Kuzey Ormanları'nı tehdit ve tahrip eden insan faaliyetleri raporlanacak

-
Aa
+
a
a
a

Kuzey Ormanları Araştırma Derneği, “İzleme Raporu Çalışması”nı yürütmeye başlattı.

Fotoğraf: Kuzey Ormanları Araştırma Derneği
Gezegenin Geleceği: 26 Ekim 2020
 

Gezegenin Geleceği: 26 Ekim 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Kuzey Ormanları Araştırma Derneği, hedefleri doğrultusunda, Kuzey Ormanları coğrafyasında, flora ve faunasında, yaban hayatında, içinde ve çevresinde yer alan insan yerleşmelerinde, ekosistemi tehdit ve tahrip eden insan faaliyetlerini izleyerek ve raporlayarak Kuzey Ormanları’nı günlük olarak izleme çalışmasını gerçekleştirmek amacıyla bir “İzleme Raporu Çalışması” yürütmeye başlattı. Rapor, 3 aylık periyotlarla kamuoyuyla paylaşılacak. 2020 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında yapılan toplam izleme sayısı 196 adet. Araştırma konularına göre Temmuz – Ağustos - Eylül aylarında gerçekleşen orman yangınlarına dair yapılan izleme 47 adet olup, üç aylık izleme süresince en çok rastlanan haber orman yangını haberleri oldu. Orman yangınları konusuna dair yapılan izlemede; Temmuz ayında 11 adet, Ağustos ayında 23 adet, Eylül ayında ise 13 adet izlemeye rastlandı. Bu ay içerisinde bu konunun yoğunluğunun artmasının en önemli nedeni iklim koşullarının orman yangınları için elverişli olması ve şiddetli rüzgarlar, iklim krizi ile Kuzey Ormanları’nda yaşanan yoğun tahribin birleşmesi. İkinci yoğun izleme konusu, toplamda 29 haber ile maden ocakları oldu. 25 haber ile Kanal İstanbul projesi izlendi, Marmara bölgesinin son kalan tarım, orman ve su kaynaklarını ranta ve yağmaya açmayı hedefleyen bu mega proje en önemli doğa-kırım tehditlerinden biri olmaya devam etmekte. Üç aylık izleme faaliyetinde tabiat alanlarının işlevlerinin değiştirilerek arsaya dönüştürülme çabaları ve İBB’nin, meslek odaları ve 250 bileşenli Ya Kanal Ya İstanbul Platformu ve yurttaşların bu projeye karşı çabalarının devam ettiği gözlendi. Bunların yanı sıra Kuzey Ormanları’nın yaban hayatına yönelik ve sanayinin yarattığı tahrip haberleri dördüncü ve beşinci sırada yer aldı. Tüm bu tahrip haberlerinin yanı sıra orman yangınlarının, kahramanca çalışan orman ve itfaiye ekiplerimiz tarafından söndürüldüğü, maden ocakları, sanayi ve tüm tahrip projelerine karşı Kuzey Ormanları köylülerinin ve doğa savunucuların harekete geçtiği, OGM ve DKMP ekiplerinin yaban hayatına dönük çalışmalarında, yaralanan yaban hayvanlarını tedavi ederek yaban hayatını savunmaya çalıştığı izlendi.  

Nükleer santralin kirli suyu denize salınacak

Greenpeace’in yaptığı bir araştırmaya göre, Fukuşima-Daiichi nükleer santralinden denize salınacağı bildirilen kirli su, insan DNA’sına zarar verme potansiyeline sahip radyoaktif bir madde içeriyor. Çevre örgütü, tesiste binden fazla tankta depolanan 1.23 milyon ton suyun, geniş çapta rapor edilmiş trityum miktarlarına ek olarak, radyoaktif izotop Karbon-14’ün ‘tehlikeli’ seviyelerini içerdiğini iddia ediyor. Greenpeace’in yayınladığı raporda, Karbon-14’ün ‘5 bin 370 yıllık bir yarılanma ömrü olduğu’ ve ‘tüm canlı maddelere bulaşabileceği’ belirtiliyor ve canlılara olan zararı şöyle anlatılıyor: ”Trityumdan binlerce kat daha yüksek seviyede, balıklara bulaşabiliyor ve zarar veriyor. Karbon-14, ‘kollektif radyasyon dozuna’ büyük bir katkıda bulunduğu için özellikle önemli ve insan DNA’sına zarar verme potansiyeline sahip. ”

Taş kömürünün yarıdan fazlası termik santrallara

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Ağustos ayında taşkömürü teslimatının %55.7’si termik santrallara, %14.7’si kok tesislerine, %10.8’i demir-çelik haricindeki sanayiye yapılırken, linyit teslimatının %84.1’i termik santrallara ve %9.5’i demir-çelik haricindeki sanayiye yapıldı. Linyit satılabilir üretimi yıllık bazda %20.1, Ocak-Ağustos döneminde de yıllık bazda %22.9 azaldı. Taşkömürü satılabilir üretimi yıllık bazda %3.6 ve Ocak-Ağustos döneminde yıllık bazda %18.7 azaldı. Bu sanki çökmekte olan bir endüstriye işaret ediyor…nitekim, rüzgar ve güneş enerjisi dünyanın birçok bölgesinde yeni elektrik üretiminin en ucuz şekli haline geldi. Beş yıl içerisinde var olan kömür ve doğalgaz kullanan elektrik üretim tesislerinin işletilmesi yeni güneş ve rüzgar enerjisi tarlaları kurmaktan daha pahalı hale gelecek. Uluslararası Enerji Ajansı yayımladığı raporunda, güneş enerjisinin en ucuz elektrik üretim kaynağı unvanını kömürden aldığını söylemişti. 

Dikili'de halkın zaferi

İzmir‘in Dikili ilçesine bağlı  Çukuralan köyü yakınlarındaki altın madeninin üçüncü kez kapasite artırımı ile ilgili geçen Haziran’da yapılan ÇED davası keşfinin bilirkişi raporu, çevre savunucuları lehine sonuçlandı. Raporda dokuz bilirkişiden yedisi çevre savunucuları lehine görüş bildirdi. EGEÇEP’ten çevre avukatı Arif Ali Cangı, raporda aleyhte görüş veren iki bilirkişinin görüşüne itiraz etti. Cangı’nın itiraz metninde şu ifadeler yer alıyor: ‘’Koronavirüsün, mutasyon geçirerek yaban hayatından insana bulaştığı bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Bu da bize şunu gösteriyor; dünyada insan yaşamının sürdürülebilmesi, insanın da doğanın bir parçası olduğunu kabul edip, onunla uyumlu bir yaşam kurmasına bağlı. Şimdiye kadar uygulanan doğal varlıkların bir metaya dönüştürülmesi, doğaya hükmetme politika uygulamalarının dünyayı getirdiği noktayı, yaşadığımız süreç çok çarpıcı şekilde bize gösterdi’’ dedi.