Bir minibüse kaç kişi sığar?

-
Aa
+
a
a
a

Bugün hemen tüm gazetelerde Silivri’de ters yöne giren bir TIR’ın bir minibüsü biçtiğini ve 17 kişinin ölüp 8 kişinin yaralandığını okuyacaksınız. Tamam, TIR sürücüsü % 30000 hatalı. Zaten yakalanmış da. Peki bu konu yargıya intikal edip, sürücü bir ceza aldıktan sonra kapanacak mı? Bu sorunun cevabı evet. Bu sorunun cevabının evet olmasının nedeni ile bu olaylar da yinelenmeye devam edecekler. Çünkü sorun TIR sürücüsünün uyuyarak karşı şeride girmesi değil bana göre. Bu sonuç. Şimdi yeniden bazı noktaların altını çizmemiz gerekiyor.

 

1-       Ölü sayısı 17, yaralı sayısı 8. TIR sürücüsü sağlam olduğuna göre minibüste en az 25 kişi var demektir. Bu kaza olmasaydı (oldu gene farketmeyecek) biz bir minibüse 25 kişinin binmesini konuşacak mıydık? Hayır. Zaten şimdi de hemen unutacağız. Çünkü bizim doğal ulaşım tarzımız bu. Biz minibüs ile ulaşım kavramını yarattık, yetmedi yarattığımız kavrama uygulanabilir en ufak bir kural koymadık ve şu anda sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin her yanında minibüsler özellikle günün belirli saatlerinde kapasitelerinin çok üstünde insanla taşımacılık yapıyorlar. Anımsayın, sanırım geçen yıl Hacıbektaş şenliklerinden Adana’ya dönen otobüs nasıl olduysa  yine otobanda kaza yapmış ve medyada 63 yolcu bulunduğu yazılmıştı. Unuttuk biz bu olayı da. Bu nedenle bu kaza çok önemli değil. Potansiyel aşırı ölümlü kazalar her an her yerde olabilir.

 

2-       Biz minibüs ile ulaşım mantığını değiştirmek istiyor muyuz? Bu sorunun cevabı hayır. Çünkü minibüs ile ulaşım mantığını değiştirdiğiniz anda alternatiflerini yaratmak zorundasınız. Eğer bu alternatifleri mantıklı yaratırsanız, olmaz. Ya mantıksız bir alternatif yaratmalısınız, ya da mantıklı bir alternatifi bizim halkımıza benimsetmelisiniz ki, bu da olmaz. Demek istediğim şu; minibüsü kaldırırsanız yerine hiç değilse otobüs koymalısınız. Otobüsün akış hızının olmasını istiyorsanız neredeyse her 50 metrede durak olmamalı. Bir başka deyişle halkımız biraz yürümeli. Otobüsün saati olmalı ve çok az yanılma payı dışında otobüs bu saate uymalı. Bu saate uyabilmesi için güzergahta ayrıca trafik akış hızı sağlanmalı. Yani neredeyse her 50 metrede yaya geçidi olmamalı ve yayalar sadece kendilerine ayrılan yerden geçmeliler. Ayrıca diğer araçlar bu güzergahlar üzerinde kafalarına göre durmamalılar. Güzergahlar erişilebilir olmalı. Yani kentin her yeri yerleşim (konut veya iş) olmamalı. Peki bizde bunlar olur mu? Olmaz. Biz her yere yerleşir, iş yapar yaşarız. Biz nerede yola çıkarsak araç orada durmalı. Biz duraklara yürüyemeyiz. Biz saat kaçta yola çıkarsak önümüzde bir araç durmalı. Biz bekleyemeyiz. Biz nerede caddenin karşısına geçmek istersek geçeriz. Araçlar durmalı. On metre arayla iki kişi karşıya geçeceksek yan yana gelemeyiz. Trafik iki kez durmalı veya o benim yanıma gelmeli.  Biz aracımızı nerede durdurmak istersek durdururuz. Diğer geçecekler dikkat etsin. Bu yazdıklarıma itiraz edebilir misiniz?

 

3-       Biz genel olarak şehir içi veya şehir dışı karayolu bazlı ulaşımı değiştirmek ister miyiz? Hayır. Bunu siyasiler ister mi? Biz istemediğimiz için onlar da istemez.

 

4-       Biz otobanda bile bu kadar ölümlü kazalar yapmayı başarmış bir ulusken, çözüm diye duble yol yapmak ister miyiz? Evet. Biz hayatımızda sadece kaynak yaptığımız bayramda kullanacağımız bir yolda bile biraz trafik sıkışırsa veya şehirden zerrece farkı olmayan yazlığımızda bir an önce mangal yakalım diye duble yol istediğimizden, siyasilerimiz de duble yol, köprü isterler.

 

5-       Bizim için trafik sorunu aslında sadece kaza, ve aslında bol ölümlü kaza varsa gündeme gelmez mi? Ve bizim için trafik sorunu diğer sorunlardan bağımsız sadece aşırı hızdan kaynaklanan bir sorun mudur? Bu sorunun cevabı da evettir. Eğer trafik sorununu nüfusun nitelik ve niceliğinden başlayarak, sanayileşme, çevre ilişkileri ve kentleşmeye kadar giden bir çerçeveye oturtmazsak, ki oturtmayız, bu kazaların azalma olasılığı var mıdır? Bu sorunun cevabı hayırdır.

 

Bu soru ve cevaplar ışığında ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilemekten başka ne yapabiliriz? Zaten başka da bir şeyler yapmalı mıyız?