Salda Gölü'nün halk plajı bitişiğindeki tesislerde pansiyon inşaası iddiası

-
Aa
+
a
a
a

Birinci derece koruma alanı ilan edilen Millet Bahçesi tehdidindeki Salda Gölü’nün halk plajı bitişiğinde yer alan Akçeşme Tesisleri’nde, 70 kişilik pansiyon inşasına başlandığı iddia ediliyor.

Gezegenin Geleceği: 29 Nisan 2020
 

Gezegenin Geleceği: 29 Nisan 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Birinci derece koruma alanı ilan edilen ve şu anda da ne olduğu anlaşılamayan bir Millet Bahçesi tehdidindeki Salda Gölü’nün halk plajı bitişiğinde yer alan Akçeşme Tesisleri’nde, 70 kişilik pansiyon inşasına başlandığı iddia ediliyor. Cumhuriyet’ten Bülent Ecevit’in haberine göre Akçeşme Tesisleri arazisinde süren çalışmada 70 kişilik bungalov, kamping tipi pansiyonun yapıldığı öne sürüldü.

Venezuela'da altı nehirde madene onay

Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro’nun hükümeti bu ay altı nehirde madenciliğe yönelik yasağı kaldırdı. Çevre aktivistleri ise madencilik ile bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasında doğrudan bir ilişki olduğunu söyleyerek madenciliğin hastalıkların yayılmasını teşvik edilebileceğini belirtiyor. Aktivistlere ve milletvekillerine göre, Venezuela’nın Amazon bölgesinde altı nehirde altın ve elmas madenciliğine izin vermesi, devlet destekli madencilik çalışmasından kaynaklanan çevresel hasarı daha da ağırlaştırabilir. Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro’nun hükümeti bu ay nehirlerde madencilik yasağını kaldırırken muhalefet kontrolündeki Ulusal Meclis kararnameyi geçtiğimiz hafta kınadı. Bu tür madencilik çalışmaları hali hazırda yasadışı olarak gerçekleşiyor olsa da, verilen iznin, koronavirüs ile mücadele ederken, madene uygunluğu bilinmeyen bölgelerde bulaşıcı hastalıkların yayılmasını teşvik edilebilir. Çevre aktivisti grubu olan Wataniba Amazon Sosyo-Çevresel Çalışma Grubu’ndan Luis Bello, “Madencilik ve sıtma, kızamık ve benzeri salgın hastalıkların ortaya çıkması arasında doğrudan bir ilişki var. Koronavirüs bağlamında ise, bu nehirlerde yapılacak madencilik virüsün bulaşmasına olanak sağlayan bir ortam yaratabilir” dedi. Çevre komisyonu başkanı milletvekili Maria Gabriela Hernandez “Suyu, toprağı ve havayı mahvedecek. Kullandıkları cıva özellikle madencilere ve bölge yakınındaki topluluklara ciddi zarar verecek” dedi.

Kuzey İtalya'da hava kirliliği seviyeleri düştü

Kuzey İtalya’da yer alan Milano ve Lombardiya Bölgesi COVID-19 krizinden en çok etkilenen bölgelerden biri olmasının yanı sıra bölgede hava kirliliği seviyesi de Avrupa’daki en yüksek oranlardan birini oluşturuyor. Son olarak İtalyan bilim insanlarının yaptığı bir araştırma da hava kirliliğinin koronavirüsün yayılmasında etkili olabileceğinin altını çiziyordu. iklimicinkentler.org’ta yer alan habere göre, İtalya’daki karantina süresince Milano’da motor trafiği %30-%75 oranında azalırken hava kirliliği seviyeleri de önemli düşüş gösterdi. Kent yetkilileri, yeni ulaşım planlamasıyla karantina bitişiyle toplu taşıma yerine tercih edilmesi muhtemel bireysel araç kullanımını azaltmayı hedefliyor. Yeni plana göre yaz boyunca kent merkezinde yer alan toplam 35 km uzunluğundaki sokaklar, bisiklet kullanımı ve geniş yaya yolları için hazırlanacak. Milano ve Bogota’nın ulaşım iyileştirme programlarında çalışan Janette Sadik-Khan da konu hakkında şöyle diyor: “Geçmişten bugüne birçok kent ve ülke, ister siyasal, ister toplumsal ister fiziksel yeniden yapılanma yoluyla olsun, tarihsel güçlere karşı nasıl karşılık verdiklerine göre tanımlandı. Milano’nun planı çok önemli çünkü kentlerimizi nasıl yeniden ele alabileceğimiz konusunda bir rehber niteliği olacak. Sokaklara yeniden bakmak ve başarmak istediklerimiz için hayatta bir kez karşımıza çıkacak bir fırsat” dedi.

İsveç'te son kömür santralı da kapatıldı

İsveç’te 1989 yılından bu yana faaliyet gösteren son kömür santralı da kapatıldı. temizenerji.org’ta yer alan habere göre, gelişme Avusturya’nın son kömür santralını kapatması ile aynı haftaya denk geldi ve Belçika ile birlikte toplamda üç Avrupa ülkesi kömür kullanımını tamamen bitirmiş oldu. Yapılan açıklamada, “1989’dan bu yana ısı ve elektrik sağlayan santralımız artık kapandı” denildi. Tesisin kapanma kararının ılıman bir kış geçirilmesi nedeni ile öne çekildiğini açıklayan firma yetkilileri, “Ilıman kış, bu rezervin kullanılmasına gerek olmadığı anlamına geliyor ve santral iyi bir durumda kapandı. Hedefimiz, tüm üretimimizin yenilenebilir veya geri dönüştürülmüş enerjiden elde edilmesi” dedi. Europe Beyond Coal Kampanya Direktörü Kathrin Gutmann, “Şu anda karşı karşıya olduğumuz ciddi sağlık sorunlarına karşı, kömürü geride bırakmak ve yenilenebilir enerjiye geçmek doğru bir karar. İklimin korunmasının bize daha dayanıklı ekonomiler sağlayacak” diye konuştu. Avrupa’daki altı ülke 2025 yılına kadar termik santrallarını kapatmayı planlıyor. Fransa 2022, Slovakya ve Portekiz 2023, İngiltere 2024, İrlanda ve İtalya ise 2025 yılına kadar tesislerini kapatmayı hedefliyor.

Karacasu’da jeotermal enerji santralı için ÇED süreci başladı

UNESCO Dünya Mirası listesine giren dünyaca ünlü Afrodisias antik kentinin bulunduğu Karacasu’da jeotermal enerji santralı  için ÇED süreci başladı. Koronalı günlerde Karacasu bir de JES derdi yaşamaya başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sitesinde yayımlanan duyuruda “Özel bir firma tarafından yapılması planlanan sondaj yöntemi ile jeotermal kaynak arama faaliyeti incelenmiş ve projeye ilişkin ÇED süreci başladı” ifadeleri yer aldı. Yöre halkı, salgın nedeniyle evlerinde kalmaya devam ederken şirketler tarafından karşılarına bir de JES derdinin çıkarılması nedeniyle tepkili. Yaklaşık 3 yıl önce jeotermal şirketleri tarafından ‘kömür arıyoruz’ bahanesi ile Karacasu ilçesinde jeotermal kaynak araştırma çalışmaları yapıldığı iddia ediliyor. Kazı çalışmalarının devam ettiği antik kent ise JES çalışmaları nedeniyle tehdit altında olabilir.