Fransa'da trenle iki buçuk saatten az bir sürede gidilen yerlere iç hat uçuşları yapılmayacak

-
Aa
+
a
a
a

Fransız Parlamentosu'nda trenle iki buçuk saatten az bir sürede kat edilebilecek mesafedeki iç hat uçuşlarının kaldırılması teklifi kabul edildi.

Gezegenin Geleceği: 14 Nisan 2021
 

Gezegenin Geleceği: 14 Nisan 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Fransız Parlamentosu'nda yapılan bir oylama ile karbon emisyonlarının düşürülmesi amacıyla trenle iki buçuk saatten az bir sürede kat edilebilecek mesafedeki iç hat uçuşlarının kaldırılması teklifi kabul edildi. İklim krizi ile mücadele için alınan karar, Fransa'da karbon emisyonlarını 2030'da 1990 yılı seviyelerine göre yüzde 40 azaltmayı hedefliyor. Tasarının içeriğini yetersiz bulan çevre aktivistleri ise iki buçuk saatin az olduğunu, dört saat mesafenin altındaki iç hat uçuşlarının kaldırılmasını talep ediyor. Çevreciler aynı zamanda Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u, daha önce iklim kriziyle mücadele için verdiği sözleri sulandırmakla suçladı. Ulusal Meclis'te yapılan oylama ilk adımı oluşturuyor. Tasarı bundan sonra Senato'ya ardından da üçüncü ve son oylama için Macron’un iktidar partisi ve müttefiklerinin çoğunlukta olduğu alt mecliste yeniden oylanacak.

Bakanlık ve üniversite arasında protokol

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Marmara Üniversitesi Rektörlüğü arasında Enerji Verimliliği Kapsamında Ulusal ve Uluslararası Projelerin Geliştirilmesine Yönelik İş Birliği Protokolü imzalandı. Protokole göre Marmara Üniversitesi’nin İstanbul’un çeşitli bölgelerinde hizmet veren birimleri tek çatı altında toplanacak ve Türkiye’nin en büyük yerleşkelerinden biri olacak. Bu yerleşkenin “yeşil bir külliye” olacağını kaydeden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, buradaki binaların tükettiği enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan üreteceğini ve sıfır atık hedefiyle atıkları geri dönüştürecek tesislerin faaliyete geçeceğini ifade etti. 

Çin'e HES teptisi

Çin tarafından Tibet‘te yapılması planlanan dev hidroelektrik santraline (HES) bir tepki de komşu ülkesi Hindistan‘dan geldi. Hindistan Hükümeti, Çin’in bu projesine tepki olarak, kendi su rezervlerini güçlendirmek için Brahmaputra‘da başka bir baraj yapma ihtimalini gündeme getirdi. Geçtiğimiz yıl ekim ayında, Tibet yerel yönetimi hidroelektrik projelerinde uzmanlaşmış bir kamu inşaat şirketi ile stratejik işbirliği anlaşması imzalamıştı. Bu projeyle, Hubei eyaletinde bulunan ve dünyanın en büyük beton yapı özelliğini taşıyan Three Gorges Hidroelektrik Santrali‘nin üretim kapasitesinden üç kat daha fazla elektrik üretilmesi planlanıyor. Yapının, Himalayalar‘dan çıkan su yolunun Hindistan’a ulaşmadan ve suyun ülkeye dökülmeden önce Brahmaputra Nehri boyunca kurulması tasarlanıyor. Su yolu, bin 500 metrelik rakımı ile dünyanın en uzun ve en derin kanyonu konumunda. Projenin yapılmasının planlandığı Yarlung Tsangpo Nehri’nin yukarı akış yönünde iki farklı proje daha yer alıyor. Aynı nehir üzerinde boru hattı yapım aşamasındaki altı farklı inşaatın çalışmaları da sürüyor. Konunun uzmanları, Çin’in Güney Asya‘nın su kaynaklarının çoğunun kökenlerini kontrol edebilecek bir konumda olduğunu kaydetti. Siyaset Bilimci Brahma Chellaney, konuyla ilgili Times of India‘ya şu açıklamalarda bulundu: ‘’Su savaşları, bu tür savaşların kilit bir bileşeni. Çünkü Çin’in Tibet merkezli yukarı akış gücünü en temel doğal kaynak üzerinde kullanmasına olanak tanıyor.” Ayrıca, Chellaney sismik faaliyet riskinin aşağı havzada yaşayanlar için barajı bir saatli bomba haline getirebileceği uyarısında da bulundu.

Rapor: Doğalgaz altyapısı atıl kalabilir

Bağımsız bir düşünce kuruluşu olan Global Energy Monitor tarafından hazırlanan yeni rapor, AB’de inşaat halinde ya da proje aşamasında 87 milyar Euro değerinde doğalgaz altyapısının atıl kalma riskiyle karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyuyor. Kamu ve özel sektörün mevcut doğal gaz yatırımlarını hayata geçirmesi durumunda, AB’nin iklim hedeflerine ulaşma olasılığı azalacak ya da kapasitesinden çok daha az kullanılacak bu projelere milyarlarca dolar harcaması gerekecek. Geçtiğimiz Aralık ayında AB, emisyon taahhüdünü 2030 yılına kadar %55 azaltım şeklinde yeniledi. Avrupa Komisyonu tarafından 2020’de yayımlanan bir analiz, bu hedefe ulaşmak için bir fosil yakıt olan doğalgaz tüketiminin 2020 ile 2030 yılları arasında %36 düşmesini gerektiğini gösteriyor. Global Energy Monitor’un raporu, AB’ndeki mevcut doğalgaz kurulu gücünün arz fazlası yarattığını gösteriyor. Buna rağmen bu doğalgaz projelerine finansal akış sürüyor. İnşaat halindeki veya planlama aşamasındaki tüm projelerin tamamlanması durumunda, mevcut durumda zaten tamamı kullanılamayan kapasitenin %35 artması öngörülüyor. Rapora göre, kapanan kömür santrallarının doğalgazla ikame edilmesi iklim hedefleriyle tutarsızlık barındırıyor; çünkü doğalgaz boru hatları, LNG terminalleri ve termik santrallar gibi altyapıların uzun kullanım ömürleri var ve Avrupa’nın enerji sistemini fosil yakıtlara bağımlı hale getirme riski taşıyor. Raporun baş yazarlarından ve Global Energy Monitor‘da Petrol ve Doğalgaz Programı Direktörü Mason Inman, “Araştırmamız, AB’deki doğalgaz altyapısının, AB’nin doğalgaz ithalat kapasitesini %35 artırma potansiyeline sahip hızda inşasına ve planlamasına devam ettiğini gösteriyor. Ancak AB’nin iddialı iklim hedefleri, doğalgaz tüketiminin 2030 yılına kadar keskin düşüşünü, 2050’ye kadar ise bu düşüşün devamını gerektiriyor. Dolayısıyla AB’nin emisyonlarının, iddialı iklim hedefleriyle uyuşmayan şekilde artması ya da AB’nin ihtiyaç duyulmayan doğalgaz altyapısına milyarlarca euro harcaması olası görünüyor” diyor.