Hazar’da ulaşım rotası kullanılamıyor

-
Aa
+
a
a
a

Dünyanın en büyük kapalı denizi olan Hazar’da ulaşım rotası suların çekilmesi nedeniyle artık kullanılamıyor.

Gezegenin Geleceği: 26 Aralık 2023
 

Gezegenin Geleceği: 26 Aralık 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Dünyanın en büyük kapalı denizi olan Hazar’da ulaşım rotası, suların çekilmesi nedeniyle artık kullanılamıyor. AFP’ye konuşan 36 yaşındaki denizci, “Denizdeki ciddi siltasyon yani deniz tabanındaki tortu birikimi nedeniyle bir yıldır bu rota iptal durumda,” diyor. Türkmenistan’ın yanı sıra Rusya, Kazakistan, Azerbaycan ve İran da bu denize komşu. Avrupa ile Asya’yı ayıran 371 bin kilometrekarelik Hazar, Almanya’dan daha büyük fakat Almanya’dan önemli bir farkı var; her geçen yıl yüzölçümü azalıyor. Bunun nedenleri hakkında çok az araştırma yapılmış. Bu yüzden bilim insanlarının farklı teorileri var. Fakat nedeni ne olursa olsun, iklim değişikliğinin bunu daha da kötüleştirdiği konusunda hemfikirler. Hazar kentinin uydu görüntüleri, denizin 800 metre çekildiğini gösteriyor. Denizdeki bir ada da bu yüzden karayla birleşmiş durumda. Karaya oturmuş gemiler var. Kızılsu’da, evi denizden gelen sulara karşı kumdan yükseltilerle korunan 40 yaşındaki Ayça, “Eski limanın derinliği yetersiz hale geldiği için yeni bir liman inşa ediliyor,” diyor. Öte yandan iklim değişikliğine de dikkat çekiyor, “Fakat bu değişimde iklimsel nedenler de var. Deniz seviyesi nehirlerin akışına bağlı ve nehirlerin debisi azalıyor. Yağış miktarı da azalırken buharlaşma hızı artıyor.” Orta Asya, iklim değişikliğinden büyük ölçüde etkileniyor. Bu bölge, 20. yüzyılın en büyük çevresel felaketlerinden biri olan Aral Denizi’nin yok olmasının etkilerini de hala hissediyor.

Bir günde yedi ÇED süreci daha başlatıldı

Doğaya müdahalelerimiz bitmiyor. Muğla'da, bir günde yedi Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci daha başlatıldı. Altı ilçede başlatılan projeler için ise yine ormanlık ve sit alanları, tarım arazileri ile önemli doğa alanları seçildi. Seydikemer ilçesinin Korubükü Mahallesi'nde, ‘kum-çakıl yıkama, eleme tesisi’ yapılması amacıyla ÇED süreci başlatıldı. Tesisin kurulacağı iki hektarlık alan için Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından 01 Eylül 2021 - 01 Eylül 2026 yılları arasında geçerli işletme ruhsatı da verildi. Yine valilik tarafından tesis için, 8 Mart 2022 tarihinde ÇED gerekli değil kararı verildi. Yıllık 395 bin ton kapasiteyle çalışacak olan tesis alanı, Aydın – Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'na göre ‘Plaj-Kumsal’ olarak planlandı. Tesisin 300 metre uzaklığında da konutlar bulunuyor. Menteşe ilçesinin Çırpı Mahallesi'nde Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu'na bağlı Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi tarafından 24,51 hektarlık alanda, boksit madeni ocağı açılması için ÇED süreci başlatıldı. Alan için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, 12 Nisan 2023 tarihinde ‘IV. Grup İşletme Ruhsatı’ verilirken, ocaktan yıllık 40 bin ton maden çıkarılması planlanıyor. Maden sahası Aydın – Muğla - Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı'na göre ‘Orman Alanı’ ve ‘Tarım Arazisi’ olarak işaretlenmiş durumda. Sahanın 16,01 hektarlık kısmı, tapulu parsellerden oluşurken, 8,5 hektarlık kısım ise hazine arazisi olarak görünüyor.

Muğla’nın kanayan yarası Yatağan Termik Santrali

BirGün’den Aycan Karadağ’ın haberine göre, Muğla’nın kanayan yarası Yatağan Termik Santrali’ne kömür sağlayan maden ocakları yüzünden doğa talanı her yıl artarak devam ediyor. Bölgede yaşayan yurttaşların mücadelesi sürerken, şirket ise hukuk dinlemiyor. Şirket, Turgut mahallesinde 8,3 hektarlık alanda yeraltı işletmeciliği kömür ocağı projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Bakanlık projeyi incelemek için ÇED süreci başlattı. Proje kapsamında şirket, yıllık bir milyon ton kömür üretimi ve işletme yapmak istiyor. Proje sit ve tarım arazileri üzerinde yer alıyor. Proje alanına en yakın konut ise sadece 460 metre mesafede bulunuyor. Yatağan Yeşil Yaşam Derneği Başkanı Kazım Erol, “Şirket ÇED süreci olmadan kömür çıkartıyordu. Biz bunları defalarca şikayet ettik, şirketin ruhsatlarına karşı dava açtık, ruhsatları iptal ettirdik. Tüm bunlara rağmen şirket, proje yaparak Bakanlığa başvuruda bulundu. Termiğin artık ilçemizi bitirmesine izin vermeyeceğiz. Mücadele edeceğiz. Toprağımızı, tarihimizi kurtarmak için hukuki süreç başlatacağız. Yaşam alanımızı koruyacağız,” diye konuştu.

‘25 yıldır koruyu koruduk, korumaya devam edeceğiz’

İstanbul Üsküdar’daki Validebağ Gönüllüleri, Validebağ Korusu’nu rant ve talan projelerine karşı koruma mücadelelerinin 25. yılını geride bıraktı. İstanbul’daki Alan Kadıköy’de dün düzenlenen etkinlikte buluşan yaşam savunucuları, salona ‘25 yıldır koruyu koruduk, korumaya devam edeceğiz’ pankartı astı. Burada konuşan Validebağ Gönüllüsü Nihal Uslu, “İstanbul’un ortasında ender kalan yeşil ve doğal alanlardan biri olan 354 dönümlük Validebağ Korusu, 1927’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın kullanımına verilmiş. Veremle savaş yıllarında önemli hizmetler veren koru, 1980’den sonra kaderine terk edildi. 1990’lı yıllarda rant projeleri gündeme gelmeye başladı. 1998’de 50 dönümlük alanın Marmara Üniversitesi’ne hastane yapılmak için tahsisi haberi üzerine çevre mahallelerde oturan yurttaşlar bir araya gelerek tepkilerini gösterdiler. Koru, Temmuz 1999’da 1. derece doğal sit alanı ilan edildi,” dedi.