Sera gazı salımları G20 genelinde yeniden yükselişe geçti

-
Aa
+
a
a
a

G20 ülkelerinin iklim eylemlerini karşılaştıran İklim Şeffaflığı Raporu (Climate Transparency Report)'na göre sera gazı salımları G20 genelinde yeniden yükselişe geçti.

Fotoğraf: Pixabay
Gezegenin Geleceği: 18 Ekim 2021
 

Gezegenin Geleceği: 18 Ekim 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

COVID-19 salgını nedeniyle, kısa bir düşüş döneminin ardından sera gazı salımları G20 genelinde yeniden yükselişe geçti ve Arjantin, Çin, Hindistan ve Endonezya'nın 2019 salım seviyelerini aşması öngörülüyor. Bu, dünya çapında en kapsamlı yıllık durum değerlendirmesini sunan ve G20 ülkelerinin iklim eylemlerini karşılaştıran İklim Şeffaflığı Raporu'nun (Climate Transparency Report) önemli bulgularından biri olarak öne çıkıyor. 2020'de enerji sektörünün CO2 emisyonları G20 genelinde %6 oranında azaldı. Ancak 2021'de %4’lük bir artış öngörülüyor. Raporda G20 ülkelerinde güneş ve rüzgâr enerjisine yapılan yatırımların artmasıyla kurulu gücün 2020’de yeni rekorlar kırması gibi bazı olumlu gelişmelere de yer veriliyor. Yenilenebilir enerjinin enerji arzı içinde 2020 yılındaki %10'luk payının, 2021 yılında %12'ye çıkması öngörülüyor. Elektrik ve ısı elde etme amaçlı enerji sektöründe, yenilenebilir enerjinin payı 2015 ve 2020 arasında %20 arttı ve 2021’de G20'nin enerji karmasının yaklaşık %30'unu oluşturacağı tahmin ediliyor. Bir taraftan da uzmanlar, İngiltere dışında G20 üyelerinin hiçbirinin 2050'ye kadar enerji sektöründe %100 yenilenebilir enerjiye ulaşmak için kısa ya da uzun vadeli stratejilere sahip olmadığına dikkat çekiyor. Bu olumlu gelişmelere rağmen fosil yakıtlara bağımlılık azalmıyor. Aksine, kömür tüketiminin 2021'de yaklaşık %5 artacağı tahmin edilirken, 2015-2020 yılları arasında G20 genelinde doğalgaz tüketimi halihazırda %12 arttı. Rapor, kömürdeki büyümenin ağırlıklı olarak en büyük küresel kömür üreticisi ve tüketicisi olan Çin'de gerçekleştiğini, Çin’in ardından ABD ve Hindistan'ın geldiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda, çoğu G20 hükümetinin düşük karbonlu ekonomilere geçişin gerekliliğinin farkında olduğu, yapılan son açıklamalardan anlaşılıyor. Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için en geç 2050'ye kadar net sıfır hedeflerine ulaşılması gerekiyor; İklim Şeffaflığı Raporu'na göre G20 hükümetlerinin çoğunluğu bunu kabul etmiş durumda. Ağustos 2021 itibariyle, 14 G20 üyesi, küresel sera gazı salımlarının neredeyse %61'ini kapsayacak şekilde net sıfır hedefleri belirledi.

Scientific Reports dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, kontrolsüz iklim değişikliği yılda fazladan 4,9 milyon sıcak hava kaynaklı ölüme neden olabilir; bu sayı ciddi sera gazı salım kesintileriyle 0,8 milyona düşürülebilir. Araştırma, sera gazı salımlarının neden olduğu ısı kaynaklı ölümlerdeki artıştan soğuk kaynaklı ölümlerdeki düşüşün çıkarılmasının, çok yüksek bir salım senaryosu altında yüzyılın sonuna kadar ölüm oranını %4,2 oranında artıracağını gösteriyor. Fazladan 4,9 milyon ölüm, bilim insanlarının sel, kuraklık, fırtına, ürün kıtlığı, hastalıklar veya iklim değişikliğiyle daha da kötüleşmesini beklediği diğer faktörler nedeniyle artacak ölümlerin sayısını içermiyor. Isıya bağlı ölümlerdeki en büyük artış, zaten daha sıcak olan, birçoğu daha yoksul ve iklim değişikliğine çok daha az neden olmuş ülkelerde meydana geliyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “28 Eylül 2021 günü gerçekleştirdiğimiz 7. İstanbul Karbon E-Zirvesi karbon nötr oldu. SÜT-D ve İSTAÇ mühim bir ilki başararak dijital zirvemizin karbon ayak izini dengeledik. İstanbul çöpünün enerjisi, iklimin dostu oldu” dedi. Prof. Karaosmanoğlu “Dijital etkinliğin öncesinde ve etkinlik süresince elektrik tüketimi kaynaklı neden olan sera gazı miktarını saptamak için SÜT-D Zirve Kurulu ve İSTAÇ Karbon Dengeleme Ekibi çalıştı. E-posta trafiği, dijital platform tasarımı, web sitesi çalışmaları, etkinlik firması ve Zirve Kurulu faaliyetleri için elektrik tüketimlerine karşılık gelen sera gazı salım miktarları hesaplanarak, 31,80 ton karbondioksit eşdeğeri sera gazına neden olduğu, bu emisyonun %99,6’sının ise etkinlik öncesinde veri için tüketilen elektrikten kaynaklandığı saptandı. Küresel sıcaklık artışına neden olan bu emisyon, İSTAÇ Çöp Gazından Elektrik Üretim Tesisi’nden elde edilen karbon kredisi ile sıfırlanarak, Doğrulanmış Emisyon Azaltım Sertifikası (VER) ile 7. İstanbul Karbon E-Zirvesi iklim dostu oldu. SÜT-D kuruluş hedefi ile ülkemizde karbon yönetimi kapasitesinin artırılması için çalışmakta, yaygın etki için ilkleri başarmakta. Türkiye’nin ilk ve tek ISO 20121 Sürdürülebilir Etkinlik Yönetim Sistemi belgesine 2015 yılında zirvemiz için sahip olduk. Dijital zirvemizde de, adında İstanbul olan zirvemizin karbon nötr olmasını, adında İstanbul olan, İstanbul’umuzun çöpüne değer katan İSTAÇ ile başardık. Yeşilin böylesi bizlere, İstanbul’umuza pek yakıştı“ dedi.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) 47. Dönem Yönetim Kurulu, kullanılmış yakıt, radyoaktif atıklar ve nükleer enerji ile ilgili iki ayrı sözleşmenin Meclis'te kabul edilerek yasalaşmasıyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. EMO, Paris İklim Anlaşması'nın TBMM'de onaylandığı 6 Ekim gecesi "çevre için büyük bir adım atıldığı" iddiasıyla yaratılan algının perde arkasında, "Türkiye'yi nükleer atık çöplüğüne çevirebilecek" iki düzenlemenin daha yasalaştırıldığını ifade etti: "İki yıldır Meclis'te bekleyen söz konusu kanun tekliflerinin bir anda gündeme taşınması ve Paris İklim Anlaşması'nın arkasına gizlenerek kamuoyunun dikkatinden kaçırılmaya çalışılması, bu alanda kirli pazarlıkların yapıldığına dair kuşkularımızı güçlendirmekte" dendi.