Kırklareli’de kızıl geyik görüntülendi

-
Aa
+
a
a
a

Kırklareli’de, bugüne kadar bölgede varlığı bilimsel olarak kanıtlanamayan kızıl geyik fotokapanla görüntülendi.

Fotoğraf: AA
Gezegenin Geleceği: 26 Ocak 2022
 

Gezegenin Geleceği: 26 Ocak 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Kırklareli’nin Vize ilçesinde, bugüne kadar bölgede varlığı bilimsel olarak kanıtlanamayan kızıl geyiğin fotokapanla görüntülenmesi, araştırmacıları heyecanlandırdı. AA’nın haberine göre Kırklareli Doğa Koruma ve Milli Parklar Şubesi tarafından ‘Kasatura Körfezi Tabiatı Koruma Alanı Kaynak Değerleri Envanter Araştırma ve İzleme Programının Geliştirilmesi Projesi’ kapsamında Vize ilçesinde yaban hayatı mercek altına alındı. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Fakültesi’nde görevli Dr. Yasin Ünal’ın kırsal alanda dört ay süren çalışmasında 120 kuş, 51 memeli ile 47 böcek türü kayıt altına alındı. Çalışma kapsamında Trakya’da ilk kez kızıl geyik fotokapanla görüntülendi. Ünal, Kasatura Körfezi Tabiat Koruma Alanı’nın Trakya’nın tek doğal karaçam özelliğine sahip nadir bir ekosisteme, başta karaca olmak üzere çeşitli hayvan türlerini barındıran alanın eşsiz bir tabiata sahip olduğunu anlattı. Alanda kurdukları dört fotokapanla birçok canlının görüntülerini kaydettiklerini ifade eden Ünal, bu canlılar arasında nesli tehlike altında olan türlerin de bulunduğunu dile getirdi. Ünal, Türkiye’de tehlike altında olan türler arasındaki kızıl geyik ile su samurunu da görüntülediklerini, kurt, çakal, tilki, porsuk ve karaca gibi birçok yaban hayvanın yaşamını kayıt altına aldıklarını aktardı. Ünal, alanın korunması gerektiğinin altını çizerek yöre halkından da bu konuda destek istedi.

Türkiye için yeni bir iktisadi kalkınma hamlesi olacağı belirtilen “mega endüstri bölgeleri”nin yer seçim kararlarını inceleyen TEMA Vakfı, projelerin Türkiye’nin sahip olduğu eşsiz ekosistem alanlarını koruyacak bir kurgu içinde gözetilmeden, önemli doğa alanlarına telafi edilemeyecek zararlar verilmesine yol açılacak şekilde planlandığını belirtti. Yerli ve yabancı yatırımların yer alacağı, yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesinin planlandığı belirtilen “mega endüstri bölgeleri” ilk kez 2018 yılında kamuoyuna duyurulmuştu. Türkiye’nin dört önemli bölgesinde yapımına başlanan endüstri bölgeleri; kamu arazilerinin tahsisi, çeşitli vergi/harç indirimleri ve muafiyetleri, altyapı desteği, hızlandırılmış ve kolaylaştırılmış izin, onay ve ruhsatlandırma süreçleriyle var olan ekolojik değerlere vereceği geri dönüşü mümkün olmayan zararlar dikkate alınmadan geliştirilmeye başlandı. Projelerin yer seçim kararlarını inceleyen TEMA Vakfı, söz konusu yatırım kararlarının Türkiye’ye ekonomik faydadan ziyade ekolojik yıkım getireceğini belirtti. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç; “Ülkemizde korunması kritik önemde olan doğa alanları üzerinde alınan tüm bu yatırım kararları Kalkınma Planı, Mekansal Strateji Planı, Bölge Planı, Bütünleşik Kıyı Alanları Planı, Çevre Düzeni Planı gibi bütüncül planlama yaklaşımlarından ayrı olarak alınmış kararlar. Dolayısıyla yapılacakları bölgeye olumsuz etkileri hiçbir bütüncül planlama ve kümülatif çevresel değerlendirme süreçlerinden geçirilmedi. Sanayi yatırımının yapıldığı bu bölgeler yeterince planlama yapılmaksızın  ve doğaya etkileri dikkate alınmaksızın kurgulanmış çekim merkezleri haline gelecek” dedi. Ülke genelinde alınan yatırım kararlarının coğrafi anlamda akılcı bir biçimde olması gerektiğini de vurgulayan Ataç; “Flora ve fauna bakımından bu kadar önemli olan kıyı bölgelerinde yapı yoğunluğu, kirlilik yükü ve afet riskleri engellenmeli. Bugün yaşadığımız iklim krizi, iktisadi kriz ve sosyal adalet sorunlarının birlikte çözümü için ekonomik ihtiyaçlarla birlikte ekosistem üzerindeki geri dönüşü olmayan ve gelecekte çok daha ağır ekonomik ve sosyal sonuçlara neden olabilecek etkilerin hesaba katılması gerekli. Bunun için daha fazla gecikmeden sürdürülebilir bir iktisadi gelişim politikasına ve bu politikanın bir sonucu olarak planlı ve doğaya saygılı bir mekansal planlamaya ihtiyaç var” dedi.

Muğla‘nın Çeşme ilçesindeki Altınkum Beşevler bölgesinde yapılması planlanan ‘beach club’ için asırlık ağaçlar kesildi. Çeşme Çevre Platformu Sözcüsü Dr. Ahmet Güler, bölgenin birinci derece sit alanı olduğunu söyleyerek yapılan inşaata tepki gösterdi: “Doğayı katleden kişiler kontrole giden jandarma ve Çeşme Belediyesi’ne ‘İzmir Çevre Müdürlüğü’nden iznimiz var’ dediler. Belediye ve jandarma tutanak tutarak İzmir Çevre Müdürlüğü’ne yolladılar. Çeşme Çevre Platformu ısrarla İzmir Çevre Müdürlüğü’ne ulaşmaya çalışıyor. Ancak Çevre Müdürlüğü’nde konu ile ilgilenen muhatap bulunamıyor. Ayrıca iznimiz var bakanlıktan denilen alan birinci derece sit alanı olup hiç bir yapılaşma ve tesise izin verilmemekte. Hukuki ve toplumsal mücadele kararı aldık, Çeşme’nin betonlaşmasına, koy işgallerine karşı duracağız.” Güler ayrıca, durumun CİMER ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na şikâyet edildiğini de duyurdu.

Tanzanya’da Simanjiro Bölgesi Konsey Başkan Yardımcısı Sendeu Laizer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tanzanya’da kuraklığın, bölge halkının hayatını olumsuz etkilediğini belirtti. Tanzanya’da son 1 ayda 62 binden fazla büyük ve küçükbaş hayvanın kuraklık nedeniyle öldüğünü kaydeden Laizer, “Bu, korkunç bir durum” ifadelerini kullandı. Laizer, hayvanlarını korumak isteyen insanların başka bölgelere göç ettiğini söyledi. Bölge halkından Laurent Saning de böyle kötü bir durumun daha önce hiç yaşanmadığını belirterek su ve otlak sıkıntısı nedeniyle hayvanların çok zayıfladığına dikkati çekti.