Tropik meyveler aşırı su istiyor

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye‘de tropik meyve üretimi aşırı su istiyor.

Gezegenin Geleceği: 14 Kasım 2023
 

Gezegenin Geleceği: 14 Kasım 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Türkiye’de başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere yarı tropik veya tropik meyve üretimi son yıllarda hızla artıyor. Küresel ısınmaya bağlı aşırı sıcaklar ve yağış azlığı nedeniyle uzun süredir yaşanan kuraklık nedeniyle su tasarrufu çağrıları yapılırken, aşırı su isteyen ve Türkiye coğrafyasına uygun olmayan bu meyvelerin üretimine devam edilmesi eleştirilere neden oluyor. Antalya, Mersin gibi illerde yıllardır üretilen muzun yanı sıra avokado, mango, ejder meyvesi, passiflora gibi tropik meyvelerin artan üretimi sırasında kullanılan su için derin sondaj kuyuları açılıyor ve bu da halihazırda azalan yeraltı su kaynaklarını yok ediyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, muz, mango, avokado gibi ürünlerin üretimine bundan böyle izin verilmemesi gerektiğini belirtti. 100 bin tona yakın muz üretiminin yapıldığı Gazipaşa ilçesi Zeytinada Mahallesi‘nde de susuzluk nedeniyle muz bahçeleri sökülmeye başlandı. Bu bahçeler yerine villaların inşa edildiği görüldü. Dr. Kesici, “Tropikal iklimde yetişen ve kökleri son derece kuvvetli olan mango, çok fazla suya ihtiyaç duyan bir ağaç. Ağacın yeterli seviyede sulanması ile meyve verimliliği artmakta. Suyumuz var mı? Bizim iklim kuşağımız tropikal mi? Şu an Türkiye’de muz, avokado, mango, ejder meyvesi gibi 50’ye yakın tür yetiştirilmeye çalışılıyor. Aşırı su isteyen bu bitkiler, bize uygun değil. Bu tür üretimler için son aylarda çok fazla derin sondaj kuyuları açılmasına izin verilmesi de çok tehlikeli,” dedi.

Manisa’da jeotermal kaynak arama kuyularına verilen ÇED gerekli değil kararının iptali onandı

Danıştay, Manisa Alaşehir’de tarım arazileri üzerinde yapılması planlanan jeotermal kaynak arama kuyularına verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değil’ kararının iptalini onadı. Mahkeme, projedeki eksikliklerin giderilmesi durumunda bile ÇED sürecinin işletilip işletilmemesi konusunun idarece değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Kemaliye ve Toygar Köylerinde, dört adet jeotermal kuyu açılması nedeniyle projeye dava açılmıştı.

Uzungöl sığ bir göl haline geliyor

BirGün’den Deniz Güngör’ün haberine göre, Trabzon’da bulunan turizm merkezi Uzungöl, giderek sığ bir göl haline geliyor. Turizm gerekçe gösterilerek birçok kez imara açılan Uzungöl’ün geçen yıl 15 metre olan en derin bölgesi 4 metre olarak ölçüldü. Su seviyesinin giderek düştüğü Uzungöl'ü besleyen derelerin de artık çamur getirdiği görülüyor. Yapılaşmanın yanı sıra, gölü besleyen Haldizen Deresi'nin temizlenmemesi de Uzungöl'ü tehlikeye atıyor. Bölgede yapılan inşaat çalışmalarının ve yeni açılan yolların gölü tehlikeye attığını belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi (KATÜ) Orman Fakültesi’nden Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, “Güney tarafının temizlenme olanağı yok, doğal sular zarar görüyor, derinlik hızla düşüyor. Yukarı havzalarda iki rüsubat, kuru taş ve sekiler göl rezervuarın dolmasını önlemeye yönelik yatırımlar ama bunlar gölün yakınında. Ancak gölün havzası çok daha yukarılardan başlıyor. Yukarıda da toprak ve bitki koruma çalışmalarının sıkıca uygulanması gerekiyor,” diye konuştu. Kurdoğlu, “Başta yeni açılan yollar, inşaat faaliyetleri sediment artışına neden olurken, iklim değişikliği nedeniyle kısa süreli şiddetli yağışlar erozyona ve heyelanlara sebebiyet veriyor ve insan atıklarıyla rezervuara doluyor. 200 sene sonra dolabilecek iken, 20 sene sonra dolabiliyor. Bütün göller ölümlüdür ancak bu göllerin ölümü havzanın özelliğine göre değişir. Ancak Uzungöl, bir heyelan gölü olduğu için rüsubat gelmesi fazla oluyor ve dolma riski artıyor. Ancak burası bir turizm cazibe merkezi ve bu nedenle gözbebeğimiz gibi bakmamız gerekiyor,” dedi.

Çanakkale Belediyesi'nden su tasarrufuna yönelik kararlar

Çanakkale Belediyesi'nden yapılan açıklamada, kentin tek içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan Atikhisar Barajı'nın sürdürülebilirliğini sağlamak, yaşam kaynağı olan suyu korumak adına belediye encümenince tasarrufa yönelik kararlar alındığı açıklandı. Kuraklık dolayısıyla su tasarrufuna yönelik alınan kararların uygulanmasına devam edildiği belirtilen açıklamada, "Konut ve iş yeri önlerinin ve içlerinin hortumla yıkanmasının yasaklanmasına; yüksek su tüketimi olan sanayi tesislerinde suyun tasarruflu kullanılabilmesi için mevcut kullanımların göz önüne alınarak kısıtlamaya gidilmesine; halı ve kilim yıkamalarının yasaklanmasına; şehir şebeke suyu ile hortumla araba yıkanmasının yasaklanmasına; oto kuaför ve yıkama işletmelerinde su tüketiminin aylık 20 metreküp olarak uygulanmasına; halı yıkama, hamam, tuvalet gibi su tüketimi yüksek olan iş yerlerine ön ödemeli elektronik sayaç takılmasına; yer altı suyu kullanımı varsa mekanik sayaç takma mecburiyetinin getirilmesine ve böylece yer altı su kullanımının tespitinin yapılmasına; bahçe sulamalarının sabah ve akşam mümkünse kuyu suyuyla ve yağmurlama/damlama sistemleri kullanılarak yapılmasına; park, bahçe, yeşil alan, tarımsal amaçlı üretim yapılan yerlerde sulamaların kısıtlanmasına; acil sulama ihtiyacı olan yerlerin yağmurlama, damlama sulama ile su kullanımının minimuma indirilmesine karar verildi. Daha önce 31 Ekim tarihine kadar geçerli olan encümen kararlarının, son toplantı kapsamında 31 Aralık'a kadar geçerli olması kararlaştırıldı." Kentin içme ve kullanma suyu ihtiyacının karşılandığı tek kaynak olan 54 milyon 115 bin metreküp kapasiteli Atikhisar Barajı'nda su seviyesinin %32,5 olduğu duyuruldu.