Korona günlerinde 'Bir Dolap Kitap'

-
Aa
+
a
a
a

Bir Dolap Kitap her gün saat 15.00 ve 20.00'da bütün çocukları beraber kitap okumaya çağırıyor. 

Bir Dolap Kitap

Olağanüstü günler yaşıyoruz, hem de küresel ölçekte. Alışkanlıklarımızı değiştirmek zorunda kaldık. İhtiyaç listelerimizi gözden geçiriyoruz. Bunca zamandır edinmeye, edinip de elde tutmaya çalıştığımız, olmazsa olmaz dediğimiz “şeyler” gündelik yaşamımızın dışında kalıyor. Hangi kuruma ya da kime güvenip kime güvenmeyeceğimizi tartıyoruz. Bugünlerde Türkiye’de belirli bir yaşın üzerinde olmanın sağlık bahanesiyle ayrımcılığa dönüştürülmesini ve ekonomi için insanın feda edilmesine şahitlik ediyoruz. Her şeyle ilgili öncelik ve önem sıralamasını bozup yeniden yapıyoruz. Temizlikçisinden başhekimine sağlık çalışanları her aklımıza geldiğinde muazzam bir saygı ve enginlere sığmayan bir gururla doluyoruz. Kayıplar veriyoruz. İlişkilerimiz dar alanlarda sınanıyor. Kendimizle baştan tanışıyoruz. Eşler birbirlerine, çocuklar anne babalarına sarabiliyor ya da sarılabiliyor. Fiziksel mesafeyi korurken güç birlikleri oluşturmanın yollarını keşfediyor, uzaktan dayanışma yöntemleri geliştiriyoruz. Aklımızı başımıza topluyoruz.

Bunca zaman sonra yeni bir Dolap yazısıyla karşınızda olmamızın nedeni de bu dayanışma ve aklını başına toplama çabası işte. Okulların tatil edildiği ve bilim (!) kurulu tarafından “kendi OHAL’imizi kendimizin ilan etmesi” önerilen ilk günlerden itibaren herkes için elimizden ne gelir diye düşünmeye başladık ve en sevdiğimiz şeyi paylaşmaya karar verdik: Birkaç haftadır Instagram hesabımızdan canlı yayında #evdeyimokuyorum etiketiyle çocuk kitapları okuyoruz. Her gün saat 15 ve 20’de. Elbette yayıncısından izin aldığımız kitapları ve kaydını saklamamak, tekrar paylaşmamak şartıyla yapıyoruz bu işi. Bu haliyle bile etkinliğimiz telif haklarını ciddi miktarda esnetiyor zaten. Her neyse, izin alıyoruz ve bu etkinliği yapıyoruz, gücümüz yettiği sürece de yapacağız. Sizi dinlemeye ve kitapları paylaşmaya davet ediyoruz. 

İmkanı olmayan, çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca insanı aklımızda tutarak eve kapandığımızdan beri günler çok hızlı geçiyor. Hayır, sıkılmıyoruz. Biz zaten ev kuşu bir aileyiz. Yıllardır işlerimizi evden yapıyoruz. Ama yine de çok zorlanıyoruz. Bütün dengeler değişti çünkü. Evden çalışmanın güzelliklerinden biri de darlanınca kalkıp mesela kütüphaneye gitmekti. Artık o imkan yok. Bir de tabii genel belirsizlikler var. Bu salgın ne kadar sürecek? Sağlığımızı koruyabilecek miyiz? Sağlık dışında ne kadar hasar bırakacak? Kafalar karışık anlayacağınız. Hal böyle olunca insan hayatında bazı sabitlere daha çok ihtiyaç duyuyor. O sabitler deniz feneri gibi oluyor insanın hayatında. Onlarsız okyanusun ortasındaki bir kayığın içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. İşte tam bu noktada bizim hayatımızın deniz feneri Bir Dolap Kitap ışıldamaya başlıyor. 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

#evdeyimokuyorum #dolapcekmeceleri

Bir Dolap Kitap (@birdolapkitap)'in paylaştığı bir gönderi ()

Yıllardır ihmal ettiğimiz, tekrar tekrar deneyip bir türlü kesin dönüş yapamadığımız dijital evimizin kapılarını, pencerelerini açıp şöyle bir havalandırmaya, tozunu alıp raflarına yeni kitaplar dizmeye çalışacağız. Fiziksel mesafelendirmeye gerek olmayan bu evde tekrar buluşalım mı?