Irak'ta en büyük huzursuzluk kaynağı Amerikan askerleri

-
Aa
+
a
a
a
13 Mart 2007Radikal GazetesiH.D.S. Greenway

Irak'taki asker artırımına dair başkan ve yandaşlarının anlamadığı şey, Iraklıların evlerini basan, kontrol noktalarında insanları vurup öldüren yabancı askerlere ve işgalin getirdiği aşağılanmaya duyduğu öfke. AFP'nin bir fotoğrafı, asker artırımının neden başarısızlığa mahkûm olduğunu hatırlatıyor. Fotoğrafta tam takım giyinmiş, ağır teçhizatlı dört asker, Bağdat'taki bir evin oturma odasının kenarında duruyor. Ortadaki halının üstünde, geleneksel siyah giysisinin içinde yere çökmüş bir kadın var. Oğlu olduğu söylenen bir adam kadının kollarından tutuyor. Adam yalınayak, sanki apansız yakalanmış gibi. Fakat göze çarpan asıl şey, adamın silahlı ve el kol hareketleri yapan askerlerden birine bakarken yüzündeki dehşet ve korku ifadesi. Bir diğer asker sanki evindeymiş gibi bir rahatlık içinde. Fotoğraf altından, kadının oğlu 'sorgulanırken' bayıldığını öğreniyoruz. Washington Post'tan Joshua Partlow geçenlerde Amerikan askerlerinin nasıl da dostane olmaya çalıştığını yazıyordu. "Devriyelerinde gazete ve paket paket sakız dağıttılar... Fakat tüfekleriyle yatak odalarına dalan, silah arayan ve kimlik soran Amerikalıların bazı Iraklıları rahatsız ettiği de ortada." Rahatsız etmekten daha kötüsünü yapıyorlar. Bir ABD askeri Partlow'a şunu söylüyor: "Savaşın başında da buradaydım. Bugün işler değişmiş. Bize artık saygı bile duymuyorlar. Bize tükürüyor, bizi taşlıyorlar. Daha önce böyle değildi." Başkan ve yandaşları asker artırımıyla Bağdat'ta huzur ve güven sağlamaktan dem vurduklarında, direniş kıvılcımını tam da ABD askerlerinin çaktığı, bugün suçluların rahatça hareket edebildiği ve halkın tek kurtuluş yolunu milislerde gördüğü karmaşa ortamının böyle oluştuğu gerçeğini gözden kaçırıyor. Amerikalılar işlerini insani bir şekilde yapmaya çalışıyor belki, ama sorun işlerinin rahatsız edici, acımasız ve aksi sonuç yaratan niteliği. Peki ABD mezhep çatışmasını ve Iraklıların birbirini öldürmesini engellemek için orada değil mi? Sömürgeci güçler yabancı bir toprağı ele geçirdiklerinde iki seçenekleri vardır: Ya Britanyalıların daha önce Irak'ı Sünniler aracılığıyla yönetmesi gibi iktidar yapısını olduğu gibi korur ya da Amerikalıların Şiileri iktidar yapması gibi daha önce ezilenleri yönetime getirirler. Washington bugünkü sonuçtan memnun değil ve hem Sünni direnişçiler hem de Şii milislerle savaşmaya, yani, iç savaşa dalmaya karar verdi.

Iraklı liderlerin 'anlaşmak istediği' de doğru değil Ancak nihayetinde Sünniler de, Şiiler de ABD'ye karşı çıkacak, çünkü yabancı asker istemiyorlar. İşgal beşinci yılına girerken, ABD tarafında yer alan veya Amerikalılar için çalışan Iraklılar, giderek işbirlikçi sayılıyor. Amerikalılar Irak'ta ne kadar kalırsa, o kadar zalim görülecekler ve işlerini yapmak zorunda oldukları için de benzer fotoğrafları, kuşatılmış, korkmuş ve aşağılanmış Iraklıları daha sık göreceğiz. Britanya'nın asker çekmek için iç politika kaynaklı nedenleri var, fakat aynı zamanda çözümün değil sorunun parçası olduklarını da idrak ettiler. Gönüllülerin koalisyonu, yabancı askerlerin işe yaramadığını anladıkça giderek gönülsüz hale geliyor. ABD askerlerinin ulusal uzlaşma hedefi uğruna istikrar yarattığını söylemek de işe yaramaz. Hepsi Yeşil Bölge civarında yaşayan Iraklı liderler anlaşmak istese, bu güvenli ortamda çoktan anlaşırdı. Mesele uzlaşma değil, iktidar istemeleri. Yabancı askerler nerede başkasının toprağına girse direnişle karşılaşır. Bu, 1770'lerde Britanya'nın hükmetmek istediği Amerika'da da böyleydi, Irak'ta da...