Son 20 yılda insan faaliyetlerinin afetlere etkisi arttı

-
Aa
+
a
a
a

BM raporuna göre son 20 yılda insan faaliyetleri küresel olarak yılda 350 ve 500 orta ölçekli veya büyük afetin meydana gelmesine katkıda bulunurken, bunların ileriki yıllarda daha sık yaşanması bekleniyor.

Gezegenin Geleceği: 27 Nisan 2022
 

Gezegenin Geleceği: 27 Nisan 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Bir BM raporuna göre, son 20 yılda insan faaliyetleri küresel olarak yılda 350 ve 500 orta ölçekli veya büyük afetin meydana gelmesine katkıda bulunurken, bunların ileriki yıllarda daha sık yaşanması bekleniyor. BM Afet Riskini Azaltma Ofisi (UNDRR) küresel değerlendirme raporu, birçoğu yangın ve sel gibi hava koşullarına bağlı olan afetlerle birlikte pandemi veya kimyasal kazalar gibi diğer tehlikelerin sayısının 2030 yılına kadar yılda 560’a veya günde 1,5’e ulaşarak milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atabileceğini ortaya koydu. Değerlendirmeye göre iklim değişikliği daha fazla aşırı hava olayına neden olurken, insanlar odakları çok dar ve potansiyel afet riskleri konusunda aşırı iyimser olan ve kendilerini bu afetlere hazırlıksız bırakan kararlar alıyorlar. Raporda, afetlere daha yatkın bölgelerde artan nüfus nedeniyle bu afetlerinin etkisinin de arttığı belirtildi.

Ekosfer Derneği, Çernobil nükleer kazasının 36. yıldönümünde nükleer enerjinin Türkiye ve dünyadaki durumunu değerlendiren bir rapor yayımladı. “Nükleer Enerji ve Türkiye-2022” başlıklı rapora göre küresel elektrik üretiminde nükleer enerjinin payı düşmeye devam ediyor. Avrupa’da Almanya’da son nükleer reaktörlerini kapatmaya hazırlanırken, yeni nükleer santral inşaatlarında ise Çin başı çekiyor. Türkiye’de ise kamuoyu araştırmaları, nükleer enerjinin en çok istenmeyen elektrik üretim biçimi olduğunu gösteriyor. Her dört kişiden üçü yaşadığı yerde nükleer santral istemediğini söylüyor. Rapordaki veriler nükleer enerjinin küresel elektrik üretimindeki payının 1996’daki yüzde 17,6’dan 2021’de yüzde 10,06’ya gerilediğini gösteriyor. Yapımı süren 52 reaktörden 19’u gecikmiş durumda. Yeni reaktör yapan ülkeler içinde Çin 16 reaktörle öne çıkarken, Almanya yıl sonunda kalan üç nükleer reaktörünü de kapatarak, nükleersiz ülkeler safhına katılmaya hazırlanıyor. Böylece dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi yoluna nükleersiz devam edecek. G7 içinde nükleerden vazgeçmiş ülke sayısı da ikiye (İtalya ve Almanya) çıkacak. Nükleer Enerji ve Türkiye raporunun Türkiye bölümünde yapımı süren Akkuyu Nükleer Santralı’ndaki son durum ele alınıyor. Santralın dördüncü reaktörü için inşaat lisansı alınan projede son bir yılda artan kazalar ve işçilerin protestoları dikkat çekiyor. Rusya’ya uygulanan ekonomik ambargonun Akkuyu’yu etkileyip etkilemeyeceği konusu henüz net değil denirken, Akkuyu’da 15 yıl boyunca Rusya’ya ödenecek ve 32 milyar doları geçecek alım garantisinin yap-işlet-devret projelerine benzediği vurgulanmış. Tüm yabancı firmaların çekildiği Sinop projesinde ise tartışmalı ÇED raporu ile çevre düzeni planlarına karşı açılan davaların son durumu hakkında bilgi verilmiş.

Global Energy Monitor'ün bu yıl sekizincisini yayımladığı ‘‘Yükseliş ve Çöküş 2022: Kömürlü Termik Santrallerin Küresel Takibi’’ raporuna göre, yapımı süren ve planlanan kömürlü termik santral kapasitesi 2021 yılında yüzde 13 oranında azaldı. Söz konusu azalma olumlu da olsa, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2030 yılına kadar kömür kullanımının 2019’a oranla yüzde 75 azaltılması gerektiğini ortaya koyan tavsiyesi için yeterli değil. İklim biliminin açıkça gösterdiği gibi önümüzdeki on yıl içinde kömürü azaltmak için daha hızlı hareket edilmesi gerekiyor. Çin, Güney Kore ve Japonya, ülke dışındaki kömürlü termik santral projelerine finans sağlamama sözü verdi; bu önemli bir adım. Ancak Çin, dünyanın geri kalanının toplamından daha fazla termik santral projesi devreye alarak küresel çabayı gölgeliyor. 2010’dan beri toplam 87 GW’lık kömürlü termik santral planı iptal edilen Türkiye’de kömür santrali proje stoku küçülmeye devam etti. 2021 yılında da 10,6 GW’lık kömürlü termik santral planı iptal edildi. Türkiye’de inşaatı devam eden ve devreye alınan santrallerin uluslararası finansman alan santraller olduğu düşünüldüğünde, Çin ve G20 ülkelerinin yeni kömür santrali finansmanını durdurma taahhütleri, Türkiye’de yeni projelerin finansman bulmasını zorlaştıracak. Kamu idaresinin desteğine rağmen, elektrik lisansı olan kömür santrali projeleri bile iptal oluyor. Özellikle Çayırhan B santralinin iptal edilmesi ayrı bir önem taşıyor, zira bu santral Enerji Bakanlığı’nın “kılçıksız yatırım” modelinin, yani kömürlü termik santrallerin tüm gerekli yasal izinler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından alındıktan sonra yatırıma hazır bir şekilde ihaleye açılması modelinin ilk projesiydi.

Endonezya‘da nesli tükenmekte olan üç Sumatra kaplanının, kapanda ölü bulunduğu belirtildi. Yetkililer Sumatra Adası’nın Açe bölgesinde bir dişi ve erkek kaplanın bacaklarından yara aldıklarını belirtti. Başka bir dişi kaplanın da 500 metre uzakta, palmiye yağı tarlası yakınlarında, kapanda kafası ve bacağından aldığı yaralar sonucu öldüğü saptandı. Açe’deki yaban hayatı koruma örgütünün başkanı Agus Ariantoi, hayvanların ölüm nedenlerinin belirlenmesi için otopsi yapıldığını söyledi. Sumatra kaplanı, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından 2008 yılında “kritik tehlikedeki tür” olarak kayıtlara geçmiş ve o zaman nüfusunun 680’den az olduğu belirtilmişti. Şu an ise sayılarının 400’den az olduğu tahmin ediliyor.