Ekosfer Derneği'nin raporu: Pandemi kapanmaları hava kalitesini iyileştirdi

-
Aa
+
a
a
a

Ekosfer Derneği, “Virüsten Kaçarken İklim Krizine Yakalanmak” başlıklı bir rapor yayımladı.

Gezegenin Geleceği: 9 Aralık 2020
 

Gezegenin Geleceği: 9 Aralık 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Ekosfer Derneği, “Virüsten Kaçarken İklim Krizine Yakalanmak” başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor, koronavirüs salgınında uygulanan sokağa çıkma yasaklarının hava kirliliğine etkisini ortaya koydu. Rapor, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Çanakkale'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyelerin trafik kaynaklı hava kirliliğini ölçmek üzere yerleştirdiği hava kalitesi ölçüm istasyonlarının verilerinin incelenmesiyle hazırlandı. Rapora göre Türkiye'deki 5 kentte hava kirliliğine yol açan PM10 ve NOx (Azot oksit) konsantrasyonlarında kapanma dönemlerinde belirgin bir azalma oldu ve hava kalitesi iyileşti. Türkiye'deki 5 kentte yer alan 12 hava kalitesi ölçüm istasyonunun verilerine göre 2020 yılının Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki aylık ortalama PM10 konsantrasyonu, 2019 yılının aynı dönemine göre genelde azaldı. Nisan ayında en fazla azalma, İstanbul'un Mecidiyeköy semtinde yüzde 38,36 olarak gerçekleşti. NO2 (azot dioksit) konsantrasyonuna bakıldığında ise 2019 yılına göre Nisan'da 10, Haziran'da 7, Mayıs'ta ise bütün istasyonlarda hava kirliliği azaldı. NOx emisyonları üzerinden yapılan değerlendirmede ise İstanbul, Ankara ve Bursa'da hem Nisan hem de Mayıs ayında önemli ölçüde azalma tespit edildi. Raporun yazarlarından ​Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala​, ince partikül maddelerden kaynaklanan kentsel hava kirliliğinin yaklaşık yüzde 25'inin trafikten kaynaklandığına dikkat çekti. Hava kirliliğinin yol açtığı sağlık sorunlarına da değinen Pala, ​“Motorlu araçlar, insan sağlığını etkileyen hava kirleticilerinin başlıca kaynakları arasında. Araç emisyonları astım hastalığı, akciğer kapasitesinin azalması, zatürre, bronşit gibi sağlık sorunlarını tetikleyen duman oluşumuna neden olur. Birçok bilimsel çalışma, partikül madde solunmasını astım, kronik bronşit ve kalp krizi gibi önemli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirdi” ​dedi.

"2020, son 5 senenin en kurak yıl olabilir"

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in yağışlar ve kuraklıkla ilgili soru önergesini yanıtlayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Eğer 2020 yılının kalan günlerinde yeterli yağış düşmezse, 2020 yılı son beş yılın en kurak yılı olabilir” dedi. 2020 yılında en fazla yağış alan illerin Rize, Trabzon, Giresun, Artvin ve Şırnak olduğunu açıklayan Pakdemirli, en az yağış alan illerin ise Kırşehir, Kırıkkale, Çorum, Ankara ve Yozgat olduğunu belirtti. 

Karacalar barajı kuruma noktasında

Sivas‘ın Ulaş ilçesine 8 kilometre uzaklıkta bulunan Yapalı köyüne 2008 yılında inşa edilen Karacalar barajı, iklim krizine bağlı olarak son yıllarda etkisini artıran kuraklık nedeniyle kuruma noktasına geldi. Yağışsız geçen 2020 yılının ardından baraj metrelerce geri çekildi. Barajın yapımı sırasında sular altında kalan köy mezarlığı gün yüzüne çıkarken, baraj yüzeyinde adacıklar oluştu. DHA’nın aktardığına göre Yöre halkı, barajın metrelerce çekilmesiyle yüzmekten korktukları barajın üzerinde yürümeye başladı. Baraja girenleri uyarmak için konulan tabela ise suyun çekilmesi nedeniyle anlamını yitirdi.

Eskişehir'den müjdeli haber

Eskişehir’in Mihalıçcık, Beylikova ve Sivrihisar ilçeleri sınırlarında özel bir firmaya ait demir-nikel ocağı ile kırma eleme tesisinin kapasite artışı projesine verilen ÇED Olumlu Kararı, bölge halkının açtığı dava sonucu mahkeme tarafından durduruldu. Eskişehir 1. İdare Mahkemesi, Bakanlığın verdiği kararı hukuka aykırı bularak iptal etti. İptal kararında, maden sahasındaki orman alanlarıyla ilgili değerlendirme yapılmaksızın ÇED Olumlu kararının alındığına işaret edilerek bu durumun mevzuata aykırı olduğu belirtildi. Böylece proje için hazırlanan ÇED raporunda kesileceği belirtilen 187 bin 225 adet ağaç kurtulmuş oldu. İşletilmesi planlanan maden için 3140 hektarlık alanda ruhsat verilmişti. İlk etapta 2.132 hektarlık kısmında işletme yapılması planlanan krom ve manyezit ocağı kapasite artışı için başvurdu. Yusuf Yavuz’un haberine göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı söz konusu kapasite artışına Mayıs 2019’da ÇED Olumlu kararı verdi. Genişletilmek istenen bölgenin tarım alanları, meralar ve orman arazilerinden oluştuğunu belirten bölge halkı ise kararın iptali için dava açtı. Mahkemeye sunulan dilekçede, 2003 yılında alınan 10 bin ton kapasiteli ÇED Gerekli Değil kararına dayanılarak 1 milyon tonluk üretim yapılmasının planlandığı belirtilerek bu durumun kanuna karşı hile niteliğinde olduğu öne sürüldü. Krom madeni işletmesinin yılda 1 milyon tona yakın sülfür bileşikli pasa üreteceği ve bunun Porsuk Çayı’nı kirleteceği görüşüne yer verilen dava dilekçesinde bu kirlilikten tarımsal sulamanın da zarar göreceği kaydedildi. Ardıç, meşe, karaçam ve sedir gibi ağaç türlerinin bulunduğu ormanlık alanda yapılacak ağaç katliamına karşın ÇED raporunda kesilecek ağaçların 5 katı kadar ağaç dikileceğinin öne sürülmüştü. Bölge halkının açtığı iptal davasını gören Eskişehir 1. İdare Mahkemesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın projeyle ilgili verdiği ÇED Olumlu kararını iptal etti. Mahkemenin iptal kararında, proje alanında bulunan orman arazisinin kadastrosunun henüz yapılmadığına da vurgu yapılarak bu durumun ÇED raporu sürecinde dikkate alınmadığı, bunun da ÇED olumlu kararını hukuka aykırı hale getirdiği kaydedildi.