Takviminizde İşaretleyin: 10/10/10

-
Aa
+
a
a
a

Dünya çapında iklim adaleti sağlanması ve iklim krizini aşacak çözümlerin uygulanması için uluslararası bir hareket olan 350.org hareketinden Will Bates Açık Gazete’de konuğumuzdu. Ömer Madra ve Ümit Şahin, Will Bates ile iklim değişikliğinin en açık sonuçlarıyla yüzleşmekte olduğumuz şu günlerde, 350.org hareketi ve 10 Ekim’de 125 ülkede birden yapılacak olan 10/10/10 kampanyası hakkında konuştular.

Dinlemek için:

İndirmek için: mp3, 28 Mb.

19 Ağustos 2010 tarihinde Açık Radyo’da Açık Gazete programında yayınlanmıştır.

Açık Gazete’nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.

 

*** 

 

Will Bates hafta sonu 10/10/10 hareketinin örgütlenmesi konusunda 2 gün sürecek toplantılar için burada. Kendisine hoşgeldin dedikten sonra hemen soralım, 10/10/10 hareketi nedir?

 

Will Bates: Harekete geçmek için bundan daha önemli bir yıl olabileceğini sanmıyorum, çünkü bu sene atmosferde karbondioksidin 392 ppm’e ulaşmış dünyanın neye benzediğini açıkça gördük.

 

ÖM: Yani her milyonda 392 parça karbondioksit var.

 

WB: Pakistan’daki seller, Amerika’daki sıcak dalgası, Rusya’daki orman yangınları ile durumun neye benzediğini gördük ve bu sene kaydedilmiş yılların en sıcağı olacağı da ortaya çıktı.

 

ÖM: Bunu Türkiye’de de duyduk.

 

WB: Evet Türkiye’de de çok büyük bir sıcakla karşılaştım. Bütün bunlara rağmen geçen sene Kopenhag’da hükümetlerin harekete geçmesine dair büyük başarısızlığın olduğunu biliyoruz.

 

ÖM: Evet birlikteydik zaten. Birlikte yaşadık o korkunç hayal kırıklığını.

 

WB: Bu sene de, Amerika’da da ayın şey söz konusu oldu, benzer bir şekilde büyük bir başarısızlığa uğranıldı, iklim değişikliğiyle ilgili yasanın geçememesi ile.

 

ÖM: Gönderilemedi bile zaten.

 

WB: Kongre’nin harekete geçmeye en yakın olduğu zamanda birdenbire ortadan kalktı.

 

ÖM: Başarısızlığın gerçek tanımı oldu.

 

Ümit Şahin: İnanıyor muydunuz senatonun kabul edeceğine?

 

WB: Çok yüksek değildi beklentimiz. Aslında geçse bile, oldukça zayıf birşeydi, ama yine de bunun kaybedilmiş olması önümüzdeki dönem açısından çok büyük başarısızlık oldu. 5 yıllık bir mücadelenin de en düşük noktasını oluşturuyordu. Bunların hepsi kötü haberdi, ama iyi haber, hareketin yeni bir enerjiyle, yeni planlarla ortaya çıkıyor olması. Bunların birincisi de en başta bahsettiğimiz, 10 Ekim 2010’daki 10/10/10 eylemi olacak.

 

ÖM: Global Work Party.

 

ÜŞ: Yani Küresel Çalışma Partisi.

 

ÖM: Parti ama siyasi parti değil, bayağı parti yapmak anlamında.

 

ÜŞ: Bunun temel amacı da liderlere bu krizi çözmek için yapılabilecek şeyler olduğunu ve bizim birşeyler yapmaya hazır olduğumuzu göstermek.

 

ÖM: Siyasetçilere “biz buradayız siz neredesiniz?” demek bir anlamda.

 

WB: Aynı zamanda insanların biraraya getirildiği gerçek bir parti de olacak, müzik vs... Tabii göstermek istediğimiz şey bir çözümün mümkün olduğu ve bunu bizim yapmak istediğimiz.

 

ÜŞ: Benim anladığım kadarıyla burada partinin bir de taraf anlamı da var sanki.

 

ÖM: Evet.

 

ÜŞ: Bizde pek olmayan bir anlamı.

 

ÖM: Evet “biz bir tarafız bu işin içinde” diye. Bill Mc Kibben “Çok öfkelenmek ve ondan sonra da harekete geçmek” dediği bir yazısında diyor ki, “bizim bunca yıldır sahip olmadığımız belki de tek şey bir hareketti, gerçek bir hareket oluşturamamıştık.” 

 

WB: Bu önemli bir gün, ama tabii ki hareketin hepsi bugünden ibaret değil. Aslında geçen sene 24 Ekim’de yapılan 350 eyleminde -ki dünyanın en büyük eylemiydi, en kalabalık, katılımın en yüksek olduğu eylemdi- başladı bu hareket. Bu da bu hareketin bir parçası.

 

ÖM: Evet, 24 Ekim’de dünyanın dört bir tarafından inanılmaz fotoğraflar gelmişti, Türkiye’de İstanbul’dan, Ankara’dan ve başka yerlerden de vardı. New York Times “dünyadaki en büyük simultane siyasi hareket” demişti.

 

WB: Şu ana kadar planlar çok iyi gidiyor, 125 ülke bu eyleme kayıt olmuş durumda ve bu rakam giderek büyüyor. Yapılacak şeylerden bir kaç örnek verirsek; bir çok yerde ağaç dikme törenleri yapılacak, ama onun dışında, mesela kenti temizleme gibi eylemler de yapılacak. Bunların içinde çok yaratıcı olanlar da var, mesela Yeni Zelanda’da bir kasabada , bir grup kentteki bütün bisikletleri tamir edecek ve insanlara da nasıl bisiklet tamir edileceğini öğretecekler. Bu şekilde bütün kentte herkesin çalışır, işe yarar bir bisikleti olması sağlanmış olacak, aynı zamanda eğlenmiş olacaklar ve biraraya gelmiş olacaklar ve bir çözüm örneği de sunmuş olacaklar. Pek çok başka yaratıcı örnek de var, bunları görmek için 350.org’u ziyaret edebilirsiniz.

 

ÖM: Yeni Zelanda’daki bu eylem herhalde o günün ilk eylemlerinden birisi, belki de birincisi olacak, çünkü güneş ilk orada doğuyor. Değil mi?

 

ÜŞ: Bütün yeni yıl törenleri gibi.

 

WB: Herhalde. 350.org web sitesinde çeşitli fikirler şimdiden yayınlanmaya başlamış durumda. Buradan fikir alınabilir neler yapılabileceği hakkında. Türkiye’den şimdilik 5 kayıtlı grup var, bu haftasonu yapacağımız çalışmada da bu gruplardan bir tanesiyle bu günde neler yapılabileceğine dair fikir geliştireceğiz.

 

ÖM: Bu çalışmanın yapılacağı yer neresi? Herkese açık mı?

 

WB: Şu anda kayıtlar tamamen doldu.

 

ÖM: Bunu çok kötü birşey olarak algılamıyorum ben.

 

ÜŞ: Kesinlikle. Çok erken doldu hem de.

 

ÖM: Türkiye’de de özellikle sıcak dalgaları ve Pakistan’daki sel felaketi  gibi olayların etkisiyle iklim değişikliği konusuna bir ilgi artışı var. Elimizde de pek çok program var, duyururuz bütün bunları.

 

WB: Şu anda bu olaylar Amerika’da konuşulan başlıca konular arasında. Sadece Rusya’daki orman yangınları ve Pakistan’daki sel felaketi değil, Amerika’nın her yerinde sıcak dalgalarının devam ediyor olması da etkili ve  New York Times’da da ilk defa manşete çıktı bu konu. Pakistan’da da 350 hareketinin bir parçası var. Geçen 24 Ekim’de müthiş bir katkı koydular Pakistan’daki arkadaşlarımız, fotoğraflarına bakabilirsiniz 350.org’un sitesinde. Tabii insanın kalbini feci kıran bir durum, çünkü şimdi orada hiç kabahati olmayan insanlar böyle bir felakete uğradılar. Her 10 kişiden 1’i sellerden etkilendi Pakistan’da. Gençlik İklim Ağı denen grup, bu felakete karşı yapılan çalışmalarda aktif olarak görev alıyorlar ve bu eyleme de katılacaklar. 10/10/10 eyleminin mesajı tamamen politik. Biz tabii ki çözüme hazır olduğumuzu ve nelerin çözüm olabileceğini göstermek istiyoruz, ama bunun ötesinde de liderlere, politikacılara çalışmalarını istediğimizi, gerekiyorsa yasalar geçirmelerini, gerekiyorsa ekonomi politikalarını değiştirmelerini söyleyeceğiz ve bundan daha acil bir zaman da olmadığını kendilerine hatırlatacağız. Mesele her zaman politikti, ama şimdi bir de onları, çalışmayan liderleri yani kanunları geçirmeyen, hatta tersi yönde işler yapan liderleri de utandırmanın da zamanı. Bir yandan eğlenip parti yaparken bir yandan da kuvvetli siyasi eylemle onları teşhir etmek.

 

ÖM: 10 Ekim 2010’da, yani 10. ayın 10. gününde çok önemli bir eylem var.

 

WB: Sonuçta umutluyuz ve merakla bekliyoruz. Bu bir başlangıç adımı, bu ilk adım yani.

 

ÜŞ: Meksika’da bu senenin sonunda geçen sene Kopenhag’da yapılan zirvenin 2011 ayağı yapılacak biliyorsunuz. Burada 350 ne yapacak?

 

WB: Benim dışımda herkes orada olacak, geniş bir ekip bulunacak. Tabii durum can sıkıcı, politikacıların harekete geçmediğini oturup görmek... Şu anda da yapılan açıklamalar da oradan çok fazla birşey çıkmayacağı yönünde. Bizim dramatik eylemler yapmaya ihtiyacımız var, en azından ülkelerin ortaya koyduğu hedefleri arttırmalarını sağlamak için. Bir de gelişmiş ülkelerin adaptasyon çalışmalarına mali yardım sağlamasını zorlamak için. Sonuç olarak umutlu olmak gerekiyor. Bir de iyi haber var; son yayımlanan metin taslağında 350 ppm tekrar gündeme geldi, yani 350 sayısı metne girdi..

 

ÖM: Daha bir iki gün önce yayımlandı hükümetler arası görüşmelerde. Belki bir kez daha hatırlatmakta fayda var, atmosferdeki karbondioksit oranı halihazırda milyonda 392 parçacığa çıkmış durumda. Halbuki endüstri devriminin başladığı, kömürün ilk kullanılmaya başladığı dönemin öncesinde 280’di bu sayı. Müthiş bir artış var ve buna atmosferin katlanmasına imkân yok. Bu durumda 2 derecelik bir sıcaklık artışı önleyemeyecek bir duruma geliyor. Bunun için da James Hansen başta olmak üzere dünyanın bütün önemli iklim bilimcilerinin ortaya koyduğu birşey var, bu oranı mutlaka 350’ye geri döndürmek zorundayız.

 

ÜŞ: Dha önceki görüşmelerde, resmi belgelerde “450’ye izin verilebilir” diye yazıyor. 450 sayısı felaketin ta kendisi.

 

ÖM: 350 maksimum zaten, dünyanın 1990’ların başında ulaştığı sayı. Şimdi onun çok ilerisine geçmiş kaosa doğru sürüklenmiş durumdayız. Şimdi tekrar 350’ye dönmek lazım, hareketin adı da onun için 350.

 

WB: Bu rakamın tekrar metne girmesini sağlayan bütün aktivistlere, bütün dinleyicilere teşekkür etmek gerek. Çünkü gerçekten bu eylemler sayesinde ve önümüzdeki Ekim ayının 10’unda yapacağımız eylem gibi eylemler sayesinde, bu aktivistlerin zorladığı ve bilim insanlarının zorladığı rakamlar anlaşma metinlerine kadar girebiliyor gerçekten.

 

ÖM: Eklemek istediğiniz birşey var mı?

 

WB: Burada olmaktan gayet mutluyum ve dinleyicilerinizden de aktivistlerin katılımlarıyla bunu bir gerçek haline getirmeyi de umut ediyorum.