2021'in ardından (Birinci bölüm)

-
Aa
+
a
a
a

İnsanlar tarafından üç kelimeyle, "yorucu", "yitik", "kaotik" olarak tarif edilen 2021 yılının sonunda, Türkiye ve dünya gündeminden siyasi, ekonomik, iklim-çevre ve COVID-19'a dair haberleri derlediğimiz programın ilk bölümü. 

Boğaziçi Üniversitesi öğretmen eylemi
Can Candan

Ocak

Ayın sözü:

Katil olmadığını kanıtlamak için adeta aptal olduğunu kanıtlamaya çalışan bir devlet.

Agos gazetesinin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink katledilişinin 14. yılında anıldı. Rakel Dink eşi Hrant Dink'in vurulduğu yerde yaptığı konuşmada devletin cinayetteki rolüne ve sorumluluğuna dikkat çekti. (Agos)

Dünya:

- 2021 yılına dünyanın dört bir yanında yılbaşı eğlencelerinin yasaklanmasıyla girilirken tüm bunlara neden olan salgının başladığı Çin’in Wuhan kentinde ilginç bir şekilde sokak partisiyle yeni yıla girilecekti. Çin yönetimi pandemiyi yendiğini göstermek için Vuhan partisini bir gösteri haline getirmiş olsa da pandemi tüm hızıyla 2021’e de damgasını vuracaktı. Ancak Çin ekonomisi 2020 yılında yüzde 2,3'lük büyüme kaydederek geçen yıl büyümeyi başaran tek gelişmiş ekonomi olacaktı.

- Bloomberg'in dünya milyarderlerinin servetiyle ilgili yıl sonu raporu, gezegendeki en zengin 500 kişinin 2020'de toplam servetlerine 1.8 trilyon dolar daha eklediğini ve toplam net servetlerinin 7.6 trilyon dolar olduğunu gösterecekti.

dünya zenginlerinin karikatürize edilmiş bir hali

("Habersiz sınav: Yardımsever milyarder ne demektir? - Bill Gates: 250 Milyon Dolar, Carl Ichan: ?, Jeff Bezos: 100 Milyon Dolar, Mark Zuckerberg: 58 Milyon Dolar" / Kaynak: Washingon Post) 

- Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam tarafından yapılan araştırmaya göre, dünyanın en zengin 10 kişisinin toplam serveti, koronavirüs salgını sırasında 540 milyar dolar artmıştı. Oxfam'a göre bu parayla hem dünyada virüs yüzünden kimsenin yoksullaşmaması sağlanabilir hem de herkese yetecek sayıda aşı satın alınabilirdi. Öte yandan Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü de işsizliğin küresel olarak yüzde 1,1 ya da 33 milyon kişi artarak 220 milyon kişiye yani %8,8’e çıktığını açıklayacaktı.

- Yeni yılın ilk Çarşamba’sında ABD’de tarihî olaylar yaşanacaktı. ABD Kongresi’nde 20 Ocak’ta görevi devralacak Joe biden için Kongre’de oylama gerçekleşecekti. Aslında sonuçları önceden belli olan bu oylamada Biden’ın başkanlığı resmiyet kazanacakken oylama öncesinde Proud Boys isimli paramiliter grubun çağrısıyla birkaç bin Trump taraftarı “Amerika’yı Kurtar Yürüyüşü”nde bir araya gelecekti. Trump’ın da katıldığı mitingte Trump’ın hileli seçim sonuçlarını tanımayacağını söylemesinin ardından yüzlerce kişi Kongre binasını basacaktı

  • Kongre’yi basan grubun Konfederasyon bayrakları taşıması, üzerlerinde Nazi sembolleri olması bir faşist isyan olarak yorumlanacaktı. Çıkan olaylarda biri polis 5 kişi hayatını kaybedecek ve Washington DC’de bir haftalık olağanüstü hal ilan edilecekti. Baskında yer alanların beşte birinin daha önce orduda görev yaptığı da ortaya çıkacaktı.
  • Kongre baskınına rağmen aşırı sağcılar durmayacaktı. Kongre baskını hakkında bilgi edinmesine rağmen bunu gerekli kurumlara iletmediği ortaya çıkan FBI, Kongre baskınından bir hafta sonra 20 Ocak’ta gerçekleşecek Biden’ın yemin töreni için 50 eyalette silahlı grupların eylem yapmaya hazırlandığını açıklayacak ve başkent Washington’da iki hafta süreyle Olağanüstü hal ilan edilecekti. Buna rağmen yemin törenine iki gün kala birkaç eyalette yüzlerce paramiliter silahlı gösteriler düzenlenecekti.

ABD Kongre baskınından bir kare

(2021'deki Amerika Birleşik Devletleri Kongre Binası baskınından bir kare / Kaynak: Win McNamee/Getty Images)

- Tüm yaşananlara ve eleştirilere rağmen, Trump başkanlığı devretmeden önceki veda konuşmasında “hareketimiz daha yeni başlıyor” diyerek siyaseti bırakmayabileceğini ima edecekti.

- Biden ise yemin töreninin hemen ardından, daha ilk gününde, Trump’ın kararnamelerini geri alan 17 kararname imzalayacaktı. Ayrıca Trump’ın Oval Ofis’teki diet kola düğmesini de kaldıracaktı! İlk gün kararnamelerinin en önemlisi ABD’yi yeniden Paris İklim Anlaşması’na dahil eden süreci başlatan kararnameydi. 

- İngiltere’de Wikileaks kurucusu Julian Assange hakkında mahkeme kararları açıklanacaktı. Mahkeme, Assange'ın casusluk ve gizli bilgileri sızdırmakla suçlandığı ABD'ye iade talebini reddedecekti. Ancak ilginç bir şekilde red nedeni olarak Assange’ın yaşadığı sağlık sorunlarını ve intihar etme riski taşımasını gösterecek ve fakat bu durum nedeniyle avukatlarının yaptığı tahliye başvurusunu ise reddedecekti. 

Assange için miting

Julian Assange'ın ABD'ye iade davasının görüldüğü Londra Mahkemesinin önünde, Assange'ın iade edilmemesi için düzenlenen protesto. / Kaynak: Tolga Akmen/Agence France-Presse — Getty Images)

Türkiye:

- Türkiye yeni yıla çok ilginç bir gece yarısı kararnamesi ile girecekti. 1 Ocak gecesi Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak Melih Bulu’nun atandığı ilan edildi. Yüksek Lisans ve Doktora öğrenciliğini Boğaziçi Üniversitesi’nde yapan ve tezlerinde intihal yaptığı ortaya çıkan, daha da önemlisi AKP üyesi olan ve seçimlerde aday adayı dahi olan Bulu’nun bu şekilde atanmasına karşı Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenleri “Kayyum Rektör İstemiyoruz” diyerek eylemlere başlayacaktı.

  • Öğrencilerin eylemleri sonrası polis çok sayıda öğrencinin ve eylemcinin evine şafak operasyonu yaparak, evlerinin kapılarını kırarak girecekti. Gözaltına alınanlar hükümet yetkilileri tarafından terörist olmakla suçlanacak, gözaltında hakaret ve kötü muameleye maruz kalacak ama sonunda hepsi serbest bırakılacaktı. Okulun kapısına vurulan kelepçe tarihi bir sembol olarak hafızalara kazınacaktı. Valilik salgın tedbirleri kapsamında nedense sadece eylemlerin yapıldığı Beşiktaş ve Sarıyer’de eylem ve gösteri yasağı getirecekti
  • Boğaziçi Direnişi’nin en önünde kadın ve LGBT+ öğrencilerin yer alması iktidar çevrelerinin de hakaretlerini beraberinde getirecekti. Bu nefret söylemi üzerine Boğaziçi Üniversitesi’nde Onur Yürüyüşü gerçekleştirilecek, öğrenciler kendi yaptıkları Kayyumşah şarkısını birlikte söyleyecek ve ardından Kadıköy’de üniversitedeki mücadele ile dayanışan bütün kişi ve kurumların katılacağı dayanışma eylemine geçeceklerdi. Ancak, dayanışma eylemlerinde de polis şiddeti eksik olamayacaktı.

- Ocak ayının ilk iki haftası, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Yeniçağ gazetesi Ankara temsilcisi Orhan Uğuroğlu ile Afşin Hatipoğlu’na MHP’li kişiler tarafından saldırı düzenlenmesine sahne olacaktı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin danışmanı Yıldıray Çiçek, saldırıya uğrayanların itiraz ve şikâyetleri hakkında “üç yumruk yedikleri için ortalığı ayağa kaldırdılar” yorumunu yapacaktı. Bu saldırılarla birlikte yeni yılın ilk 15 gününde Türkiye’de 5 gazeteci fiili saldırıya uğramış olacaktı.

- Bu yıl 19 Ocak Hrant Dink anması ilk kez salgın nedeniyle online olarak gerçekleştirilecekti. Dink ailesi ve küçük bir grubun Agos gazetesinin eski binası önünde yaptığı anma canlı olarak yayınlanacak, Rakel Dink anmada şu sözleri söyleyecekti: “Basitçe söyleyelim: 'Hrant'ı FETÖ öldürdü' demek 'Ben yapmadım, elim yaptı' demek; 'Hrant'ı Ergenekon öldürdü' demek, 'Ben yapmadım, ayağım yaptı' demek. Sen ayağın, sen elin, sen dilin değilsen sen nesin?  14 yıldır görevini layığıyla yaptığını kanıtlamaya çalışan onca inkârcının, sanıkların ve tanıkların arkasında bir garip devlet görüntüsü var. Katil olmadığını kanıtlamak için adeta aptal olduğunu kanıtlamaya çalışan bir devlet…” Rakel Dink’in ardından anmada Başak Demirtaş’ın da konuşması yayınlanacaktı.

Mahkemede Kavala illüstrasyonu

(Osman Kavala savunmasını yapıyor / Çizim: Murat Başol)

- İstinaf Mahkemesi oybirliğiyle Gezi davası kararlarını bozacak, beraat eden başta Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu gibi birçok hak savunucusu isim yeniden yargılanacaktı. Birleştirilerek bir torba davaya dönüştürülecek olan Gezi ve Kavala davaları bu yıl da sürüp gidecek ve Osman Kavala bir yılını daha cezaevinde geçirecekti. 

- Türkiye’de Ocak ayının son haftasına başta ayçiçeği yağı olmak üzere gıda fiyatlarındaki artış damgasını vuracaktı. Hükümet gıda fiyatlarındaki artışa dair önlemler alacağını söylerken Cumhurbaşkanı Erdoğan yüksek fiyatla satış yaptığı iddiasıyla esnafı ve market zincirlerini suçlayacaktı. Ancak, 2020 yılındaki kuraklık, tohum ve gübre fiyatlarındaki artış gibi önemli sosyo-ekonomik gelişmeler gündeme hiç getirilmeyecekti.

İklim-Çevre:

- 2020 yılı ABD Havacılık ve Uzay Araştırmaları Merkezi NASA tarafından en sıcak yıl olarak ilan edilecekti. Benzer şekilde, okyanus sıcaklıklarında da 2020’nin en sıcak yıl olduğu açıklanacaktı. 

- Tek başına başladığı “iklim için okul grevi” ile yeni bir küresel iklim hareketinin oluşmasını sağlayan Greta Thunberg 3 Ocak’ta 18 yaşına girecekti. Artık reşit olan Greta esprili bir dille “Bu gece beni yerel bir barda iklim ve okul grevinin arkasındaki komplonun tüm karanlık sırlarını ve beni artık kontrol edemeyen kötü yöneticilerimi ifşa ederken bulacaksınız! Sonunda özgürüm!!” diyecekti.

- ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'ne (NOAA) göre, ABD’de geçen yıl her biri en az 1 milyar ABD doları değerinde hasara neden olan toplam 22 büyük doğa felaketi yaşanmıştı. Bu felaketlerde en az 262 kişi ölmüş ve toplamda 95 milyar dolar zarar kaydedilmişti.

- Uzmanlar, dünyanın son 50 yılda Güneş etrafındaki dönüş hızının artması nedeniyle, 2021 yılının normalden 0,05 milisaniye daha kısa olacağını bildirecekti. Kısalmanın küresel iklim değişikliğinden kaynaklandığını belirten fizikçi Prof. Delaney, eriyen buzulların dünya üzerindeki kütlenin konumlanma şeklini değiştirdiğini ve suların dünyanın dönüş eksenine yaklaştıkça onun dönme hızını arttırdığını ifade etti. Delaney, Dünya'nın bu durumunu “daha hızlı dönebilmek için kollarını bedenine yaklaştıran bir patenci”ye benzeterek açıklayacaktı.

- Geçen yılın yaz aylarında tarihinin en büyük ve en fazla yangınıyla karşılaşan Kaliforniya’da bu kez kışın ortasında kuraklık nedeniyle yeniden orman yangınları dalgası başlayacaktı. Bu, gelecekteki yaz aylarının da tehlikeli bir habercisiydi.

Greta Davos'ta

Greta Thunberg, Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu'nda dünya liderlerine çağrıda bulundu / Kaynak: AFP)

- Greta Thunberg, Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu için toplanan küresel zenginlere şöyle seslenecekti: “Dünyanın çok karmaşık olduğunu, değişimin bir gece içinde gerçekleşmediğini anlıyoruz. Ama 30 küsur yıldır laga luga yapıyorsunuz. Daha kaç yıla ihtiyacınız var acaba? Çünkü iş, iklim ve ekolojik acil durumuyla yüzleşmeye gelince, dünya hâlâ tam bir inkâr durumunda.”

- Araştırmalar, Grönland ve Antarktika buz tabakalarının erimesinin bir sonucu olarak gezegendeki buzul kaybının rekor bir oranda hızlandığını ortaya koyacaktı. Araştırma yapılan 1994-2017 yılları arasında 28 trilyon ton buzul kaybedilmiş, bu dönemdeki buzulların erime hızı %65 oranında artmıştı. Kaybedilen tüm buzun yaklaşık yarısı karadaki buzullardan geliyordu, bu da doğrudan doğruya küresel deniz seviyesinin yükselmesine neden oluyordu.

- 2032 Yaz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapma yarışına ‘dünyanın en soğuk şehri’ olarak bilinen Finlandiya’daki Laponya Bölgesi’nde bulunan Salla şehri de katılacaktı. Yılın en iyi ama ironik bir şekilde en gerçekçi esprisini yapacak olan Salla Belediyesi, yayınlanan tanıtım videosunda “12 yıl içerisinde buzlar yok olacak ve burası mükemmel bir göl olacak” diyecekti.

- Türkiye ise yeni yıla kuraklık alarmı ile girecekti. Yeni yıla birkaç hafta kala Diyanet İşleri’nin genelgesi ile tüm camilerde okunan yağmur duaları ne yazık ki pek işe yaramayacaktı. İstanbul’da barajlardaki su seviyeleri %19’a gerileyecek; Edirne, Çanakkale ve daha birçok ildeki barajlarda kurak kış mevsimi nedeniyle birkaç aylık su kaldığı açıklanacaktı. Hükümet yetkilileri ise kuraklığa karşı 150 kadar yeraltı barajı projesi geliştirdiklerini duyuracak, ama “yeraltı barajı” kavramının tanımını ve işleyiş biçimini açıklamayacaktı.

- Türkiye’de Ocak ayı sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle 72 merkezde sıcaklık rekorları kırılacaktı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de uzun yıllar Ocak ayı ortalama sıcaklığı 2,7 derece olarak ölçülmüştü. 2021 ocak ayında ise ülke genelinde ortalama sıcaklık 5,4 dereceye yükselmişti.  Ocak ayında en yüksek sıcaklık rekoru ise Cide, Sivas, Göksun, Gemerek ve Çorum’da kaydedilecekti.

- Yılın ilk ayında kuraklığın yanında Trabzon, Rize, Artvin ve Ordu’da 23 farklı noktada yangınlar çıkmıştı. Kış mevsiminde gerçekleşen yangınlar şaşkınlık yaratsa da ülke tarihinde Ocak ayında en yüksek sıcaklıkların Kastamonu-Abana’da 31,6 ve Giresun’da 29.1 derece olarak ölçülmüş olması, aslında ortada pek de şaşırtıcı bir durum olmadığını gösterecekti.

Covid-19:

- Pandemi meselesine geldiğimizde yılın ilk ayına korona aşılamalarındaki sorunlar damgasını vuracaktı. AB ülkeleri, Rusya, İsrail ve ABD gibi zengin ülkelerde başlanan aşılamalar umulan hızda yapılamıyordu. İsrail’de Filistinlilerin aşılanmaması, Polonya’da en önce siyasetçi ve ünlülerin aşılanması, İngiltere’de kura ile aşılama yapılması gibi uygulamalar tepki çekecekti. Yani aşı uygulamalarına daha ilk günden adaletsizliklerle birlikte başlanacaktı. 

Türkiye'de aşı uygulaması başladı

(Türkiye'de aşı uygulamalarının başlayacağı 13 Ocak'ta başladı)

- Aşı uygulamalarına en erken başlayan ülkelerde aşı karşıtlarının eylemleri de başlayacaktı. Hollanda’da aşılara başlanmasına rağmen yürürlüğe giren sokağa çıkma yasağına yönelik protestolar giderek büyüyecek ve aşırı sağcıların başını çektiği protestolar nedeniyle 15 kentte acil durum ilan edilecekti. Benzer şekilde İsrail’de de aşırı sağcılar koronavirüs kısıtlamalarına karşı sokağa çıkacaktı.

- Türkiye’de ise aşı uygulamalarına 13 Ocak’ta başlanacaktı. Her ne kadar Aralık ortasında başlanacağı söylenmiş olsa da aşılama çalışmalarına bir ay gecikmeli başlanmış olacak ve aşılar ilk olarak sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlanacaktı. Hükümet yetkilileri 24 saat içerisinde 254 bin kişinin aşılandığını açıklayacaktı.

- Ocak ayı sonunda tüm dünyada uygulanan aşı sayısı 99.91 milyon, Türkiye’de ise 1.99 milyondu.

Şubat

Ayın sözü:

İnsanlık doğayla savaşıyor. Bu çok anlamsız ve bu bir intihar.

BM Genel Sekreteri António Guterres’in, BM’nin yeni raporunda yer alan üç kriz; iklim krizi, türlerin yokoluşu ve kirlilik üzerine açıklaması. (Guardian)

Dünya:

- 1 Şubat’ta Myanmar’da ordu darbe yaparak yönetime el koyacaktı. Ülkeyi 2010 yılına kadar 50 yıl boyunca askeri bir diktatörlükle yöneten ordu, Kasım ayında gerçekleşen seçimlerde %60 oy alarak anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa ulaşan Liberal Ulusal Demokrasi Birliği’nin (NLD) seçimlere hile karıştırdığını iddia ederek darbe yaptı. Hayatının 15 yılını ev hapsinde tutuklu olarak geçiren insan hakları aktivisti ve NLD lideri Aung San Suu Çi de gözaltına alınacaktı. 

  • Onbinlerce kişi “Açlık Oyunu” filminin sembolü olan el işaretini de yaparak sokaklara inecek, gösterilere iş bırakan işçiler de katılmaya başlayacaktı. İlk üç hafta göstericilere ateş açmayan Myanmar’ın cunta yönetimi gösterilerin son bulmaması üzerine ateş açacak ve Şubat ayında katledilenlerin sayısı 50’yi aşacaktı.

- BBC, Çin'de Sincan Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin ve diğer etnik azınlıkların tutulduğu, Çinli yetkililerin "yeniden eğitim" adı verdiği gözaltı kamplarında, kadınların sistematik tecavüze, cinsel tacize ve işkenceye maruz kaldığını ortaya çıkaracaktı. BBC'ye konuşan bazı eski tutuklular ve bekçiler, kamplarda organize bir şekilde kitlesel tecavüz, cinsel taciz ve işkence olduğunu, bunu kendilerinin yaşadıklarını ve gördüklerini açıklayacaklardı.

Trump'tan kurtul afişli Beyaz Saray önünde eylem

(ABD Anayasası'ndaki azil maddesi bulunan büyük pankart, protesto amacıyla Kongre binasına karşı serildi / Kaynak: Justin Lane/EPA/EFE)

- ABD Kongresi'nin 6 Ocak'ta basılmasının ardından “isyanı kışkırtma” suçlamasıyla Senato'da azil oylaması yapılan ABD eski Başkanı Donald Trump, oylama sonucu azledilmekten kurtulacaktı. Daha önce Temsilciler Meclisi’nde azil kararı onaylanan Trump’ın suçlu bulunması için 100 üyeli Senato’nun üçte ikisinin yani 67 senatörün oyu gerekiyordu. Ancak 50 Demokrat senatör yanında sadece 7 Cumhuriyetçi senatörün Trump’ın azledilmesine destek vermesi nedeniyle Trump azledilmekten kurtulacak, hatta mitinglerle siyasette kalmaya devam edecekti.

- Bir basın açıklaması sırasında ABD Kongre baskınına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan her nedense baskını gerçekleştirenlerin PYD ile bağlantılı olduğunu söyleyecekti. Erdoğan, “Nitekim Amerikan Kongresi'ne yönelik menfur eylemde başı çekenlerin, bölücü örgütün Suriye kolu YPG/PYD ile bağlantıları ortaya çıkmıştır. Bu saldırıyla terörün, insanlıkla beraber demokrasinin de düşmanı olduğu bir kez daha anlaşılmıştır” diye konuşacak ve fakat bu iddiaya dair hiçbir kaynak ya da kanıt göstermeyecekti. 

- Şubat ayının son günlerinde Ermenistan’da Genel Kurmay Başkanı çok sayıda üst düzey generalin de desteğiyle Başbakan Nikol Paşinyan’a muhtıra verecekti. Dağlık Karabağ’da yaşanan yenilgiden beri ülkede milliyetçi gruplar ve ordu Paşinyan’dan rahatsızdı. Muhtıranın ardından Paşinyan destekçileriyle birlikte darbe girişimine karşı sokağa inecek ve Genel Kurmay Başkanı Onnik Gasparyan'ı görevinden alacaktı. Ancak muhtıraya destek veren Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan bu kararı onaylamayınca Paşinyan da erken seçim çağrısı yapacaktı.

Türkiye:

- Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden eylemlerde okulda açılan bir sergide yer alan Kâbe fotoğrafının üzerinde gökkuşağı bayrağının yer alması sebebiyle Boğaziçi öğrencilerine karşı kampanya başlayacaktı. Sergiyle alakası olmasa da Melih Bulu ilk icraatını gerçekleştirerek üniversitenin LGBTİ kulübünü kapatacaktı. Sergi nedeniyle iki öğrencinin tutuklanması üzerine üniversitede akademisyenler basın açıklaması yaparken öğrencilerin kampüs kapısı önünde basın açıklaması yapmasına ise izin verilmeyecek, hatta kampüs çevresindeki binaların çatılarında keskin nişancılar görevlendirilecekti

  • Öğrenciler polis şiddetine karşı sorularını yanıtlaması için rektörlük binası kapılarında beklemeye başlayınca kayyum-rektör Melih Bulu çevik kuvveti kampüse sokacak ve polisin müdahalesi öğrenciler tarafından canlı yayında an be an kamuoyu ile paylaşılacaktı. Polisin müdahalesiyle 159 öğrenci gözaltına alınacak ve ertesi gün çok sayıda ilde dayanışma gösterileri gerçekleşecekti. İstanbul’da, Kadıköy’e yapılan eylem çağrısı üzerine Beşiktaş ve Sarıyer’den sonra bu kez de Kadıköy için de covid-19 salgını gerekçesiyle gösteri ve yürüyüş yasağı getirilecekti. 
  • Kadıköy’de yasağa rağmen buluşan öğrencilere polis bir kez daha müdahale edecek ve çok sayıda öğrenci gözaltına alınacaktı. Vatandaşlar İstanbul’un çeşitli mahallelerinde baskılara karşı akşamları tencere tava eylemleri gerçekleştirmeye başlayacaktı. 

- Boğaziçi mücadelesinin yaygınlaşması üzerine diğer üniversitelerdeki öğretim üyeleri de destek eylemleri yapmaya başlayacaktı. ODTÜ, İTÜ, Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Cerrahpaşa üniversitelerinde çok sayıda akademisyen, cübbeleriyle birlikte basın açıklamaları gerçekleştirecek ve üniversiteler için özerklik, öğrenciler için de özgürlük talep edilecekti.

- İçişleri Bakanlığı Şubat ayının ilk beş gününde yaşanan Boğaziçi protestolarında 38 ilde 528 kişinin gözaltına alındığını duyuracaktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Boğaziçi eylemlerinde gözaltına alınanlar hakkında birçok örgüt ismi sayarak ve sayılar vererek terör örgütü bağlantılı kişiler olduklarını söyleyecekti. Ama gözaltına alınanların her biri birkaç gün içerisinde serbest bırakılacaktı

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında öğrenciler için “siz öğrenci misiniz, siz talebe misiniz, yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz?" diyecekti. Oysa ortada ne rektörlük baskını vardı ne de terör örgütü üyeliğinden tutuklanan tek bir eylemci
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerin Kâbe’ye hakaret ettikleri, terör örgütü üyesi oldukları ve LGBT oldukları gibi söylemlerin ardından bir de “Osman Kavala denen kişinin karısı da bu provokatörlerin içinde” diyecekti. Erdoğan’ın bu sözlerine karşı Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Ayşe Buğra’nın öğrencileri ve meslektaşları kendisi ile dayanışma açıklamaları yapacaklardı. 

Soma davası, mahkeme önü protesto

(Fotoğraf: Sosyal Haklar Derneği)

- Beş kişilik heyetten oluşan Yargıtay 12'nci Ceza Dairesi'ne üç yeni üye atanacak ve yeni üyelerle birlikte heyet ilk olarak Soma'da 301 madencinin ölümüyle ilgili verilen cezaları bozacak, ardından da dava kapsamında tutuklu bulunanları tahliye edecekti. Böylece davada hiç tutuklu kalmamış, ölenler ise öldükleriyle kalmış olacaktı. Yıl sonunda Soma'da Erdoğan'ı protesto edenlere, maden faciasından 6 yıl sonra dava açılacak, avukatları da "İşçinin canını hiçe sayanlar değil, mağdurlara dava açılıyor” diye itiraz edecekti.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli Uzay Programı"nı açıklayacaktı. Hedef 2023'te Ay'a gitmekti. Bir de astronot yerine Türkçe bir kelime bulunması gerektiğini söyleyecekti. Bu açıklamayla aşka gelen Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal ise bir isim önerisi yapamasa da uzaya ilk giden Türk’ün orada ezan okumasını isteyecekti.

- MİT TIR'ları görüntülerini gazeteci Can Dündar’a ilettiği gerekçesiyle hapis cezası verilen ve milletvekilliği düşürülen CHP milletvekili Enis Berberoğlu hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararı sonucu Meclis Genel Kurulu’nda hakkındaki tezkere okunduktan sonra Enis Berberoğlu yeniden milletvekili vasfını kazanacaktı.

- Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'ın Gara bölgesine düzenlediği hava operasyonunda bir mağarada çoğu güvenlik görevlisi olan 13 Türkiye vatandaşı ölü olarak bulunacaktı. 13 kişinin kimisi 6 yıldır olmak üzere uzun süredir PKK’nin elinde bulunduğu ortaya çıkacaktı. Erdoğan’ın yakında yeni bir “müjde” vereceğini açıklamasının ardından beklenen müjdenin verilmemesi ve yerine 13 ölü ile operasyonda 3 askerin öldüğü haberinin verilmesi bunun başarısız bir kurtarma operasyonu olduğu iddialarına neden olacaktı.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Bizim Yunus" Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşma, dört yıl önce dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın yaptığı konuşmanın aynı çıkacaktı. Bu tuhaf olay Erdoğan’ın metin yazarlarının kopyala-yapıştır yöntemiyle metin hazırladıkları şeklinde alaya alınacaktı.

İklim-Çevre:

- İklim aktivistleri Luisa Neubauer, Greta Thunberg, Anuna de Wever van der Heyden ve Adélaïde Charlier, kaleme aldıkları ortak bir metinde kamuoyuna şu sözlerle sesleneceklerdi: “İster sosyal ve ırksal adalet, ister iklim veya çevre adaleti, isterse cinsiyet eşitliği, demokrasi, insan-, yerli halklar- LGBTQ- ve hayvan hakları, ifade ve basın özgürlüğü için mücadele olsun, ister dengeli, esenlikli, işleyen bir yaşam destek sistemi mücadelesi olsun. Eşitlik yoksa, hiçbir şeyimiz yok demektir. Hangi krize veya meseleye öncelik vermemiz gerektiğini seçmek ve bu konuda bölünmek zorunda değiliz, çünkü hepsi birbiriyle bağlantılı zaten.” Bu cümlelerin ardından aktivistler devletleri iklim acil durumu ile yüzleşmeye davet edecek ve taleplerini sıralayarak metni imzaya açacaklardı. Metin birkaç gün içerisinde 100 binden fazla kişi tarafından imzalanacaktı. 

- Fransa’da görevli mahkeme, iklim krizini çözme konusunda sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerini yerine getirmediği gerekçesiyle Fransız devletini suçlu bulacaktı. Bu tarihi karara giden süreç dört Fransız çevre örgütünün açtığı davayla başlamış, 2,3 milyon kişinin imzaladığı bir dilekçe ile kamuoyunda yayılmıştı.

Hindistan'daki selden kurtarma çalışmaları

(Buzul kırılması iki baraj projesini silip süpürdü ve Hindistan'ın Uttarkand kentinde ani, yoğun sele neden oldu. Kurtarma çalışmaları günlerce sürdü / Kaynak: The Guardian)

- Hindistan'ın kuzeyinde Batı Himalaya’lardaki Uttarakhand eyaletinde, dağ buzulunun eriyip büyük buz parçalarının düşmesi sonucu bir barajın duvarları buz kütlelerinin çarpmasıyla yıkılacaktı. 15 atom bombasına eşdeğer enerji çıkaran buzulların düşmesinin büyük bir seli de tetiklemesi sonucu onlarca kişi ölecekti. Biliminsanları, Himalayalardaki buzulların son on yılda radikal düzeyde eridiğini daha önce söylemiş, BM de olaydan sadece iki hafta önce eski barajların küresel ısıtmanın olası felaketlerine hazırlıklı olmadıkları konusunda uyarıda bulunmuştu. 

- Yeni bir araştırmaya göre, fosil yakıt kaynaklı hava kirliliği dolayısıyla 2018'de küresel olarak 8,7 milyon kişi hayatını kaybetmişti. Bu, o yıl ölenlerin beşte biri anlamına geliyordu.

- Mauna Loa Gözlemevi 5 Şubat’ta dünyanın küresel ısıtmada yeni bir rekor kırdığını açıklayacaktı. Açıklamaya göre atmosferdeki sera gazları yoğunluğu 419.45 ppm (milyonda parçacık) olarak ölçülmüştü.

- Dünyada sıcaklık rekoru kırılırken ABD aşırı soğukların etkisi altına girecekti Özellikle en güneydeki Teksas eyaletinde bastıran aşırı soğuklar ve fırtına en az 58 kişinin ölümüne, 5 milyondan fazla kişinin de elektriksiz kalmasına neden olacaktı. Eyalette, elektrik altyapısı tamamen çökecek, ısınamayan vatandaşlar için 130’dan fazla ısınma merkezi oluşturulacaktı. Biliminsanları, bu aşırı soğukların kutuplardaki hava akımının küresel ısınma sonucu güneye inmesi ile yaşanmış olabileceği yorumunda bulunacaklardı.

Kuzey Buz Denizi'nde ilk: Tanker şubatta geçti

(Buzkıran Christophe de Margerie gemisi, Kuzey Denizi Rotasında'ki seferi sırasında / Kaynak: Sovcomflot)

- Tarihte ilk kez Şubat ayında bir ticari gemi buzullarla kaplı olması gereken Kuzey Denizi Rotasını geçmeyi başaracaktı. Bir buzkıran gemisi öncülüğünde yük gemisi küresel ısıtma sonucu Şubat ayında olması gereken kalınlığa ulaşamamış olan buzları kırarak hedefine varmıştı. Böylece, küresel ısıtma ekosistem için yeni felaketlere sebep olurken ticaret alemi için yepyeni fırsatlar sunmuş olacaktı.

 - 16 uluslararası çevre kuruluşunun hazırladığı "Dünyanın Unutulan Balıkları" başlıklı raporda, tatlı su balığı türlerinde "feci" bir azalma olduğu belirtilecek ve bu balıkların üçte birinin yok olma tehdidi altında olduğu uyarısı yapılacaktı. Raporda 80 tatlı su balığı türünün yok olduğu kaydedilirken, sadece geçen yıl 16 türün ortadan kaybolduğu vurgulanacaktı.

- Şubat ayında Nature Geoscience adlı bilim dergisinde yayınlanan bir araştırmanın verilerine göre, Avrupa'ya ılık ve ılıman hava getiren akıntı sistemi Gulf Stream'in temelini oluşturan Atlantik Okyanusu sirkülasyonunun, bin yılın en zayıf akıntı hızında olduğu açıklanacaktı. Bunun olası sebebi olarak iklim değişikliğine işaret edilecekti.

- Sağlık ve Çevre Birliği HEAL (Health and Environment Alliance) tarafından 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde yayınlanan "Türkiye'de Kronik Kömür Kirliliği: Kömürün Sağlık Yükü ve Kömür Bağımlılığını Sona Erdirmek" başlıklı rapora göre, Türkiye'de aktif olan 28 kömür santrali; 26 bin 500 çocuk bronşit vakasına, 3 bin erken doğuma, 3 bin 230 yetişkin bronşit vakasına, 11 milyon 300 bin hasta geçirilen güne ve hastalıklar nedeniyle 1,4 milyon iş günü kaybına yol açmıştı.

- Akdeniz’de bir gemiden “sızan”, daha doğrusu denize boşalan petrol, bir çevre felaketine neden olacaktı. Dökülen petrol, İsrail’in neredeyse tüm Akdeniz kıyılarında kirliliğe sebep olacak, kazadan kısa süre sonra Türkiye dahil tüm çevre ülkelerin sahillerine de ulaşacaktı. 

Covid-19:

- Arjantin Covid-19'la mücadele için gerekli olan tıbbi malzemeleri alabilmek ve zor durumdaki işyerlerine yardım edebilmek için ihtiyaç duyulan parayı milyonerler vergisi ile karşılamaya karar verecekti. Bir kereliğine getirilen bu özel vergi ile 200 milyon peso’dan (2,3 milyon dolar) fazla serveti olanlar ülke içindeki varlıklarının yüzde 3'ünü, ülke dışındaki varlıklarının da yüzde 5'ini devlete verecekti.

Fransa'da sokağa çıkma yasağına karşı eylem

(Fransa'nın Lyon kentinde işletmelerinin kapatılmasına karşı yemek sektörü ve mağaza patronlarının protestosu. Gösteriye katılanlar "Ticaret katledildi", "Ya açılma ya ölüm" pankartlarıyla protesto halinde / Kaynak: AP Photo / Laurent Cipriani)

- 2020’nin son aylarında yeniden başlayan kapatmalar, sokağa çıkma yasakları ve bazı sektörlerin kapatılması uygulamalarına karşı Danimarka, Macaristan, Avusturya, Fransa, İspanya gibi ülkelerde başını aşırı sağcıların çektiği ve işletmelerinin açılmasını isteyen esnafın da katıldığı eylemler yaşanacaktı. 

- Avusturya merkezli yardım örgütü SOS Çocuk Köyleri, devletlerin koronavirüs aşısı uygulamalarına sığınmacıları katmadığına dikkat çekecekti. Örgüt, Münih'te yaptığı açıklamada aşı planı oluşturmuş 114 ülkeden üçte birinin sığınmacıları bu plana dahil etmediğini kaydedecekti.

- Dünyanın zengin ülkelerinde milyonlarca kişiye aşı uygulanmışken Şubat’ın son haftasında Covax programı Gana, Fildişi Sahili gibi yoksul ülkelere daha ilk doz aşıları anca gönderebilmişti. 

- Şubat ayı sonunda tüm dünyada uygulanan aşı sayısı 258 milyon, Türkiye’de ise 8.55 milyon olacaktı.

Mart

Ayın sözü:

Geceler de, sokaklar da, meydanlar da, hayatımız da bizim!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın hareketi birçok ilde Feminist Gece Yürüyüşü’ne çağrı yapıyor. (Çatlak Zemin) 

Dünya:

- Darbe karşıtı mücadelenin sürdüğü Myanmar’da Mart ayı son derece kanlı geçecekti. Sivil İtaatsizlik Hareketi’nin çağrısıyla gerçekleşen kitle gösterileri ve grevlere asker ve polis ateş açmaya başlayınca sokaklarda barikatlar kurulacaktı. Ordu birlikleri sağlık çalışanlarının grev sürdürdüğü hastaneleri ve öğrencilerin bir araya geldiği kampüsleri işgal edecekti.  Ayın sonuna gelindiğinde öldürülen demokrasi aktivisti sayısı 500’ü bulmuştu. Muhalefet lideri Su Çi ise mahkemeye çıkarılacak ve kendisi hakkında üç ayrı iddianame hazırlanacaktı. Buna göre Su Çi, iktidarı döneminde birkaç telsizi yasadışı yolla ülkeye sokmuş, yasadışı ticaretten zimmetine 600 bin dolar geçirmiş ve seçim çalışmaları döneminde pandemi kısıtlamalarını da içeren ulusal felaketler kanununa uygun hareket etmemişti. Yılın sonunda Su Çi’ye bu “suç”lardan 4 yıl hapis cezası kesilecek, hemen ardından da bu ceza yarıya indirilecek, ama Su Çi’nin mahpusluğu devam edecekti.

Myanmar'da protestolar

(14 Şubat 2021: Bir grup genç Myanmar'ın en büyük şehri Yangon'da geleneksel üç parmak selamını gösteren grafiti önünde darbe karşıtı bir hip-hop performansında. Kaynak: Hkun Lat / Getty Images)

-Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin "yolsuzluk" ve "nüfuzu kötüye kullanma" suçlarıyla yargılandığı davada karar açıklanacaktı. Paris Adalet Sarayı'ndan yapılan açıklamada Sarkozy'nin iki yılı tecilli olmak üzere üç yıl hapis cezasına çarptırıldığı bildirilecekti. Sarkozy, ülkenin eski cumhurbaşkanlarından Jacques Chirac'ın ardından yolsuzluk nedeniyle yargılanan ve mahkûmiyet alan ikinci cumhurbaşkanı olmuştu. 

- ABD merkezli Newlines Institute for Strategy and Policy adlı düşünce kuruluşu tarafından yayımlanan rapora göre Çin, Doğu Türkistan’da Uygurlara yönelik muamelede, 1948’de kabul edilen Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin her bir hükmünü ayrı ayrı ihlal etmişti ve bu durumda soykırım yapmaktan sorumlu tutulmuştu.

- Avrupa Parlamentosu (AP), Polonya'da bazı belediyelerin "LGBTİ+ ideolojisinden arındırılmış bölge" yaratma girişimi ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın homofobik açıklamalarına yanıt olarak, Avrupa Birliği'ni "LGBTİ+ özgürlük bölgesi" ilan edecekti. Parlamento üyelerinin büyük bölümü tarafından desteklenen kararda, AB sınırları içerisinde LGBTİ+ bireylere yönelik her türlü nefret ve ayrımcılığın, AB Temel Haklar Şartı ile temel insan hakları sözleşmelerine aykırı olduğu belirtilecekti.

- Bolivya'da 2019 yılında Evo Morales'in istifaya zorlanmasının ardından geçici devlet başkanlığı görevini üstlenen Jeanine Anyez tutuklanacaktı. Savcılık eski Devlet Başkanı Evo Morales'e yönelik "darbe" soruşturmasında Anyez hakkında "terörizm" ve "isyana teşvik" suçlarından tutuklama kararı çıkaracaktı. 

- 2010'daki nükleer savaş başlıklarının sayısının 180'e indirilmesi kararından vazgeçtiğini açıklayan İngiltere hükümeti, yaptığı değerlendirmenin ardından nükleer silah sayısını 260'a çıkarmaya karar verdiğini dünyaya duyuracaktı. Daha tuhafı ise, İşçi Partisi'nin lideri Keir Starmer iktidardaki Muhafazakâr Parti'yi "geri çekilme dönemini yönetmekle" suçlayacak ve son on yılda silahlı kuvvetlerin bütçesinden sürekli kesintiler yapılmış olmasını eleştirecekti. Oysa Starmer öncesinde İşçi Partisi’nin liderliğini savaş karşıtı ve anti-militarist Jeremy Corbyn yapıyordu.

- Fransa’da 1871 yılının 18 Mart’ında ilan edilen Paris Komünü’nün 150. yılı kutlamaları gerçekleşecekti. Komün’ün 72 gün süren iktidarına atfen Paris’te 72 gün boyunca halkın ve sanatçıların da katılımıyla çok sayıda sokak etkinliği düzenlenecekti. Açık Radyo’da da 6 ay boyunca bu konuyu işleyen “Müşterek Hayatımız” programı yapılacaktı. 

- Küresel Stratejiler Araştırma Merkezi, 'Küresel Dünyada ve Türkiye'de Cezaevleri' adlı bir rapor hazırlamıştı. Raporda dünya nüfusunun yüzde 21'nin en az bir kez cezaevine girdiği tespiti yer alırken raporda Türkiye’de en fazla işlenen “suç”, “terör suçu” olarak yer alacaktı.

Türkiye:

- Türkiye Mart ayını paket paket reform taslaklarıyla geçirecekti. Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "İnsan Hakları Eylem Planı" ilan edilecekti. Planın dokuz amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içerdiği açıklanacaktı. Hedefin ise yeni bir anayasa olduğu ilan edilecekti. Ancak, bu ilanın hemen ardından insan hakları aktivisti ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürülecek, HDP’ye kapatma davası ve 687 HDP örgütçüsüne siyaset yasağı davası açılacak, İstanbul Sözleşmesi ise feshedilecekti.

- İnsan hakları reform paketinin hemen ardından yine bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ekonomik reform paketi ilan edilecekti. Makroekonomik politikalar ve yapısal politikalar olarak iki ana alanda reformlar yapılacağı duyurulacaktı. Ancak, bu paket de işe yaramayacak, ileriki aylarda ekonomik kriz derinleşecekti.

Kadıköy 8 Mart eylemleri gözaltılar

(İstanbul'un Kadıköy ilçesinde gerçekleşen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerinde polis eylemcileri bastırmak için şiddet gösterdi) 

- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Türkiye’nin dört bir yanında binlerce kadın sokaklara inecekti. Adana’da "Fıtratımızda var. Ölüm değil, mücadele/İstanbul Sözleşmesi yaşatır" yazılı pankarta izin verilmedi. İstanbul Kadıköy’de gerçekleşen kadın eylemine gökkuşağı bayrağı ve hatta şemsiyeleri alınmadı. Eyleme katılan trans aktivistler ise eylem sonrası bindikleri taksiden indirilerek gözaltına alınacaktı. Akşam İstiklal Caddesi’ndeki Feminist Gece Yürüyüşü’ne de izin verilmeyecek ancak, yasağa rağmen binlerce kadın ara sokaklarda eylemlerini gerçekleştirecekti

  • Ertesi gün ise polis 18 kadını gözaltına alacaktı. Maskeleri nedeniyle sloganlara eşlik edip etmedikleri anlaşılamayan kadınlar “ritmik şekilde zıplayarak” Cumhurbaşkanı’na karşı slogan atmakla suçlanacaktı.  

- Gazeteci Levent Gültekin, Halk TV’nin önünde saldırıya uğrayacaktı. Bir önceki gün MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştiren Gültekin 25 kişinin saldırısına uğrayacak, saldırı olayından dolayı sadece 2 kişi gözaltına alınacaktı. 

- Boğaziçi Üniversitesinden 70'i aşkın akademisyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Melih Bulu'yu rektör olarak ataması kararının iptali için Danıştay’a başvuracaktı. Ay boyunca hem Boğaziçi Üniversitesi içinde hem de dışında dayanışma eylemleri devam edecekti. Polislerin öğrencilere söylediği “aşağıya bak” sözü tepki toplayacaktı. Tutuklanan Boğaziçi öğrencilerinin duruşma sırasında eylemlerini savunduktan sonra söylediği “bundan sonrası sizde” sözü de slogan haline gelecekti. Eylem yaptığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan 51 öğrenciyle dayanışmak için yüzlerce Boğaziçi öğrencisi “biz de oradaydık” diyerek rektörlüğe dilekçe vereceklerdi. Boğaziçi öğrencileri 22-29 Mart haftasını “Direniş Festivali” olarak ilan edecekti.

- HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dile getirdiği gözaltında çıplak arama konusu kamuoyu gündemine oturacaktı. Başlangıçta "Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez" diye açıklama yapan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin kısa bir süre sonra “çıplak aramanın hiç olmadığını söylemediğini; ancak, bu uygulamanın var olmasının insan hakları ihlali anlamına gelmeyeceğini” söyleyecekti. 

Gergerlioğlu mecliste protesto

(Vekilliği düşürülen Gergerlioğlu ve HDP milletvekilleri Meclis'te protesto etti / Kaynak: MA)
  • Bu olaydan kısa bir süre sonra Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürülecekti. "Örgüt propagandası yapmak" suçundan aldığı ceza onanan Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi fezlekesi TBMM’de okunurken HDP milletvekilleri protesto eylemi gerçekleştirecek ve "Hak hukuk adalet" sloganı atacaklardı. Gergerlioğlu meclis televizyonu ve oturumları izlemeye gelenlere yönelerek bir konuşma yapacak, ardından da odasından çıkmayacağını ve kendisini Meclis’ten çıkarmak istiyorlarsa zor kullanmaları gerektiği ilan edecekti.
  • Çok geçmeden Gergerlioğlu’nun beklediği zora başvurulacaktı. Meclis’teki odasında sürdürdüğü nöbeti sırasında, sabah saatlerinde çok sayıda polis tarafından gözaltına alınacaktı. Gergerlioğlu'nun namazını kılmasına ve kıyafetlerini değiştirmesine dahi izin verilmeyecekti.
  • İfade işleminin ardından öğleden sonra serbest bırakılacak olan Gergerlioğlu’nun birkaç gün sonra bu kez de evi basılacak ve kendisi tekrar zorla gözaltına alınacaktı. Gözaltında sağlık sorunu yaşayan Gergerlioğlu hastaneye kaldırılacak ve anjiyo olacak, ancak, bu sefer de anjiyo olduktan sadece birkaç saat sonra hastaneden yine zorla alınarak cezaevine götürülecekti.

- Tam da bu gelişmelerin yaşandığı sırada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açacaktı. 

- Yine bir Cuma gecesi bu kez de İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiği ilan edilecekti. Hükümet, uzun süredir İstanbul Sözleşmesi’nin LGBTİ propagandası yaptığını ve boşanmaları artırdığını söylemekte olan muhafazakâr kesimlerin talebi üzerine Sözleşme’den çekildiğini açıklayacaktı. Kadın hareketi ise resmi olarak çekilmenin gerçekleşeceği 1 Temmuz’a kadar eylemler, gösteriler, basın açıklamaları, balkon ve pencere eylemleriyle Sözleşme’den vazgeçmeyeceklerini göstermeye devam edecekti.

- Newroz kutlamalarına çok sayıda şehirde onbinlerce yurttaş katılarak baskıları protesto edecekti. En büyük miting Diyarbakır’da gerçekleşecekti. Gergerlioğlu’nun yaka paça meclisten çıkarılması, HDP’ye yönelik kapatma davası ve İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi sonrası Diyarbakır Newroz’u son altı yılın en büyük Newrozu oldu. Fakat bu sefer de HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar hakkında, Diyarbakır Newroz’unda yaptığı konuşma nedeniyle “örgüt propagandası” yapma suçlamasıyla soruşturma başlatılacaktı. 

- Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, politika faizini 200 puan artırması sonrası görevden alınacak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faiz politikasının aksi yönünde karar alan Ağbal'ın yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atanacaktı. Kararın ardından dolar 8 TL’yi aşacaktı. Yıl sonuna doğru Aralık ayı ortasında doların tarihi rekor kırarak 14.40 TL’ye kadar yükseldiğine, ondan 5 gün sonra da doların büyük bir tarihî rekor daha kırarak 18 TL’yi gördüğüne tanık olunacaktı. Ondan bir gün sonra da Cumhurbaşkanı’nın bir konuşma yaptığı “yeni bir modele geçildiği” söylenecek, doların da bu konuşmadan sonra gene dünya çapında bir rekor kırarak bu sefer 13 TL’nin altına düştüğü hayretle izlenecekti.

- Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi kapsamında yeniden görülen ve kamu görevlilerinin yargılandığı davada karar 131'inci duruşmada çıkacaktı. 4 sanığa müebbet, 2 sanığa ağırlaştırılmış müebbet verilecekti. Suçun sadece FETÖ’ye atıldığını söyleyen Hrant Dink’in ailesi “Bugün verilen karar hakikatten oldukça uzak” açıklamasını yapacaktı.

İklim-Çevre:

- Portekiz ve Hollanda’nın ardından Avustralya’da da sekiz genç iklim aktivisti Avustralya devletine karşı iklim değişikliğindeki belirleyici rolü nedeniyle dava açacaktı. İklim davaları, iklim aktivistlerinin önemli bir aracı haline gelmekteydi artık. 

- Avrupa Birliği Adalet Divanı ise, 10 aile ve yerli Sámi gençlik örgütü tarafından başlatılan ve dönüm noktası olarak nitelendirilen Halkın İklimi Davası’ndaki kararını açıklayacaktı. Mahkeme, Avrupa Genel Mahkemesi’nin kararını onaylama ve davayı usul gerekçesiyle reddetme kararı verecekti. Böylece mahkeme ilerki zamanlarda iklim kriziyle ilgili yapılacak başvuruların önünü de kapatmış olacaktı. 

- BP, Shell ve diğer çokuluslu fosil yakıt şirketlerinin açıkladıkları "net sıfır" hedefleri Guardian gazetesinin inceleme konusu olacaktı. Araştırma birçok şirketin ağaç dikerek ve büyük ölçüde kanıtlanmamış, pahalı ve etkisiz olan karbon yakalama teknolojilerini kullanarak, "net sıfıra" ulaşabileceklerini ve iklim krizini çözebileceklerini söylediklerini ortaya koyacaktı. Şirketler bu sayede fosil yakıt üretimini artırmaya devam ediyorlardı.

- Pandemi döneminde dünyanın dört bir yanındaki ekonomik kapanmaların, 2020'de karbon salımında eşi görülmemiş şekilde %7'lik bir düşüşe yol açtığı hesaplanacaktı. Ancak dünya sıcaklığını 2 derecenin altında tutabilmek için önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl bir öncekine göre benzer bir düşüşün sağlanması gerekiyordu ve yılın ilerleyen aylarında karbon emisyonları azalmak bir yana, yeniden artışa geçecekti.

- 11 Mart 2011’de Fukuşima nükleer santrali kazasının 10. Yıldönümünde Japonya'nın dört eski başbakanı eşzamanlı bildiriler yayınlayarak nükleer enerjiye karşı olduklarını belirteceklerdi. Japonya eski Başbakanı Naoto Kan ayrıca şu sözleri söyleyecekti: "Başbakanlığım sırasında Fukuşima felaketinin henüz gerçekleşmediği bir dönemde Türkiye'ye gittim ve bu tür büyük satış toplantılarına katıldım. Türk yetkililere, eğer Türkiye nükleer enerjiyi getirmeyi düşünüyorsa bu teknolojiyi Japonya'dan almalarını rica ettim. Şu an bundan utanç duyuyorum. Bugün olsa bunu yapmam." Ancak, Türkiye bu felaketin yıldönümünden bir gün önce Mersin Akkuyu nükleer santralinin üçüncü reaktörünün temel atma törenini yaparak bu sözleri umursamadığını gösterecekti.

- BM Çevre Programı UNEP 2020 yılında 50 zengin ülkenin gerçekleştirdiği 14,6 trilyon dolarlık Covid-19 paketlerinin sadece %2,5’inin yeşil uygulamalara verildiğini ortaya koydu. 11 trilyon dolar ise şirketlere, esnafa destek ve karantina döneminde hane halkına yapılan doğrudan ödemelerden oluşuyordu.

Amazon'larda ağaç katliamı

(Amazon yağmur ormanlarında ağaç katliamı / Kaynak: Twitter)

- Norveç Yağmur Ormanı Vakfı'nın raporu, insan faaliyetlerinin dünya çapında balta girmemiş tropikal yağmur ormanlarının %34'ünü yok ettiğini ve %30'una zarar verdiğini ortaya koyacaktı. 2002'den beri bu yıkımın yarısından fazlasının Amazon’da ve komşu Güney Amerika yağmur ormanlarında gerçekleştiği açıklanacaktı. 

- Fridays for Future hareketinin çağrısıyla 19 Mart’ta “Boş Vaatlere Karnımız Tok” sloganıyla bir kez daha küresel iklim grevi düzenlenecekti. Büyük oranda online olarak yapılan etkinlikler her şeye rağmen sokaklarda da salgın tedbirlerine dikkat edilerek gerçekleştirilecekti. Greta Thunberg 68 ülkede 1068 noktada grev ve etkinlik düzenlendiğini duyuracaktı. 

- Mart ayının son günlerinde Fransa’da 150 şehirde yaklaşık 110.000 kişi STK'ların, sendikaların, partilerin ve iklim için oluşturulan yurttaş meclisi üyelerinin çağrısıyla sokaklara inecekti. Protestocular, iklim değişikliğine karşı parlamentoya sunulan tasarıyı yetersiz buldukları için sokakları dolduracaktı. Yasa tasarısı, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yüzde 40 azaltmayı hedeflerken, aktivistlerin yetersiz bulduğu Avrupa Yeşil Anlaşması dahi AB'nin karbon emisyonlarını yüzde 55 azaltmasını hedefliyordu.

- Kanadalı Alamos Gold’un altın madeni aramak ve işletmek üzere Türkiye’de kurduğu Doğu Biga’nın genel müdürü Ahmet Şentürk, “Kazdağları’ndan hiçbir yere gitmiyoruz, 60 yıllık ruhsat hakkımız var, Türkiye Cumhuriyeti’ne söz verdiğimiz gibi yerin altındaki madeni çıkaracağız” diyecekti. Yükselen kamuyou tepkisinin ardından “3-5 ay daha bekleriz” diyen Şentürk’ün görevine bu sözlerden 3 ay sonra son verildiği açıklanacaktı. 

- Bu kışın, Türkiye’de 1971’den sonraki en sıcak üçüncü kış mevsimi olarak ölçüldüğü açıklanacaktı. Bu kış en yüksek sıcaklık 27 dereceyle Rize’de, en düşük sıcaklık ise sıfırın altında 34,5 dereceyle Ağrı’da kayıtlara geçecekti.

Covid-19:

- 1 Mart tarihi itibariyle Türkiye genelinde pandemi kısıtlamaları kaldırılmaya başlanacaktı. Yeni yönteme göre tüm iller farkı risk derecelerine ayrıldı ve çok yüksek riskli bölgeler dışındaki yerlerde restoran, lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler 07.00-19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile hizmete açılacaktı. Cumartesi günleri için sokağa çıkma yasakları da kaldırılırken hafta içi 21.00’den sonra ve Pazar günleri sokağa çıkma yasakları uygulanmaya bir süre daha devam edilecekti. Ancak bu “tedbirler” salgının artmasını engelleyemezken başta İstanbul olmak üzere birçok yüksek riskli şehir kısa sürede çok yüksek riskli şehirler haline gelecekti. Ay sonuna gelindiğinde günde 40-50 bin vaka görülmeye başlanacak ve Delta varyantının baskın varyant haline geldiği açıklanacaktı.

- Mart ayı boyunca AKP ve MHP binlerce kişinin katıldığı il kongreleri ve genel kongrelerini gerçekleştirecekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle “lebalep” dolu geçen kongrelere ülkenin her şehrinden binlerce kişi katılacak ve kongreler kapalı spor salonlarında mesafe kurallarına uyulmadan hatta bazı kişilerin maskesiz olduğu koşullarda gerçekleşecekti.  Kongrelerin ardından hızla artan vaka sayıları üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydası yok” diyecekti.

Boris Johnson aşı

(Boris Johnson, Oxford/AstraZeneca aşısı ile koronavirüse karşı aşılandı. / Kaynak: Getty Images)

- İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Muhafazakâr Parti milletvekilleriyle yaptığı özel bir toplantıda, aşılama programında kaydettikleri başarının arkasında 'kapitalizmin ve açgözlülüğün' olduğunu söyleyiverecekti. The Sun gazetesinde yer alan habere göre Johnson, "Aşı konusunda başarıya ulaşmamızın nedeni kapitalizm, bunun nedeni açgözlülük, dostlarım" ifadelerini kullanacaktı. Böylece Johnson dünyanın en açık sözlü politikacılarından biri olarak tarihe geçmiş olabilirdi.

Nisan

Ayın sözü:

Türkiye'de en acil ihtiyaç yargı bağımsızlığı.

Uluslararası Af Örgütü'nün tüm dünyada insan hakları durumunu değerlendiren 2020 yılı raporu yayınlandı. Raporda Türkiye bölümü de yer alıyor. (DW Türkçe)

Dünya:

- ABD Başkanı Joe Biden, ülkenin altyapısını yeniden inşa etmek, iklim değişikliğiyle yüzleşmek ve servet eşitsizliğini azaltmak için 2,3 trilyon dolarlık kapsamlı bir öneriyi açıklayacaktı. Biden gelir vergisini %21’den %28 çıkaracaktı. Gerçi önceki Başkan Donald Trump bu oranı %35’ten %21’e düşürmüştü ama o kadar da olsundu! Başta Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez olmak üzere Demokrat Parti solu ise iklim değişikliğiyle mücadele için 10 trilyon dolar ayrılması gerektiğini açıklayacaktı.

- Bailout Watch adlı STK raporunda, pandemi döneminde 8,24 milyar dolarlık vergi kurtarma desteği alan 77 şirketin bu desteğe rağmen 58 bin işçiyi işten attığı açıklanacaktı. Bu şirketlerin en fazla yardım alanları arasında çok sayıda fosil yakıt şirketi bulunması iklim adaleti için mücadele veren aktivist grupları için pek de şaşırtıcı olmayacaktı. 

- Myanmar cuntası, darbe karşıtı protestolara saldırmayı sürdürürken bir de arananlar listesi ilan edecekti. Liste, eylemlere destek veren oyunculardan müzisyenlere kadar düzinelerce tanınmış kişinin isimlerini ve fotoğraflarını da içeriyordu.

- Nisan’da dünya Ukrayna krizi ile diken üstünde geçen uzun günler yaşayacaktı. Ülkenin doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçı gruplarla çatışmaların yeniden artmasının ardından Ukrayna’nın NATO’ya üye olmak istediği duyurulacaktı. ABD ise bazı Rus birey ve şirketlere yaptırım kararı alacaktı. Bunun üzerine Rusya-Ukrayna arasında başlayan gerginlik, kısa sürede askerî bir gerilime dönüşecekti. Rusya 10 ABD’li diplomatı sınırdışı edecek, ardından da NATO’nun Ukrayna sınırına birlik yığdığını söyleyerek Ukrayna sınırı ile Kırım'a 150 bin asker konuşlandıracak ve Karadeniz’de de bir askeri tatbikata başlayacaktı. 

- Avrupa'da resmî dairelerden alınan veri ve rakamlara göre 2018-2020 yılları arasında devlet koruması altında olan 18 bin 292 sığınmacı çocuğun kaybolduğu açıklanacaktı. Lost in Europe (Avrupa’da Kayboldular) adlı veri analiz grubu tarafından kamuoyuyla paylaşılan bilgiye göre Avrupa ülkelerinde kaybolan çocuk sığınmacıların büyük çoğunluğu Fas, Cezayir ve Eritre uyrukluydu. 

- Avrupa’nın 12 büyük futbol takımı Avrupa Süper Ligi kuracaklarını tantana ile dünyaya ilan edeceklerdi. Ancak, Süper Lig’in ömrü, Mayıs sinekleri gibi sadece 24 saat olacaktı. Önce UEFA (Avrupa Futbol Birliği) ardından da hükümetler bu ligde yer alacağını açıklayan futbol kulüplerine yaptırım uygulayacaklarını duyuracaktı. Özellikle İngiltere’de Süper Lig’e katılacağını açıklayan kulüplerin taraftarları sokaklara inerek tepki gösterecekti. Bunun üzerine kurucular arasında yer alan 6 İngiliz kulübü Süper Lig'den çekildiklerini açıklayacak daha sonra da diğer kulüpler çekildiklerini açıklayacaklardı. Taraftarın tabandan gelen baskısı kısa sürede sonuç vermiş olacaktı.

Rusya'da eylemlerde gözaltı

Rus muhalefet lideri Alexei Navalny için düzenlenen gösteriler sırasında 1000'den fazla protestocu tutuklandı / Kaynak: Anton Vaganov / Reuters)

- Rusya'da zehirlendikten sonra Berlin’de tedavi gören ve ardından Rusya’ya dönen muhalif lider Aleksey Navalny'nin sağlığının cezaevinde kötüleşmesi nedeniyle ülke genelinde onlarca noktada düzenlenen protestolara binlerce kişi katılacaktı. Eylemlere yasadışı olduğu gerekçesiyle müdahale eden polis yaklaşık bin kişiyi gözaltına alacaktı.

- Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı hakkında Venedik Komisyonu’na başvurmaya hazırlandığını duyuracaktı. Tarihte ilk kez gerçekleşecek uygulamaya göre Avrupa sözleşmelerinin onay ve fesih süreçlerindeki belirsizliğin giderilmesi amaçlanıyordu. 

- Nisan ayında Libya açıklarında bir göçmen teknesi battı. Faciada en az 100 kişinin yaşamını yitirdiği açıklanacaktı. Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, 2021 yılının başından bu yana yani henüz ilk 3 ayda Akdeniz üzerinden Avrupa'ya geçmek isteyen 450'den fazla göçmen hayatını kaybetmişti.

- Doğu Kudüs'te aşırı sağcı İsrailliler, Filistinlilere saldıracaktı. Polisin müdahale ettiği olaylarda en az 100 Filistinli yaralanacaktı. Gerginlik, Filistinlilerin bir Ramazan geleneği olarak oruçlarını eski kentin Şam Kapısı'nın merdivenlerinde açmalarının engellenmesiyle başlamıştı. Aşırı-sağcı Lehava grubuna mensup yüzlerce kişi, "Araplara Ölüm" sloganlarıyla, çok sayıda Filistinlinin toplandığı Şam Kapısı'na yürüyerek Ramazan geleneğini engelleyecekti.

- ABD Başkanı Joe Biden, 24 Nisan’da yaptığı konuşmada 1915’te yaşananlar için Ermeni soykırımı kavramını kullanacaktı. Biden’ın açıklamada ‘Osmanlı dönemindeki soykırımda’ ve ‘Konstantinopolis'teki Ermeni aydınların ve cemaat liderlerinin Osmanlı makamları tarafından tutuklanması’ gibi cümleler kurması olayları Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile ilişkilendirmeme çabası olarak yorumlanacaktı. Türkiye hükümeti bu açıklamadan dolayı ABD’yi sert açıklamalarla kınayacaktı. İstanbul’da ise Dur De Platformu, İHD ve Nor Zartonk Ermeni soykırımı etkinliklerinde bir kez daha soykırım mağdurlarını anacaklardı.

- Fransa’da aşırı sağcı Valeurs Actuelles (Halihazırdaki Değerlerimiz) adlı sitede yayımlanan ve 20 general, 100 kadar subay ile 1000’den fazla askerin imzası bulunan mektupta, hükümete vatanperverliği savunma çağrısı yapılacaktı. Mektupta, İslamcılığın ülkeyi bölünme noktasına getirdiği ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bunu acilen durdurması gerektiği, aksi takdirde iç savaş çıkacağı uyarısında bulunulacaktı. 

- Yunanistan’da bir mahkeme, ülkenin geçen yıl Türkiye üzerinden yapılan düzensiz göç karşısında sıkı önlemler aldığı sırada, ailesiyle birlikte "yasadışı" yollarla sınırı geçen Suriyeli mülteciye 52 yıl hapis cezası verecekti. Bu benzeri görülmemiş ceza, mülteci hakları mücadelesi veren herkeste şaşkınlık yaratacaktı.

Türkiye:

- 104 emekli amiral Montrö Boğazlar Sözleşmesi hakkında basında bir açıklama yayınlayacaktı. Açıklamanın ifade özgürlüğünün kullanılması mı yoksa verilen bir muhtıra mı olduğu basında uzun uzun tartışılacak, hükümet açıklamayı muhtıra olarak değerlendirme yoluna gidecek ve imzacılar hakkında soruşturma başlatılacaktı.

Agos 25 yaşında, Hrant Dink gazete sayfasında

(Agos gazetesi 25 yaşında) 

- Hrant Dink ve arkadaşları tarafından kurulan Agos gazetesi 25. yaşını kutlayacaktı. Agos, Cumhuriyet döneminin Türkçe ve Ermenice olarak yayımlanan ilk ve tek gazetesi olmaya devam ediyor.

- Avrupa Konseyi 2020 Ceza İstatistikleri'ne göre, 31 Ocak 2020 tarihi itibarı ile 100 bin kişide 357,2 tutuklu ve mahkûm sayısı ile Türkiye, Avrupa birincisi olacaktı. Cezaevinde annesi ile birlikte kalan çocuk sayısı bakımından da Türkiye 803 “mahpus” çocuk ile birinci sırada yer alacaktı.

- Merkez Bankası döviz rezervlerindeki kayba ilişkin CHP’nin "128 milyar dolar nerede?" sorusuna hükümet yetkilileri birbirinden farklı yanıtlar verecekti. Üstelik, yıl boyu bu soru soruldukça farklı yanıtlar verilmeye devam edecekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu para ve çok daha fazlası, ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır" şeklinde yanıt verecekti. Kamuoyunu tatmin etmeyen bu yanıt üzerine CHP “128 milyar dolar nerede?” kampanyası başlatacaktı.  

- Yıllardır Dur De Platformu’nun Taksim Meydanı’nda yaptığı Ermeni soykırımı anması bu yıl da pandemi nedeniyle online olarak gerçekleştirilecekti. Etkinlikte konuşmaların yanı sıra önceki etkinliklerden görüntüler de paylaşılacaktı. 

- HDP milletvekili Garo Paylan, 24 Nisan’da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "106 yıl sonra, Soykırımın mimarı Talat Paşa isimli caddelerde yürüyoruz. Talat Paşa isimli okullarda çocuklarımızı okutuyoruz. Almanya’da bugün Hitler isimli caddeler olsaydı, Hitler isimli okullarda çocuklar okusaydı nasıl bir Almanya olacaksa, öyle bir Türkiye’de yaşıyoruz" diye yazacaktı. İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ ise “Sen de zamanı gelince bir Talat Paşa deneyimi yaşayacaksın ve yaşamalısın” diyerek Paylan’ı açıkça tehdit edecekti. Bunun üzerine İHD ve Garo Paylan, Özdağ hakkında suç duyurusunda bulunacaktı.

- Nazım Hikmet'in 1925 tarihli "İstanbul'da 1 Mayıs” isimli şiiri şarkıya çevrilecekti. Uzun süre Osmanlıca bir el yazması olarak TÜSTAV'ın (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı) Komintern arşivinde keşfedilmeyi bekleyen şiir Banu İşlet tarafından Türkçeye çevrilmişti. Şiir, 1 Mayıs öncesinde Ozan Çoban ve Güneş Demir tarafından bestelenecekti.

İklim-Çevre:

- Yokoluş İsyanı hareketi bu bahar İngiltere’de Para İsyanı diye adlandırılan eylemlerine başlayacaktı. İklim değişimine neden olan fosil yakıt şirketlerini destekleyen finans şirketleri ve bankalara karşı gerçekleşecek eylemler serisinin ilki Londra’da Barclays Bankası merkezi önünde gerçekleşecekti. Bir hafta sonra aynı bankanın başka bir şubesi önünde Yokoluş İsyanı hareketi kurucularından Gail Bradbrook sembolik olarak bankanın camını kıracak ve “Kadınlara Oy Hakkı hareketi aktivistlerinin (Süfrajetlerin) dediği gibi, kırılan pencereler, verilen sözlerin tutulmamasından iyidir” diyecekti.

Yokoluş İsyanı eylemi

(İngiltere'de bir protesto sırasında Yokoluş İsyanı / Kaynak: Getty Images)

- Yapılan bir araştırmaya göre, dünya topraklarının sadece %3'ü, habitatı hiç bozulmadan el değmemiş durumdaydı. İnsan faaliyetleri tarafından zarar görmeyen bu vahşi doğa alanları, esas olarak Amazon ve Kongo tropikal yağmur ormanları, doğu Sibirya ve kuzey Kanada ormanları ve tundrası ve Sahra'nın bazı bölümlerinde yer alıyordu.

- Alman enerji şirketi Uniper, Hollanda’ya 2030 yılına kadar kömürü aşamalı olarak kullanımdan kaldırma hedefi nedeniyle tazminat olarak 1 milyar avroluk dava açacaktı. Bu dava, AB kanunlarında Enerji Şartı Anlaşması (ECT) adı verilen muğlak bir anlaşmaya dayanıyordu. Aynı anlaşmaya dayanarak Şubat ayında da yine bir başka Alman enerji şirketi RWE, Hollanda’ya 1,4 milyar euroluk dava açmıştı. İklim aktivistleri ECT’nin iklim hedeflerine ulaşmak için büyük bir engel oluşturduğunu duyurarak, bunun kaldırılmasını talep eden kampanyalarını sürdürecekti.

- Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi arasında varılan anlaşma sonucu Avrupa Birliği 2030 yılına kadar 1990 emisyonlarında göre %40 azaltım yapma hedefini %55’e yükseltecekti. Hedef 2050’de net sıfır emisyondu. Ancak, aktivistler somut yöntemden yoksun olduğu gibi Polonya’nın anlaşma dışı kalması gibi devasa boşluklar bırakılması nedeniyle Avrupa Birliği’ni eleştirecekti. 

- 22 Nisan Yeryüzü Günü’nde ABD’nin ev sahipliğinde iklim zirvesi düzenlenecekti. Biden zirvede ABD'nin daha önceki taahhüdünü ikiye katlayarak karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar 2005 düzeyinin yüzde 50-52 altına çekmeyi vadedecekti. Kanada, Japonya ve Güney Kore de karbon salımı hedeflerini yukarıya çektiklerini ilan edecekler ama somut olarak bu hedeflere nasıl ulaşacaklarını açıklamayacaklardı.

  • Nedense sadece 40 ülkenin davetli olduğu zirvede Britanya Başbakanı Boris Johnson, krizle mücadele için "İklim kriziyle mücadelenin bazı pahalı politik doğrucu 'tavşan kucaklayan' yeşil hareketten ibaret olmadığını göstermemiz gerekiyor" ifadelerini kullanacaktı. Johnson'ın açıklamalarının ardından İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg Twitter bio'sunu "Tavşan kucaklayan" olarak değiştirecekti.

- Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, ABD’nin ev sahipliği yaptığı İklim Zirvesi’nde verdiği sözün üzerinden daha 24 saat geçmeden dönecekti. Bolsonaro, zirvede yaptığı konuşmada, “2030’a kadar yasa dışı ormansızlaşmayı bitireceğiz. Bu vaadi burada da yineliyorum” diyerek, emisyonların da bu tarihe kadar yüzde 50 oranında azaltılacağını sözünü vermişti. Ancak, Bolsonaro, hemen ertesi gün Brezilya’nın 2021 yılı bütçe planlaması kapsamında iklim bütçesinde yüzde 24’lük kesintiyi öngören bir kararı imzalamakta tereddüt etmeyecekti.

- Almanya’da Federal Anayasa Mahkemesi, 2019 yılında yürürlüğe giren İklim Koruma Yasası'nın kısmen Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmedecekti. İklim aktivistlerinin şikâyeti üzerine söz konusu yasayı inceleyen mahkeme, emisyonların 2031 yılından itibaren nasıl azaltılacağına dair yönergelerin yasada eksik olduğunu bildirecek ve hükümetin daha detaylı bir düzenleme getirmesi gerektiğini açıklayacaktı.

İkizdere köylüleri eylemde

(Rize-İkizdere'de açılmak istenen taş ocağına karşı köylüler direnişe geçti / Kaynak: Serkan Ocak / DW)

- Rize’nin İkizdere ilçesindeki İşkencedere Vadisi’nde Cengiz İnşaat’a ait taş ocağı çalışmasının başlaması üzerine köylüler direnişe geçecekti. Köylüler; Ramazan, pandemi, yasaklar, dağ-taş, jandarma müdahalesi demeden haftalarca şirkete karşı ormanlarını savunarak ülke gündeminin birinci sırasına oturacaklardı. 

Covid-19:

- AKP’nin “lebalep” dolu geçen kongrelerinin ardından ülkede Covid-19 vakalarında radikal bir artış yaşanacaktı. Vaka sayıları günde 55 binleri bulacak, ölümler ise 300’e dayanacaktı. Kongrelere katılan çok sayıda yönetici ve milletvekilinin ileriki günlerde Covid’e yakalandığı basında yer alacak, hatta kongrelere katılan AKP’li meclis üyesi Bülent Aydoğdu, Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedecekti. Artan vakalar nedeniyle Nisan ayı sonlarında 17 Mayıs’a kadar yeniden sokağa çıkma yasağı uygulamasına geçilecekti. 

- DİSK-AR (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi) hükümetin ‘tam kapanma’ dediği sokağa çıkma yasağı hakkında yaptığı açıklamada istihdamın yaklaşık yüzde 61’inin (16,4 milyon) kapanmadan muaf sektörlerde, yüzde 22’sinin de (6 milyon) kapanmadan kısmen muaf sektörlerde çalışmakta olduğunu söyleyerek “tam kapanma bu değil” diyecekti.

- Brezilya’da Covid kaynaklı günlük ölümler 4 bini aşacaktı. Brezilya her zaman vaka ve ölüm sayısında en üst sıralarda olsa da ilk kez 4 bin eşiği aşılmıştı. Günlük vaka sayısı ise 90 bine dayanacaktı. Bu sırada nüfusun sadece %3’üne iki doz aşı yapılmıştı. 

- Hindistan’da Covid vakaları günde 400 bine çıktığı halde yerel seçimler yapılacaktı. Seçim mitingleri ve gösteriler vaka sayısındaki artışta önemli bir rol oynayacaktı. Hindistan'ın en kalabalık eyaleti Uttar Pradeş'te, yerel seçimlerde görevlendirilen 700'ü öğretmen 2 bin memurun Covid-19 nedeniyle öldüğü açıklanacaktı.

Mayıs

Ayın sözü:

Deniz dile gelir mi? Gelir…

S.S Kocaeli Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Ali Sarı, Marmara Denizi’nde son üç aydır görülen salya veya müsilaj adı verilen, toksik etkisi olan tabakanın hem doğal yaşamı hem de küçük balıkçı ekonomisini tehdit ettiğini söyledi. (Gazete Gebze)

Dünya:

- Bir önceki ay Fransa’da askerlerin iç savaş uyarısı yapmasının ardından Almanya’da da 13 bin emekli askerin oluşturduğu bir Telegram mesajlaşma grubunda, askerlerin Berlin’de ayaklanma ve darbe planladıkları ortaya çıkacaktı.

- Dünyanın gelişmiş ülkelerinde yönetimlere yönelik tehditkâr asker açıklamaları furyasına ABD ordusu da dahil olacaktı. ABD’de emekli general ve amirallerden oluşan 124 kişilik bir grup, eski Başkan Donald Trump'ın yenilgiye uğradığı seçimlerde “hile yapıldığı” iddialarına yer verilen bir mektup yayınlayacaktı. Biden yönetimi altında ABD'nin “sosyalizm ve Marksizme doğru radikal bir dönüş yaptığını” savunan ve kendilerine “Flag Officers 4 America” (Amerika’nın Sancaktarları) adını veren emekli askerler, Trump döneminde inşasına başlanan ancak Biden'ın iptal ettiği Meksika sınırındaki duvar projesinin “devamının şart olduğunu” da söyleyeceklerdi.

- Suriye 26 Mayıs’ta bunca yıllık bir aradan sonra sandık başına gidecekti. Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olan 51 adaydan sadece üçünün başvurusunu kabul edecek, bunlardan biri de tabii ki diktatör Beşar Esad olacaktı. Zaten diğer iki aday da hükümete yakın isimlerdi. Öğrencilerin otobüslerle zorla oy kullanmaya götürüldüğü, açık oy kullanmanın yaygın olduğu, Esad’a oy kullananların bedenlerini kesip kanlarını evet olarak bastığı videoları paylaştıkları ve askerlerin sandık başında konuşma yaptıklarının görüldüğü bu göstermelik seçimlerde zafer Esad’ın olacak, bu da doğrusu pek şaşkınlık yaratmayacaktı. 

Zapatistaların İspanya'yı "işgal" yolculuğu

(Bir grup Zapatista, İspanyolların ayak bastığı ilk topraklardan olan Mujeres Adası'ndan yola çıkmakta / Kaynak: Paola Chiomante / Reuters)

- Hernán Cortés ve adamlarının Meksika'yı fethetmesinden beş yüz yıl sonra, küçük bir tekne dolusu yerli Zapatista, İspanya'yı tersten “işgal etmek” ve kapitalist baskıya karşı çıkmak için Atlantik boyunca yolculuğa çıkacaktı. İki erkek ve beş kadından oluşan Zapatistaların eylemini Subcomandante Galeano, “istila başladı” mesajıyla duyuracak ve görevlerinin gecikmiş bir fetihten ziyade dayanışma ve isyan olduğunu söyleyecekti. Bir başka Zapatista lideri olan Subcomandante Moisés ise “Onların 500 yıl önce geldikleri rotayı takip ediyoruz” ama “500 yıl önceki gibi değil, tam tersine yaşam ekmek üzere bir yol izliyoruz" diyecekti. 

- Doğu Kudüs’te bir önceki ayın sonunda başlayan gerilim hızla savaşa yol açacaktı. İsrail’de aşırı sağcıların Filistinli mahallerine saldırısı, Filistinlilerin Al Aksa Camii’nde dua ederken cami bahçesindeki ağacın yanması ve aşırı sağcıların cami yanıyor diye şarkılar eşliğinde dans edip kutlamalar yapması tüm dünyada tepki uyandıracaktı. 

  • Polisin Filistinli yüzlerce eylemciyi yaralaması gibi gelişmelerin ardından Hamas İsrail şehirlerine yüzlerce füze atacaktı. Füzelerin neredeyse tamamı İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemi tarafından imha edilecek, fakat buna rağmen 25 sivil hayatını kaybedecekti. İsrail de Gazze’ye hava saldırısı başlatacak, sivillerin ve medya yayın organlarının bulunduğu 14 katlı bir binanın İsrail ordusu tarafından vurularak yıkılması tüm dünyada tepkiyle karşılanacaktı. İsrail’in hava saldırıları sonucu 58’i çocuk 248 sivil hayatını kaybedecekti.

ABD'de Filistin'le dayanışma eylemi

(Protestocular, New York'taki Times Meydanı'nda Filistinlilerle dayanışma yürüyüşü gerçekleştirdiler. / Kaynak: Eduardo Munoz / Reuters)

- İsrail’in saldırganlığına karşı dünyanın dört bir yanında Filistin ile dayanışma gösterileri düzenlenecekti. Eylemlerin en büyüklerinden biri Londra’da yüz bin kişinin katıldığı gösteri olacaktı. İtalya’da sendikada örgütlü liman işçileri, İsrail'e silah sevkiyatı için Livorno Limanı'na gelen "Asiatic Island" adlı gemiyi yüklemeyi reddedecekti. 

  • Ancak, bundan daha da önemlisi, bu kez İsrail içerisinden savaşa karşı sesler yükselecekti. Savaş karşıtı Yahudiler ve Filistinli İsrail vatandaşları birlikte gösteriler düzenleyeceklerdi. Arap ve Yahudi aktivistlerin ortak platformu Standing Together (Birlikte Ayağa Kalkmak) 100’den fazla noktada ateşkes ilan edilmesi talebiyle sokaklara çıkacaktı.

- Kolombiya’da yeni bir vergi yasasına karşı oluşturulan Ulusal Grev Komitesi Nisan ayı sonundan başlayarak iki hafta kadar süren grevler örgütleyecekti. İktidardaki sağcı Ivan Duque hükümeti gösterilere saldıracak, onlarca kişi öldürülecek, binlerce kişi yaralanacaktı. Grev ve gösteriler sonucu yasa geri çekilecek ve hükümet çeşitli tavizlerde bulunacaktı.

- İskoçya'nın Glasgow kentinde Ramazan Bayramı'nda sınır dışı edilmek istenen iki Müslüman mülteci, mahalle sakinlerinin müthiş direnişi sayesinde serbest bırakılacaktı. Göçmen İdaresi polislerinin, Glasgow'da ağırlıklı olarak Müslümanların yaşadığı Pollokshields mahallesinde bir evi basarak iki kişiyi sınır dışı edilmek üzere minibüse bindirmesi üzerine mahalle sakinleri minibüsün etrafını çevirecekti. Göstericilerden biri minibüsün altına yatacak ve dayanışma eylemi sayesinde mülteciler ülkede kalacaktı.

- Belarus, Ryanair’e ait bir yolcu uçağını hava kuvvetlerine ait uçaklarla zorla Minsk’e indirerek uçaktaki muhalif gazeteci Roman Protaseviç’i gözaltına alacaktı. Avrupa Birliği, Belarus’a karşı yaptırım kararı alacak, Belarus'tan gelen uçaklara Avrupa Birliği hava sahasının kapatılmasına ve AB havalimanlarına iniş yasağı getirilmesine karar verilecekti.  

- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin 1994 yılında yaşanan Ruanda Soykırımı'ndaki sorumluluğunu kabul edecekti. Kigali'de 250 binden fazla Tutsi'nin mezarının bulunduğu Soykırım Anıtı'nı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Macron, "Sizlerden af diliyoruz" diyecekti. Macron, "Ancak, Fransa soykırımda suç ortağı değildi" diye küçük bir “zeyilname” eklemekten de geri durmayacaktı.

- İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10. Yıldönümünde (11 Mayıs 2011) Uluslararası Af Örgütü’nün çağrısıyla Küresel Eylem Günü ilan edilecekti. Türkiye’nin çekildiği ve Polonya ve Macaristan gibi devletlerin de çekilmeyi düşündüğü sözleşmeyi savunmak için kadınlar sokaklardaydı. Türkiye’nin çekilme kararı protesto edilecek ve sosyal medyada büyük kampanyalar düzenlenecekti. 16 Avrupa ülkesinden 31 bakan Türkiye’ye “kararınızı gözden geçirin” mesajı gönderecekti.  

Türkiye:

- 1 Mayıs'ta Polis, Taksim Meydanı'na yürümek isteyen 256 kişiyi gözaltına alacaktı. Eylemcilerin ‘Covid-19 tedbirleri kapsamında’ uygulanan "tam kapanma" ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle gözaltına alındığı bildirilecekti.

1 Mayıs 2021 eylemleri

(İstanbul'da gerçekleşen 1 Mayıs eylemleri sırasında Taksim'e yürümek isteyen protestoculara polis şiddetli müdahalede bulundu / Kaynak: Medyascope.tv)

- Baharın gelişinin kutlandığı Hıdrellez kutlamaları bu yıl da pandemi kısıtlamaları nedeniyle sokaklarda yapılamayacaktı ama baharın gelişini iklim değişikliğinden başka engelleyecek hiçbir güç yoktu. 

- Suç örgütü lideri, ülkücü Sedat Peker başta İçişleri Bakanı Süleyman soylu olmak üzere çeşitli üst düzey AKP üyelerinin uyuşturucu kaçakçılığı, yolsuzluk ve diğer suçlarına dair kanıtlar ileri süren video serilerini bu ay yayınlamaya başlayacaktı. Videolar bir süre dünyanın en çok tıklanan filmlerini listeleyen site olan IMDB’ye dahi girecekti. Peker’in açıklamaları arasında Uğur Mumcu ve Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı suikastleri ile 1990'lı yıllarda Kürt iş adamlarına yapılan suikastlarda Mehmet Ağar ve Korkut Eken'in rol aldığı iddiaları ile Hrant Dink cinayetine dair iddialar da yer almıştı. Ancak bunların hiçbiri araştırılmayacak, Peker sığındığı Birleşik Arap Emirlikleri tarafından daha fazla video ve paylaşım yapmaması konusunda uyarılacaktı.

- Boğaziçi Üniversitesi'nin atanmış rektörü Prof. Dr. Melih Bulu'nun yardımcısı Prof. Dr. Naci İnci, Batı Dilleri ve Edebiyatları bölümünün "Film Çalışmaları Programı" kapsamında 2013 yılından beri yarı zamanlı olarak film dersleri veren avukat ve akademisyen Feyzi Erçin'in yaz okulundaki dersini onaylamayacaktı. Akademisyenler, her gün sırtlarını rektörlüğe dönerek gerçekleştirdikleri eylemleri sürdürürken öğrenciler Feyzi Erçin yazan dövizle eyleme katılarak Feyzi Hoca’nın boşluğunu doldurmaya devam edecekti.

İklim-Çevre:

- Nature Climate Change adlı hakemli ve itibarlı uluslararası bilim dergisinde yayınlanan bir rapora göre, Brezilya Amazon yağmur ormanları son on yılda atmosfere emdiğinden yaklaşık %20 daha fazla karbondioksit salıyordu. Raporda, Brezilya'nın Amazon havzasının 2010'dan 2019'a kadar 16,6 milyar ton CO2 salarken, sadece 13,9 milyar ton emdiği yer alıyordu.

- Yokoluş İsyanı İngiltere’de “İsyan 1” adını verdikleri yeni eylem dalgasını başlatacaktı. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda eylemlerine başlayan aktivistler “iklim ve çevre adaleti için birleşelim” diyerek sendikalara ve işçilere sesleneceklerdi.

- Birleşik Krallık, hükümetin iklim krizi konusunda kararlı bir şekilde hareket etmemesi nedeniyle insan hakkı ihlali gerçekleştiğini iddia eden üç genç tarafından mahkemeye verilecekti. 20'li yaşların başındaki öğrenciler hükümetin ulusal karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik eylemlerinin incelenmesini isteyecekti.

- Yeni bir araştırmaya göre, Kuzey Kutbu’ndaki Grönland buz tabakasının önemli bir kısmı bir devrilme noktasının eşiğindeydi. Küresel ısıtma durdurulsa bile erime kaçınılmaz hale gelecekti. Araştırma, erime duracak olsa dahi buzulların eski seviyesine bir daha geri gelmeyeceğini ortaya koyuyordu. 

Plastik dağları

(Fosil yakıt şirketi ExxonMobil dünyada tek kullanımlık plastik atıklardan sorumlu bir numaralı şirket olarak listelendi / Kaynak: Independent Online Desk/AFP)

- Çevre felaketine yol açan dünyadaki tek kullanımlık plastik atıkların yarısından fazlasından dünyada yalnızca 20 şirketin sorumlu olduğu ortaya çıkacaktı. Şirketler arasında hem devlet şirketleri hem de özel şirketler bulunuyordu. Listenin birinci sırasında ise “olağan şüpheli” fosil yakıt şirketi ExxonMobil vardı.

- Hollanda'da Lahey Mahkemesi, Milieudefensie (Çevre Savunma) örgütünün, çevreci kuruluşlar ve 17 bin vatandaş adına, Shell aleyhine açtığı davada kararını açıklayacaktı. Mahkeme, çok uluslu petrol şirketi Shell'in, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 2019-2030 yılları arasında karbon salımını %45 azaltmakla yükümlü olduğuna hükmederek tarihî bir karar alacaktı.

- Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde susuz tarımı kuraklık vuracaktı. İnsan eliyle yapılmayan sulama ile yetişen ürünlerin ekildiği tarlaların yüzde 80’inin çeşitli oranlarda zarar gördüğü belirtiliyordu. Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Şırnak, Siirt ve Batman illerinde buğday ve arpa rekoltesinde yüzde 80, mercimekte ise yüzde 60 kayıp yaşanacaktı. Güneydoğu’da yaşanan kuraklık nedeniyle Türkiye genelinde buğday rekoltesinde yaklaşık yüzde 20’lik düşüş beklendiği açıklanacaktı.

- Marmara Denizi’nin üzerinde müsilaj tabakaları görülmeye başlanacaktı. Aslında geçen yılın sonunda deniz dibinde görülmeye başlanan müsilaj Mayıs ayından itibaren ülke gündemine oturacaktı. Uzman araştırmacı Prof. Mustafa Sarı, "Müsilajın üç nedeni denizlerin ısınması, deniz durağanlığı ve arıtılmayan atıkların yol açtığı besin zenginliği'” diyecekti. Hükümet özellikle İzmit Körfezi’nde haftalarca deniz süpürgesi ile deniz yüzeyindeki müsilajı toplayacak ve topladığı müsilajı da yakacaktı. Bir bilim kongresi toplanarak Marmara’ya dökülen atıklar için arıtma tesislerini tamamlama çalışmalarına başlandığını açıklayacaktı.

Müsilaj içinde kürek çekenler

(Müsilaj nedeniyle balıkçı tekneleri hareket edemezken kürekçiler de zor zamanlar yaşadı / Kaynak: AFP)

- İkizdere’de maden şirketine karşı mücadele sürerken Cengiz Holding, direnişçileri kamulaştırma ile tehdit edecekti. Köylüleri pazarlığa çağıran mektupta, "Pazarlık görüşmelerine katılmadığınız ya da görüşmelere katılıp da satış konusunda anlaşamadığımız takdirde… ilgili mevzuat uyarınca taşınmazın... kamulaştırılması için ilgili Bakanlığa talepte bulunulacaktır" ifadelerine yer verilecekti. Aynı gün Rize Valiliği de, yine “koronavirüs salgınına karşı halk sağlığının korunması” gerekçesiyle İkizdere’de 15 günlük eylem yasağı getirecekti.

- Çevre örgütü Greenpeace tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, geçen yıl Britanya’daki plastik atıkların yaklaşık yüzde 40'ı Türkiye'ye ihraç edilmişti ve yasa dışı yollarla toplanıp yakılmıştı. Raporda Britanya’nın 2020 yılında Türkiye'ye ihraç ettiği plastik atıkların 210 bin ton civarında olduğu söylenirken araştırmacılar, atıkların Türkiye'de geri dönüştürülmek yerine, bir kısmının yollara, tarlalara ve su kaynaklarına atıldığını ve buralarda yakıldığını tespit edecekti. 

- Ekoloji Derneği, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri üzerinden 2020 yılında Türkiye'de 984 aşırı hava olayı görüldüğünü açıklayacaktı. 2019 yılında bu sayı 935, 2018 yılında ise 840'tı. 2010 yılında ise bu rakam 556 idi, yani neredeyse 2020'nin yarısı kadar. Son 10 yılda ülke genelinde aşırı hava olayları sayısı neredeyse iki kat artmıştı.

Covid-19:

- Hindistan, Mayıs ayına salgının yeni merkezi olarak girecekti. Bir günde 400 binden fazla yeni vaka görülen ilk ülke olacak ve ülkede günlük ölü sayısı 4 bini bulacaktı. Aynı zamanda dünyada ABD'nin ardından vaka sayısının 20 milyon eşiğini geçtiği ikinci ülke olacaktı.

- İspanya'da koronavirüs salgını nedeniyle altı ay önce yürürlüğe giren olağanüstü hal uygulaması ve gece sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırılacaktı. Başkent Madrid'de Puerta del Sol meydanında toplanan kalabalık saatler gece yarısını gösterdiğinde alkış tutacak, meydanda maskesiz dans eden ve şarkı söyleyen kalabalık "Özgürlük" sloganları atacaktı.

- Dünya Sağlık Örgütü 104 ülkenin aşılama programını inceleyerek ülkelerin %70’inin göçmenleri aşılama programına katmadığını ortaya çıkaracaktı. Bu, dünya genelinde en az 30 milyon kişinin aşılanmaması anlamına geliyordu.

- Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Sekreteri Ghebreyesus zengin ülkelerin çocukları ve ergenleri aşılamayı bırakıp ellerindeki aşıları yoksul ülkelerle paylaşması gerektiğini ve yoksul ülkeler bu durumdayken zengin ülkelerde çocukların aşılanmasının "ahlaki bir çöküş" olduğunu söyleyecekti.

Moderna ve Biontech aşıları illüstrasyon

(Moderna CEO'su Stéphane Bancel ve BioNTech CEO'su Uğur Şahin pandemiden en kârlı çıkan iki isim oldu)

- İlaç şirketlerinin koronavirüs aşıları üzerindeki son derece kârlı olan tekel kontrolünün Covid-19 pandemisinin başlangıcından bu yana dokuz yeni milyarder ürettiği ortaya çıkacaktı. Bu dokuz yeni milyarderin toplam net değeri 19.3 milyar dolardı. 4,3 milyar dolarla Moderna CEO'su Stéphane Bancel ve 4 milyar dolar ile BioNTech CEO'su Uğur Şahin en üst sıraya çıkacaklardı. 

- Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19 pandemisinde yani yaklaşık 18 aylık dönemde tüm dünyada en az 115 bin sağlık çalışanın hayatını kaybettiğini açıklayacaktı. Açıklama yapıldığı gün dünya çapındaki Covid kaynaklı ölümlerin sayısı 3 milyon 600 bin olmuştu.

- Türk Tabipleri Birliği (TTB) Türkiye’nin salgınla mücadelede ne kadar az kaynak ayırdığını göstermek amacıyla salgınla mücadeleye hangi ülkenin ne kadar harcadığını gösteren bir harita yayınlayacaktı. Buna göre en yüksek bütçeyi, milli gelirinin yüzde 19.1'lik dilimine denk gelen Yeni Zelanda ayıracaktı. Güney Afrika'nın salgınla mücadeleye ayırdığı payın milli gelire oranı yüzde 5.5 olurken, Türkiye'de bu oran sadece yüzde 1.1’di. Bu, büyük bir eşitsizlik ve sosyal adaletsizliği ortaya koyan bir rakamdı.

- İçişleri Bakanlığı, 17 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında uygulanacak olan kademeli normalleşme dönemi tedbirlerini açıklayacaktı. Kademeli normalleşme döneminde hafta içi 21.00-05.00, hafta sonları ise cuma 21.00'den pazartesi 05.00'e kadar sokağa çıkma kısıtlamasına devam edilecek, fakat bu sürede günlük vaka sayısı 5 binin altına hiç düşmeyecekti.