İtalyan Alpleri'nde görülen pembe kar aşırı erime endişesi doğurdu

-
Aa
+
a
a
a

İtalya Ulusal Araştırma Konseyi‘nde görev yapan bilim insanlarından Biagio Di Mauro, Presena Buzulları‘nda görülen pembe karın, Grönland‘da gözlemlenenle benzer özellikler taşıdığını söyledi.

Gezegenin Geleceği: 9 Temmuz 2020
 

Gezegenin Geleceği: 9 Temmuz 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

İtalyan Alpleri’nde yeni yeni görülen pembe kar, aşırı erime endişeleri doğurdu. İtalya Ulusal Araştırma Konseyi‘nde görev yapan bilim insanlarından Biagio Di Mauro, Presena Buzulları‘nda görülen pembe karın, Grönland‘da gözlemlenenle benzer özellikler taşıdığını söyledi. NTV‘nin aktardığına göre, daha önce Grönland gibi kar örtüsünün uzun süre yerde kaldığı bölgelerdeki sonuçlar nedeniyle küresel ısınma tartışmaları çoğalmıştı. Karlardaki bu pembeliğin nedeni ise algler. Ağırlıklı olarak yeşil renginde olsa da alg pembe dahil birçok farklı renkte ortaya çıkabiliyor... Karın beyaz renginin değişmesi, erimeyi hızlandırıyor. Normal şartlar altında kar güneş ışığının yüzde 80’ini yansıtıyor. Güneş ışığını beyaza göre daha fazla tutan pembe rengi ise karın emdiği ışınların miktarını artıyor. Bu da buz tabakasının daha çabuk ısınmasına ve erimesine neden oluyor. Bu nedenle Italyan Alpleri’nde 2 bin 600 rakımlı bölgede erimeler daha önce hiç olmadığı kadar artmış durumda.

"Kadın ve İklim Projesi"

Türetim Ekonomisi Derneği, Hrant Dink Vakfı Hibe Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından desteklenen, Kazdağı Koruma Derneği ile ortak olarak başlattığı “Kadın ve İklim Projesi/KAD.İM”; kadın emeğine dayalı toplulukların iklim ve biyolojik çeşitlilik kriziyle nasıl mücadele ettiğini tüm dünyayla paylaşmak; bu grupları bir araya getirerek mücadeleyi ortaklaştırmak ve zorlukları dayanışmayla aşmanın önünü açmak; bu grupların ekonomik faaliyetlerinin desteklenmesini sağlamak; çekilecek belgesel film ile mücadeleyi görünür kılmak; yayınlanacak akademik-bilimsel nitelikli makale ile çağdaş tartışmalara ve alanda yürütülecek çalışmalara kaynak oluşturmayı hedeflemekte. Türkiye’de farklı coğrafyalarda iklim ve biyoçeşitlilik kriziyle mücadele eden, farklı alanlarda üretim yapan kadın topluluklarının görünürlüğünü sağlamak temelinde kurgulanan proje; kadınları toplumsal ve ekonomik hayata dahil etmek, iklim ve biyoçeşitlilik krizi ile mücadeleye onarıcı faaliyetleri ile katkı sunacak kadın örgütlenmelerini güçlendirmek ve ekolojik mücadele ve savunuculuk paralelinde toplumsal cinsiyet eşitliğini gündeme getirmeyi amaçlıyor. Ekoloji ve ekonominin birbirini desteklediği, aynı yönde ilerlediği kadın örgütlenmelerinin oluşturacağı örnekler ile, kadın topluluklarının bir araya gelişlerini ve dayanışmalarını desteklerken, bir yandan da mevcut krizlere ışık tutarak kamusal çözümler aranmasını yolunu açacak, toplulukların farkındalığını arttırarak ekolojik ve sosyal dönüşümü mümkün kılacak şekilde güçlendirecek. Farklı alanlardan üreten kadın topluluklarının hikayelerini paylaşarak aktarılacak, sosyal, ekonomik ve ekolojik dönüşümü destekleyecek projeye ilişkin gelişmeleri sosyal medya hesapları üzerinden kadinveiklim yazarak takip edebilirsiniz. 

Salda Gölü'nde keşif incelemesi

Yeşil Gazete’den Elif Ünal’ın aktardığına göre, Burdur’un Yeşilova ilçesinde yer alan Salda Gölü kenarında yapılmak istenilen Millet Bahçesi projesine karşı açılan davada mahkemenin talebi üzerine keşif incelemesi yapıldı. Yedi bilirkişi, hakim, kaymakam, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlileri ile davalı ve davacı tarafın avukatlarının katıldığı keşifte, bölgede süre gelen çalışmalar ve alanın yapısı hakkında incelemeler yapıldı. Yeşilovalılar da ellerinde pankartlarla keşif sürecini izledi. Milletvekili Mehmet Göker tarafından başlatılan imza kampanyasında Salda Gölü’nün millet bahçesi olmamasını isteyen 251 bin kişi change.org/saldayadokunma adresinde imza atmıştı.

Yaban hayatı koruma sahasına kurşun ve çinko ocağı

İzmir’in Bayındır ilçesinde ve Kızıloba ve Ovacık Mahallerinde Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası’na yıllık 150.000 ton kapasiteli kurşun ve çinko ocağı için ÇED nihai onayı verildi. Ocağın açılacağı 810 hektarlık alanda,  22.08.2012’de onaylanan planlara göre özellikle karaca türünün çoğalması hedefleniyordu. Tehlikeli ağır metallerin hayvanlar ve bölgedeki yaşam için risk oluşturacağı belirtiliyor.  Egeligazete’nin aktardığına göre, maden ocağının kurulacağı bölge ayrıca tarım, orman ve zeytin alanlarının  içinde bulunuyor. Söz konusu kurşun ve çinko ocağı için hazırlanan dosyada, alanda 12 ay boyunca çalışma yürütüleceği, ayda 25 gün ve her gün de 16 saat çalışılacağı belirtiliyor.  Ayrıca dinamit gibi patlayıcıların da kullanılacağı ifade ediliyor. Kızıloba Muhtarı Mehmet Gelir şunları söyledi: “Burada yaşayanların yüzde 99’u tarım faaliyetleri ile geçiniyor. Çok kaliteli kiraz ve üzüm yetiştiriyoruz. Yıllık 1000 tona yakın kiraz ihracatı yapıyoruz. Verimli tarım arazilerimizin büyük zarar göreceğini düşünüyoruz. Ocak faaliyete geçince patlamalar olacak. Ayrıca sondaj faaliyetleri yürütülecek. Doğal kaynak sularımız zarar görecek. Bu yüzden burada yaşayanlar bu tesise karşı. Topladığımız imzaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göndereceğiz” dedi.

Gelibolu'ndaki yangın kontrol altında

Gelibolu’da Ilgardere ile Eceabat ilçesi’nin Yalova köyleri arasındaki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangın 19 saat sonra kontrol altına alındı. Çıkan yangında yaklaşık 450 hektar alan kül oldu. Tarım ve Orman Bakanı “Yangınla mücadelenin ilk unsuru erkenden müdahale edebilmektir. Biz 750 kule, insansız kule, insansız hava araçlarıyla ormanları gözetliyoruz. Vatandaşımızın herhangi bir yerde gördüğü yangınları bize iletmesi son derece önemli” dedi.