Filipinler'deki havaalanı projesi nesli tükenmeye yakın 12 kuş türüne tehdit oluşturuyor

-
Aa
+
a
a
a

Filipin Yabani Kuşlar Kulübü’ne göre, hali hazırda nesli tükenmekte veya tükenmeye yakın olan 12 kuş türü, havalimanı projesinden olumsuz etkilenecek. 

Fotoğraf: Yeşil Gazete

Yeşil Gazete’den Karya Ayyıldız’ın haberine göre,  Filipinler‘in başkenti Manila’nın 25 kilometre uzaklığında, Bulacan şehrinde 2500 hektarlık alana yayılmış bir havalanı projesi var. Filipin Yabani Kuşlar Kulübü’ne göre, hali hazırda nesli tükenmekte veya tükenmeye yakın olan 12 kuş türü, havalimanı projesinden olumsuz etkilenecek. Planlanan bu projelerinin kuşları yerinden ettiğini anlatan Kuş Gözlemcisi Cinco, “Elbette araziyi kullandığınızda kuşlar habitatlarını kaybediyor. Nereye gidecekler?” diye soruyor.

Artarktika'da bir Türk

Antarktika’da bilimsel araştırmalarda yer alan ilk Türk Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Halıcı. Prof. Halıcı 150 farklı türe ait 500 örnekle Türkiye’de çalışmalarını sürdürüyor. Halıcı, Antarktika’da yayılış gösteren likenlerin biyoçeşitliliğini belirlemek için çalışmalarına devam ediyor. Prof. Dr. Gökhan Halıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Buradaki bitki örtüsü oldukça zayıf. Dünyanın en fakir yeri. Sadece iki tane çiçekli bitki türü var. Karasal vejetasyonun baskın elementleri, bizim çalıştığımız bir çeşit mantar olan likenler ve kara yosunları. Bunlar da dünyanın diğer yerleriyle kıyasladığımız zaman çok zengin değiller. Son zamanlarda meydana gelen küresel ısınmanın etkileri en hızlı kutup bölgelerinde görülüyor. Dolayısıyla kutup bölgelerindeki bitki örtüsünün baskınlığı da gitgide değişmekte, artmakta. İklim değişikliği beyaz kıta olarak bilinen Antarktika’yı gitgide yeşillendiriyor. Oradaki tür biyoçeşitliliği daha da artıyor. Türlerin yayılış alanları daha da artıyor. Bunun nedenlerinden birisi de orada bulunan buzulların çok hızlı bir şekilde erimesi. Bu organizmaların büyümesi için daha geniş bir yer açılıyor olabilir.” dedi. 

Böcek türleri hızla azalıyor

Bilim insanları, insanlarla böceklerin kaderinin iç içe geçmiş olduğunu söylüyor. Dünyanın çeşitli yerlerinden 25 uzman tarafından önemli bir uyarı yapıldı: Sayısı 5.5 milyon olduğu tahmin edilen böcek türleri çok ciddi şekilde azalıyor ve yok oluyor. Uzmanlar, derhal eyleme geçilmesine yetecek kadar bilgi olduğunu ve daha fazla veriyi beklemenin geri dönülmez tahribata yol açabileceğini belirtti. Araştırmacılar hazırda bekleyen çözümlerin bulunduğunu ve bunların acilen uygulamaya koyulması gerektiğini söyledi. Bu çözümler arasında daha büyük doğa rezervleri, zararlı pestisitlere kısıtlama getirilmesi ve ölü ağaçların bahçelerde bırakılması gibi yöntemler bulunuyor. Uzmanlar genellikle memelilere ve kuşlara odaklanılan koruma çalışmalarında omurgasızların göz ardı edilmemesi gerektiğini de ekledi. Bilim insanları, “Böceklerde görülen azalmalar insanlığın yerini dolduramayacağı yararlardan mahrum kalmasına yol açıyor. Neredeyse bütün böcek azalmaları ve yok oluşlarının nedeni insan faaliyetleri” dedi.

Bebek, çocuk ve ergen sağlığında ilerleme sona erdi

İngiliz tıp dergisi Lancet’in yayımladığı bir makaleye göre, 0-18 yaş arası bebek, çocuk ve ergen sağlığı alanında 20 senedir devam eden ilerleme sona erdi ve şu anda yeni nesil mevcut sorunlar nedeniyle tehdit altında. Euronews’in haberine göre Lancet bu araştırma için Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ile Dünya Sağlık Örgütü çerçevesinde dünyanın dört bir yanından gelen 40 bağımsız çocuk sağlığı uzmanından oluşan bir kadronun hazırladığı verileri değerlendirdi. Bu verilerde 180 ülkede yeni nesille alakalı sağlık, beslenme ve eğitim gibi araştırma sonuçları yer aldı. Ancak bu kapsamda sadece Norveç, Güney Kore, Hollanda ve Fransa gibi gelişmiş ülkeler ilerleme var. Buna göre iyi ekonomiye sahip ülkeler gelir eşitsizliği, karbondioksit salımı gibi konularda gelişme endeksinde üst sıralarda yer alsa da sürdürülebilir ekolojiye katkıları bakımından oldukça düşük puanlara sahip. Bununla birlikte fakir ülkelerin karbondioksit salımı oldukça düşük seviyede olmasına rağmen iklim değişikliğinden en çok etkilenen yerler olarak göze çarpıyor. WHO ve UNICEF komisyon kurulu üyelerinden Helen Clark, “Eğer küresel ısınma 2100 yılına kadar 4 derecelik eşiği geçerse, yükselen okyanus seviyesi, sıcak hava dalgaları, salgın hastalıkların giderek yayılması ve kötü beslenme birçok çocuğun hayatını büyük oranda riske atacak. Ülkeler çocuklarının ve yeni nesillerin sağlık koşullarını yeniden değerlendirmek ve bırakacakları mirası korumak zorunda” dedi.

Resiflerin sadece 80 yıllık ömrü kaldı

Küresel ısınmadan çok etkilenen alanlardan biri denizler. Yapılan yeni bir araştırmada, ısınan hava nedeniyle mercanlarla birlikte yaşayan simbiyotik alglerin daha fazla asit salgıladığı, bu nedenle resiflerin giderek artan oranlarda beyazladığına dikkat çekildi. Araştırma, hem resiflerin hem de habitatın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. NTV’nin aktardığına göre, ABD’nin San Diego kentinde düzenlenen Okyanus Bilimleri Konferansı‘nda paylaşılan araştırma; resiflerin sadece 80 yıllık ömrü kaldığını, 2100’ü görebilecek çok az sayıda mercan kayalığı bulunduğunu ortaya koydu. Araştırma sonuçlarına göre, bilinen mercan resiflerinin çoğu, 2045 yılına kadar yok olacak. Mercan resiflerinin sonunu getiren şey ise, küresel iklim değişikliği. Araştırma ekibini yöneten Renee Setter, “Sahilleri temizlemek, denizlerdeki kirlilik oranlarıyla mücadele etmek değerli bir şey. Bunları yapmaya devam etmeliyiz ancak günün sonunda mercan resiflerini korumak istiyorsak iklim değişikliğiyle mücadele etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.