Gezegenin Geleceği: 70. Gün

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

Bugün Kopenhag İklim Zirvesi’ne sadece 70 gün kaldı.

 

Öncelikle, Kopenhag yolunda önemli bir adım olan geçen haftanın, BM İklim Toplantısı’nın genel değerlendirmesini yapalım. Bu toplantı bazı açılardan hayal kırıklıklarıyla dolu çünkü alınan somut karar sayısı az. WWF'in Genel Direktörünün de dediği gibi “Aktif ilerleme adına hiçbir şey yapmadılar. Sonuçlardan çok da mutlu olamadım.”. Toplantı’nın esas konuları küresel karbon salımlarını azaltmak ve gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğiyle mücadelede fon sağlamaktı ancak bu konularda net açılımlar gerçekleşmedi, net rakamlar konuşulmadı. Yine de Obama'nın tüm dünyayı fosil yakıtlara artık teşvikleri kesmeye çağırması büyük bir adımdı. Çevre Hukuku Enstitüsü'nün açıklamasına göre yalnızca ABD bile böyle bir kararla tam 72 milyar doları yenilenebilir enerjilere yatırabilir. Sonuç olarak henüz karamsarlığa mahal yok. Dünya'nın en önemli 100 lideri bir araya gelip bir hafta boyunca iklim değişikliğinden bahsetti. Öyle ya da böyle bir şeyler yapılması gerektiğine karar verdi. Kapı hala açık.

 

Greenpeace, 2007'den beri elektronik aletler üreten uluslararası şirketleri, kullandıkları toksik kimyasal madde oranına göre kırmızıdan yeşile doğru sıralıyor. Apple ise bu listenin en sonlarında yer alıyordu, üstelik tüm şirketler yıllık ne kadar karbon salımına neden olduklarını açıklarken, Apple bundan kaçınıyordu. Bu durum başka çevre gruplarının da tepkisine neden olmuştu. Nihayet tüm bu karşı çıkışlar bir sonuca ulaştı. Apple, geçtiğimiz hafta sonunda web sitesinde ürünlerinin yaşam döngüsü boyunca ne kadar karbon salımına neden olduğuna dair bir rapor yayımladı. Açıklamaya göre bu sayı 10.2 milyon ton. HP, karbon salımını 8.4 milyon ton, DELL ise 471 bin ton olarak açıklamıştı. Bu arada Apple, 1994'ten beri ürünleriyle ilgili geri dönüşüm politikası uygulayan ve her yıl oranı arttırarak 2008'de ürünlerinin %42'sini geri dönüştürmeyi başarmış tek şirket.

 

25 Eylül, Dünya Sınırı Aşma Günüydü. Dünya Sınırı Aşma Günü, Küresel Ekolojik Ayak İzi Ağı www.footprintnetwork.org adlı organizasyonun her yıl üzücü bir dönüm noktasına işaret ettiği gün. Bu günün ertesindeki her an, doğadan taleplerimiz, bir takvim yılında kendini yenileyebilme kapasitesinin üstüne çıkıyor, doğa isteklerimizi karşılamak için kendini yok ediyor. Mesela ağaçları yeni ağaçlar büyümeden kesiyor, balıkları üremelerine fırsat vermeden avlıyoruz ve doğanın sınırlarını aşıyoruz. Başka bir deyişle, ekolojik aşırı harcamamızın netleştiği gün bugün.  Şu anda bir yıllık küresel taleplerimizin karşılanabilmesi için 1.4 gezegene ihtiyacımız var, yani 12 ayda yapmamız gereken tüketimi 10 ayda yapıyoruz. Bunun sonucunda yalnızca iklim değişmiyor, ormanlık alanlar azalıyor, türler yok oluyor, balıkçılık ölüyor, temiz su oranı azalıyor.

Kimi bilim adamlarına göre 1980’de kimilerine göre 1986'da sınırı aştık. Yani 20 yıldan fazladır yerküreyi tüketmeye devam ediyoruz. 1996'da Dünya Sınırı Aşma günü Kasım'a denk geliyordu çünkü doğanın verebileceğinden %15 daha fazla tüketiyorduk. Bu yıl ise dünyanın karşılayabileceğinden tam %40 daha fazla tüketiyoruz, bu nedenle Dünya Sınırı Aşma Günü Eylül'e denk geliyor. Bu sınırı yeniden yıl sonuna çekebilmek de bireysel farkındalık edinmek ve hükümetlerden bilinçli taleplerde bulunmaktan geçiyor.

 

Avustralya Queensland’da geçtiğimiz 10 yılda tam 25 bin koala öldü. Bu gidişatı engellemek isteyen binlerce eylemci geçen hafta Meclis Binası’na yürüdü. Ülkenin en hızlı büyüyen bölgesinde şehirleşmenin doğal yaşamı yutarak ilerlediği belirtiliyor. Böyle devam ederse koalaların kendi anavatanlarında yaşayacak yerleri kalmayacak gibi görünüyor.

 

Bu hafta Bangkok’ta gerçekleşecek BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Toplantısı öncesinde BM'in bir araştırması için bilim adamları 192 ülkenin karbon emisyon planlarını inceleyip geleceğe dair tahminlerde bulundu. Buna göre tüm ülkeler sera gazı salımlarını azaltmaya yönelik verdikleri sözleri harfiyen yerine getirseler bile dünya sıcaklıkları 2100’de 2009’dan tam 3 derece daha yüksek olacak. Hatta geçtiğimiz hafta gerçekleşen BM İklim Zirvesi’nin “iyi adamı” Çin’in bile tek başına dünya sıcaklığını 0.5 derece arttırması bekleniyor. Daha önceden yapılan tahminler, sıcaklığın toplam 3 derece artacağı ve bunun bile felakete yol açacağı yönündeydi. Yüzyılın sonuna kadar 6 derece artış yaşanması hakkında BM “kabul edilemez” yorumu yaptı. Bangkok öncesinde Filipinler’de Ondoy (uluslararası kod adıyla Ketsana) Tayfunu 6 saatte 334 milimetre yağış bıraktı, bu Manila Metropolü’nde kaydedilmiş en yoğun yağış.  En son bundan 42 yıl önce 24 saate 341 milimetre kaydedilmişti. Ondoy Tayfun’u şehrin %80’ini sular altında insanları ise çatılarda bıraktı... Greenpeace’in de kurtarma çalışmalarına katıldığı Tayfun iklim değişikliği ile başımıza geleceklerin sadece küçük bir göstergesi...

 

İşte tam da bu nedenlerle, Kopenhag yolunda atılan ve atılmayan her adımla dünyanın geleceği belirleniyor. Angela Merkel, geçtiğimiz hafta iklim değişikliğiyle ilgili atılan adımlardan memnun olmadığını ve Kopenhag’dan beklentilerinin yüksek olduğunu açıkladı. Almanya gibi küresel karar mekanizmalarını etkileme şansı çok yüksek olan bir devletin böyle bir açıklama yapması hala umuda yer olduğunu anlamına geliyor.

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 70 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor – sağlıcakla kalın.