Hakkâri'deki Nehil Sazlığı'nda yangın

-
Aa
+
a
a
a

Hakkâri‘nin Yüksekova ilçesinde, birçok kuş türünün yaşadığı Nehil Sazlığı‘nda yangın vardı.

Gezegenin Geleceği: 15 Kasım 2021
 

Gezegenin Geleceği: 15 Kasım 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Hakkâri‘nin Yüksekova ilçesinde, birçok kuş türünün yaşadığı Nehil Sazlığı‘nda yangın vardı. Bataklık olduğu için ekiplerin müdahale edemediği yangının yerleşim birimlerine sıçramaması için önlem alındı. Yüksekova’ya bağlı Dedeler, Kamışlı, Karlı ile Vezirli köylerinin yakınında bulunan ve birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Nehil Sazlığı’nda daha önce de yangın çıkmış, yangın iki saat içerisinde kontrol altına alınmıştı. İki gün sonrasında yeniden çıkan ve rüzgarın da etkisiyle büyüyen yangına ekipler, alanın bataklık olması nedeniyle müdahale edemedi. Yangının yerleşim yerlerine sıçramaması için önlem alınırken, jandarma da çıkış nedeniyle ilgili soruşturma başlattı.

Germanwatch ve NewClimate Institute tarafından hazırlanan ve CAN International’ın katkısı ile yayınlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi’nin 17. değerlendirmesi yayınlandı. Endeks, en yüksek emisyona sahip Türkiye dahil 60 ülke ve Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendiriyor. Endeks, toplamda küresel sera gazı emisyonlarının %90’ından fazlasından sorumlu olan 60 ülke ve AB’yi sera gazı emisyonları, yenilenebilir enerji, enerji kullanımı ve iklim politikası olmak üzere dört kategori altında değerlendiriyor. Endeks’in değerlendirme dereceleri ‘çok yüksek’, ‘yüksek’, ‘orta’, ‘düşük’, ‘çok düşük’ şeklinde sınıflandırılıyor. Endekse göre:  İklim eyleminin Paris Anlaşması hedefleri ile uyumsuzluğu da göz önünde bulundurulduğunda performans değerlendirmesinde hiçbir ülke ‘çok iyi’ sınıfına giremiyor.  

COP26’da, on yeni ülke ve eyalet, fosil yakıt arama ve üretiminde kontrollü bir düşüşü savunan Kosta Rika ve Danimarka hükümetlerinin öncülük ettiği bir girişim olan Petrol ve Doğal Gazın Ötesi ittifakı (Beyond Oil & Gas Alliance)'a imza attı. Kurucu üyeler Danimarka ve Kosta Rika’ya ek olarak Fransa, İsveç, İrlanda, Grönland, Quebec ve Galler de “asil üye” olarak katılıyor. Asil üye olmak, yeni petrol ve doğal gaz arama izinlerine son verilmesini gerektirirken, Kaliforniya, İtalya, Portekiz ve Yeni Zelanda’nın dahil olduğu “ikincil üyeler”, sübvansiyonları sona erdirmek gibi aşamalı olarak petrol ve doğalgazdan çıkış için çaba sarf edecekler. Ancak petrol ve gazın aşamalı olarak kaldırılması için bir bitiş tarihi vermeyen, COP 26’ya ev sahipliği yapan Birleşik Krallık gibi bazı ülkeler ise koalisyona katılma davetlerini reddetti. Duyuru, hükümetlerin COP'ta ortaya koyduğu iklim hedeflerin ilişkin incelemeler sırasında yapıldı. Pek çok tartışma noktası arasında, COP karar metni kömürün aşamalı olarak kaldırılmasını hızlandıran bir dil içeriyor, ancak petrol ve gazdan hiç söz edilmiyor. Uzman kuruluşlara göre petrol ve doğal gaz üretimini sınırlamayı, 1,5 derece hedefine ulaşmak için temel önceliklerden biri olarak yorumluyor. Politika yapıcılar ve endüstri tarafından dikkate alınan Uluslararası Enerji Ajansı (EIA), net sıfıra ulaşmak için fosil yakıtlara yapılan yatırımların derhal sona ermesi gerektiğini ve OECD enerji sektörlerinin 2035 yılına kadar tamamen karbondan arındırılması gerektiğini belirtiyor.

Glasgow İklim Anlaşması BM sürecinde ilk defa kömüre atıfta bulunuyor. Ülkelerden 2022’de daha güçlü iklim planları ile geri dönmelerini istiyor. Paris Anlaşması kural kitabının en tartışmalı unsurlarını, dönüm noktası niteliğindeki anlaşmanın yapılmasından altı yıl sonra sonuçlandırıyor. Climate Home News’e göre anlaşma, gelişmekte olan ülkeleri dehşete düşürecek şekilde iklim tazminatı çağrılarını ise karşılamıyor. İklim krizinin kurbanlarına yardım edecek bir finans tesisi için bir teklif, ABD ve diğer zengin ülkeler tarafından reddedildi. Çin, Hindistan ve gelişmekte olan büyük ekonomiler için uzlaşma, bu tür kısıtlamaların kalkınmalarını engelleyebileceği endişelerine rağmen, 1.5 derece civarında bir dil, kömür ve fosil yakıt sübvansiyonlarını karşı atılmış adımları kabul etmekti. Marshall Adaları’ndan Tina Stege, genel kurulda değişiklikle ilgili “derin hayal kırıklığını” anlattı. “Bu değişikliği en büyük isteksizlikle kabul ediyoruz. Bunu, ülkemdeki insanların gelecekleri için bir can simidi olarak ihtiyaç duydukları bu paketteki kritik unsurlar için yapıyoruz” dedi. Savunmasız ülkeler, iklim değişikliğinin etkilerine yanıt vermek için finansmanı artırma konusundaki kademeli ilerlemeden duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Teknik yardım sağlayacak bir kurum ve kayıp ve hasar konusunda bir “diyalog” ile yetinmek zorunda kaldılar.

Geçen hafta, Hindistan’ın 2070 yılına kadar net sıfırı hedefleyen ve metan emisyonlarını azaltmaya yönelik yaygın bir anlaşmayı içeren duyurular, geleneksel olarak temkinli olan Uluslararası Enerji Ajansı’nın küresel ısınmanın 1.8 derecede tutulabileceğini söylemesine yol açtı. Başka kurumlar, daha dikkatli olunmasını talep etti. Climate Action Tracker’ın öngördüğü mevcut politikalar, dünyayı 2,7 derecelik ısınma yoluna sokuyor ve bu 10 yıl için güçlendirilmiş emisyon hedefleri eğriyi ancak 2,4 dereceye bükebilir. Uzmanlar, Glasgow’da üzerinde anlaşmaya varılan karbon ticareti kuralları bazı tarafların istediğinden daha katı olmasına rağmen, hedefleri sulandırma riski taşıdığı konusunda uyardı. Gönüllü karbon piyasalarının bütünlüğünü artırmaya yönelik bir girişimin eş başkanı Rachel Kyte, “Şirketlerin ve ülkelerin sistemle oynamasını durdurmak için yapacak çok işimiz var” dedi.