Paris Combo, Izïa, Renaud: 2022'nin ilkbahar & yaz albümleri

-
Aa
+
a
a
a

Bu haftaki programımızı 2022'nin ilkbahar aylarında yayınlanan albümlere ayırdık. Program boyunca Izïa, Renaud, M ve Bertrand Belin gibi isimlerin yepyeni albümlerinden öne çıkan şarkıları dinledik.

Paris Combo

Programa Fransız pop-caz grubu Paris Combo’nun Mayıs ayında çıkan yeni albümü "Quésaco"da yer alan Panic à bord adlı parçayla başladık. 1995’te kurulan topluluk, özelikle 1999 tarihli Living room adlı şarkısıyla dünya çapında üne kavuşmuştu. Türkiye’de de konserler veren grubun Istanbul adında bir paçaları da var hatta. En son 2017’de "Tako Tsubo" isimli albümü yayınlamıştı Paris Combo. 2020’de solistleri Belle du Berry’nin hayatını kaybetmesi, grubun geleceği ile ilgili soru işaretleri yaratsa da topluluk pandemi sonrası konserlerine devam etti. Kayıtları Belle du Berry’nin ölümünden önce gerçekleşen yedinci stüdyo albümleri de 6 Mayıs’ta piyasaya çıktı.

1970 doğumlu besteci, söz yazarı ve yorumcu Bertrand Belin, kendi adını taşıyan ilk albümünü 2005 yılında piyasaya çıkarmıştı. 2010 tarihli "Hypernuit" ile oldukça prestijli bir ödül olan Charles Cros Akademisi ödülüne layık görülen sanatçı, bazıları tarafından Fransa’nın Nick Cave’i olarak niteleniyor, onu Alain Bashung’la kıyaslayanlar da mevcut. 6 Mayıs’ta piyasaya çıkan yeni albümüyle de genelde olumlu eleştiriler alan sanatçı albümüne: “Tambour vision” ismini vermiş. "Tambur" kelimesini akla hem ordu, hem de dans ve parti kavramlarını aynı anda getirdiği için seçtiğini belirtmiş Belin.

2004’te Rouen’da kurulan pop ve folk müzik grubu La Maison Tellier, ismini Guy de Maupassant’ın 1881 tarihli hikâyesinden almış. Kendi adını taşıyan ilk albümünü 2006 yılında yayınlayan topluluk, o tarihten itibaren bir yandan turnelere, konserlere ve albüm kayıtlarına devam ederken öte taraftan Clarika, Emily Loizeau ve Marina Hands gibi isimlerle ortaklaşa projeler gerçekleştirdi. Şarkılarında; pop, rock, folk ve country müziği harmanlayan La Maison Tellier'nin repertuarında, özellikle üflemeli çalgıların da kullanımıyla Ennio Morricone’nin film müziklerini akıllara getiren melodiler dikkat çekiyor. Grubun yeni albümü “Atlas” 4 Mart’ta piyasaya çıktı. Topluluğun bu çalışmasında, Neil Young ve Gérard Manset esintileri hissedildiği belirtilmiş bir tanıtım yazısında. Albümün isim şarkısında Kuzey Afrika’da yer alan Atlas dağlarına atıfta bulunan La Maison Tellier, aynı zamanda dünyayı sırtında taşıdığı var sayılan aynı adlı mitolojik karakterden de bahsediyor söz konusu parçada. 

1975’te Fransa’nın tam ortasında yer alan Bourges’da dünyaya gelen Florent Marchet; pop, folk ve şanson gibi farklı türleri bir araya getiren ilk albümü "Gargilesse"i 2004’te Barclay etiketiyle yayınlamıştı. 2007’de piyasaya çıkan konsept albüm “Rio Baril”, onun, adını geniş kitlelere duyurmasını sağladı. Les Inrocks dergisi, sanatçının bu çalışmasını 2000’li yılların en iyi yüz albümü arasında gösterdi. 2010 tarihli "Courchevel" ile yine olumlu eleştiriler almasının ardından 2014’te bu kez "Bambi Galaxy" adlı fütüristtik bir temaya sahip olan bir başka konsept albüm yayınlayan sanatçı, o günden bu yana zamanını farklı meslektaşları için şarkılar yazarak ya da film müzikleri besteleyerek geçirdi. Marchet’nin yeni albümü "Garden Party" ise 10 Haziran’da piyasaya çıktı. Sanatçı, dışardan oldukça huzurlu görünen bir banliyöde yaşananları konu alan şarkılara yer verdiği bu çalışmasında; ergenlik sancıları, komşuluk ilişkileri ya da kapalı kapılar ardında yaşanan aile içi şiddet gibi temaları ele almış.

1990'da Paris'te doğan Izïa, Fransız pop-rock müziğinin kült isimlerinden Jacques Higelin’in kızı, Arthur H.’ın da kız kardeşi olması nedeniyle daha küçük yaştan itibaren müzikle haşır neşir olmaya başlamıştı. 2002’de henüz on iki yaşındayken babasıyla gerçekleştirdiği bir düetin ardından on dört yaşında, kendi bestelerini yapmaya başladı. 2009’da ağırlıklı olarak rock müzik altyapılı İngilizce şarkılardan oluşan ilk albümünü yayınladı. Yine İngilizce şarkıların yer aldığı 2011 tarihli "So Much Trouble" isimli albümün ardından 2015’te, 70’li yıllara ait rock müzik parçalarından esintiler taşıyan "La Vague"ı piyasaya çıkardı. İlk iki albümün aksine bu albümdeki tüm şarkılar Fransızcaydı bu kez. Beşinci stüdyo albümü "La vitesse"i ise 3 Haziran’da piyasaya sürdü Izïa. Bu albümde, rock müziğin yerini ağırlıklı olarak pop melodileri almış. Mon cœur ya da Pura vida gibi akılda kalıcı şarkılar bu yaz boyunca, kulüplerin vazgeçilmezleri olacak gibi görünüyor. Albüme ismini veren La vitesse ise akla, son dönemde Eurovision’da dinlemeye alıştığımız yöresel melodiler içeren yüksek tempolu pop müzik parçalarını getiriyor. Albümün tamamında hissedilen enerji, Türkçesi “hız” anlamına gelen bu parçada bir anlamda tavan yapıyor.

Seksenli yılların sonlarına doğru Paris yakınlarında dünyaya gelen Marie-Flore, ismini Joan Baez’in bir şarkısına borçlu. Yirmi yaşında eğitim hayatını bir kenara bırakıp tamamen müziğe odaklanan genç kadın, İngilizce şarkılardan oluşan ilk kısa albümünü 2009’da yayınladıktan tam on yıl sonra Fransızca şarkılara yer verdiği bir stüdyo albümü kaydetme fırsatını yakalamış. Marie-Flore’un Mal barré adlı parçayla dikkat çeken ikinci albümü “Je sais pas si ça va” ise 10 Haziran’da aldı müzik marketlerdeki yerini.

1970’te Draveil’de doğan Bertrand Betsch, ilk albümünü 1997’de yayınlamasının ardından çıktığı turne sayesinde Fransa dışında Belçika, İspanya ve İsviçre’de de adını duyurmuştu. Bunun ardından yayınladığı iki albümde de melankoli dozu yüksek şarkılara yer veren sanatçı, 2007 tarihli "La chaleur humaine" adlı çalışmasıyla daha romantik bir tarza doğru yelken açtı. 2011’den itibaren hemen her yıl yeni bir albüm yayınlayan Betsch’in electro-pop altyapılı yeni albümü "J’ai horreur de l’amour", 22 Nisan’da piyasaya çıktı. Ağırlıklı olarak depresyon teması etrafında dolaşan bir albüm bu. Albümün ismi “Aşktan nefret ediyorum” anlamına geliyor, şarkıların birinde de “Dünyanın sonu, birkaç saniye içinde gelebilir” diyor Betsch. 

Fransız popüler müziğinin en sevilen isimlerinden Renaud, klasikleşmiş pek çok Fransızca şarkıyı yeniden yorumladığı yeni albümünü 6 Mayıs’ta yayınladı. Uzun süredir ses telleriyle ilgili bir hastalıkla mücadele eden Renaud'nun sesi, son yıllarda yayınladığı albümlerde ya da verdiği konserlerde, aşırı alkol ve sigara tüketimiyle daha da kötü bir hal alan bu hastalık nedeniyle güçlükle çıkıyor, bu da hayranlarını büyük bir üzüntüye boğuyordu. Kendisine zarar veren alışkanlıklardan yavaş yavaş uzaklaşan sanatçının bu albümde biraz olsun toparlandığı net bir şekilde hissediliyor. Renaud'nun; Jean Ferrat (Nuit et brouillard), Serge Reggiani (Si tu me payes un verre), Bourvil (La tendresse) ya da Françoise Hardy (L'amitié) gibi isimlerin klasikleşmiş şarkılarını yorumladığı albüme ismini veren parça ise Georges Moustaki’ye ait Le météque. Hatırlanacağı gibi 1969 tarihli şarkının Türkçe uyarlaması olan Hasret’i de Tanju Okan seslendirmişti. Le météque, bu albümdeki düzenlemesiyle bir rock müzik parçasını andırıyor, bunun şarkının ruhuyla çeliştiğini düşünenler olsa da parçanın bu yeni yorum sayesinde modern bir görünüme büründüğünü söylemek de mümkün.

1983’te Cargo adlı şarkısıyla büyük yankı uyandıran Axel Bauer, sonraki albümlerinde aynı başarıyı yakalayamamış, adını bir kez daha geniş kitlelere duyurma fırsatını ancak yirmi sene kadar sonra, Zazie’yle birlikte seslendirdiği A ma place adlı şarkıyla yakalamıştı. İlerleyen dönemde 2006 ve 2013 yıllarında iki stüdyo albümü yayınlayan sanatçının bu çalışmaları da fazla dikkat çekmedi. Bauer, yeni albümü "Radio Londres"u ise yaklaşık on yıllık bir aranın ardından 13 Mayıs’ta piyasaya sürdü. Ağırlıklı olarak sözü ve müziği kendisine ait şarkıların yer aldığı bu çalışma, onun geri dönüş albümü olacak gibi görünüyor. Albümün, sözleri Boris Bergman imzalı açılış şarkısı Ici Londres, Fransızların İkinci Dünya Savaşı günlerindeki direniş hareketinden bahsediyor. Şarkı, Axel’in Londra Radyosunda spiker olan babası Franck Bauer’in sesiyle açılıyor. 2018’de hayata veda eden Franck Bauer, 1941-44 yılları arasında BBC ya da diğer adıyla Londra Radyosunda “Fransızlar Fransızlarla konuşuyor” adlı programı sunmuştu. Axel Bauer, babasına ithaf ettiği bu şarkıyla açılan yeni albümünün genel anlamda da direniş temasını ele aldığını belirtiyor. Albümde bu konuyla ilgili C’est malin ve Aragon uyarlaması Est-ce ainsi que les hommes vivent? gibi başka şarkılar da yer alıyor. Axel Bauer’den bahsetmişken bir parantez de sanatçının kendisi gibi müzisyen olan oğlu Jim’e açalım. 1991 doğumlu genç adam, müzik kariyerine 2014’te başlamış, 2021’de katıldığı The Voice adlı ses yarışmasında finale kalmayı başarmıştı. İlk stüdyo albümünü babasının yeni albümünden bir ay kadar önce, 15 Nisan’da yayınladı o da. İngilizce ve Fransızca şarkıların yer aldığı bu albümün ilerisi için bir hayli umut vadettiğini söylenebilir.

M adıyla tanınan Matthieu Chedid, pandemi döneminin en çalışkan isimlerindi. 2020 yılında hayranlarına sosyal medya aracılığıyla her hafta canlı bir konser armağan eden sanatçı, bu konser kayıtlarından oluşan bir de albüm yayınlamıştı bu dönemde. M’in yeni stüdyo albümü "Rêvalité" ise müzik marketlerdeki yerini 3 Haziran’da aldı. On iki şarkıdan oluşan bu çalışmasında, insanlara enerji vermeyi, onları dans ettirmeyi hedeflediğini açıklamış sanatçı Le Parisien’le yaptığı bir röportajda. 

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Paris Combo Panic à bord Quésaco? 4:16
Bertrand Belin Que dalle tout Tambour vision 3:40
La Maison Tellier Atlas Atlas 4:05
Florent Marchet En famille Garden Party 3:54
Izïa La vitesse La vitesse 4:01
Marie-Flore Mal barré Je sais pas si ça va 2:46
Bertrand Betsch Tant tard J'ai horreur de l'amour 3:14
Renaud Le métèque Métèque 3:20
Axel Bauer Ici Londres Radio Londres 4:43
Jim Bauer Félicité Jim 3:16
M Dans ta radio Rêvalité 3:02