Enkazın altından umudu onarmak

-
Aa
+
a
a
a

Selin Özel’in “6 Şubat depremlerinin tıbbi ve çevresel etkileri” üzerine kaleme aldığı yazıyı paylaşıyoruz.

6 Şubat 2023’te 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem Türkiye’de 11 ili etkiledi. Ülkemiz toparlanmaya çalışırken göze çarpan soruysa, “Bir sonraki adımda ne yapılmalı?”

Depremin başta tıbbi ve çevresel etkileri uzun süre devam edecek gibi duruyor. 'Normal'e dönmek ve süreci en iyi şekilde idare etmek için depremin sonrasında ne yapılması gerektiğine odaklanmalıyız.

Deprem ve Çevreye Etkisi: Geriye ne kaldı?

Depremlerin en belirgin sonuçları arasında enkaz atıkları, hava kirliliği ve içme suyu ile ilgili çevresel etkiler yer almaktadır. Bu değişiklikler hem ekosistemler hem de insan sağlığı üzerinde zararlı etkilere sahip olabilir.

Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Cenan Mertol, bir binanın enkazından oluşan birincil atıkların beton, çelik, tuğla, sıva, cam, gibi inşaat malzemeleri olduğunu, inşaat malzemelerinin yanı sıra ev aletleri ve diğer mobilya parçalarının metalleriyle evde kullanılan yanıcı ve patlayıcı özelliğe sahip olan tehlikeli atıkların üretildiğini belirtti. Enkaz kaldırılırken oluşan toz ve asbestin havaya karışmaması için enkaz kaldırma süresince enkaz ıslatma teknikleri kullanılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Deprem sonucu ortaya çıkan çeşitli atıklar
Deprem sonucu ortaya çıkan çeşitli atıklar (Dr. Öğretim Üyesi Cenan Mertol tarafından çekilmiştir)

Akustik ve deprem yönetimi konusunda uzmanlaşmış makine mühendisi Volkan Dikmen, depremlerde ve sonrasındaki yıkımlarda asbest dahil pek çok zararlı etkiye sahip tozla karşılaştığımızın altını çiziyor. Yangın çıkma ihtimalinde tüm bu faktörlerin havayı kirleten ve insan sağlığını etkileyen CO ve CO2 gazlarının aşırı üretimi söz konusu. Dikmen, depremin gözle görülebilir etkilerini azaltmak için molozların kaldırılması ve geri dönüşümünün çok önemli olduğunu vurguluyor. Buna örnek olarak çıkarılan değerli metallerden alüminyum için uygulanan hazır protokollerin olduğunu belirtti. Diğer materyallerin geri dönüşümü konusunda ise daha kısıtlı ancak geliştirilmeye açık girişimlerin mevcut olduğunu da ekledi.

Depremden sonra ortaya çıkan atıkların azaltılması ve geri dönüşümleri konusunda büyük ölçekli önlemler alınması gerek

Sakarya Üniversitesi'nden Doç. Dr. Asude Ateş, enkaz altından tüm kurtulanların çıkarılmasının ardından önce mevcut molozların kaldırılması, ardından da hasar gören binaların en kısa zamanda yıkılması gerektiğinin altını çiziyor. Bu süreçte molozların toplanma, taşınma ve depolanma gibi adımlarının dikkatlice planlanması önem taşıyor.

Deprem sonrası en güncel zorluklardan bir diğeri ise suya erişim

Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Bilge Alpaslan Kocamemi'ye göre olası bir depremde önemli su/atık su noktalarını belirlemek ve bu konuda önlemler almak gerekiyor. Suya erişim sorunuyla mücadelede dijital su/atık su deprem etki haritaları ve drenajlı hizmetler gibi teknolojik araçlar etkili olabilir.

6 Şubat depreminin ardından eylem planımız bu depremin etkilerini sistematik, düzenli ve en hızlı şekilde hafifletmek ve bir sonraki olası deprem için önlemlerin gerektirdiği yönetim protokollerini uygulamak olmalı. Çünkü zaman en kısıtlı kaynağımız.