Kimse Kalker Ocağı Projesi’ni istemiyor

-
Aa
+
a
a
a

Ender özelliklere sahip bir köy olarak bilinen Doğanyurt, Kalker Ocağı Proje Alanı’na karşı çıkıyor.

Fotoğraf: Doğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 29 Haziran 2023
 

Gezegenin Geleceği: 29 Haziran 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Geyikler, akbabalar ve fosiller için önemli Doğanyurt, Türkiye’deki dört akbaba türünün aynı anda görülebildiği, geyik, vaşak, ayı ve kurt gibi 28 memeli türünün ve 21 endemik bitkinin yaşam alanı olan ender özelliklere sahip bir köy olarak biliniyor. Proje alanının kendisi milyonlarca yıl yaşında orman fosilleriyle kaplı. Uzmanlar, hem doğa tarihi araştırmaları hem de biyolojik çeşitlilik için önemli olan bu alanın hemen koruma altına alınması gerektiğini söylüyor. Köyde heyelan tehlikesi oluşturacak olan Kalker Ocağı Proje Alanı, neredeyse köyün içinde yer alıyor. Doğanyurtlular Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Adil Taşkıran, “Köyümüzü, meralarımızı ve kültürümüzü yok edecek bu projenin yapılmasını istemiyoruz. Biz, çocuklarımıza, köyümüze ve doğamıza sahip çıkıyoruz. Bu proje sadece bizim köyümüzdeki evlerimizi ve geçim kaynaklarımızı etkilemiyor. Su kaynaklarını ve havayı kirleteceği için tüm havzadaki tarımsal üretimi tehdit ediyor. Projeye karşı 55 mahalle muhtarıyla ortak imza topladık. Kimse Kalker Ocağı Projesi’ni burada istemiyor,” dedi.

El Niño hızla kötüye gidiyor

Tropikal Pasifik Okyanusu'nun periyodik ısınması El Niño geri döndü ve hızla kötüye gidiyor. Üç yıllık La Niña’nın Mart’ta resmen dağılmasının ardından El Niño, hayatımızda. El Niño, Pasifik Okyanusu’nun tropikal orta ve doğu bölümünde - her iki ila beş yılda bir bazen yedi yıla kadar uzayabiliyor - oluşan bir okyanus/atmosfer olayı. El Niño’nun dönüşü, muhtemelen bu yılın ilerleyen zamanlarında savunmasız Pasifik adalarına doğru dönen tropik siklonlardan Güney Amerika’daki yoğun yağışlara, Avustralya’daki ve Asya’nın bazı bölgelerindeki kuraklığa kadar aşırı hava olaylarına neden olacak. Yayınlanan yeni veriler, El Niño'nun artık resmi olarak ‘ılımlı’ bölgeye geçtiğini gösteriyor - tropikal Pasifik su sıcaklıkları şimdiden normalden 1,0°C daha yüksek. Avustralya Meteoroloji Bürosu'nun Kasım ayına kadar 3,2°C'lik en yüksek ısınmayı gösterdiği en kötü durum tahminiyle, bunun önümüzdeki birkaç ay içinde hızla artmaya devam etmesi bekleniyor - bu şimdiye kadar ölçülen en güçlü El Niño olacak. Ortalama bir küresel tahmin bile şu anda 2,2°C'lik bir tepe ısınma gösteriyor. Bu, yalnızca 1982, 1997 ve 2015'te başlayan El Niño’ların daha güçlü olacağı anlamına geliyor. Bu kadar güçlü bir El Niño'nun etkilerini hafife almak zor. 2015-2016’da dünya çapında 60 milyondan fazla insan, El Niño'nun daha da kötüleştirdiği kuraklık nedeniyle açlık yaşadı. Avustralya'daki Great Barrier Reef, mercanlarının çoğunu kaybeden resifin yaklaşık %30'u ile tarihteki en kötü mercan ağartma olayını yaşadı. Pasifik Adalılar, şimdiye kadar kaydedilen en güçlü tropikal kasırga dizisiyle karşı karşıya kaldı. İlk araştırmalar, bu yılki El Niño'nun zor durumdaki küresel ekonomiye yaklaşık üç trilyon dolara mal olabileceğini gösteriyor.

El Niño viral hastalıkları hızlı bir şekilde yayabilir

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, El Niño hava fenomeninin neden olacağı iklimsel koşullarla bağlantılı olarak dang humması, zika ve chikungunya gibi viral hastalıkların hızlı bir şekilde yayılabileceğini söylerken, örgütün buna karşı hazırlandığını söyledi. Ghebreyesus, “DSÖ, 2023 ve 2024’e dang humması ve zika ve chikungunya gibi arbovirüslerin bulaşmasını artırabilecek bir El Niño olayının damgasını vuracağı çok yüksek bir olasılık için hazırlanıyor,” dedi. DSÖ Genel Direktörü ayrıca iklim değişikliğinin sivrisinek üremesini körüklediği ve dang humması vakalarının son yıllarda, özellikle ABD’de keskin bir şekilde arttığı konusunda da uyardı. Peru, bu yıl çoğu bölgede olağanüstü hal ilan etti ve ülkenin sağlık bakanı Rosa Gutierrez geçen hafta dang humması vakalarındaki artışın ardından istifa etti. Ateş, göz, baş, kas ve eklem ağrıları, mide bulantısı, kusma ve halsizlik gibi belirtilerle seyreden hastalık, aedes aegypti sivrisineklerinin ısırmasıyla bulaşıyor.

Rusya, Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nı istenmeyen kuruluş olarak tanımladı

Rusya, geçtiğimiz hafta Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) yerel şubesini ‘istenmeyen kuruluş’ olarak tanımladı ve faaliyetlerini yasakladı. Yasağı getiren Rus başsavcısı, yaptığı açıklamada grubun Rusya kolunu ‘ekonomik alanda güvenlik tehditleri’ ile suçladı. WWF’in enerji, petrol ve doğalgaz endüstrilerine karşı ‘yanlı’ kampanyalar yürüttüğünü ve bunların Rusya’nın ekonomik kalkınmasını ‘durdurmayı’ amaçladığını söyledi. Rusya, geçtiğimiz Mayıs ayında Greenpeace’i de benzer nedenlerle yasaklamıştı. Bu son hamle, Rusya’nın çevre hareketine karşı olumsuz tutumunu şiddetlendirerek artıracağı anlamına geliyor.

Kalker Ocağı için mücadele devam ediyor

Ankara ili Beypazarı ilçesi Doğanyurt Köyü’nde yapılması planlanan ‘Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi’ projesine karşı yıllardır köy sakinleri ve sivil toplum kuruluşları mücadele veriyor. Proje alanı zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olmasına rağmen proje Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu’ndan muaf tutulmuştu. Köylüler ve sivil toplum kurumları bir araya gelerek bu karara karşı açtığı davayı kazanmıştı. Ancak şirket proje alanını büyüterek ÇED başvurusunda bulundu. Bir yandan bölgenin sit alanı ilan edilmesi için süreç devam ederken, bir yandan bölgeyi dinamitlerle patlatarak yok edecek bu projenin çevre etki değerlendirmesi sürüyor. Köy sakinleri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları ÇED sürecinde kurumlardan ‘olumsuz’ görüş vermelerini ve projenin iptal edilmesini talep ediyor.