Haziran 2003

-
Aa
+
a
a
a

"Barcelona sadece futbol takımı değil, Franco döneminde faşizme karşı başkaldırışın da sembolü. Böyle bir kültüre gidiyorum." 

Rüştü Reçber, Milli kaleci. (Barcelona'ya transferinden sonra İspanyol basınına verdiği ilk demeçten)

Haziran’a girilirken dünyanın sanayileşmiş 8 ülkesinin oluşturduğu G-8 zirvesi Fransa'nın Evian kentinde toplanmış ve liderler, Irak’ın yeniden yapılandırılması üzerinde anlaşmaya varmışlardı. Zirveyle beraber protesto gösterileri de devam ediyor ve yaklaşık 250 bin kişinin katıldığı yürüyüşte polisin sert tavrı tepkiyle karşılanıyordu.

Fırsatlar ülkesi Amerika’dan gelen bir haberde, Federal İletişim Komisyonu’nun (FCC) tekelleşmeyi artıracak yönde kararlar verdiği belirtiliyordu. Komisyon’un başında, Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın oğlu Michael Powell bulunuyor, yeni kararlarla mevcut medya kuruluşu sahiplerinin yeni televizyon kanalları kurmalarının önü açılıyordu. Kuruma, e-posta yoluyla 3 gün içinde 500 bin protesto mesajı gönderilmişti.

Bu arada, Irak’ta kitle imha silahları bulunamayınca, Başkan Bush yeni bir cümle kurmuş ve Irak’ın kitle imha silahları değil; silah programı bulunduğunu söylemişti. Ortadoğu gezisi sırasında yaptığı açıklamada, Irak’ta seyyar laboratuarlar var, diyordu Bush. O günlerde, BM silah denetim heyeti başkanı Hans Blix, ''alçaklar'' diye nitelediği bazı Pentagon yetkililerinin, silahlara ilişkin raporda, daha sert ifadeler kullanmaları için kendilerine baskı yaptığını söyledi. Britanya Hükûmeti de Irak tehdidini abartmadıklarını söylemekle beraber, istihbarat raporlarında hatalar yapıldığını kabul ediyordu. Kuzey Kore içinse istihbarata gerek yoktu; yetkililer, nükleer silah geliştirmeye çalıştıklarını ilk kez, açık bir dille ifade etmişlerdi.Irak’taki tehdit, savaş öncesine kıyasla daha büyük görünüyordu artık: Ordudan atılan yaklaşık 3 bin asker, tazminat alamazlarsa intihar saldırıları düzenleme tehdidinde bulundular. Ülkede, Paul Bremer'ın ordu ve Savunma Bakanlığı’nı dağıtmasının ardından 400 bin kişi işsiz kalmıştı. Irak’tan Türkiye’ye petrol sevkiyatı yapılan Kerkük-Yumurtalık boru hattında meydana gelen patlamalar sonucunda büyük yangınlar çıkıyordu.

Yapılan anketler, dünyada Amerikan karşıtlığının arttığını gösteriyor. Türk halkı içinde Amerika hakkında olumsuz düşünenlerin oranı yüzde 83 olarak belirleniyordu. O günlerde, Türkiyeli aydınlar, barış ve adalet talepleriyle ortak bir metne imza attılar. ‘Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’ başlıklı metin, bir basın toplantısıyla, yazar Adalet Ağaoğlu tarafından kamuoyuna duyuruldu.

Irak Savaşıyla ilgili istihbarat bilgilerinin ne kadar sağlıklı olduğu meselesi daha da büyük tartışmalara yol açacak, hatta bu nedenle, İngilizler’in resmi yayın kuruluşu BBC ile İngiliz hükûmeti arasında tarihlerinde benzeri görülmemiş bir kriz yaşanacaktı.

Bu arada ABD, deyim yerindeyse, ‘barış misyonunu’ Ortadoğu’da da sürdürme gayretindeydi. Dışişleri Bakanı Colin Powell, Filistin lideri Yaser Arafat’tan barış sürecini baltalamamasını istemiş ve “Değişikliğe uğramış bir Filistin yönetimi görmek istediğimizi açıkça ifade ettik” demişti. ABD Başkanı Bush, Filistin Başbakanı Mahmud Abbas ve İsrail Başbakanı Ariel Şaron’la bir araya gelmiş; barış sürecinde, iki ülkenin de sorumlulukları olduğunu söylemişti.

Bunlar olurken Kudüs'ün merkezinde bir otobüse düzenlenen intihar saldırısı sonucu, en az 26 kişi ölmüş, saldırının hemen ardından İsrail Gazze Şeridi'ne 24 saat içinde 3 füze saldırısı yapmıştı. Hamas liderlerinden Abdülaziz El Rantisi, tüm İsraillilerin hedef olduğunu söylüyordu.

Öte yandan, Rusya’da Çeçenistan sınırı yakınlarında, bir otobüse düzenlenen intihar saldırısında da Rus Hava Kuvvetleri'ne bağlı en az 15 görevli hayatını yitirmişti.NASA, Mars’ı incelemek üzere göndereceği iki füzeden birini fırlatmış, Spirit isimli bir robot yardımıyla gezegende su bulunup bulunmadığını araştıracaktı. ABD yıllardır araştırıyordu Mars’ı; bir yandan dünyaya vargücüyle barış getirmeye çalışıyor, bir yandan da belki yeni dünyalar arıyordu.

Türkiye, Haziran ayında, simgesel önemi büyük Luizidu davasında, 700 bin dolar tazminat ödemeyi kabul etti. AİHM’ye açtığı davayı kazanan Kıbrıslı Titina Luizidu’ya ödeme yapmayı kabul ederek Türkiye, bir Rum vatandaşıyla ilgili verilmiş kararı ilk defa uygulamış olacaktı. Bu kararın yanı sıra 6’ıncı uyum paketi de Meclis’e sunulmuş, Başbakan Erdoğan, yeni uyum paketinin ulusal program çerçevesinde olacağını belirtmişti. 20 Haziran günü kabul edilen pakette terör kavramı yeniden tanımlanmış ve kapsamı daraltılmıştı. Tasarıya göre, farklı dil ve lehçelerde özel televizyonlarda da yayın yapılabilecekti. O günlerde, İstanbul 2. Asliye Mahkemesi, Marquis de Sade’ın ‘Yatak Odasında Felsefe’, Erje Ayden’in ‘İkinci Caddenin Çılgın Yeşili’ ile ‘Hauptbahnhof’tan Bir Trene Bindim’ adlı eserlerinin imha edilmesine karar verdi. Kitap yayıncıları, temyiz için Yargıtay’a başvurmaya hazırlanırken tiyatro yönetmeni Mahir Günşiray, Hakkâri’de sahneye koydukları bir oyunda, dekorda bulunan sarı, kırmızı ve yeşil renklerden dolayı savcılıkta ifade vermek zorunda kaldı. Bunlar olurken, Meclis’te 7’nci Uyum Paketi için görüşmeler başlıyordu.

Haziran’ın sonuna gelinirken Genelkurmay Başkanlığı, 18 ay olan askerlik süresini 15 aya, 16 ay olan yedek subaylık süresini 12 aya; kısa dönem askerlik süresini de 8 aydan 6 aya indirmeye karar vermişti.

Amerikan Yüksek Mahkemesi, eşcinselliği bütünüyle suç kapsamından çıkaran kararı 3'e karşı 6 oyla kabul eder ve Eski DYP Şanlıurfa milletvekili Sedat Bucak, Susurluk davasında beraat edip hakkındaki iki dava da ertelenirken bir iyi haber daha geldi: Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin, daha önce Eylül ayında oylanması öngörülen Türkiye denetim raporu, 2004 yılına ertelenmişti. Böylece, Türkiye, gerçekleştirdiği reformları pratiğe aktarmak için 6 ay zaman kazanmış oluyordu.