Nisan 2003

-
Aa
+
a
a
a

"Yağmacılık, özgürlüktür"  Donald Rumsfeld, ABD Savunma Bakanı.

9 Nisan günü, işgalin başlamasından 20 gün sonra, birden Irak ordusu ortadan kayboldu ve bir öğlen Bağdat’ın büyük Firdevs Meydanı’ndaki devasa Saddam  heykeli, kafasına bir Amerikan bayrağı sarıldıktan sonra deniz piyadeleri tarafından yıkıldı. Irak’ta henüz dumanı tüten silah ya da kitle imha silahı bulunamamıştı, ama savaş sürüyordu.

Amerikan güçleri, Bağdat'ta gazetecilerin kaldığı Filistin Oteli’ne, El Cezire ve Abu Dabi televizyonu bürolarına ateş açmış, El Cezire muhabiri ile Ukraynalı ve İspanyol iki kameraman hayatını kaybetmişti. Savaşın başladığı 20 Mart’tan o güne kadar 11 gazeteci ölmüştü Irak’ta. Sivil kayıplar ise sayılamıyor, ama binlerle ifade ediliyordu. Independent muhabiri Fisk, çeşitli resmi ve yarı-resmi kaynaklardan aldığı bilgileri derleyerek haftada en az bin Iraklı sivilin öldüğünü hesaplıyordu. İnsani yardımın yetersiz kaldığı Bağdat ve Basra’da dükkanlar ile resmî daireler yağmalanıyor, İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye göre, bir hastanenin doktorları, gün boyunca en az 30 ölü ve 300 yaralı getirildiğini söylüyorlardı.Yıkılan, talan edilen yerler arasında Bağdat Arkeoloji Müzesi ile Sumer, Babil, Asur, Akkad müze ve sit alanları da vardı. İnsanlık tarihine yazı, takvim, sayı, şehircilik gibi en değerli armağanları vermiş kadim Mezopotamya medeniyeti, kırık tabletler, vazo kulpları, parçalanmış çanaklar ya da kavrulmuş evrak halinde yerlerde sürükleniyordu. Bağdat’taki Milli Kütüphane de ateşe verilmişti. Bush’un kültür danışmanı Martin Sullivan, o günlerde, Bağdat Müzesi’nin yağmalanmasına ülkesinin seyirci kalmasını protesto ederek görevinden ayrıldı.

Er Jessica Lynch’in kurtarılmasıyla, Steven Spielberg’ün ‘Saving Private Ryan’ filmi gerçek hayatta aşılmış gibi görünürken, kısa süre sonra bunun, Hollywood benzeri yeni bir Pentagon yapımı  “kurmaca” olduğu ortaya çıkacak, Bayan Lynch de kendisinin “propaganda aracı” olarak kullanılmasına itiraz edecek, ama bunlar Hollywood’la Pentagon’u ortak yapım yolundan geri döndürmeye yetmeyecekti. Öte yandan, 15 şirket, operasyon ismi ‘shock and awe / şok ve dehşet’i tescil ettirmek üzere başvuru yarışına girdi. Mesela Sony, yeni bir bilgisayar oyununa bu ismi vermeyi çok istiyordu.

Irak yönetiminin üst düzey isimleri iskambil kâğıtlarına basılmış fotoğraflarıyla aranır, Vietnam savaşından ve sivil korunma havacılık dairesindeki görevlerinden “imtina etmiş” olduğu ortaya çıkan Başkan Bush’un başkomutan kılığındaki oyuncak maketleri Amerika’da peynir ekmek gibi satılırken Pentagon, Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz’in teslim olduğunu duyurdu.

Bu arada Türkiye, Irak’ın kuzeyindeki Kürt grupların hareketlerinden rahatsızdı. Dışişleri Bakanı Gül, Amerikalı muadili Colin Powell’ın Kerkük'e giren Kürt gruplarının çıkartılacağı güvencesini verdiğini söyledi. Ancak, birkaç gün sonra Kerkük Kürt savaşçıların eline geçti. Ardından, Amerika güçleri, Irak’ın üçüncü büyük şehri Musul’a girdi. Bush yönetimi, Irak'ta Saddam rejiminin sona erdiğini ve ilk aşamada Irak’ta onarım ihalelerinin sadece Amerikan firmalarına verilebileceğini söylüyordu.

O günlerde, insanın gen haritasının tamamlandığı haberleri geldi. Haritanın, tıpta pek çok yeniliğin önünü açacağı belirtiliyor, insanın ve yeryüzündeki hayatın patentlenmesi sonucu şirketlerin elde edeceği kârların miktarı ise açıklanmıyordu.

Avrupa Konseyi, Kıbrıs’taki tıkanmanın başlıca sorumlusu olarak Cumhurbaşkanı Denktaş’ı gösterirken KKTC Bakanlar Kurulu, Güney Kıbrıs’a geçişleri serbest bırakmaya karar verdi. Karar, Rumların da pasaport göstermek koşuluyla Türk tarafına geçmesine olanak tanıyordu. İki taraf birbirine akın etti, insanlar doğdukları yerleri 29 yıl sonra görme fırsatını buldular ve dile getirilen endişelerin aksine kimse kimseyi kesmeye ya da boğmaya kalkışmadı.

Denktaş’ın 6 maddelik öneri paketini Rum tarafı reddederken Avrupa Birliği’ne aday on ülkenin birliğe katılım anlaşmaları Atina’da imzalandı ve Kıbrıs Rum Yönetimi, anlaşmayı, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında imzaladı.

Nisan ayında dünya (daha doğrusu Uzak Doğu) yeni bir hastalığa yakalandı (daha doğrusu yakalandığı söylendi): SARS.

Dünya Sağlık Örgütü, SARS nedeniyle, Hong Kong ve Pekin’e seyahat edilmemesi uyarısında bulundu. Uyarıdan Kanada’da etkilendi. Dünya çapında 851 kişinin ölümüne neden olan SARS’tan Türkler elbette etkilenmedi. SARS hastalığı, tıbbi tartışmaların yanı sıra ekonomik tartışmalara da konu oldu. Küresel ekonomide ağırlığını hissettirmeye başlayan Asya ekonomisi için de önemli bir tehditti SARS. Hatta, ABD’deki şirket skandallarının ardından, dünya ekonomisini etkileyebilecek bir tehdit. Virüsün önü alındı; yaz boyunca bir daha SARS ile karşılaşmadık. Ama, yılın son günlerinde SARS bir kez daha başını gösterecekti Çin’de.

Nisan biterken, kamuoyunda “Manisalı Gençler” olarak bilinen davada, 10 polisin, 60 ile 130 ay arasında, hapis cezalarına çarptırılmasına ilişkin karar Yargıtay tarafından onaylandı; Meclis Genel Kurulu, milletvekili seçilme yaşının 30'dan 25'e düşürülmesini kabul etti ve TBMM’nin 23 Nisan Resepsiyonu’nda tatsızlık çıktı. Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın verdiği resepsiyona Cumhurbaşkanı Sezer, komutanlar ve Cumhuriyet Halk Partisi katılmadılar.