Gediz Nehri neredeyse kuruma noktasına geldi

-
Aa
+
a
a
a

Küresel ısınmaya bağlı yaşanan iklim değişiklikleri yeraltı sularını besleyen yağış rejimlerini de değiştirince su sıkıntısı her geçen yıl kendini daha fazla hissettirmeye başladı.

Gezegenin Geleceği: 15 Eylül 2021
 

Gezegenin Geleceği: 15 Eylül 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Küresel ısınmaya bağlı yaşanan iklim değişiklikleri yeraltı sularını besleyen yağış rejimlerini de değiştirince su sıkıntısı her geçen yıl kendini daha fazla hissettirmeye başladı. 401 kilometre uzunluğundaki Ege Bölgesi'nin ikinci büyük nehri olan Gediz Nehri neredeyse kuruma noktasına geldi. Derinliği 2 metreyi bulan nehirde su seviyesi yer yer 10-15 santimetreye kadar düşerken Manisa Ovasını yıllarca besleyen nehir kullanılamaz hale geldi.Üreticileri yeraltı sularına yönlendirirken yer altında su bulmakta zorlanan üreticiler önümüzdeki yıllarda su sıkıntısının daha fazla kendini hissettireceğini dile getirdi. 

 

Paris Anlaşması'nın 2015'te müzakere edilmesinden bu yana, planlanan kömürlü termik santral kapasitesinde görülen %76'lık azalma, yeni kömürlü santral inşaatlarının sonunun geldiğini gösteriyor.  42 ülke halihazırda ‘yeni kömürlü santral yok’ taahhüdünde bulunmuşken, 41 ülke daha, yapımı planlanan kömürlü santrallerin iptal edilmesiyle birlikte aynı yolda ilerleyecek konuma geldi. Sadece altı ülkenin harekete geçmesiyle, dünya genelinde inşaat öncesi planlama aşamasındaki projelerin %82'si tamamen iptal edilebilir. Hükümetler bu olumlu eğilimlere, Kasım ayında Glasgow'da düzenlenecek COP26 BM iklim müzakereleri öncesinde 'yeni kömür yok' taahhüdünde bulunarak yanıt verebilirler. Dünya genelinde planlama aşamasındaki yeni kömür projelerini değerlendiren yeni bir rapor, Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015 yılından bu yana yapımı planlanan yeni kömürlü santral kapasitesinde %76'lık azalma olduğunu ve yeni kömürlü santrallerin sona yaklaştığını ortaya koyuyor. Bu durumda, 42 ülke, inşaat öncesi planlama aşamasında herhangi bir projesi kalmadığı için ‘yeni kömür yok’ taahhüdünü vermeye hazır hale geliyor ve 2015’ten bu yana bu taahhüdü veren 41 ülkeye katılıyor. Bu ülkeler, BM Genel Sekreteri Guterres'in '2021'e kadar yeni kömür yok' çağrısına birlikte yanıt verebilirler. Rapor, sadece altı ülkenin harekete geçmesiyle dünya genelinde planlanan proje stoğunun %82'sinin ortadan kaldırılabileceğini tespit ediyor. Etkileşimli grafikler ve farklı coğrafi bölgeler için hazırlanmış özetlerle zenginleştirilen rapora, E3G’nin www.e3g.org/NoNewCoal adresinde bulunan web sitesinden erişilebilir.

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doğal koruma alanları ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları olarak tescil edilen doğal sit alanları için koruma ve kullanma koşulları belirlendi. Resmi Gazete’de yayımlanan Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonunun Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı’na göre, söz konusu alanlar, “kesin korunacak hassas alan”, “nitelikli doğal koruma alanı”, “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak sınıflandırıldı. Yapılan değişiklikte en dikkat çekici olan ise “nitelikli doğal koruma alanı” konusundaki değişiklikler oldu. BirGün'den Anıl Varlı'nın haberine göre, yönetmelikte yapılaşmanın önünü açacak maddeler şöyle: Günübirlik alanlar, A tipi hariç mesire alanları ile kıyı mevzuatına uygun olarak park ve rekreatif alanlar yapılabilir. Atık su arıtma tesisi, atık su deşarjı, kanalizasyon şebekesi, içme suyu temini, jeotermal suyun çıkarılması ve iletim hattı, enerji nakil hattı, trafo, şalt sahası, iletişim hattı, ulaşım hattı, açık otopark, teleferik yapılabilir. İmar ve kıyı mevzuatı çerçevesinde; imar planı yapılmasına gerek duyulmayan, denize girme, amatör su sporları gerçekleştirme, güneşlenme gibi amaçlarla sabit olmayan duş, gölgelik, soyunma kabini, büfe, tuvalet, su sporları için sökülebilir iskele ve koruma amaçlı imar planı yapılması koşuluyla iskele yapılabilir. Değişiklikte ayrıca nitelikli doğal koruma alanı tescili yapılmadan önce yapılmış olan mevzuata uygun yapıların, ömrünü tamamlayana kadar kullanılabileceği de yer aldı.

 

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Akdeniz Koruma Derneği’nin Deniz Koruma Alanlarındaki tecrübelerinin de yer aldığı ve okyanusların korunması için hazırlanan Deniz Koruma Alanları Kılavuzu, Science Dergisi’nde yayınlandı. Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya’nın da yazarları arasında bulunduğu “Deniz Koruma Alanları Kılavuzu: Okyanus İçin Küresel Hedeflere Ulaşma Sistemi” isimli bilimsel yayın, altı kıtadaki 39 kurumdan 43 deniz ve sosyal bilimci tarafından hazırlandı. Yayın, Deniz Koruma Alanları (DKA’lar) aracılığıyla dünyada okyanus koruma anlayışının gelişmesine ve küresel hedeflere ulaşmak için biyoçeşitlilik kaybının tersine çevrilmesi konularına katkı sunmayı amaçlıyor. Kılavuz, okyanusların korunması için deniz koruma alanlarını bütüncül şekilde planlamak, izlemek ve değerlendirebilmek için küresel yol haritası niteliğinde.  Deniz Koruma Alanları Kılavuzu, koruma çalışmalarının düzeyini tam, yüksek, hafif ve minimum olarak dört sınıfta tanımlayarak izleme ve değerlendirme çalışmalarına da ortak dil kazandırıyor ve okyanusların korunması için etkili çözümler içeriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Zafer Kızılkaya “Kılavuz, dünya okyanuslarını kurtarmak için DKA’ların nasıl planlanması gerektiğine dair deneyim birikimimizin sonucudur. Gökova Körfezi’nde Türkiye’de ilk kez hayata geçirdiğimiz Deniz Koruyuculuğu Sistemi ve sistemin biyoçeşitlilik ve kıyı balıkçılığı üzerine yarattığı etkiler konusundaki tespit ve tecrübelerimizin, bu yayınla okyanus koruma çalışmalarına yön vermesinden onur duyuyoruz” dedi.