Mauritius Adası’nda petrol tankeri karaya oturdu: Sahillere petrol sızıyor

-
Aa
+
a
a
a

Mauritius Adası’nda karaya oturan 4 bin tonluk petrol tankeri, adanın sahillerine petrol sızdırmaya başladı.

Gezegenin Geleceği: 11 Ağustos 2020
 

Gezegenin Geleceği: 11 Ağustos 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Mauritius Adası’nda karaya oturan 4000 tonluk petrol tankeri, adanın sahillerine petrol sızdırmaya başladı. Ülkede “Çevresel Acil Durum” ilan edildi. Petrol tankeri, 25 Temmuz’da Mauritius Adası’ndaki bir mercan resifinde karaya oturmuştu. Mürettebatı tahliye edilen Japon şirketine ait tankerden okyanusa ve adanın çevresine yaklaşık 4000 ton petrol sızmaya başlaması üzerine Başbakan Pravind Jugnauth, “Çevresel Acil Durum” ilan etti. Başbakan Jugnauth , Mauritius’un “Karaya oturmuş gemileri yeniden yüzdürme becerisine ve uzmanlığına sahip olmadığını” söyleyerek yardım talep etti. Ülkenin çevre bakanı da yerel bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Bu bir çevre krizi.” dedi. Şirket tarafından yapılan açıklamada da çevre felaketini önlemek adına her şeyi yapılacağı iddia edildi.

Kanal İstanbul mevzuat çalışması tamamlandı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kanal İstanbul ile ilgili mevzuat çalışmasını tamamladı. Detayları daha önce paylaşılan mevzuata göre Kanal İstanbul projesinin ve koruma kuşağı sınırlarının içerisinde kalan orman alanlarının orman vasfı kaldırılacak. Mevcut ormanların yerine iki katı büyüklüğündeki başka alan orman olarak tescil edilecek. Yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilecek projede ihaleyi kazanan şirkete vergi muafiyetleri getirilecek. Buna göre, yapımında kullanılacak her türlü iş makinesi, taşıma aracı ve ekipman ÖTV, KDV ve gümrük vergisinden muaf olacak. Kullanılacak akaryakıttan da ÖTV ve KDV alınmayacak. Kazanan şirketin, projenin gelirinden elde ettiği gelirleri, kurumlar vergisinden istisna tutulacak. Çalışmaya göre kanal, Küçükçekmece Gölü – Sazlıdere Barajı – Terkos doğusunu takip eden güzergâhta inşa edilecek. Uzunluğu 45 km, taban genişliği 275 metre ve derinliği 20.75 metre olacak. 

İçişleri'nden orman genelgesi

İçişleri Bakanlığınca, 81 il valiliğine “Ormanlık Alanlar ve Civarında Ateş Yakılmaması” konulu genelge gönderildi. AA’nın aktardığına göre genelgede, doğal zenginliklerin başında gelen ormanların korunması amacıyla daha önce mevsimsel veya insani faktörlere dayalı olarak orman yangınlarının artabileceği değerlendirilerek gerekli önlemlerin alınması amacıyla valiliklerin talimatlandırıldığı hatırlatıldı. Özellikle yaz mevsimi ve tatil sezonu olması nedeniyle vatandaşların yoğun bir şekilde mangal, semaver veya ocak yaktıkları, bu durumun da hava sıcaklığının yüksekliği ve kuru ot ile çalılık miktarının artmasına bağlı olarak orman yangınlarında artışa neden olduğu ifade edilen genelgede, artan orman yangınları ile birlikte daha önceki tedbirlere ilave yeni tedbirler alındığı belirtildi. Genelgeye göre, vali ve kaymakamların başkanlığında “Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonu”nun acilen toplanması sağlanacak. Komisyon, il veya ilçe sınırları içerisindeki özel mülkiyete konu araziler de dahil olmak üzere ormanlık alanların civarında yer alan ve yakınlığı nedeniyle orman yangınlarına neden olabilecek yerler için mangal, semaver, ateş yakılabilecek yerlerin ve yasak olan alanların, en geç 15 Ağustos’a kadar belirleyecek, haritalandırılacak. Komisyonlarca bu yönde karar alınarak kamuoyuna ilan edilecek. Ormanlık alanlarda yetkili kurumlarca belirlenmiş olan mangal, semaver, ateş yakılabilecek mesire yerleri ile tabiat parkları, valilik ve kaymakamlıklarca vatandaşlara duyurulacak. Orman Kanunu’nun 76. maddesinde yer alan “Ormanlarda izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak yasak.” hükmü uyarınca, yetkili kurumlarca belirlenmiş tescilli piknik ve mesire alanları hariç, orman alanları içerisinde mangal, semaver, ateş yakılmasına müsaade edilmeyecek, avcı ve çobanların ateş yakması önlenecek. 

119 bin kilometrekare ağaç örtüsü yok oldu

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) tarafından yayınlanan Maryland Üniversitesi (UMD) uydu verilerine göre, geçen yıl dünyada, Nikaragua büyüklüğünde bir alan yani 119.000 kilometrekarelik ağaç örtüsünü kaybetti. Bu kaybın neredeyse üçte biri - veya İsviçre büyüklüğünde bir alan - gezegendeki bitki ve hayvan türlerinin çoğunu barındıran ve iklim düzenlemesinde önemli bir rol oynayan birincil nemli tropikal ormanlardan geldi.

Aslanların sayısı azalıyor

Afrika aslanları latincesiyle Panthera leo, bir zamanlar Afrika'nın her yerinde yaşıyordu, hatta ülkemizde de, ancak ne yazık ki artık kuzey bölgelerinden kayboldular ve şimdi çoğunlukla Sahra Altı Afrika'da bulunuyorlar. Örtünün ve suyun bulunduğu savanlarda ve otlaklarda yaşıyorlar. Aslanlar, gruplar halinde yaşayan tek kedilerdir. Genellikle 5 yetişkin dişiden, 2 yetişkin erkekten, bunların genç ve yetişkin olmayan yavrularından oluşur. Ama tabii ki gruplar çok daha büyük olabilir, bu gerçekten ne kadar yiyecek ve su olduğuna bağlı. Aslanlar, Afrika'da doğa korumanın bir bakıma sembolü. Varlıkları, büyük otlaklardan oluşan işleyen bir topluluğun ve genel olarak sağlıklı bir ekosistemin bir göstergesi. Bununla birlikte, vahşi doğadaki Afrika aslanlarının sayısı azalıyor. Son on yılda sayıları %30 azaldı. Başlıca tehditler, genişleyen insan yerleşimleri nedeniyle yaşam alanlarının tahrip edilmesi, doğada mevcut yiyeceklerinin azalması ve son fakat en önemlisi, çiftlik hayvanlarını korumak için insanlar tarafından misilleme yoluyla öldürülmeleri. Aslanlar ve insanlar arasındaki çatışmaları azaltmak, bu hayvanların iyileşmelerine ve popülasyonlarını korumalarına yardımcı olmak için çok önemli. Aynen ülkemizde tehlike altında olan ayıları korumak için ayılar ve insanlar arasındaki çatışmaları azaltmanın önemli olduğu gibi.