No.436 - Savaş Kuşunun Kanatları

-
Aa
+
a
a
a

ABD’nin yönetici “hanedanı” Bush’larla yakın tarihin en zalim, en ırkçı ve en vahşi gücü olan Nazi imparatorluğu arasındaki yakın mali ilişkiler, onyıllardan beri dedikodu düzeyinde ortalıkta dolaştıktan sonra, nihayet kanıtlarıyla ortaya kondu. 60 küsur yıldır insanlık gardrobunun çekmecelerinde saklı duran iskelet, tozlarını ağzımıza burnumuza üfleyerek karşımızda arz-ı endam etmiş durumda. Geçen yıl ABD ulusal arşivlerindeki dosyaların üstündeki devlet sırrı perdesi -- tam kaldırılmadıysa bile -- aralandı. The Guardian gazetesi, belgeleri bizzat görmüş ve incelemiş: Bush hanedanının kurucu atası olan o uzun boylu, yakışıklı, güzel sesli iş ve siyaset adamı Prescott Bush’un yönettiği banka ve şirketler, Nazilerin önlenemez yükselişini finanse eden şirketlerle al takke ver külah vaziyetindeymiş. Almanya’nın en büyük çelik ve kömür şirketinin sahibi Fritz Thyssen Hitler’in yeryüzünü kana ve ateşe boyayan savaş ve ölüm makinesini finanse ederek korkunç servetlere ulaşırken, onun kanlı paralarını dünyada dolaşıma soktuğu paravan şirketler ağının en önemli ilmeklerinin müteveffa dede Bush’un maharetli parmaklarında örülmüş olduğu artık günışığına çıkmış durumda. Prescott Bush, ortağı olduğu Brown Brothers Harriman özel yatırım bankasını ve kendi yönetimindeki paravan UBC bankasını Thyssen paralarını işletmekte kullanmış: Bu iki banka 1930’ların sonuna kadar milyonlarca dolarlık altın, kömür, petrol, çelik ve ABD hazine bonosu satın alıp bunları Almanya’ya göndermiş. Dünyada her milletten 50 milyondan fazla insanın mahvına yol açan İkinci Dünya Savaşı’na böyle hazırlık yapmış Hitler.

 

Savaş hazırlığı bir yana, bizzat savaş sırasında Holocaust diye anılan o korkunç yeryüzü kıyımı sırasında da boş durduğunu söyleyemeyiz ata Bush’un: Hisse senetlerine sahip olduğu bir başka şirketi de (Silezya-Amerikan), Polonya’daki toplama kamplarında, özellikle korkunçluğu ile nam salmış Auschwitz’de Yahudileri köle işçi olarak çalıştırarak refaha kavuşan Alman şirketleriyle yakın ortak!

 

Allah’ın hakkı üçtür: Nazi Almanyası’nın -- adı bile dudak uçuklatmaya yeten -- dev kimya şirketi IG Farben’le dede Bush’un şirketleri arasında da sıkıfıkı iş ilişkileri olduğu ortaya çıkmış durumda. Yani, savaş makinesinde çalışan Yahudi, komünist, çingene, eşcinsel köleler artık çalışamaz hale gelince, bu kez de onları tarihe nam salmış gaz odalarında topluca boğup yoketmekte kullanılan Zyklon-B gazını üreten bu şirket Bush’gillerle ortaklık halindeymiş.

 

Kısacası, çoğu daha yeni açıklanan tarihi belgeler tartışma götürmez şekilde kanıtlıyor ki, Bugünkü ABD Başkanının dedesi, ABD Savaşa girdikten sonra ve Nazilerin insanlık suçları ve politikaları iyiden iyiye bilindiği zamanlarda (hatta şirketlerine “düşmanla işbirliği yapma” gerekçesiyle el konana kadar!), Hitler canavarını yaratan Alman şirketleriyle içiçe çalışmaya devam etmiş; bu ilişkilerden “yaptığı para” ile aile servetini yaratmış; siyasi hanedanının temellerini de bu parayla atmış. Hem ABD hükûmetine, hem de bizzat Bush ailesine 40 milyar dolar tazminat davası açan Holocaust’tan kurtulmayı başarmış iki Yahudi’nin avcukatlarının iddiasına göre, 400 bin Holocaust kurbanının ölümüne engel olunacak kararın alınmasını engelleyen büyük ABD şirketleri arasında Prescott Bush’un yöneticisi bulunduğu bir şirket de yer almaktaymış. ABD Hükûmeti ile Bush ailesi, haklarındaki tüm bu iddiaları reddediyorlar. (Bkz.: Ben Aris-Duncan Campbell, “How Bush’s Grandfather Helped Hitler’s Rise to Power”/”Bush’un Dedesi Hitler’in Yükselişine Nasıl Yardımcı Oldu?”, The Guardian, 25 Eylül 2004)

 

* * *

 

Dededen oğula, oğuldan toruna: Dede Prescott Bush, potansiyel Başkan adayı da oldu, ama senatörlükle yetinmek zorunda kaldı. Oğlu George W. H. Bush ise hem CIA hem de ABD Başkanı oldu. Torun W da ABD’nin halihazırdaki başkanı ve ikinci dönem için başkan adayı.Hem oğul, hem de torun, bilindiği gibi, Nazilerden sonra dünyanın gördüğü en korkunç ideolojilerden birinin, Wahhabi köktendinciliğinin kaynağını oluşturan Suudi hanedanı ile son derece yakın iş ilişkileri içinde. ABD tarihinde hiçbir Başkan (hele aynı aileden iki Başkan!), bir başka yabancı devlet yöneticileriyle böylesine samimiyet kurmamış. Hanedandan Prens Bender, ülkesinin ABD büyükelçisi, baba Bush’un 20 küsur yıllık iş ve aile dostu; ikisi birlikte ava çıkıyor; Prens’in Crawford’daki çiftlik ziyaretleri de iyi biliniyor.. ABD ve dünya tarihinin en korkunç anlık terör olayını gerçekleştiren 19 kişiden 15’i Suudi vatandaşıydı; 11 Eylül’den sonra tüm ABD hava sahası uçuşa kapatıldıktan sonra Suudi ailesinin 40 küsur ferdinin nasıl serbestçe uçurulup ülke dışına kaçırıldığı Fahrenheit 9/11 filminde seyredilebilir. Suud hanedanından 1 buçuk milyar dolara yakın bir mali akışın Bush ailesine ve onların yakın dostlarının şirketlerine, Carlyle, Halliburton, HarkenEnergy, vb.akıtıldığı da artık kimsenin bilgisi dışında değil. 13 Eylül 2001 günü, olayın üstünden 48 saat bile geçmemişken Beyaz Saray’da, Prens Bender’le torun Başkan Bush Truman terasında Küba purolarını tüttürürlerken ne konuşuyorlardı bilinmiyor. Ama, torun Bush’un elinde, El Kaide şebekesinin başlıca mali kaynağının zengin Suudilerin İslami vakıflar aracılığıyla sağlandığı bilgisi (CIA ve FBI) olduğu çok iyi biliniyor. O kadar biliniyor ki, bağımsız 11 Eylül Komisyonu raporu da bunu doğruladı.

 

Senato İstihbarat Komisyonu üyesi Bob Graham, geçenlerde yayımlanan kitabında, 11 Eylül teroristlerinden en az ikisine resmi Suudi desteğinin “çürütülmez” kanıtını gördüğünü net olarak yazdı. Graham, 11 Eylül Komisyon raporunun Suudilere ilişkin bölümünden 27 sayfanın sansürlendiğini ve bu sansürün de bizzat Bush’tan geldiği kanısında olduğunu da ekliyor. (Craig Unger, “ ‘War President’ Bush Has Always Been Soft on Terror”, The Guardian, 16 Eylül 2004)

 

* * *

 

Yüce Bush ailesi yeryüzü semalarında iki kanatla uçuyor: Nazilerin gümüş kartal kanadı ve Wahhabilerin kara şahin kanadı...

 

Devamı haftaya...