No.332 - Savaş gibi kârlı sektör var mı?

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!..

 

Eğlence işi gibisi yoktur, denir genellikle, ama savaş sektörü gibisi olmadığı da ortada.

 

Mezopotamya’nın başşehrinde Faruk Pekin’in değerlendirmesi ile “dünyanın en büyük kültür katliamı” gün be gün ilerlerken, “bir halkın kimliğini oluşturan geçmişin yok olmasına seyirci kalan ve kültürel aşağılamanın bir başka yolunu” sergileyen yüce Amerikan gücü, bu kimlik kırımı esnasında başka işler yapmaktaydı. Deniz piyadelerinin sadece üç yeri, yani petrol bakanlığını, istihbarat bakanlığını ve bir de elektrik tesislerini koruma almakla yetinmesinden bahsetmiyoruz.

 

O sıralarda, cinlere karışan Irak ordusundan arta kalan pek çok tank, top, uçak ve sınırsız sayıda mühimmat, Amerika’ya özgü metodiklik ve sistemlilik içinde tahrip edilmekteydi.

 

Savaşın bitmesinin ardından günün en önemli cümleciği haline gelen “ulusun yeniden inşası”

askeriye ile başlayacaktı elbette. Bush’un deyimiyle “California büyüklüğünde” bir ülkenin en büyük Amerikan “uçak gemisi” haline dönüştürülmesi muazzam bir proje tabii. İkinci Dünya Harbi’nden sonra girişilmiş en büyük proje olduğu da söyleniyor.

 

Buna, Petrol İş’in aylardır kullandığı o müthiş deyimle “Irak’ın özelleştirilmesi” projesi demekte de hiçbir sakınca yok. (Bu konularda en baba araştırma ve kitapları yayımlamış yazar-aktivist Naomi Klein’ın meseleyi ancak geçenlerde “Gizli Özelleştirme” diye adlandırmasından çok önce davranıp bu tespiti yapmış olmaları da ayrıca Petrol İş kampanyacıları adına övgüye değer doğrusu.)

 

Evet, ordu sıfırdan yenilenecek tabii: Bu işte aslan payının kimlere düşeceği şimdiden belli:

Halliburton Şirketi ve onun eski yöneticisi Dick Cheney başı çekiyor: Başkan Yardımcısı hem “eski” Şirketinden 1 milyon dolara kadar yıllık para almaya devam ediyor, hem de bu şirket –hakkındaki tüm önemli hile-hurda-yolsuzluk suçlama ve iddialarına rağmen – Pentagon’un en yüksek düzeyde “açık-uçlu, yani kâr garantili” sözleşme yaptığı kuruluşlardan biri olarak dünyanın pek çok yerinde, savaş ve çatışma endüstrisiyle ilgili sayısız iş yapıyor. (Halliburton ve onun yan şirketleri Vinnell, Kellogg, Brown & Root’un İncirlik, Ankara ve İzmir’den, Azerbaycan, Myanmar, Endonezya, Libya ve Nijerya’ya kadar uzanan akıl durdurucu ticari ilişkiler zincirinin bir özeti için, örneğin, bkz.: Lee Drutman ve Charlie Cray, Cheney, Halliburton and the Spoils of War/“Cheney, Halliburton ve Savaş Ganimetleri”).

 

Ganimet işinde başı çeken ikinci büyük ad olan Bechtel şirketi ile çok yakın işbirliği içinde olan Onset Technology şirketinin yönetim kurulu üyelerinden birinin de, savaşın başmimarlarından ünlü süpersavaşkan “karanlıklar prensi” Richard Perle olması da herhalde kimse için çok şaşırtıcı olmasa gerek.

 

Amerikan tankları nerede gümbür gümbür yürümeye başlarsa, kasalarına gürül gürül para akan şirketlerden biri de Carlyle Grubu. Başındaki Carlucci, en büyük savaşçı Rumsfeld’in ta üniversite günlerindeki güreş günlerinden beri yakın arkadaşı. Carlyle, yukarıda adı geçen Vinnell’i ile epey önce satın almış, kârlı işler yapmış, sonra da işte Cheney’in Halliburton’unun yan şirketine satmış. Carlyle’ın hissedar, yönetici ve danışmanları arasında eski ABD Başkanı Baba Bush, eski İngiltere Başbakanı John Major, Bin Laden ailesinin bazı fertleri bulunuyor. Şirket, yıllar önce “Crusader” (Haçlı) diye adlandırılan bir silâh projesine girişmiş, sonra çeyrek milyar doları cepledikten sonra o silâhın yapımından vazgeçilmiş. Carlyle’ın 11 Eylül’den sonra bazı yaptıkları: Senatoyu ve başka binaları şarbondan temizleme, havaalanlarında röntgen cihazları, savaş uçaklarına ve füzelere kompozit parçalar imali, askeri birliklere lojistik hizmetleri, ağır nakliye gemileri, uzay araştırmalarında kullanılan parçaların imali, istihbarat ve Savunma için ar-ge çalışmaları... (Bu konuda yazılmış yeni bir kitabı inceleyen makale için bkz.: Jamie Doward, “‘Ex-presidents club’ gets fat on conflict”, The Observer, 23 Mart 2003)...

 

* * *

 

Çok kompleks bir hikâyeden bahsediyoruz tabii, ve işin ancak ucundan bakılabiliyor. Eisenhower'in, yarım yüzyıl önce başkanlıktan ayrılırken yaptığı konuşmada bu kompleks yapının (asker-sanayi kompleksinin) dünyanın başına en büyük belâları açacağı konusunda uyarması boşuna değildi herhalde. Hazır savaş ganimetlerine geçmişken, elimiz değdiği, gözümüz gördüğü kadarıyla özetlemeye devam edelim. Listede daha epey isim var:

 

Dyncorp ve özel orduları, yeni sömürge valisi Jay Garner ve onun çok yönlü ilişkileri: İsrail, Nautilus, SY Technology, Jinsa, Perle, Feith, Mobbs, Ledeen, Çelebi... nanoteknoloji, Sony... Boeing, Lockheed Martin, Perle, Trireme, yeni bombalar, yeni silâhlar...

 

Anlatmakla bitecek gibi değil, ama

 

Devamı yarın...