Şehirlerde ses kirliliği ciddi bir sağlık riskine dönüşüyor

-
Aa
+
a
a
a

Şehirlerin giderek büyümesi sonucu artan ses kirliliği, ciddi bir çevresel sağlık riskine dönüşüyor. 

Gezegenin Geleceği: 21 Şubat 2022
 

Gezegenin Geleceği: 21 Şubat 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın hazırladığı 2022 raporunda metropol kentlerde artan ses kirliliği, orman yangınlarının iklim değişikliğine etkisi ve iklim değişikliğinin ekolojik dengede yol açtığı sorunlar ele alındı. Rapora göre şehirlerin giderek büyümesi sonucu artan ses kirliliği, ciddi bir çevresel sağlık riskine dönüşüyor. Şehirlerde çevreden gelen sesin desibel oranının artması, insanlarda ciddi ruh sağlığı sorunlarına yol açarken hayvanlarda da davranış bozukluğuna neden oluyor. Raporda yer alan araştırma sonuçlarına göre, Avrupa genelinde yaklaşık 22 milyon kişi çevreden gelen sesten rahatsız oluyor, 6,5 milyon kişi de ses kirliliği nedeniyle uyku sorunları yaşıyor. Büyük şehirlerdeki ses kirliliği Avrupa'da yılda ortalama 48 bin yeni iskemik kalp hastalığına yol açıyor, çevreden gelen yüksek ses her yıl 12 bin zamansız ölüme neden oluyor.

Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefi doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli strateji, eylem, politika ve mevzuatların altyapısını oluşturacak İklim Şurası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bugün başlatıldı. Etkinlik 25 Şubat’a kadar devam edecek.  İklim Şurası öncesinde Bakanlık tarafından düzenlenen çevrimiçi komisyon toplantıları tamamlandı. Sera gazı azaltımı, yeşil finansman ve karbon fiyatlama, iklim değişikliğine uyum, yerel yönetimler, göç ve adil geçiş ile bilim ve teknoloji konularında toplanan komisyonlarda, iklim ve çevre alanında çalışan kurumların temsilcileri Türkiye’nin net sıfır hedefine ulaşması için gerekli politika önerilerini sundu. İklim ve çevre alanında çalışan kurumlar, 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için, 2030 yılına yönelik iklim hedeflerinin belirleyici olacağına dikkat çekiyor.

Columbia Üniversitesi ve New York Şehir Üniversitesi araştırmacıları, iklim krizinin şehirleşmeyi nasıl etkileyeceğini inceledi. Araştırmacılar, Dünya Bankası'nın Eylül ayında yayımladığı “İklim Göçü Konusunda Harekete Geçmek” raporunda kullanılan araştırma yöntemini uyguladı. Dünya Bankası'nın çalışmasına göre dünyada 2050 yılına kadar 216 milyon kişinin su ve gıda kıtlıkları ve aşırı hava olayları yüzünden göç etmek zorunda kalabileceği belirtiliyor. Dünya Bankası araştırmasını daha da ileriye götürmeyi hedefleyen ve şehirler bazında uygulayan bu yeni çalışma, Orta Amerika ve Meksika'da şehirlere iklim krizinden kaynaklı olası göç hareketlerini inceliyor. Birleşmiş Milletler (BM) Göç Haftası sırasında yayımlanan bu çalışma, iklim krizinin 2050 yılına kadar bu bölgedeki şehir merkezlerine 10.5 milyon kişinin göç etmesine neden olabileceğini belirtiyor. Çalışma aynı zamanda dünyanın her yerinde büyük şehirlerin göç merkezlerine dönüşebileceğini öne sürüyor. Dünya Bankası'na göre, 1 milyardan fazla kişinin iklim krizine bağlantılı nedenlerden dolayı yaşadıkları yerlerden ayrılma tehdidiyle karşı karşıya. Araştırmacılar, hükümetlerin ve şehirlerde yerel yönetimlerin iklim krizinin etkilerini azaltmak ve sürdürülebilir şehirleşme planları üzerine yaptıkları çalışmalara bu göç ihtimallerini de dahil etmelerini öneriyor. The Guardian gazetesinin haberine göre İngiltere'de Londra ve Bristol şehirlerinde Belediye Başkanları iklim krizi nedenli göçlerin yönetimi konusunda önemli çalışmalar yapıyor.

Güney Marmara Kalkınma Ajansı tarafından yapılan açıklamaya göre, Balıkesir’de kurulması planlanan yeşil hidrojen tesisi için hazırlanan iş birliği protokolü,yetkililer tarafından imzalandı. Protokol kapsamında yeşil hidrojen, Bandırma Enerji Üssü’nde üretilecek ve kullanılacak. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, iş birliklerini ve bir araya gelme kültürünü çok önemsediklerini belirterek, “Kamuda oluşan bu birikimi özel sektör ile birlikte kullanmamız, buralardan güzel başarı hikayeleri çıkarmamız lazım. Bakanlığın bakış açısı olabildiğince somut ve makul projeleri desteklemek hatta ‘Bandırma Enerji Üssü’ gibi kuruluşlarımızca ortak bir vizyon belirlenmiş alanlarda yapılacak çalışmaların, Türkiye’de KOBİ’lere, akademiye, girişimcilere fayda sağlaması için Bakanlık kaynaklarının harekete geçirilmesi de mümkün” dedi. Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah Güç de faaliyet gösterdikleri bölgenin potansiyelinin farkında olduklarını belirterek, “Hidrojen konusunda çok çalışmalar gerçekleştirdik. Geldiğimiz noktada teknolojinin avantajları ve kuruluşlarımızın gerçekleştirdikleri Ar-Ge çalışmalarında ciddi ilerlemeler kat etmesiyle bu işi artık somut olarak konuşabilir hale geldik” ifadelerini kullandı.

Ekolojik ve sosyal açıdan adaletli ilişkilerin paylaşılarak çoğalması için insanları bir araya getiren Good4Trust.org , türetici ve üretici topluluğunu büyütmek ve geliştirmek için her sene üniversite öğrencilerinin katıldığı bir çevrimiçi Çekirge Programı düzenliyor. Bu yıl 4-5-6 Mart tarihlerinde çevrimiçi gerçekleştirilecek 5. Çekirge Programı’nda her yıl olduğu gibi konuşmacılar çeşitli konularda bilgi aktarımı sağlayacak. Bunların arasında ‘Türetim Ekonomisi Nedir?’, "Şiddetsiz İletişim ve Nefret Söylemi"  olduğu gibi, Good4Trust.org üreticilerinden ekolojik hikayeler de var. Ayrıca sorumlu vatandaş olmak ve sosyal girişimcilik konuları da işlenecek. Bu ücretsiz programa kendini sosyal ve ekolojik açıdan sorumlu hisseden, lisans ve yüksek lisans öğrencisi herkes başvuru yapabilir. Katılımcı olmak isteyenler başvuru formuna Good4Trust sosyal medya hesaplarından ulaşabilir.