanayi ve ulaşımın yoğun olduğu iller takip etti. Karadeniz’de ise Zonguldak ve Samsun’da hava kirliliklerinin Türkiye ortalamasını aştığı görüldü. Profesör Kutoğlu, “Son dönemde iklim değişikliği nedeniyle hava kirliliği son derece önemli. Hatta ekonomik tedbirler de alınmaya başlandı. Yeşil mutabakat diye bir ekonomik sözleşme söz konusu. Paris Sözleşmesi de onaylandı. Bu kirliliğin takip edilmesi, iklim değişikliğini azaltabilmek için bu kirleticilerin azaltılması gerekiyor. Dolayısıyla bunun azalıp azalmadığını anlayabilmek için de takip edilmesi gerekiyor” dedi. Burada hemen belirtelim Türkiye’de en tehlikeli hava kirletici olan ve kana karışabilen PM 2,5 Avrupa’nın aksine yaygın olarak ölçülmüyor.

Ömerli Emirli 2. Kademe İçme Suyu Arıtma Tesisi’nin açılış töreninde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, “Sadece çevre katliamı değil, İstanbul gibi bir kentin heba edilmesi anlamına gelmekte. Bu tarihi sorumlulukla bizler, Kanal İstanbul’un İstanbul’a yaptırılmayacağını, yapılmayacağını vatandaşımıza, halkımızla beraber taahhüt ediyoruz” ifadelerini kullandı.  ANKA‘da yer alan habere göre Ekrem İmamoğlu, siyasi iradenin talimatıyla Kanal İstanbul’u eleştirenlerin bazı mevki sahibi kişiler tarafından seviyesiz ve fütursuzca eleştirildiklerini kaydetti ve şunları söyledi: “Pişirip pişirip önümüze koydukları, önündeki metni okuma konusundaki kararlılığın dışında hiçbir kararlılığı olmayan bazı mevki sahibi arkadaşların, bunun adı ne olursa olsun, çıkıp Kanal İstanbul’la ilgili ahkam kesip, Kanal İstanbul’la ilgili yapılmaması hususunda ortaya çıkan bilimsel veriler üzerinden, bazen benim tarafımdan, bazen siyasi partilerin değerli yöneticileri ve hatta genel başkanları tarafından ortaya konulan kararlılığı seviyesiz ve fütursuzca eleştirdiklerini görüyorum. Hiçbir bilimsel, hiçbir teknik kabiliyet ve kapasitesiyle bunu yaptığını düşünmüyorum. Siyasi iradenin talimatıyla yaptığını düşünüyorum. Diğer kapasitelerine dair şahitliğim var. O bakımdan, Genel Başkan’ımızla veya diğer siyasi temsilcilerinin söyledikleriyle ilgili yorum yaparken dikkatli kelimeler ve cümleler seçmesi gerektiğini de buradan belirtmek istiyorum.” dedi. Bakanlık da dahil olmak üzere, Kanal İstanbul ile ilgili yapılan toplantılara hiçbir resmi kurum ve kuruluştan katılımcı gelmediğini kaydeden İmamoğlu, kendilerinin de bakanlığın, kurum ya da kuruluşların bilimsel veya teknik bir çalışmasına davet edilmediklerini ifade etti. İBB Başkanı, “Dünyanın fosil yakıtla, mazotla, benzinle çalışan arabaları reddetmeye başladığı bir dönemde, çevre odaklı politikalar üretme kurgulamasına yöneldiği bir dönemde, bu tür çevre katliamlarının karşısında durmaya devam edeceğiz. Bu tehditlerden sonra biz işimize bakıyoruz. İSKİ hem bu tür atık su arıtma tesislerini yapacak hem bugün açılışını yaptığımız Ömerli Emirli 2. Kademe İçme Suyu Arıtma Tesisi’ni yapacak. Şehrin atık su altyapısının sele dayanıklı hale gelmesini, tarihi alanlardaki yenilemeleri ve aynı zamanda yeni başlattığımız özellikle su toplama havzaları olan vadilerimizde, yaşam vadileri üretme konusunda kurumumuzun birimleriyle iş birliği yaparak, çok değerli bir 2022 dönemini, 2023’ü İstanbul’a hazırladığını biliyorum. Milyonlarca metrekarelik yeşil alanı, iş birliği yaparak İstanbul’a da hediye etmenin sorumluluğunu taşıyacağını biliyorum.” dedi.