Bay ve Bayan Covid’den post-Covid mesajı

-
Aa
+
a
a
a

Hepinize sonsuz teşekkürlerimizi, sevgilerimizi, dostluk ve kardeşliğimizi iletiyoruz. Daha iyi bir dünya için hep birlikte, yola devam. Eskisi gibi – hatta şimdi daha bile azimli olarak!

Sevgili Dostlar,

Sizlere yayın üzerinden kısa süreliğine de olsa kavuşmak ve sizlerle viral (sanal) olarak kucaklaşmak harika bir duygu. Şimdi bu duyguyu paylaşmak için yazıyoruz.

30 Temmuz 2020 Perşembe (arife) sabahı Açık Gazete yayınının başında aktardığımız Covid pandemi verileri şöyleydi:

Dünya’da 17,187,414 toplam vaka; 670,202 vefat

Türkiye’de: 229, 891 toplam vaka;5,674 vefat

***

Şimdi, 23 Ağustos Pazar öğlen bu satırları paylaşırken ise rakamlar şöyleydi:

Dünyada toplam vaka:23, 401, 003; toplam vefat:808, 987

Türkiye’de toplam vaka:257 bin 32; toplam vefat 6 bin 102.

Yani, istatistik açıdan bakıldığında gerek dünyada, gerekse ülkede şu 3 haftayı biraz aşkın sürede 6 milyonu aşkın yeni vaka ve 140 bine yakın vefat artışı, hiç de güvenilir olmadığı her yerde açıklanan resmi verilere göre bile pandemide yavaşlamak şöyle dursun, ürkütücü bir yayılma sürecinin devam ettiği aşikâr.

Dünyanın önde gelen düşünür ve aktivistlerinden Noam Chomsky’nin dediği gibi: 

“Hepimiz bu pandeminin köklerini kavramak zorundayız. Bu kökleri kavrayıp imha etmezsek bir yenisi ve daha kötüsü gelecektir. Şu âna kadar bayağı şanslıydık aslında. […] Son 10-15 yıl içinde gelen pandemilerde ya Ebola’da olduğu gibi virüs çok ölümcüldü ama çok bulaşıcı değildi, ya da COVİD-19’da olduğu gibi çok bulaşıcıydı ama çok ölümcül değildi. Peki ya yeni gelecek virüs hem çok bulaşıcı hem de çok ölümcül olursa ne yapacağız?” (DemocracyNow.org, Story, Noam Chomsky, July 30, 2020)

 Soru kelimenin tam anlamıyla can alıcı önem taşıyor. İşin acı tarafı, “gidişat tablosu” daha da vahim: yine Profesör Chomsky’nin altını çizdiği gibi:

“Her seviyede, sosyopat fanatiklerin liderliği altında toptan yıkım faciasına doğru manyaklar gibi koşturmaktayız. […] Üç temel mesele var. Birincisi, nükleer savaş tehlikesi tabii, ikincisi çevre faciası tehdidi, üçüncüsü de demokrasinin çürüyüp bozuşması. Ki, bu sonuncu da ötekilerle çok bağlantılı, çünkü ancak bilgi sahibi, angaje bir kamuoyu sayesinde bu iki varoluş krizinden kurtulma konusunda herhangi bir umuda sahip olabiliriz ancak.” (agy)

***

İşte hastalığın ardından Emekli Bay Covid olarak gözlemlerimin bir bölümü böyle, “teorik.” Bu konudaki olağanüstü tedbirliliğimize rağmen nasıl hastalığa yakalandığımız konusundaki “asrın esrarı”nı aydınlatma çalışmalarımız da devam ediyor. (Şimdilik dünyanın en büyük medyumları aracılığı ile Agatha Christie’nin ruhunu çağırma seanslarını sürdürdüğümüzü söylemekle yetinelim.) 

İşin “pratik” tarafına gelince, bundan önceki 4,5 ay boyunca yaptığımız gibi, tedbiri bir an olsun elden bırakmamak gerektiği de çok açık görünüyor. Belirsiz bir süre daha böyle devam etmek zorundayız.

***

Sevgili dostlar,

Şimdi de mesajın son ve galiba en önemli bölümüne geldik: 15 günü hastanede, son bir haftası da evde süregelen bu biraz sıkıntılı ve zorlu Covid macerası, benim ve eşim Meral’in hayatına olağanüstü bir de yenilik getirdi. Dinleyici, destekçi, programcı ve çalışan arkadaşlarımızın dünyada da benzeri sık görülmeyecek bir dayanışma, destek ve sevgi halesi ile kuşatıldık bir anda. 25 yıldan beri çeşitli vesilelerle vurgulamaktan geri kalmadığımız ortak varlığımız ya da “müşterek”imiz Açık Radyo’nun, küçük çocuklardan bayağı aksaçlılara kadar geniş bir yelpaze içinde uzanan dev bir dostlar ve yakınlar çevresi içinde nasıl önemli -hatta biricik- bir yer tuttuğunu gösteren sayısız destek, sevgi ve dostluk mesajı, ilk günden başlayarak bugüne kadar eksilmeden üzerimize bir yıldız yağmuru gibi yağdı. Müthiş birşeydi! Bir işe yaradığımızı, bunun da ötesinde, insanların birbiriyle ancak dayanışma ile güçlenip anlam kazandığını bize gösteren hakikaten benzersiz bir deney.

Gelen sayısız mesaj arasından ikisini seçip özetlemeye çalışarak bitirmeliyiz bu gittikçe uzayan mesajı.

Kadim dostlarımızdan bir dinleyici, destekçi ve programcımızın, radyomuzdan ortaya fışkıran “sinerji” (ortak enerji) konusundaki özlü mesajını daha da özetleyip alıntılayalım:

“Kahramanlara Virüs işlemez

Günlerdir NEFS’imle mücadele ediyorum; çünkü sürekli beni kışkırtıyor, ya size telefon edeyim, veya taksiye atlayıp kapınıza dayanayım diye… Böylece bir daha anladım, HEM sevginin ne kadar bencil olduğunu, HEM sizi ne kadar sevdiğimi…Yıllardır herkese ısrarla ve inatla söylediğim cümleyi, artık sizinle de paylaşmalıyım: 

Bu memlekette bugüne kadar yapılmış tüm girişimler arasında, sahiden BAŞARILI, sahiden FAYDALI, sahiden MUCİZEVİ bir tek örnek var; AÇIK RADYO!..

Ve böylesi kirli/zehirli bir ortama rağmen sağlıkla ve yüksek-verimle yaşayabilen bu organizma…

Bu kanaatin yalnız bana değil, pek-çok, yüzlerce/binlerce insana ait olduğunu biliyorsanız, tüm ilaçların üstünde bir Enerji/Terapi gücünüz var demektir…

E, iyileşmek için daha ne lazım ki!..

Dost ve dinleyicilerinizin sevgilerinden oluşan sinerjiye karşı koyabilecek bir virüsü, henüz komplo-teorisyenleri bile hayal edemedi…”

                                                    ***

Aynı yöndeki neredeyse sayısız harikulade mesajdan bir diğerinde de sevgili dinleyici, programcı dostlarımızdan biri atalık buğdaydan kendi yıllardır beslediği ekşi maya ve sevgi ile yoğurduğu ekmeği ve ona sürecek doğal malzemeyi bize getirip bizimle paylaşmanın kendisine de verdiği o müthiş iyileştirici, şifa verici gücü vurgulamakta, bundan duyduğu ortak mutluluğun altını özenle çizmekteydi.

Bunların ötesinde ne denebilir ki?

Gördüğümüz büyük ilgiden, dayanışma ruhundan, gösterilen müthiş empatinin verdiği iyileştirici güçten daha fazlası ne olabilir ki?

Hepinize sonsuz teşekkürlerimizi, sevgilerimizi, dostluk ve kardeşliğimizi iletiyoruz. Daha iyi bir dünya için hep birlikte, yola devam. Eskisi gibi – hatta şimdi daha bile azimli olarak!

Sevgiler, saygılar, selamlar

 

Ömer Madra, Meral Mutlu Madra

(Post-Covid’liler)