Başlarken: Bir şarkı neler yapar, bir şarkıyı neler yapar? 

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba sevgili Açık Radyo dinleyicileri. Ben de pek çoğunuz gibi Açık Radyo’nun yayınına başladığı günden bu yana dinleyici ailesinden biriyim. Önümüzdeki 6 ay boyunca ise dinlemeye devam ederken, bir program köşem olacak. 

Bunu yapmaya, uzun zamandır peşinden gittiğim bir soru itti açıkçası. Soru şuydu: Bir şarkı neler yapar? Bir şarkılık zamanda, içimizde ve dışımızda neler olur? Bizi nasıl etkiler? Şarkılar birleştirebilir mi? Aldığım yanıtlar müzikle ilgili tüm uğraşlarımı biçimlendiriyor bir taraftan. Burada ben de kendimi bir müzisyen olarak sizlere tanıtmalıyım sanırım. Hayatın getirdiklerine müzikle karşılık verme refleksi benimkisi. Dolayısıyla uzunca yıllar, çocuk şarkıları ve sonrasında ayrımsız bir çeşitlilikte şarkı yapım zanaatında çalışmaya ve öğrenmeye çok severek devam ediyorum.  

Soruya geri gelecek olursak, bir şarkı neler yapar? 

Şarkıları, sözler ve ona eşlik eden bir melodiyle uzay boşluğuna bırakılmış odalar gibi tasavvur ediyorum bazen … Yazıldıktan sonra bestecisinden çıkmış, özgür, zamandan ve mekândan bağımsız, dinleyenin isterse içine girebildiği, sözlerle sıvanmış duvarlarına yaslandığı odalar. Ve o bir şarkılık zamanda yanında bir başkası, başkaları. Hiç tanımadığınız ama yabancı olmayan. Aksine, o bir şarkılık zamanda birbirimizi bulduğumuz, birbirimizin halinden anladığımız. İşte orada, birken, çok olduğumuz. Ya da çokken, bir. Biz bir şarkılık zamanda birleşir miyiz?

Bu sorunun hiç bitmeyecek bir merak potansiyeli var ve olmaya da devam edecek benim için… yapacağımız şarkılar yolculuğunun heyecanlandırması bu nedenledir. Diliyorum ki, bugün başlayan şarkılarda buluşmalar serimiz tüm dinleyenlere iyi gelir. 

Sözü daha fazla uzatmadan programın ilk şarkısına yer vermek istiyorum: 

Katie Melua, Gürcü-İngiliz şarkı yazarı, Gürcistan’da geçen çocukluğunda, terk edilmiş bir havaalanında, terk edilmiş tozlu bir uçakta erkek kardeşi ile çocukluk oyunlarını hatırlar. Ve çocukluk düşlerinin anısına yazdığı sözlerden bir şarkı yapar. 

Madalyonun diğer tarafındaki soru ise, bir şarkıyı neler yapar? 

Sahibine Şarkılar programının benim tarafımda da ise, şarkıları ararken, derlerken, pusulamda bu soru olacak. Şarkı yazarının ve yazdığı şarkının arkasında nasıl bir fon var?  O şarkıyı yazmasına ilham olmuş, neden olmuş olaylar -ulaşabiliyorsak- nelerdir? Zamanın ruhuna ve şarkıların satır aralarında nefes alan hikayelerine ulaşmaya çalışacağım. Kendiliğinden kurulan bağlarla, şarkılar, yazarları ve hikayelerinin işaret ettiği yollara saparak ilerleyeceğiz. 

İçinde zaman geçen şarkılar ya da okunmuş kitaplardan, şiirlerden ilham almış şarkılar. Bir sevgiliye, bir dosta, yolculuklara, yaşamanın kendisine yazılmış, doğadan sanattan,  sanatçıdan ilham almış şarkılar… Bir kız ya da oğlan çocuğuna ya da büyümeye yazılmış şarkılar. Toplumsal olaylardan etki almış, toplumsal olayları başlatmış şarkılar… 

Ve böylece sözü kanımca tüm zamanların en iyi şarkı yazarlarından biri Paul McCartney’e vermek istiyorum.  Ve onun çok bilinen ve de sevilen bir şarkısı, “Blackbird”. Bu şarkının arkasında şöyle bir fon var. İngiltere’de sıradan bir akşamüstü McCartney elinde akustik gitarıyla mutfağında oturuyor ve radyodan haberleri dinliyor. Radyoda Amerika’dan, Missisippi Alabama’dan Sivil Haklar mücadelesiyle ilgili haberler okunmakta. Zencilerin eşitlik ve adil yaşam talepleri tüm dünyada yankılanıyor. McCartney, “Bu problemleri yaşayan insanlara ulaşabilecek ve dinlediklerinde onlara biraz olsun umut verebilecek bir şarkı yazabilirsem ne iyi olur” diye düşündüğünü söylüyor. Ve işte, sözlerinin anlamını bilseniz de bilmeseniz de çok sevdiğimiz, o siyah kuşun şarkısı ortaya çıkıyor. “Siyah” İngiltere de kız anlamına da geliyor. Siyah kız, uç! Tüm hayatın boyunca beklediğin o an şimdi geldi…. 

Umut vermesi dileğiyle yazılmış bir şarkıydı bu. Umudun kendisine söylenmiş şarkılar da var… Her ikisinde de bir şarkı yazarı kendi dünyasını açmakta ya da onun dışına çıkmakta aslında. 

Şimdi sözü tam da böyle bir şarkıya bırakmak istiyorum. Fulya Özlem ve Akustik Kabare’den dinliyoruz. “Umut”

Korona günlerini düşünerek söylüyorum, içinden geçtiğimiz bu çok özel zamanın kapımıza koyduklarına, bizi yoğurmasına izin vermeyi de öğreniyoruz öyle değil mi? Zamanı eskisinden daha farklı biçimlerde kullanıyoruz ve pek çoğumuzun daha çok yaptığı şeylerden biri de kitap okumak olsa gerek! İlerleyen haftalarda ben de kitaplardan, roman, öykü şiirlerden ilham almış şarkılar size dinletmek istiyorum. Hatta diliyorum ki ara ara konuklarımız olacak ve onlarla söyleşeceğiz. Bunun haberini de İngiliz şarkı yazarı Nick Lowe’un bir şarkısı ile vermiş olayım. Nick Lowe bu şarkıyı, bizi çevreleyen gerçekliğin karşısında, kendimizi iyi bir kitabın yardımıyla onarabileceğimizi anlatmak için yazdığını söylüyor.      

“I Read A Lot”, Nick Lowe’dan geliyor. Eskisinden daha çok okuyorum… 

Bugünün programının son şarkısını Bryan Ferry’e ayırdım. “Reason or Rhyme”

Parçanın içinde çok sevdiğim ve sık sık tekrarlayan şu iki dize var.

“No reason or rhyme, no presence of mind

Just a dance to the music of time”

Bir açıklama ya da uyum ya da akla gerek olmadan… 

Zamanın müziği için yapılmış bir dans bu

Çok güzel bir şarkıydı değil mi? Zamanın müziği için yapılmış dans…

Ben de zamana gelmek istiyorum. İçinden zaman geçen şarkılara gidelim diyorum. Hatta “zaman” geçen şarkılar dinleyelim, hatta birkaç hafta orada kalalım ne dersiniz? Kuşkusuz çoğunlukla evlerimizde geçirdiğimiz günlerde “zaman” algımız artık eskisinden çok farklı? Ve belki deneyimlerimizi bir araya getirebileceğimiz bir ortam olarak kullanabiliriz burayı. 

Ben içinde zaman geçen ya da zamanın kendisine yapılmış şarkıları ararken, acaba sizler de içinde bulunduğumuz zamanla ilgili gözlemlerinizi, yaşantılarınızı bu programla paylaşmak ister misiniz? Zaman sizin için nasıl geçiyor, bugünlerde ne ifade ediyor? Yeni zamanımız var artık, yeni zamanlarımız var… yeni zaman geçirme biçimlerimiz var. Geçici de olsa bu zaman geçirme alışkanlıklarımızdan parçalar mutlaka geleceğe de taşınacaklar. 

Zamanın akışı nasıl değişti ve bu sizin için ne ifade ediyor? Yeni “Zamanlarımız” sizin yaşamınıza neler getirdi, neler değişiyor, neler dönüşüyor?  Görüşlerinizi, yaşadıklarınızı, değişen algınızı yazmak isterseniz mail adresim [email protected]  

Benim için çok keyifli bir başlangıç oldu. Umarım siz de aynı keyfi aldınız. Yeniden görüşene dek sağlıkla ve hep müzikle kalın!