Thwaites buzulu dengesini yitiriyor: Çökerse deniz seviyesi yarım metre artacak

-
Aa
+
a
a
a

 Thwaites diye adlandırılan buzul git gide dengesini yitiriyor. 

Fotoğraf: Nature
Gezegenin Geleceği: 24 Şubat 2020
 

Gezegenin Geleceği: 24 Şubat 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Nature Dergisinde yeni çıkan bir habere göre, bu Şubat ayında Batı Antarktika'daki nadir görülen buzsuz sulardan yararlanan bilim insanları, bakışlarını ilk defa kıtanın kenarında tünemiş devasa buzula çevirdi. Thwaites diye adlandırılan buzul git gide dengesini yitiriyor. Gördükleri korkutucu. Thwaites buzulu çökebilir ve çökerse deniz seviyeleri yarım metreden daha fazla artar. Kıyı şehirleri sular altında kalır. Uluslararası Thwaites Buzulu Ortak Projesinde bilim insanları robotik bir denizaltı ile buzulun dibine baktı ve toplanan veriler, derin okyanustan gelen üç ılık su akıntısının buzulun altını oyduğu ve böyle giderse çöküşün yaşanacağı doğrultusunda.

TEMA'dan Kanal İstanbul'a dava

TEMA Vakfı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kanal İstanbul Projesi’ne verdiği ÇED olumlu kararına; kararın hukuka, kamu yararına ve bilimsel gerekçelere uygun olmadığı gerekçesiyle dava açtı. Açılan davada Vakıf, ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep ediyor.  İstanbul’un tüm karasal ve denizel yaşam alanlarını, yer altı suyu sistemini ve ulaşım sistemini tamamen değiştirecek olan Kanal İstanbul Projesi’nin, üst ölçekli mekânsal planlama ve stratejik çevresel değerlendirme çalışmaları olmaksızın sadece ÇED süreci ile yürütülmesi önemli risklerin göz ardı edilmesine neden oluyor. Üst ölçekte kapsamlı bir değerlendirmeden geçmeyen proje, gelecekte karşılaşılması muhtemel riskleri ve yaşanacak olumsuz sonuçları dikkate almadan hayata geçirilmeye çalışılıyor. Mevcut ÇED raporu bilimsel verilere dayanan, önlemleri içeren bir rapor olmaktan uzak olduğu gibi projeye itiraz eden yüz binlerce insanın kaygılarını gidermiyor. Proje alanında bulunan ve İstanbul’a halen su veren en önemli su rezervleri olan Sazlıdere ve Terkos havzası bu proje ile yok olma ve tuzlanma riski taşımakta. ÇED Raporu’na göre Sazlıdere barajının büyük bir kısmı devre dışı bırakılacak. Projenin ÇED raporu tuzlanma riskine değiniyor ancak bu riskin gerçekleşmesi halinde ortaya çıkan sorunun çözümünün olmadığı değerlendirilmiyor. Proje ile yaklaşık 142 milyon m2’lik tarım alanı yok olacak. ÇED Raporuna göre 421 ha’lık bir ormanın Kanal İstanbul Projesi nedeniyle kesileceği açıklanmakta.  TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç “Güzergâhta bulunan Terkos Gölü ve civarı, Türkiye’nin en zengin floraya sahip bölgelerinden biri. Kanal İstanbul Projesi, İstanbul’un Avrupa Yakası’nı Trakya’dan ayırarak nüfusu yaklaşık 8 milyonluk yoğun nüfusu olan bir ada yaratacak. Böyle bir izolasyona doğal yaşamın da nasıl yanıt vereceği öngörülebilir değil. Kanal güzergâhı etki alanında bulunan Terkos Gölü, Sazlıdere Barajı ve Küçükçekmece gölü, kuşlar, iki yaşamlılar ve tatlı su canlıları açısından son derece önemli ekosistemler. Türkiye’de görülen 487 kuş türünün yarısından fazlası proje alanında yaşamını sürdürmekte. Bu projeyle Türkiye'nin önemli kuş alanı olan Küçükçekmece Gölü yok olacak ve tarihe karışacak” dedi. 

Katılımcı Nehir Havza Yönetim Projesi hayata geçti

TEMA Vakfı, Avrupa Birliği Su Çerçeve Direktifi ile uyumlu su yönetimi ve su koruma politikalarının hayata geçirilmesini teşvik etmek ve Türkiye’de su varlıklarının korunmasında katılımcılığın artmasını sağlamak amacıyla ‘Katılımcı Nehir Havza Yönetim Projesi’ni hayata geçirdi. Bu kapsamda yürütülen çalışmalar doğrultusunda TEMA Vakfı ve proje ortakları ile  Ankara’da Su Diyaloğu Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının öne çıkan başlıkları, suyla ilgili sorunların çözümünde katılımcı nehir havza yönetimi yaklaşımının benimsenmesi ve Türkiye’nin Su Kanunu’nun bir an evvel çıkarılması gerektiği oldu. Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç projeyi şu sözlerle anlattı: “Yaşamın olmazsa olmaz doğal varlıklarından biri de şüphesiz su. Ve tüm doğal varlıklarda olduğu gibi suyu da bütüncül bir yaklaşımla korumak ve kullanmak zorundayız. Su sıkıntısı olan bir ülke olarak kabul edilen Türkiye’nin su varlıklarının su politikalarıyla iyi bir biçimde korunmasını sağlamak artık bir zorunluluk. Bugün, Nehir Havza Yönetim Planları çerçevesinde Türkiye’de 25 nehir havza bölgesi belirlenmiş durumda; ancak ne yazık ki birçok kişi hangi havzada yaşadığını bilmediği gibi, havzasındaki su varlıklarının durumu konusunda da bilgi sahibi değil.” Ataç, “Ülkemizin hayat damarları olan 25 nehir havzasının yönetimine sivil toplumun ve halkın katılımını güçlendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla çalışıyoruz. Bu kapsamda Havza Yönetim Heyetleri içerisinde ve tüm su yönetimi süreçlerinde katılımcılığın artmasını arzu ediyoruz” dedi. 

Colorado Nehri'nin akışı azalıyor

Colorado Nehri'nin akışı küresel ısınmanın etkileri nedeniyle azalıyor ve ABD’de milyonlarca insan için “şiddetli su kıtlığı” riski söz konusu. Bilim insanları, Colorado Nehri havzasında insan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle kar kaybı, nehrin güneş enerjisini daha fazla emmesini sağladı ve böylece buharlaşmada kaybedilen su miktarını artırdığını ortaya koydu. Bunun nedeni, kar ve buzun güneş ışığını, albedo etkisi olarak bilinen Dünya yüzeyinden geri yansıtması. Science'ta yayınlanan araştırmaya göre, kar ve buz erimiş olarak albedo kaybı, her 1C ısınma için Colorado akışını% 9,5 oranında düşürüyor. Colorado Eyalet Üniversitesi'nde bilim insanı Brad Udal, “Bu sonuçlar bize sera gazı emisyonlarını mümkün olan en kısa sürede azaltmamız gerektiğini söylüyor” dedi.