Yeter ki Piyasanın Canı Sağ Olsun

-
Aa
+
a
a
a

Güney Asya depreminin ve ardından gelen tsunami felaketinin üzerinden henüz birkaç gün geçti. Felaketin boyutları gün geçtikçe daha net olarak ortaya çıkıyor. Son gelen haberler ölü sayısının tahminlerin çok daha ötesinde olabileceğini gösteriyor. Her halükârda yüz binlerce insanın öldüğünü, yüz binlerce çocuğun anne ve babasız kaldığını görüyoruz. Üstelik yaralıların, evsiz ve mülksüz kalanların sayısı milyonları geçiyor.

 

BM Çocuk Örgütü UNICEF bir açıklama yaparak ölenlerin üçte birinden fazlasının çocuk olduğunu ve felakette bir neslin topluca yok olduğunu açıklıyor. Yani yaşanan tam bir insani kriz ve felaket.

 

Üstelik tüm bu tabloya henüz BM'nin ve Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı acil yardım gönderilmez ve temiz içecek su sağlanmaz ise bölgede salgın hastalıkların baş gösterebileceği ve felaketin boyutlarının çok daha dehşet rakamlara ulaşabileceği öngörüsü eklenmedi.

 

Buna rağmen 30 Aralık 2004 tarihinde kapanan Endonezya, Hindistan ve Hong Kong borsaları tavan yaptılar. Yanlış okumadınız, borsalar tavan yaptı! Yani hisse senetleri en yüksek tarihi değerden kapandılar.

 

En çok yükselişi de şimdiye kadar gelen rakamlarla 80,000 kişinin öldüğü yani en fazla kaybın yaşandığı Endonezya borsası yaptı! En çok yükselen hisseler arasında İnşaat, Enerji ve Petrol hisseleri başı çekiyor.

(Asia shares defy post-quake gloom )

 

"Analistler" bunun nedenini şöyle açıklıyorlar tüm bilgelikleri ile: Asya'da tsunami felaketinde ölenlerin çoğu günde bir doların altında gelire sahip olan en yoksullardı. Bu yoksulların zaten hayat sigortası, afet sigortası gibi lüksleri yaşarken de yoktu! Rakamlara göre depremde ölenlerin sadece onda biri sigortalı kişiler. Dolayısıyla sigorta şirketlerinin telaş etmesine gerek yok, sigorta sektörünün hisse senetleri değerleniyor.

 

Bu kadar da değil! Şöyle devam ediyor "Analistler": Yaşanan yıkımın büyüklüğü, başta Petrol, Enerji ve İnşaat sektörleri olmak üzere birçok sektörün canlanmasına ve bu alanlarda çalışan Küresel şirketlerin karlılıklarının artmasına neden olacaktır. Yoksulluk sınırı düşeceği için şirketler işçi giderleri de azalacaktır.

 

Bakın bu analistlerden Küresel bir şirket olan ABM Amro'nun analisti Eddie Wong ne diyor:

 

"Tabii ki bir çok kişinin hayatını kaybetmesi dolayısıyla tüm bu kaybı telafi etmek zaman alacak!"  Şunu demek istiyor: Günde bir dolara çalışmaya razı, ancak şimdi ölmüş işçilerin yerine yenilerini bulmak tabii ki zor olacak! Devam ediyor Eddie Wong: "Ölüleri gömmek ve kayıpları bulmak zaman alacak. Ancak bu ekonomik ölçüler açısından hiç de önemli sayılabilecek büyük bir olay değildir!"

(Asia shares defy post-quake gloom )

 

IMF'de yaptığı açıklamada felaket sonrasında yaşanacak yeniden inşa faaliyetlerinin büyük bir ekonomik canlılık oluşturacağını açıkladı.

 

Oysa ne beklersiniz, böylesi devasa bir yıkımdan sonra ülke ekonomileri de halkının yıkılışından etkilensin, ölümlerin yarasını sarma çabası tüm ekonomik birimlerin temel gündemi olsun. Yıkımdan, çürümeden, savaştan ve ölümden beslenen bir ekonomik sistem olabilir mi? Ne kadar çok yıkım olursa o kadar çok üretim olur, ne kadar çok ölüm olursa piyasaya o kadar taze para girer!

 

Ne dersiniz, Dünya Sağlık Örgütü'nün öngörüsü çıkar ve salgın hastalıklar Güney Asya' da milyonlara varan insanın hayatına mal olursa, Özel Sağlık Hizmetleri, Sağlık ve Hayat  Sigortası sektörlerinin hisseleri de tavan yapar mı? Neden olmasın, yeter ki piyasanın canı sağ olsun, yeni "tavan puanlar"dan kapansın endeks, biz dünya halkları savaşlarda öldürülmeye, salgın hastalıklarda kırılmaya, işsiz ve mülksüz kalmaya alışığız ne de olsa.

 

Bizim ülkemiz Türkiye' de genelde "işlerin yolunda gittiği" ve halkın "krizden kurtulduğu" piyasalara bakarak değerlendirilir. Borsa yükseliyor ve tarihi tavan yapıyorsa ekonomi "düze girmekte" ve "ekonomik göstergeler çıkış sinyali vermekte"dir. Öyle ya, şu sıralar IMKB de tarihi kapanış rakamları ile göğsümüzü kabartıyor.

 

Şimdi Güney Asya piyasalarını görüp ne demeli? Demek milyonlarca kişi açlıktan ölse, salgın hastalıktan kırılsa, cesetleri gömecek toprak bulunamasa da piyasa tanrısı memnun olabiliyor, tavan yapabiliyor. Günde 1 doların altında geliri olan en yoksulların yüz binlerle kitlesel ölümleri borsayı bırakınız etkilemeyi, piyasalara tavan yaptırıyor! "Güney Asya Ekonomik Mucizesi" böyle bir şey işte! Borsanın ve piyasanın diğer "ekonomik göstergeleri"nin ne kadar halkın çıkarını gösterdiği ortada değil mi?

 

Şimdi gel de şu eski sloganı hatırlama: "Kapitalizmi öldür, çünkü kapitalizm öldürür!"