Ukrayna savaşı Avrupa’daki enerji denklemini yeniden şekillendirdi

-
Aa
+
a
a
a

Ukrayna savaşı tüm dengeleri sarsarken Avrupa’daki enerji denklemini de yeniden şekillendirdi.

rüzgar gülü
Gezegenin Geleceği: 13 Temmuz 2022
 

Gezegenin Geleceği: 13 Temmuz 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Ukrayna savaşıyla başlayan enerji krizi sırasında kıta genelinde kömür ve nükleerden kaçışta başı çeken Almanya geri adım attı. Hem de fosil yakıt karşıtı Yeşiller öncülüğünde. Almanya’da enerji bir ulusal güvenlik sorunu haline gelirken Berlin yönetimi, Ukrayna savaşının neden olduğu zorlukları aşabilmek için atıl durumdaki kömür santrallarının yeniden çalışmasına izin verme kararı aldı. Sosyal Demokrat parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den (FDP) oluşan “trafik lambası” koalisyonunun hazırladığı Enerji Güvenliği Yasası’ndaki değişiklik önceki gün Federal Parlamento’da (Bundestag) onaylandı. Buna göre yeşil enerji üretimi hızlandırılacağı ve kömürle çalışan elektrik santrallerinin yeniden açılacağı belirtildi. Değişiklikle, rüzgâr tribünleri gibi yeşil enerjinin yaygınlaşması hızlandırılacak. 

İkizköy Çevre Komitesi  kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik yeni bir açıklama yaptı. Açıklama yapmanın zorunlu bir hal aldığını vurgulayan İkizköy Çevre Komitesi, “Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!” diyerek kamuoyuna seslendi. İkizköy Çevre Komitesi’nin basın açıklamasında “Kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarını sürdürülüyor. Çok sayıda tanınmış gazeteci ve televizyoncuyu Kemerköy Termik Santralı’na götürerek ne kadar ‘çevreci’ bir tesis işlettiklerini gösterip gerçekleri gizleyen birtakım bilgileri medyada dolaşıma sokuyor. Şirket genel müdürü tarafından yapılan açıklamalarda, 270 milyon euroluk bir yatırımla termik santralın ve baca gazı arıtma tesislerinin iyileştirildiği, bu proje ile “kükürtdioksit, azot oksitleri ve toz emisyonları halihazırdaki mevzuat sınır değerlerine ulaştığı, hatta bunların da altına düştüğü’ iddia ediliyor. Oysa Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) Mayıs 2022 tarihli Türkiye’nin Enerji Görünümü 2022 çalışmasına göre; toplam 5 üniteden oluşan bu santralların sadece iki ünitesi rehabilite edilmiş durumda. Her iki santralda da toz filtresi ve baca gazı kükürt arıtma tesisi var, ancak iyileştirilmesi gerekiyor. İki santralda da tamamlanmış azot arıtma tesisi yok. Kömürün Gerçek Bedeli Muğla raporu kapsamında yapılan bir modelleme çalışmasına göre, bu santralların baca gazı arıtma tesisleri Avrupa Birliği’nin mevcut en iyi tekniklerine göre iyileştirilse bile 2043’e kadar 5,300 insanın daha erken ölümüne yol açacak. Bir başka önemli nokta ise bu arıtma tesislerinin, anne karnındaki bebeklerde ve çocuklarda sinir sistemi ve beyinsel gelişimi olumsuz etkileyen, otizm riski doğuran cıva gibi ağır metalleri tutamıyor olması. İşin hukuki boyutuna baktığımızda da bu iki santralın, Yatağan Termik Santralı ile birlikte, yıllardır hukuksuzca çalıştırıldığı gerçeği karşımıza çıkıyor. Santralların kapatılması kararı önce 1996’da Aydın İdare Mahkemesi tarafından verildi; Danıştay da bu kararları onadı. Ancak dönemin hükümeti Bakanlar Kurulu kararı ile bu yargı kararlarını çiğneyerek santralları çalıştırmaya devam etti.  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2005’te verdiği ihlal kararı ile bu santralların hukuksuz çalıştığını ve kapatılması gerektiğini Türkiye Cumhuriyeti’ne bildirdi. Neredeyse 20 yıldır uygulanmayan AİHM kararının yarattığı sonuçlar, bugün Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin gündeminde ve takip ediliyor. Bu takip sürecinden, hâlâ çevreyi kirletmeye devam eden Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santrallarını kapatmadan çalıştırmaya devam eden Türkiye aleyhine bir karar daha çıkabilir. Peki ne yapmalı? Şirkete ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sesleniyoruz: Mahkeme bilirkişi raporuna göre YK Enerji’nin açılmış kömür sahalarında iki yıllık kömür rezervi var. Bu iki yılda bu santralları kapatmak için planlama yapın. Yeni maden sahası açmayın. Bir köyü daha, binlerce dönüm tarım arazisi ile, 40 bin zeytin ağacı ile, 780 dönüm yaşlı ve doğal kızılçam ormanı ile kömür için yok etmeyin! İkizköy’ü ve #AkbelenOrmanı‘nı rahat bırakın!” dendi açıklamada.

Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tartışmalı yabani ot öldürücü ve tarım ilacı çeşitli markalarda kullanılan glifosat maddesine ilişkin çalışma bulgularını sundu. Çalışma, Amerika Birleşik Devletleri‘ndeki çalışmaya katılan çocuk ve yetişkinlerin yüzde 80’inin idrar örneklerinde adı kanserle anılan kimyasala rastlandığını ortaya koydu. Bilim insanlarına göre bulgular: Tedirgin edici ve kaygı verici. Euronews’in haberine göre; akademisyenler ve araştırmacılar uzun yıllardır inceledikleri idrar örneklerinde yüksek düzeyde herbisit glifosata rastladıklarını bildiriyordu. CDC tarafından yürütülen çalışmada  Amerikan halkını yansıtacak 2 bin 310 kişiden idrar örneği alındı. Katılımcıların yaklaşık üçte biri 6-18 yaş arası çocuklardan oluşturuldu. Bu örneklerden bin 885’inde glifosat izine rastlandı. 2019’da glifosata maruz kalmanın Hodgkin olmayan lenf kanseri riskini artırdığını ve yine aynı yıl insan idrarında glifosatın bulunduğunu belgeleyen 19 çalışmanın değerlendirildiği makalelere imza atan bilim insanlarından biri olan Prof Lianne Sheppard, CDC’nin bulgularını değerlendirdi. Washington Üniversitesi çevresel ve mesleki sağlık bilimi öğretim üyesi olan Prof Sheppard, araştırmayla birçok kişinin vücudunda glifosat bulunduğunun öğrenildiğini belirterek bunun rahatsız edici olduğunu vurguladı.