Ansari X Ödülü

-
Aa
+
a
a
a

Mojave Çölü, 14 Ekim 2004. Sabahın erken saatlerinde büyükçe bir hangardan, garip görünüşlü bir uçak yüzlerce seyircinin önünde pistin başına ağır ağır taşınıyordu. Bu garip uçak aslında iki ayrı araçtan oluşuyordu: White Knight ve SpaceShipOne. Bu araç, tarihte ilk defa, üç insan ağırlığındaki yükle, 15 gün içinde iki kez atmosferin sınırları dışına çıkıp geri gelmeyi başardı.

 

1960'lardan beri aya hatta diğer gezegenlere gitmeyi başaran insanlık için çok önemli bir ilerleme gibi durmuyor ilk bakışta. Daha önce 15 gün gibi bir sıklıkta olmasa da daha zor projeler başarıldı, ancak aynı araçla bu sıklıkta bir deneme ilk kez yapılıyor. Sivil uzay  uçuşları için bir ilk adım. Çok kısıtlı bir bütçeyle, küçük bir ekiple, devletten hiç yardım almadan gerçekleştirildi, işin belki de en ilginç ve önemli yanı bu. Uzay araçlarının ve uçuşların illa da devlet eliyle ve çok büyük bütçelerle yapılması şart değilmiş meğerse.

 

Bu deneme ile SpaceShipOne, Ansari X Prize adı verilen 10 milyon dolarlık bir ödülün sahibi oldu.

 

Ansari X Ödülü'nün tanımı şöyleydi:

 

Hiç devlet yardımı almadan sadece sivil teşebbüs kullanarak,Dünyadan 100 kilometre uzağa, yani atmosferin sınırı dışına üç kişiyi taşıyabilecek bir aracı yapan,Bu araçla dünyadan 100 kilometre uzağa gidip geri dönen,Bu yolculuğu iki hafta içinde aynı araçla tekrarlamayı başaran ilk takıma on milyon dolar olarak verilecek.

 

Çeşitli ülkelerden 24 takım bu ödül için yarıştılar. Bu ülkeler arasında Arjantin, Romanya ve İsrail de var. Sonunda bir Amerikan şirketi olan Mojave, SpaceShipOne adlı aracıyla yaptığı başarılı deneme sonucunda bu ödülü aldı. Bu, yakın gelecekte sivil bir uzay yolculuğunun gerçekleşmesi için çok önemli bir adım.

 

Bu ödülün hikâyesi de oldukça ilginç. Her şey 1994 yılında Gregg Maryniak'ın Peter Diamandis'e Spirit of St.Louis kitabını vermesiyle başladı. Havacılık tarihinin en önemli kahramanlarından biri olan  Charles Lindbergh bu kitapta Spirit of St.Louis isimli tek motorlu uçağı ile 1927'de ilk defa olarak tek başına Atlantik Okyanusu'nu nasıl geçtiğini detaylı olarak anlatıyordu. Lindbergh, hayallerin istenirse ve biraz da desteklenerek nasıl gerçekleştirilebileceğinin canlı örneği olmuş bu uçuşunu gerçekleştirdiğinde. New York'tan kalkıp, 33 buçuk saat süren bir yolculuktan sonra Paris'e indiğinde, aslında bugün 250 milyar dolarlık sivil havacılık endüstrisinin de önünü açmış oldu. Kitabı okurken Peter Diamandis'i en çok etkileyen konu Lindbergh'i böyle zorlu bir çabaya iten neden olmuş. Lindbergh Amerikan ordusunda kendi halinde bir pilotken, Atlantik'i geçme fikrini aklına sokan Fransız asıllı bir Amerikalı, Raymond Orteig olmuş.

 

Bir Fransız göçmeni olarak Amerika'da sıfırdan başlayıp otel zinciri patronluğuna ulaşmış olan Orteig, Atlantik Okyanusu'nu hiç durmadan geçen ilk pilota 25,000 dolarlık bir ödül vereceğini duyurmuştu. Orteig Ödülü, Atlantik Okyanusu'nun doğru bir uçakla geçilebileceğine inanan Lindbergh'i çok heyecanlandırdı. Hedefini gerçekleştirmek için detaylı bir plan yaptı. Önce dokuz iş adamını ikna edip on bin dolar yatırmaya ikna etti. Daha sonra yapımına katkıda bulunarak Ryan Havacılık'a hayallerindeki uçağı yaptırdı. Önce Amerika kıtasını 20 saat 21 dakikada geçerek uçağını denedi. Sonunda da ünlü uçuşunu yaparak Avrupa kıtasına ilk defa olarak tek başına hiç mola vermeden ulaştı. Lindbergh'in ve Orteig ödülünü kazanmak için uğraşan diğerlerinin en önemli özelliği, bu işi devlet yardımı olmadan yapıyor olmalarıydı. O zamana kadar sadece askeri kullanımı olan uçaklar için önemli bir dönem başlamış oldu: Sivil havacılık

 

Peter Diamandis, Lindbergh'in kişisel biyografisini okuyunca, sivil havacılık tarihinde Orteig Ödülü'nün ne kadar önemli bir yer tutuğunu anlamış ve benzer bir ödülün hayatı boyunca düşlediği uzay yolculuğunun gerçekleştirilmesi için işe yarabileceğini düşünmüş.

 

Diamandis bu hayalinin peşini bırakmayarak Byron K. Lichtenberg, Colette M. Bevis ve Gregg E. Maryniak ile birlikte X Prize Vakfını kurdu. Birçok iş adamının da katkısıyla 1996'da Lindbergh'in de "memleketi" olan St.Louis'de X Ödülü halka ve uzay endüstrisine duyuruldu. X Ödülü Diamandis'le aynı hayali paylaşan birçok iş adamı tarafından desteklendi. En önemli desteği İran'lı iki kardeş olan Anuşe ve Amir Ansari yaptığı için, ödül 2004'ün Mayıs'ında Ansari X Ödülü adını aldı. Bayan Anuşe Ansari ve kayınbiraderi Amir'in, hayatlarındaki en büyük hayal bir uzay yolculuğu yapmakmış. Önceleri, California'lı milyoner Dennis Tito'nun yaptığı gibi uluslararası uzay istasyonuna bir seyahat satın almak istemişler. Fakat Diamandis uzay yolculuğunun herkes için mümkün olabilmesi için bu hayallerinden vazgeçip paralarını X Ödülüne yatırmaya onları ikna etmiş.

 

Mojave, Ansari X Ödülü'nü kazanmak amacıyla kurulmuş bir şirket. En önemli yatırımcısı Microsoft yazılım şirketinin kurucularından Paul Allen.  Microsoft'tan kazandıklarını Mojave Havacılık ve Seattle Rock Tarihi Müzesi gibi birçok ilginç projeye yatırıyor. SpaceShipOne'ın asıl tasarımcısı ve üreticisi Scaled Composites isimli bir firma. Scaled Composites, 1982'de SpaceShipOne'ın da tasarımcısı olan Burt Rutan tarafından kuruldu.

 

Burt Rutan sivil havacılığın günümüzdeki en önemli öncülerinden. Sekiz yaşında model uçak tasarlayarak başlamış Rutan mesleki hayatına. Uçak mühendisi olduktan sonra Amerikan Hava Kuvvetleri'nde test pilotluğu yapmış. 1974'te ordudan ayrıldıktan sonra ilk şirketi olan Rutan Uçak Fabrikası'nı kurmuş.

 

Rutan'ın SpaceShipOne'dan önceki en önemli başarısı Voyager isimli uçak. Kardeşinin pilotluk yaptığı Voyager, 1986'daki dokuz günlük uçuşunda hiç durmadan dünyanın çevresini dolaşarak ilk kalktığı yere inmeyi başarmış. Rutan'ın SpaceShipOne ve Voyager dışında onlarca uçak tasarımı bulunuyor.

 

SpaceShipOne uzay aracının tasarımcısı Burt Rutan, kendisine 10 milyon dolarlık X Prize Ödülünü kazandıran SpaceShipOne'ın ikinci tarihi uçuşundan birkaç hafta önce Wired dergisi ile sohbet etti. İşte söyledikleri: 

 

 

X Prize'dan Sonra

 

Aralık 2004

Wired

 

Burt Ruton Kim?

 

Scaled Composites, Mojave, California, Kurucu ve Genel Müdür

 

• Arkadan pervaneli, önde küçük kanatları olan, denge kayıbını engelleyen bir mekanizmaya sahip (stall-proof) bir kit uçak olan VariEze'yi tasarladı.

•1986'da, dünyanın çevresindeki turunu, hiç durmadan, 10 günde tamamlayan ve kendi ağırlığının 10 katı ağırlıkta yakıt taşıyabilen ve çok hafif bir uçak olan Voyager'ı tasarladı.

 

• 18 saat boyunca 16 kilometre yükseklikte uçabilen, ve hücre iletişimlerinden suborbital* uzay fırlatmalarına kadar herşeyde yüksek rakım platformu olarak kullanılabilen, rokeltli uçak Proteus'u yaptı. 

 

• Geçtiğimiz sonbaharda iki kez 100.6 km'lik bariyeri kırmış olan iki kişilik uzay gemisi SpaceShipOne'ı geliştirdiği için10 milyon dolarlık X Prize ödülünü kazandı.

Neredeyse yarım asırdır hükümet, insanlı uzay araştırması üzerinde tekel kurmuş durumda. Tahmin edilebileceği gibi, bu yaklaşım zararımıza olmuştur. NASA yıllar önce atılmış olması gereken, utanç verecek derecede pahalı ve tehlikeli bir uzay mekiği programına yapışmış tutunuyor. SpaceShipOne'dan önce, uzaya gitmek isteseydiniz Rus Soyuz roketi ile yolculuk için 20 milyon dolar ödemeniz gerekirdi. Artık şu netleşti: İnsanlı uzay yolculuğu için en ümit vadeden yer özel sektör, NASA değil. Açık piyasada girişimciler ve bu işle uzay amatörleri 10 yıl içinde NASA'nın 46 yıldır yapamadığını gerçekleştirecekler: Karayipler'e gemi seyahati fiyatına, gökyüzüne doğru, emniyetli ve güvenli yolculuk fırsatı.

NASA'nın sayısız başarısızlığı, pek çok açıdan bürokrasi, tekelcilik, ve yenilik için gereken riske karşı beslenen, kireç tutmuş hoşnutsuzluğun berbat bir bileşiminden oluşuyor. Columbia uzay mekiği, geri dönüşü sırasında Texas üzerinde parçalandıktan sonra, NASA'nın yöneticisiSean O'Keefe, Columbia Kaza Kurulu'nun rapor önerileri doğrultusunda, kurumun yeni "Riske Hayır" politikasını açıkladı: Tüm mekik uçuşları, mekiğin onarılamaz zarar görmesi durumunda, mürettebatın Uluslarası Uzay İstasyonu'nda (ISS) çıkış yapmasına izin vermek zorunda. Bunun sonucunda, NASA Hubble Teleskobu'na geri dönmüyor, çünkü ISS'den çok uzak. Eğer kurum politika olarak Hubble'a mürettebatlı uçuş yaptırmayacaksa, Mars'a ve daha da ötesine nasıl astronot yollayacak?

Önümüzdeki dönemde özel sektör tarafından yürütülecek olan insanlı uzay araştırmasında pazar güçleri, gelişmeyi teşvik edecek ve yeni, az masraflı uzay teknolojileri sağlayacak. Özel havacılık endüstrisinin tarihini rehber olarak alacak olursak, özel geliştirme çabaları daha da emniyetli olacaktır. Olmak zorundadır da. Yük, yolcular –uzay turistleri, araştırmacı vatandaşlar, heyecan arayanlar, her kimse. NASA'nın finanse ettiği bir araştırma, uzaya bilet fiyatlarının 100,000 USD'ye düşmesi durumunda neredeyse 1 milyon insanın bilet alacağını göstermiş. Bu, 100 milyar dolarlık bir endüstri. Microsoft'un kurucularından Paul Allen, başlangıç sermayesi olarak 20 milyon dolar verdi. Öğrendiğim şey, suborbital uzay yolculuğunu gerçekleştirmek için aslında hükümet kaynaklarına ihtiyaç olmadığı.

SpaceShipOne'ın teknolojisi nispeten basit ve ucuz. Donanımın neredeyse tümü tekrar kullanılabilir. Hatta gerçekten yıpranmaya açık olan bölümler, sadece iniş takımlarındaki taşımalar, ki onlar da kolayca ve masrafsız bir şekilde yenilenebiliyorlar. Teorik olarak uzay gemisi, herhangi bir havaalanından havalanabilir veya iniş yapabilir. Atış rampası veya pahalı bir üsse gerek yok – tek gereken 2.74 km uzunluğunda bir pist. Sadelik, güvenliği getirir.

NASA'nın mürettebatlı uzay uçuşlarından çekilip, asıl güçlü yanı olan uzay teknolojileri  temel araştırma ve geliştirme konularına yönelmesinin zamanı geldi. Son zamanlarda doğru yöne adım atarak, Ocak 2006'da, 9 yıllık bir görevle Pluton ve Kuiper Belt'e gitmek üzere yapılan derin uzay veri uydusu planlarıyla ilgili görüşmek üzere özel sektörden uzmanları davet ettiler.

İnsanlı uzay uçuşu ise, şahsen pilotları, uzay meraklılarını, ve risk sermayecilerini dümene oturttuğumuz zaman gelişmeye başlayacak.

Biz şimdiden teknolojimizin lisansını, İngiliz girişimci Richard Branson'ın özel bir uzay turizmi girişimi olan, kişi başına 200,000 dolara bilet satmayı planlayan Virgin Galactic firmasına verdik, ve onlar da üç yıl içinde uçuşları başlatacaklar. Çok ucuz olmamakla birlikte, zaman içinde fiyatlar inecektir. Şansımız varsa, NASA'nın uzay veri uydusu Pluton'a ulaşana kadar, özel havayolundan uzay uçuşu için yer ayırtıyor olacaksınız.

*Suborbital: Dünyanın yörüngesinde tam bir devir yapmayan.

After the X Prize, Wired, Aralık 2004

Çeviren: Nuşin Odelli

Kaynakça:

 

http://www.xprize.org/

http://www.charleslindbergh.com/

http://www.scaled.com/

http://www.virgingalactic.com/

http://www.arcaspace.ro/