Temmuz ayı kuraklık haritasına göre Türkiye’nin yarısından fazlası “şiddetli kurak”

-
Aa
+
a
a
a

 Meteoroloji Genel Müdürlüğü, temmuz ayı ve son bir yıllık döneme ait kuraklık durumunu gösteren haritaları yayımladı.

Gezegenin Geleceği: 23 Ağustos 2021
 

Gezegenin Geleceği: 23 Ağustos 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, temmuz ayı sıcaklık ve yağış değerlendirmesi raporlarının ardından, bu kez de temmuz ayı ve son bir yıllık döneme ait kuraklık durumunu gösteren haritaları yayımladı. Standart Yağış İndeksi (SPI- Standardized Precipitation Index) ve Normalin Yüzdesi Metodu (PNI – Percent of Normal Index) şeklinde iki farklı metotla hazırlanan meteorolojik kuraklık haritalarında, geçen aylarda olduğu gibi “olağanüstü kurak” ve “şiddetli kurak” olan bölgelerin yoğunluğu dikkat çekiyor. DHA’da yer alan habere göre, Normalin Yüzdesi Metodunda, 2021 Temmuz ayı Meteorolojik Kuraklık Durumu’na göre, 1 aylık (Temmuz 2021) haritada, Türkiye’nin yarısından fazlası “şiddetli kurak” olarak görülüyor. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da, Adana’nın bir kısmı hariç tamamı “şiddetli kurak”, Doğu’da Malatya, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis bölgeleri yine aynı şekilde “şiddetli kurak” olarak gösteriliyor. İkinci metot olan Standart Yağış İndeksi’ne (SPI) göre ise temmuz ayı sonu itibari ile son üç aylık meteorolojik kuraklık verilerinin yer aldığı haritada, “olağanüstü kurak”, “çok şiddetli kurak” ve “şiddetli kurak” alanlar büyük dikkat çekiyor. Muğla ve Antalya’nın doğu kıyıları, Hatay ve kuzeyi, Şırnak ve Hakkari arasındaki bölge, Trabzon’da küçük bir kesim ile Doğu Anadolu’da Erzurum, Tunceli, Bingöl ve Muş “olağanüstü kuraklık” yaşayan bölgeler oldu. Son 6 aylık ve 1 yıllık SPI haritalarında ise meteorolojik kuraklık şiddeti ülke genelinde Marmara haricindeki tüm bölgelerde daha da artıyor. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye’de özellikle son iki yıldır olağanüstü, şiddetli boyutlarda yaşanan meteorolojik kuraklığın sebebi olarak göller ve derelerin kuruması ve sularının azalmasını gösterdi. Meteorolojik kuraklığın hem hidrolojik hem de tarımsal kuraklığı doğrudan etkilediğini ve aşırı oranda artırdığını açıklayan Dr. Kesici, “Bu üç kuraklık birbirine bağlı. Örneğin meteorolojik kuraklık olunca doğal göller, göletler ve nehirlerde suya artan taleple birlikte sularımız aşırı kullanımla azalmaktadır. Hidrolojik kuraklık göller, göletler ve derelerde suların azalmasına, ülkemizde yaşanmakta olan tarımsal kuraklığa neden olmaktadır. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı besleyen dere ve nehirlerin önüne gölet yapılmasından vazgeçilmelidir. Bu ısrar doğal göllerimiz, ana su kaynaklarımızın kurumasına neden olmaktadır” dedi.

İnsanlık için kırmızı kod

Birleşmiş Milletler’in “insanlık için kırmızı kod” olarak adlandırdığı, geçtiğimiz hafta Pazartesi günü yayımlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raporuna göre, yaklaşık 10 yıl içinde sıcaklıklar muhtemelen dünya liderlerinin önlemeye çalıştığı ısınma seviyesini geçecek.Orman yangınları ve seller şimdiden yıkıma neden oluyor ve Sicilya’daki bir izleme istasyonu, bazı bilim insanlarının Avrupa tarihinin en yüksek olabileceğine inandığı, 48.8 derecelik sıcaklık kaydetti. AB dış politika şefi Josep Borrell bir blog yazısında, “Şimdi, Glasgow zirvesinde tüm büyük ekonomilerin yeterince iddialı, ölçülebilir ve doğrulanabilir 2030 hedefleri ve iklim nötr taahhütlerini verdiğinden emin olmak gerekiyor” dedi. AB ve ABD bu yıl, emisyonlarını 2030 itibarıyla azaltmak için daha zorlu hedefler belirledi.

Dünyada ilk kez kömür kullanmadan çelik üretildi

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, İsveç merkezli şirket dünyada ilk kez kömür kullanmadan gerçekleştirilen “yeşil çelik” üretimini tamamladı ve ilk teslimatını yola çıkardı. Şirket, yaptığı açıklamada çeliği 2026 yılında tam ticari üretime geçmeden önce bir deneme çalışması olarak kamyon üreticisi Volvo AB’ye gönderdiğini söyledi. Volvo 2021 yılında yeşil çelikten prototip araç ve bileşenlerin üretimine başlayacak. Üretimi sırasında kömürün kullanıldığı çelik, iklim krizine neden olan küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 8’ini oluşturuyor.  Şirket kullandığı yöntemle cevher bazlı çelik üretimi için ihtiyaç duyulan taş kömürünü yenilenebilir enerji ve hidrojenle değiştirmeyi amaçlıyor. Hidrojen, Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma planının da önemli bir parçası.  Deneme teslimatının gerçekleştirildiğini duyuran şirket, “Tamamen fosilsiz bir değer zincirine doğru önemli bir adım… Hedef, piyasaya fosilsiz çelik sunmak ve teknolojiyi 2026 gibi erken bir tarihte endüstriyel ölçekte göstermek” ifadelerini kullandı.

Amazon ormanlarında 10 bin 476 kilometre karelik orman yok oldu 

Amazon yağmur ormanlarının Brezilya'daki bölümünde ormanların kalıcı şekilde yok edildiği arazilerin toplam büyüklüğü son 10 yılda, en yüksek yıllık seviyeyi gördü. 2008'den beri Amazon'daki ormansızlaşmayı takip eden Brezilya merkezli araştırma enstitüsü Imazon'un 19 Ağustos'ta yayımlanan raporuna göre bölgede Ağustos 2020-Temmuz 2021 arasında 10 bin 476 kilometre karelik orman yok oldu. Bu sayı, bir önceki dönemden yüzde 57 daha fazla. Guardian'ın haberinde bu alanın, Londra'nın yaklaşık 7, New York'un 13 katı büyüklüğünde olduğu yazıldı. "Bölgedeki ormansızlaşma kontrolden çıktı" diyen Imazon araştırmacısı Carlos Souza tarım, ağaç kesimi ve maden gibi yasadışı faaliyetlerin durdurulması için Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ve yönetimine çağrıda bulundu.