İklim değişikliği sebebiyle çocuk sahibi olmak istemeyenlerin sayısı artıyor

-
Aa
+
a
a
a

İklim değişikliği konusundaki korkular nedeniyle çocuk sahibi olmama hareketinin büyüdüğü belirtildi.

 Gezegenin Geleceği: 25 Ağustos 2021
 

Gezegenin Geleceği: 25 Ağustos 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Morgan Stanley’deki analistler, geçen ay hazırladıkları bir notta, iklim değişikliği konusundaki korkular nedeniyle çocuk sahibi olmama hareketinin büyüdüğünü ve doğurganlık oranlarını önceki herhangi bir azalım eğiliminden daha hızlı etkilediğini belirttiler. Bazı insanlar küresel ısınmayı artıracağından korktuğu için çocuk sahibi olmamayı tercih ediyorlar, bazıları da çocuklarının katlanmak zorunda kalabileceği aşırı hava olaylarından ve bunların zincirleme etkilerden endişe duyuyor. Geçtiğimiz haftalarda, dünyanın önde gelen iklim bilimcileri, derinleşen iklim acil durumu hakkında şimdiye kadarki en sert uyarılarından birini yaparken, Birleşmiş Milletler “insanlık için kırmızı kod” uyarısında bulundu. IPCC raporunda, küresel sıcaklıkların önümüzdeki yirmi yılda 1,5 derece artacağı ve Paris Anlaşması’nın kilit hedefinin aşılacağı söylendi. Bilim insanlarının gezegenin geleceğine yönelik giderek daha fazla karamsarlaşan bakışı, daha fazla insanı çocuk sahibi olmaktan alıkoyuyor. Morgan Stanley’deki analistler, yatırımcılara geçen ay hazırladığı bir notta, “iklim değişikliği konusundaki korkular nedeniyle çocuk sahibi olmama hareketinin büyüdüğünü ve doğurganlık oranlarını önceki herhangi bir azalım eğilimden daha hızlı etkilediğini” ifade ettiler. Argümanlarını desteklemek için anketlere, akademik araştırmalara ve iklim değişikliğinin doğurganlık oranlarındaki düşüşü doğrudan ve dolaylı olarak hızlandırdığını gösteren verilere işaret ettiler. 

Güney Pasifik ülkesi Tuvalı haritadan silinebilir

Indyturk’teki  Lucy Thackray’in haberine göre, Yeni bir iklim raporu Güney Pasifik ülkesi Tuvalu’nun, birkaç yüz yıl içinde haritadan silinebileceğini gösteriyor. Küresel ısınmanın etkilerine ve geleceğine ilişkin inceleme, ekimde Glasgow'da düzenlenecek COP26 konferansı (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı) öncesi, Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından yayımlandı. Avustralya'nın halihazırda 1,4 santigrat derece ısındığını gösteren rapor, küresel sıcaklıkların 2040'a kadar 1,8 santigrat derece ve yüzyılın sonuna kadar da 3,5 santigrat derece artabileceğini öngörüyor. Panel, deniz seviyeleri bakımından ısınan sular ve eriyen buzullar nedeniyle 1901 - 2018 arasında 20 santimetrelik bir artış yaşandığını bildirirken, 2050'ye kadar 15 -25 santimetrelik bir yükselme daha gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

Yangınlar semenderlerin yaşam alanlarını tehdit ediyor

Akdeniz Koruma Derneği, Ege Üniversitesi ile birlikte Marmaris semenderine dair bir araştırma yaptı. Çalışmanın 2020 yılında yayımlanan ve türün iklim değişikliğinin artan etkileri temel alınarak yapılan modellemeye göre, Marmaris semenderinin yaşam alanının 2050’de %9 ve 2070’de %62 oranında daralabileceği tespit edildi. Ancak geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve Muğla’da 65 bin hektar ormanın yanmasına neden olan yangınlarla türün yaşam alanlarının yaklaşık olarak %25’i yok oldu. Dünya’daki yedi Likya semenderi türünden biri olan Marmaris semenderi, bu felaketten tek etkilenen semender türü de olmadı. Muğla, Antalya ve Yunanistan’ın bazı adalarında yaşayan ve endemik olan Likya semenderlerinin tümü için Türkiye ve Yunanistan’da gerçekleşen yangınlar, bu türler için yok olma riskinin artmasına neden oldu. Akdeniz Koruma Derneği’nden Biyolog Dilara Arslan, 2018 yılından bu yana Marmaris ve çevresinde Marmaris semenderinin yaşam alanlarının, türün popülasyon durumunun ve türe yönelik tehditlerin belirlenmesi için çalıştıklarını hatırlatırken, “Orman yangınları, orman alanlarına çöp bırakma ve yapılaşma Marmaris semenderinin neslinin devamına yönelik tehditlerin başında yer alıyor. Bu tehditlere karşı Marmaris semenderinin yerinde korunması için Marmaris Milli Park Müdürlüğü, Marmaris Belediyesi başta olmak üzere çok sayıda kurum ve gönüllümüzle çalıştık. Tüm bu çabalara, Marmaris semenderi için tehdit olduğunu tespit ettiğimiz orman yangınlarının söndürülmesi çalışmalarına katılmak da eklendi. Semenderlerin bu yangının etkilerini en az zararla atlatması için ormanın doğal döngüsü dahilinde kendini yenilemesi gerekmekte. Orman yangınlarının gerçekleştiği alanlardaki toprağın besin içeren tabakası, semenderler için bu kışı geçirebilecekleri nemli örtüyü sağlarken bir yandan da orman ve maki habitatlarını temsil eden bitki türlerinin tohumlarının çimlenmesini sağlayacak. Bu alanlarda oluşma ihtimali bulunan orman açıklıklarının, ağaç türlerini barındırmasa bile ormanın diğer canlılarına ev sahipliği yapacağı da unutulmamalı. Yangın sonrasında yapılması gereken çok fazla çalışma bulunmakla birlikte ekosistemin bütüncül olarak izlenmesi ve bilimsel veriler ışığında gerekli müdahalelerin yapılması önem taşımakta. Bu nedenle, Marmaris ve yakın çevresindeki yanan ormanların rehabilitasyon planlamalarına katkı sunmak amacıyla Marmaris semenderinin yangınlardan nasıl etkilendiğini tespit etme çalışmalarımıza başladık” dedi.

Beyşehir Gölü‘nde de suyun rengi yeşile büründü

Yeşil Gazete’deki habere göre, su kaynaklarının hızla azalması ve kirlenmesiyle birlikte sıcaklıklardaki aşırı artışlar, göllerin dibinde biriken mavi- yeşil algler yüzeye çıkıyor. Türkiye’nin en büyük üçüncü, tatlı su açısından ise en büyüğü olan Beyşehir Gölü‘nde de suyun rengi yeşile büründü. Göldeki alg patlamasını görüntüleyen bölgeden vatandaşlar, göl yüzeyini yeşil bir tabakanın kapladığı, su azaldıkça renginin de yemyeşil olduğunu söylediler. Gölde çok ağır bir koku yayıldığını belirten köylüler, alglerin kıyıya vurduğunu dile getirdi. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Isparta ve Konya sınırlarındaki Beyşehir Gölü’nün Mada Adası ve Gölyaka kısmında su renginin tamamen yeşile boyandığının görüldüğünü belirtti.