Kanal İstanbul gibi projeler hayata geçerse İstanbul susuz kalacak

-
Aa
+
a
a
a

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan ocak ayı İstanbul Su Durumu Raporu yayımlandı.

Gezegenin Geleceği: 24 Şubat 2021
 

Gezegenin Geleceği: 24 Şubat 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Birgün’den Yaren Çolak’ın haberine göre, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan ocak ayı İstanbul Su Durumu Raporu yayımlandı. 2021’e girerken baraj doluluk oranlarının yüzde yirminin altına düştüğü belirtilen raporda, yaşanılan su krizinin tek nedeninin iklim krizi ya da kurak bir mevsim olmadığı iddia edildi. Yanlış su politikalarının altı çizilen raporda, su toplama havzalarının yapılaşmaya açılarak küçültülmesi, su yollarının yapılaşmaya açılması, su kaynaklarının kirlenmesi gibi nedenlerle gün geçtikçe içme suyu kaynaklarında azalma olduğu kaydedildi. İstanbul’da mevcut bir su krizi yaşandığı vurgusu yapılan raporda, su kaynakları gerektiği gibi korunmaz ve Kanal İstanbul gibi projeler hayata geçirilirse İstanbul “Susuz Bir İstanbul” olacak dendi. Artan nüfusa bir de yanlış su politikaları eklenince İstanbul için susuzluğun ciddi bir sorun olmaya devam edeceği vurgusu yapılan açıklamada, önerilerde de bulunuldu. Sorunun çözümüne yönelik kamusal bir bakışla ve katılımcı bir anlayışla su politikaları geliştirilmesi gerektiği belirtildi. ‘Mega projeler’ ile Avrupa yakasındaki su havzalarının yapılaşmaya açılmasına tepki gösterilen raporda, “Avrupa yakasındaki havzalara gerek kalmayacak anlayışı, kentin su kaynaklarını teker teker yok etmekte. Bu planlanan çalışmalardan da anlaşıldığı gibi, su politikalarının temeli kent halkına su sağlamak değil yeni rant kapısı açacak su havzalarını yapılaşmaya açmak.” denildi. Raporda, Kanal İstanbul, 3’üncü havalimanı ve Yenişehir yapı alanlarının kentin yaklaşık yüzde 7’sini kapladığı belirtildi. Ancak bu projeler ile Avrupa yakasında su toplama havzalarını ve baraj hacimlerini azaldığının altı çizilerek İstanbul için adeta bir cinayet olduğu kaydedildi. 

Kömür çağının sonu yaklaşıyor

Euronews’den Hüseyin Koyuncu’nun haberine göre, Avrupa Birliği ülkelerinde bulunan 106 aktif nükleer santral, birliğin toplam elektrik üretiminin yüzde 26'sını sağladı. Avrupa İstatistik Ofisi’nin 2019 verilerine göre, AB ülkelerinde üretilen nükleer enerjinin dağılımına bakıldığında Fransa’nın tek başına bunun yarısını ürettiği ortaya çıkıyor. Bu ülkeyi Almanya, İsveç ve İspanya takip ediyor. Bu dört ülke, AB'deki nükleer tesislerde üretilen toplam elektrik miktarının dörtte üçünden fazlasını oluşturdu. Eurostat'ın açıkladığı verilere göre, AB ülkelerinde nükleer enerji üretimi son yıllarda kademeli olarak azalıyor. 2005 yılında tüm AB ülkelerinde toplam 916 bin 081 GWh üretilirken bu oran 2019 yılında 765 bin 337 GWh'te geriledi. Fransa 2035 yılına kadar 14 nükleer santrali kapatmayı planlıyor. Hükümetin enerji politikaları ile ilgili kamuyu bilgilendirme belgelerine göre kapatmalara bu yıl Fessenheim'daki iki tesisten başlanacak. Raporda hükümetin 2025 ve 2026 yıllarında devlet elektrik şirketin EDF'den iki reaktörün daha kapatılmasını isteyebileceği belirtildi. Güneş yükselirken nükleer ve kömür çağının sonuna hızla yaklaşılıyor.

Kömürle ilgili güncel bilgi sitesi açıldı

Türkiye’nin elektrik üretimi ve ısınmasında ne yazık ki hala kullanılan kömürle ilgili güncel bilgileri içeren turkiyedekomur.org adlı internet sitesi açıldı. Kömürün enerjideki rolü, iklim krizine etkisi, halihazırda çalışan termik santrallar, yapımı planlananlar ve dünyada kömürün kullanımıyla ilgili önemli verilerin derlendiği site, güncel veri ve istatistiklerle konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere yol gösteriyor. Türkiye’de Kömür adlı sitede mevcut ve planlanan termik santralların gösterildiği etkileşimli bir Türkiye haritası da bulunuyor. Dünya ve Türkiye’nin enerji alanında bilinen kuruluşlarından derlenen verilerle oluşturulan bilgi bankası, kömürün enerji üretimindeki payı dışında sosyal ve çevresel etkileriyle ilgili bilgiler de içeriyor.  Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, sitenin gazetecilere, akademisyenlere ve konu hakkında kapsamlı bilgi sahibi olmak isteyen herkese yardımcı olacak bir bilgi bankası olduğunu söylüyor. Türkiye’de Kömür adlı internet sitesinin fotoğraf ve video arşivi gazeteci ve sivil toplum kuruluşlarının kullanımına açık. Görsel arşiv, Türkiye’nin tanınmış gazeteci ve fotoğrafçılarının gönüllü katkılarıyla oluşturuluyor. Sitedeki bilgi bankası da kömürle ilgili farklı kuruluşlarca hazırlanmış çok sayıda rapora ev sahipliği yapıyor.

Mersin'de çok sayıda arı öldü

Mersin‘in Anamur ilçesinde yaklaşık 20 gün önce kendisini gösteren ve meyve çiçeklerinin açmasına neden olan yalancı baharın ardından havaların tekrar soğuması nedeniyle çiçeklerden bal toplamaya çalışan çok sayıda arı donarak yaşamını yitirdi. Havaların sıcak olmasından etkilenen arılar erken yavrulamaya başladı ve polen toplamak için doğadaki çiçeklere dağıldı. Ancak bir anda bastıran soğuk hava ve Toros Dağları’nın eteklerine yağan kar nedeniyle kovanlarından çıkan arılar dondu. 

Tek doğal fıstık çamı ormanı tehdit altında

Birgün’ün aktardığına göre, Bir yanı İzmir Bergama’ya diğer yanı ise Balıkesir Ayvalık’a kadar uzanan Kozak Yaylası’nda bulunan Türkiye’nin tek doğal fıstık çamı ormanları taş ocağı tehdidi altında. 14 hektarlık alanda faaliyet gösteren Göltaş adlı şirkete granit ocağını 110 hektara çıkarmak için ÇED olumlu kararı verildi. Proje kapsamında 8 Bin 882 adet çam ağacı kesilecek. Türkiye fıstık çamı üretiminin yüzde 80’ini karşılayan yöre halkı ve ekolojik yıkımı önlemek için çabalayan bölge halkı bir yandan change.org’da imza kampanyası başlattı öte yandan Bergama Çevre Platformu öncülüğünde itiraz dilekçeleri Bergama’da ikametgâh eden vatandaşlar tarafından Kaymakamlığa teslim edildi.