"Kapı Kontrol Kuramı" ve "Nöromatrix"

-
Aa
+
a
a
a

Acı/ağrı deneyiminde kişinin genetik özellikleri ve beklentileri belirleyici olabilir mi? Sinir sisteminde "yukarıdan aşağı" etki nedir, nasıl gerçekleşir?
"Kapı Kontrol Kuramı", "Nöromatrix" ve merkezi mekanizmalarını, Acı/Ağrı serisinde, Hacettepe Üniversitesi'nden konuğumuz Prof. Hülya Karataş Kurşun ile konuştuk.

Beyin haritası illüstrasyonu
"Kapı Kontrol Kuramı" ve "Nöromatrix"
 

"Kapı Kontrol Kuramı" ve "Nöromatrix"

podcast servisi: iTunes / RSS

Önceki programlarda acı/ağrı konusunda bedenimizin dış çeperinden gelen sinyallerin omurilik ve beyine doğru gönderilmesi ve bu süreçte oluşan bozuklukları, periferal ağrı mekanizmaları ve nöromüsküler hastalıklar kategorilerinde ele almıştık.

Şimdi sıra merkezi mekanizmalarda. 

Acı ve ağrıda, dış dünyadaki uyaran sinyallerinin periferiden "aşağıdan yukarı" (beyine) doğru gönderildiği düşünülmüş olsa da, bu sinyal aktarımının nasıl işlediği bilinmiyordu.

Bu konuda farklı tezlerin öne sürüldüğünü ve kimi zaman yanlışların yüzyıllar sürdüğünü biliyoruz.

Örneğin fizyoloji tarihi, elektriğin henüz keşfedilmediği dönemde sinir liflerinin içi boş ince borular olduğu ve hidrolik ilkelerle ("animal spirits" denen özel, hava benzeri bir maddenin basıncına bağlı olarak) çalıştığı tezi için boş yere kanıt aranması çabalarıyla dolu.

acının bileşenleri tablosu

Bu sinyal aktarımı meselesi bir yana, acı/ağrı konusunda başka (ve bugün yanlış olduğu genel kabul gören) tezler de ortaya atılmış. 

Örneğin farklı duyuların sebebinin, dış dünyadaki sinyallerin farklı cins sinir lifleriyle beyine taşınması olduğu tezi.

Bunlar hep 'periferal mekanizmalar'la ilgili tezler. Peki beynin derinliklerinde neler oluyor? 

Yani bu haftanın konusu olan "merkezi mekanizmalar" hakkında ne söyleyebiliriz? 

-- / --

Acı/ağrı çalışmaları alanındaki en büyük düşünce devrimi, son 50 yılı aşkın süreçte beynin yalnızca iletilen sinyalleri pasif olarak işleyip kaydeden bir organ olmadığının, acı/ağrı deneyimine "yukarıdan aşağıya" doğru etkide bulunduğunun kabul görmesiyle gerçekleşti denilebilir.

Örneğin Descartes'ın 17. yüzyıl çalışmalarında acıyla ilgili sinyallerin yalnızca "aşağıdan yukarı" yol aldığını görüyoruz (kırmızı hat).

Oysa bugün dikkat, beklenti ve genetik eğilimlerin "yukarıdan aşağı" sinyallerle acı deneyimini modüle edebildiği biliniyor (yeşil hat).

Hemen yukarıda bahsi geçen mekanizma

-- / --

Bu düşünceyi bir modele dönüştürerek somutlaştıran iki nörobilimci, Kanadalı Ronald Melzack ve İngiliz Patrick Wall, 'Kapı Kontrol Kuramı'nı 1965'de "Science" dergisinde yayımlanan yazılarında ortaya atmışlardı.

Yukarıda bahsi geçen makalenin ilk sayfasının fotoğrafı

"Kapı Kontrol Kuramı" 1965'ten bu yana revizyonlara uğradı, kimi detayları düzeltilerek genişledi ve bir versiyonu 1990'da Ronald Melzack tarafından "Neuromatrix Kuramı" olarak öne sürüldü.

Neuromatrix kuramının anlatıldığı tablo

-- / --

"Neuromatrix" kuramının ana fikrinin resmedildiği yukarıdaki diyagramda en önemli unsur, acı/ağrı deneyiminin girdileri arasında fiziksel sinyalleri tanımlayan duyusal uyaranların yanı sıra, bilişsel ve duygusal unsurların da olması.

Genel olarak bu fikre "algıya bilişsel olarak nüfuz edilmesi" (cognitive penetrability of perception) deniyor.

Yani acı deneyiminizi yalnızca uyaranlar değil, hangi ortamda olduğunuz, beklentileriniz, ruh haliniz de belirliyor. Bunlara doğuştan gelen genetik yatkınlıklarınızı da ekleyebiliriz.

Aynı uyaranın iki farklı kişide iki farklı deneyime sebep olması bu yüzden.

-- / --

Son olarak, bu konuyu bizlere aktaracak olan konuğumuz Prof. Hülya Karataş Kurşun'un, 2021'de Uluslararası Baş Ağrısı Derneği'nin verdiği 'Mükemmellik Mührü Ödülü'ne layık görüldüğünü de ekleyeyim.

-- / --

Böylece acı/ağrı serimizde, bu alandaki en önemli gelişme olan merkezi sinir sistemi mekanizmalarının anlaşılması konusunu da ele almış olacağız.

Fakat seri henüz bitmedi. Bir haftalık bayram tatilinin ardından henüz değinmediğimiz yönleriyle acı/ağrı deneyimine geri döneceğiz.