Aklıma Gelenler - 3

-
Aa
+
a
a
a

26 Nisan 2002 Cuma sabahı 07.00 uçağı ile gittiğim Trabzon’dan, 9 Mayıs 2002 Perşembe sabahı 09.40 uçağı ile geri döndüm. “BIRAKIYORUM” adlı makalemde bundan böyle Tiyatro Müziği yapmama kararımı geniş bir biçimde nedenleriyle açıklamıştım. Ancak, 1982 yılında ben Konservatuvarda öğrenci iken, benim Tiyatro Müziğine başlamama vesile olan eski dostum ve sevdiğim bir arkadaşım olan Devlet Tiyatrosu oyuncusu ve rejisör Murat Karasu beni arayınca doğrusu akan sular durdu. Çünkü Murat’la yapacağım çalışmanın beni üzmeyeceğini biliyordum. Öyle de oldu zaten. Tiyatro Müziği konusundaki kararımı şu yönde değiştirdim: Bundan böyle sadece Devlet Tiyatroları ve olursa Şehir Tiyatroları ile çalışacağım. Sebebi çok basit. Ödeme konusunda pürüz yaşamayacak olduğum yegane kurumlar olmalarının yanı sıra özgürce ve nitelikli çalışmalar yapabilme imkanı olması.

Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun William Shakespeare’in “Bir Yaz Gecesi Dönümü Rüyası” adlı eserinin Can Yücel tarafından “Bahar Noktası” olarak çevrilen oyununun müziklerini bestelemek ve müzik direktörlüğünü üstlenmek, son zamanlarda yaşadığım en hoş çalışmalardan biri oldu diyebilirim. Oyunda müzikler canlı söyleniyor ve enstrumanlar canlı çalınıyor. Enstrumanları oyuncular çalıyor. Bütün oyuncular oldukça yetenekli ve tiyatro sanatına inançları tam. Bu oyun aynı zamanda 15–23 Mayıs 2002 tarihleri arasında Trabzon’da gerçekleşecek olan “3. Uluslararası Karadeniz’e Kıyısı olan Ülkeler Tiyatro Buluşması”nın açılış oyunu olacak ve yeni sezonda gösterimine devam edecek. Tüm oyunculara, Devlet Tiyatrosu yönetimine ve Trabzonlulara iyi niyetleri ve misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum. Çok hoş ve anlamlı bir 13 gün geçirdim Trabzon’da.

 

Hiç bir fark yoktur

 

Geçenlerde çıkan bir haber dikkatimi çekti. Afyon ilinde bir Caz Festivali düzenlenmesi nedeniyle, ildeki bazı yerel gazeteler ve kuruluşlar, festival aracılığıyla kültür emperyalizmi yapıldığını iddia etmiş, eleştiriler etkinliğin gençleri kendi müziklerinden uzaklaştırıp Batı müziğine yönlendirdiği iddiaları çerçevesinde dolaşmış. Eğer siz Batı Müziği eğitimi ve kültürünü, ülkenin sadece Batı bölgelerinde verilmesi gereken bir kültür olarak algılayıp, ağırlığı İstanbul – Ankara – İzmir üçgeni içine sıkıştarırsanız olacağı budur.

Yerel basının mantığından yola çıkarsak, o zaman Afyon’da Renault ve Fiat araba kullanılmasıyla da Batı emperyalizmi yapılıyor demektir. O zaman o arabaların kullanımını da yasaklayın. Halk neyin ne olduğunun bilincinde beyler. Halk, sizlerden daha bilinçli. Her tür müziğe saygısı vardır. Bu gerici düşünce, Köy Enstitülerini kapatan düşüncenin bir uzantısı. Halkın bilinçlenmesini istemeyen bir düşüncenin ürünü. Onlar bilmezler ki, Caz Müziği ile Makam Müziği arasında ne denli paralelikler var. Bizde kanun çalan kişi TAKSİM yapar, caz müziğinde saksafon çalan kişi EMPROVİZE yapar. Arasında hiç bir fark yoktur.