19. yüzyıl Büyükadası’nda regattalar ve Ada’nın dönüşümü

-
Aa
+
a
a
a

Dünya Mirası Adalar'ın 23 Mart tarihli nüshasına konuk olan Dr. Bengi Su Ertürkmen-Aksoy, programın ardından Büyükada Regattaları hakkında bir yazı kaleme aldı. Programın podcastiyle birlikte yayınlıyoruz.

Dünya Mirası Adalar: 23 Mart 2021
 

Dünya Mirası Adalar: 23 Mart 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

 

İstanbul’da yaşayan yüksek sosyetenin 1856-1896 yılları arasındaki tarih aralığında gündelik hayat etkinliklerini keşfetmeyi amaçlayarak çıkılan yolda Büyükada Regattaları (Prinkipo Regattes) ile karşılaşmak oldukça keyifliydi ve daha detaylı araştırılmayı hak ediyordu. Osmanlı’da yayımlanan yabancı süreli yayınlardan Journal de Constantinople, Le Monde Illustré, Levant Herald ile Osmanlıca yayınlanan Servet-i Fünun ve Malumat’ın sıklıkla yer verdiği regattalar, başta Büyükada olmak üzere İstanbul ve Osmanlı Devleti ve kent toplumu için gerçekleştiği dönemde oldukça önemli birer kentsel sosyal etkinlik idi. 

19. yüzyıl İstanbul yüksek sosyetesi çok milletli, çok kimlikli ve farklı etnik kökenlerden oluşan bir kesimdir. Bu kesim 19. yüzyılın ikinci yarısında çoğunlukla tüccar ve banker olan bu sayede de maddi güç ve statü sahibi olmuş gayrimüslim ve Levantenlerden ve bazı Müslüman devlet erkanından oluşmaktadır. Bu grubun en önemli özelliği modern kent hayatını yaşamış ve talep etmiş olmasıdır. Zaten bu sebeple de Yüksek Sosyete olarak adlandırılmıştır. 

Yüksek sosyetenin bu dönemde ciddi bir ‘modern’ sosyal hayatı var. Öyle ki 19. yüzyıl İstanbul’unda bir yıl -gazetelerdeki geçen haliyle- 3 sezondan oluşuyor. Bunlar; hava sebebiyle herhangi bir etkinliğin gerçekleşmediği kötü sezon; tiyatro, opera ve vodviller ile baloların düzenlendiği tiyatro ve karnaval sezonu ve havanın iyileşmesi ile çeşitlenerek açık hava etkinliklerinin düzenlendiği güzel sezon. 

Güzel sezon bir yandan da, dönemin kent hayatının önemli bir bölümünü oluşturan sayfiye hayatını tanımlamaktadır. İstanbul’da, 19. yüzyılda artan vapur seferleri ile ‘deniz’ de gündelik hayatın bir parçası haline geliyor. Havaların düzelmesi ile Nisan-Mayıs aylarında sayfiyelere gidişler başlıyor ve çoğunluğu Pera’da yaşayan yüksek sosyete sıcak yaz aylarını geçirmek için Boğaz kıyılarına ya da Adalara yöneliyor. Bu eyleme o dönemde göç deniyor. Çünkü aileler, neredeyse 6 aya kadar uzanan denizle ilişkili bir sayfiye hayatı için kışlık evlerinden sayfiyelere taşınıyor. 

Büyükada Regattaları

Güzel sezonla birlikte etkinlikler de çeşitlenmeye başlıyor: gezintiler, spor aktiviteleri, kutlama ve şenlikler, piknik ve benzeri mesire alanlarını ziyaret bunlara örnek. Güzel sezonda gerçekleşen spor aktivitelerinden biri de kayık yarışları. Tabi sadece bir kayık yarışı olarak değil farklı yan etkinliklerle bütün bir güne yayılan ciddi bir kentsel sosyal etkinlik olarak düşünmek lazım regattaları. Zaten gazete haberlerinde de nautique fête yani gemicilik şenliklerini olarak anılıyor bu etkinlikler. Yüzyılın sonlarına doğru oldukça önemli kentsel etkinlikler haline geliyor. Öyle ki, hafta içine rastlayan bazı gemicilik şenlikleri için Osmanlı bankası ve gazetelerin tatil edildiği görülüyor.

Bu kapsamda yapılan etkinliğin ilki 1859’da Büyükada’da dönemin İngiliz Büyükelçisi Bulwer’in girişimleriyle gerçekleşiyor. Burada bir parantez açarak Bulwer’den bahsedilmelidir. İngiliz elçi (1858-1865) İstanbul’u çok seviyor ve görevi sonrasında da İstanbul’da yaşamak istiyor. Bu sebeple Yassıada’yı (bugünkü ismiyle Demokrasi ve Cumhuriyet adasını) satın alıyor. Dolayısıyla bir süre burası Bulwer Adası olarak anılıyor. Burada adeta Windsor kalesine benzer yapılar inşa ediyor Bulwer fakat adada yaşamanın zorlukları ve bir takım siyasi nedenlerle de 1868 yılında İstanbul’dan gitmek durumunda kalıyor. Daha sonra ada Mısır Hidivinin eline geçiyor fakat o da uzun soluklu burada kalmıyor gerisi bilinen tarih yani Menderes ve günümüz.

1869 yılı Büyükada ve regattalar için önemli bir tarih. Bu yıldan sonra regattalar Büyükada ile özdeşleşiyor ve her yıl Adada düzenlenerek gelenekselleşiyor. Bu yıl Joseph Boudouy’un (Budui’nin) girişimleriyle gerçekleşen vapur iskelesi tamamlanıyor bu sebeple de adaya ulaşımda çok ciddi rahatlık sağlanıyor. Boudouy iskele ile birlikte iskelenin çevresini yani rıhtımı da düzenliyor ve burada da debarcadere denilen gezinti alanı yapılıyor. Bunların hepsi adanın dönüşümü ve modernleşmesinde önemli adımlar. Zaten bu dönem haberlerinde 1869 yılında Büyükada’nın güzel sezonun favori mekânı olacağının öngörüleri yapılmıştır. Bu yıl aynı zamanda Sultan Abdülaziz’in de yarışı izlemek için Büyükada’ya geleceğinin tahmin edildiği ve hazırlıkların buna yönelik olarak oldukça kapsamlı yapıldığı yıldır: Yolların genişletilmesi, kaldırımların yeniden düzenlenmesi vb. 

Her şeyin başladığı 1859’da düzenlenen ilk regattaya dönecek olursak, etkinlik için seçilen tarihe bakmak iyi olabilir. 27 Ağustos yani Büyükada’da hatırı sayılır bir kalabalıkla kutlanan Meryem Ana Yortusu’na denk getiriliyor ilk regatta. Bilinçli bir gün seçimi tabi bu. Regattalara daha çok katılımın sağlanması amacıyla tercih ediliyor. Dönemin çok kimlikli durumunun da bir tezahürü ayrıca. Sonuçta istenilen de gerçekleşiyor ve gazete haberlerine göre yaklaşık 2000 kişilik bir katılım söz konusu oluyor. Katılanlar arasında dönemin Bahriye Nazırı ile birlikte çok sayıda nazır, Mısır Prensi ve paşalar da bulunmakta. Takip eden yıllarda da Büyükada regattası hep 27 Ağustos’ta düzenleniyor regatta. Regattalara katılım ilerleyen yıllarda oldukça artıyor. Öyle ki gazete haberlerinde 10 bin 15 bin kişilik katılımlardan söz ediliyor. 1870’lerde 10.000 kişilik katılımın büyüklüğü kıyaslamak için 1890’lardaki nüfusa bakabiliriz ki ada nüfusu bu yıl 10 bin 503 kişidir. Dolayısıyla ciddi bir rakamdan bahsediliyor. 

Yarışlar Büyükada ile Heybeliada arasında düzenlenen başlangıç noktası Giacomo’nun iskelesi olan parkurda farklı mesafelerde düzenleniyor. Tek çifte, iki çifte, üç çifte, dört çifte kürekliler, yelkenliler, yat, gemi ve vapurlar, savaş kayıkları ve savaş gemileri yarışa katılan farklı türdeki deniz araçlarıdır. Sporcular ise mahallelerin kayıkçıları, tekne sahibi olan yüksek sosyete ile onların kürekçileri ya da kaptanları ve savaş gemilerinin yabancı mürettebatlarından oluşmakta. 

Yarışlar Macar Gezintisindeki ve Giacomo bölgesindeki eğimli tepelerden izleniyor. Giacomo bölgesi adını günümüzde Anadolu Kulübü’nün olduğu yerde bulunan adanın ilk oteli ve 12 sayfiyeyi yaptıran Maltalı bir girişimciden alıyor. Dönemin yüksek sosyetesinin de sayfiyelerini yaptırdığı oldukça lüks bir bölge. Bazı yıllarda Giacomo ve çevresinde yarışların izlenebilmesi için tribünler de kuruluyor. Bunun dışında önemsenmesi gereken bir diğer konu da kadınların regattalara yoğun katılımı. Öyle ki bazı yıllarda Giacomo’da kadınlar için ayrı bir tente ve oturma alanının düzenlediği haberlerde belirtiliyor. 

Yarış sırasında ve sonrasında farklı bölgelere konumlandırılan bandolarla müzik dinletileri gerçekleşiyor. Ayrıca gün içinde gelen katılımcıların keyifli vakit geçirebilmeleri için eşek, yüzme, yağlı direk tırmanma ve çuval yarışları gibi yan etkinlikler de düzenlenmektedir. Ayrıca gün boyu Macar bölgesinde gezinti yapmak promenade, katılımcıların gerçekleştirdiği önemli bir aktivite. Macar Gezintisi (Grande Rue Madjar), hem regattaların hem de adanın gündelik hayatın önemli bir parçası. Günümüzde saatin bulunduğu İskele Meydanı’ndan Giacomo Oteli’ne yani Anadolu Kulübü’ne kadar olan bölge Macar Gezintisi yani günümüzdeki 23 Nisan Caddesi. Yine Akşam saatlerinde Macar gezintisinden izlenebilecek havai fişek gösterileri yapılıyor. Yarışlardan sonra ise akşamları çoğunlukla bir yüksek sosyetenin sayfiyesinde bir balo düzenleniyor.

Bulwer’in girişimindeki regattaların organizasyon komiteleri oldukça ilgi çekicidir. Komite İstanbul yüksek sosyetesinin farklı millet ve etnik kökenlerinden olan kişilerden oluşmaktadır. 

Büyükada için çok önemli etkinlikler regattalar. Devlet erkanı, diplomat ve bankerler gibi Yüksek sosyete başta olmak üzere kent toplumunun büyük ilgisini çekiyor. Katılımdan görüldüğü üzere yarışlar çok kozmopolit ve dönemin çok milletli çok kültürlü yapısının bire bir tezahürü. Benzer bir şekilde Ada’nın çok kimlikli yapısının da.

Gazete haberlerinden anlaşıldığı üzere, bu sosyal etkinliğe katılım yüksek sosyete için neredeyse bir zorunluluk halini almış gibi gözüküyor. Hatta birtakım eleştiriler de var etkinliğin spor aktivitesi olmasının çok önüne geçildiği ve sporun önemini yitirdiği ile alakalı. Osmanlı süreli yayınlarında da benzer ifadeler bulunmaktadır. Hatta yüksek sosyetenin regattalara sosyal bir etkinlik olarak baktığından, fakat mahallelilerin yani çoğunlukla Müslüman halkın ise spor müsabakalarına katılarak heyecan duyduklarından bahsetmektedir. 

Regattaların adanın fiziksel ve altyapısal dönüşümünde, gelişiminde ve modernleşmesinde ciddi bir etkisi olduğu aşikâr. Yoğun katılımlı ziyaretçiler için Macar gezintisi bu dönemde sürekli yeniden düzenleniyor, kaldırımlar döşeniyor, aydınlatmalar yapılıyor. Gezintinin çeperindeki kafeler ve sayfiye evleri yenileniyor, etkinlik için süsleniyor ve aydınlatılıyor. 

Bunun dışında etkinlik için Adaya gelenlerin kimi zaman adada konaklaması gerekiyor, yeterli vapur seferlerinin bulunmaması sebebiyle. Ek seferler hem gidiş hem dönüş için sağlanıyor olsa da tabi dönem koşullarında bu seferler yeterli olmuyor. Bu sebeple de ciddi bir konaklama ihtiyacı ortaya çıkıyor. Öncelikle Giacomo oteli dönüşüm geçiriyor, genişletiliyor. Bununla birlikte yeni oteller açılıyor. 

Regattalara gösterilen bu ilgi birçok konu ile birlikte sayfiye yeri olarak Ada’nın yüksek sosyete için MODA bir mekân olmasında da etkili oluyor. Ayrıca regattalar adaya ciddi bir katma değer sağlıyor. Etkinlikle birlikte gelen nüfusun harcamaları Ada esnafı için ciddi bir kazanç. Bununla birlikte Ada’nın geçirdiği dönüşümle birlikte bir moda sayfiye yeri haline gelmesi de Adadaki mülklerin değerlerini de ciddi bir şekilde artırıyor. 

Tabi bütün bu şaşaalı dönemin bir de sonu var. 1894 büyük İstanbul depremi. Ada’da ciddi yıkımlar gerçekleşiyor.  Ve adanın sayfiye bölgeleri içindeki moda olma durumunun sona ermesine sebep oluyor.  Tarabya ve benzeri Boğaz kıyıları sayfiye için tercih edilmeye başlanıyor.  Regattalar ise Moda kıyısına doğru kayıyor. Bu durum Ada’da bir daha hiçbir regattanın gerçekleşmediği ya da Ada’nın kentin önemli sayfiyelerinden birisi olmadığını göstermiyor tabi sadece o yüksek sosyetenin Ada’da olma ve Ada’nın sayfiye bölgeleri arasında moda olması durumundan biraz vazgeçildiğini gösteriyor. Ama deprem sonrasında ciddi bir imar faaliyeti gerçekleşiyor Adada örneğin Macar Gezintisi yeni otellerle çevreleniyor. Öyle ki bu bölge Oteller Caddesi olarak anılmaya başlanıyor. 

Burada bir hatırlatma yapılmalıdır. Regattalar dönemin sultanı ya da önemli bir şahsiyetin patronajında gerçekleşiyor. Bu biraz da kentlinin (daha çok da Müslümanların) olası itirazlarına karşı koyabilmek amaçlı. Ama yapılan süreli yayın taramalarında da herhangi bir şikâyetin, karşı çıkışın da olmadığını söylenmelidir. Zaten bir süre sonra Sultan’ın patronajını da istemiyor düzenleyen komiteler ve bu durum da bir şekilde kulüplerin kurulmasının zemini hazırlanıyor. 

Büyükada Yat Kulübü

Büyükada Yat kulübünün öncülü İstanbul Yat Kulübü aslında ve 1871’de kuruluyor bu kulüp. Yine İngilizlerin girişimleriyle. Aynı yıl ismi Yat ve Bot kulübü olarak değiştiriliyor ve biraz daha merkezi bir durum tanımlıyor. 1874 yılında bu kulüp dağılıyor ve aynı yıl gerçekleşen regatta sonrasında ada ile yıllarca özdeşleşecek olan Büyükada Yat Kulübü kuruluyor. Millas bu kulübün temellerinin Ada’daki Kürekçiler Grubu tarafından atıldığını söyler. Uzun yıllar aktif olan ve regatta başta olmak üzere birçok etkinlik gerçekleştiren bu kulüp 1906 yılında borç durumları sebebiyle İngiliz avukat Leon Pearce tarafından alınıyor. Büyükada Yat Kulübü AŞ’ye çeviriliyor. Şirket Giacomo Oteli yanındaki bazı sayfiyeleri alıyor ve 1905 yılında çıkan yangın sonrasında otel arazisini alıyor ve yeni kulüp binasını inşa ediyor. İlerleyen yıllarda da çevre binaları bünyesine katıyor. 1917 yılında Büyükada Yat Kulübü Osmanlı AŞ; Cumhuriyetin ilanından sonra ise Büyükada Yat Kulübü Türk AŞ olarak değişiyor. 

Atatürk Kulübe ilk defa 1928 yılında geliyor. 

Kulüp 1937 yılında Emlak ve Eytam Bankası’na olan borçlarını ödeyemediği için feshediliyor ve yapı kompleksi Anadolu Kulübü’nün yazlık şubesi olarak hizmet etmeye başlamıştır. Burada hatırlatmakta fayda var Anadolu Kulübü ile Büyükada Yat Kulübü arasında aynı yerde konumlanmış olmanın dışında herhangi bir bağ yok. 

Ayrıntılı incele ve araştırma için bknz.

  • ● Ertürkmen Aksoy, B.S. & Gurallar, N. (2020). 19. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul Gemicilik Şenlikleri: Büyükada (Prinkipo) Regattaları ve Adanın Dönüşümü. JFA. vol. 37, pp. 117-147.
  • ● Ertürkmen Aksoy, B.S. (2019) İstanbul Kent Mekânında “Yüksek Sosyete” İletişim Ağı ve Modernlik Halleri, 1856-1896, yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.