Deniz salyası tabakası günlerdir Marmara Denizi'nin yüzeyinde etkili oluyor

-
Aa
+
a
a
a

Balıkçıların “deniz salyası" olarak adlandırdığı 'müsilaj', yani denizdeki mikroorganizmaların atık sularla birlikte oluşturduğu tabaka günlerdir Marmara Denizi'nin yüzeyinde etkili oluyor.

Gezegenin Geleceği: 23 Mart 2021
 

Gezegenin Geleceği: 23 Mart 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Balıkçıların “deniz salyası" olarak adlandırdığı 'müsilaj', yani denizdeki mikroorganizmaların atık sularla birlikte oluşturduğu tabaka günlerdir Marmara Denizi'nin yüzeyinde etkili oluyor. Özellikle Pendik ve Kartal sahilinde dün görülen tabaka kirlilik endişesi yarattı. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yelda Aktan, tabakanın 'deniz salyası' olduğunu belirtti. Aktan, “Bir süredir kıyılarımızda gözleniyordu, ancak denizdeki hareketlilik sonucu son günlerde biraz daha ortaya çıktı. Temel olarak söyleyebileceğim aslında doğal organizmalar, denizde yaşayan canlıların ortam şartlarındaki bazı bozulmalar sonucunda aşırı artış göstermesinden kaynaklanıyor. Yani ekosistemde bir yerde bir tıkanma var ki bu canlılar, fırsatçı olan türler, aşırı derece üremeye başlıyorlar. Bunu tetikleyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz; deniz şu anda çok hareketli, bütün kış boyunca dip sularında biriken besin tuzları vardı, bu hareketlenmeyle birlikte bunlar yüzeye çıkıyorlar ve yüzeyde de havaların ısınmasıyla birlikte genellikle bahar aylarında görülüyor bu tip artışlar. Uygun sıcaklık ve ışığı da bulduğu zaman aşırı artış gösterebiliyor. Aşırı atık girdisi gibi etkiler bunların aşırı artışına neden olabiliyor" dedi.

Avustralya'da sel tahliyesi

Avustralya‘nın Yeni Güney Galler eyaletinde şiddetli yağışların yol açtığı seller nedeniyle yaklaşık 18 bin kişi evlerinden tahliye edildi. Kıtanın 25 milyon insanın yaklaşık üçte birine ev sahipliği yapan bölgede yaygın hasar meydana geldiği açıklandı. Yetkililer, selin etkili olduğu kasabalarda mahsur kalan yüzlerce kişinin kurtarıldığını bildirdi.  Seller nedeniyle çok sayıda ev sular altında kalırken, bazı evlerde büyük çaplı hasarlar meydana geldiği bilgisi paylaşıldı. Sidney‘in batısındaki bazı nehirlerdeki su seviyelerinin de rekor seviyelere ulaştığı yağışların devam etmesi durumunda, bölgedeki diğer nehirlerde de su seviyelerinin yükseleceği uyarısı yapıldı. Selden yaban hayatı ve hayvanlar da etkilendi. Çok sayıda hayvanın sel sularına kapılarak boğulduğu ve su basan yerlerde birçok hayvanın yüzerek kuru bir yere ulaşmaya çalıştığı bildiriliyor.  Avustralya Meteoroloji Dairesi, şiddetli yağışların çarşamba gününe kadar devam edeceği tahmininde bulunurken bölgede yaklaşık 54 bin kişinin daha yerinden olabileceği belirtti. 

TMMOB'dan su açıklaması

Cuma günü Resmi Gazete‘de yayımlanan, sulak alanların yapılaşmaya açılmasıyla ilgili karara ilişkin, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) bir açıklama yaptı. Açıklamada, ekolojik dengeleri ve ekosistemi bozacak bu sürecin toplum yararı adına takipçisi olunacağı kaydedildi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, “Sulak alanların Korunması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”te yapılan iki değişikliğe göre, artık sulak alanlarda baraj, gölet gibi zorunlu altyapılar dışındaki projelere de kamu yararı kararı bulunması durumunda izin verilecek. Bakanlık, sulak alanlarda eğlenme, dinlenme için tesisler de yaptırabilecek. Bu tesislerin işletmelerini şirketlere verilebilecek. Yapılan değişiklikle, zorunlu altyapı projeleri haricinde, kamu yararı kararı bulunan altyapı projelerine, hazırlanacak “Ekosistem Değerlendirme Raporu” doğrultusunda, ekosistem bütünlüğünü telafi edici tedbirlerin alınması şartıyla Bakanlıkça izin verilecek. Yapılan başka bir  değişiklikte ise, “sulak alanlarda, Bakanlığa tahsis edilen yerlerde koruma, yönetim, işletme, tanıtım, sportif, eğlenme, dinlenme ve benzeri hizmetler için gerekli altyapı, üstyapı ve diğer tesisler Genel Müdürlükçe yapılır veya yaptırılır” denilmekte. ''Sulak alanlarda yapılacak söz konusu tesislerin işletilmesi ve/veya işletilmesi Genel Müdürlük tarafından gerçekleştirilecek. Söz konusu değişikliklerle tanımlanan “sulak alanlar” bütün sulak koruma bölgelerini kapsamakta. Sulak koruma alanlarında yönetim, işletme, tanıtım, sportif, eğlenme, dinlenme ve benzeri tesislerin yapılması, sulak alanların yapıya açılmasını, doğal varlıkların talan edilmesini ve bu alanlarda yağmanın önünün açılmasını beraberinde getirecek. İklim krizinin dünya ölçeğinde sinyal verdiği ve geri dönülemez noktalara vardığı günümüzde, geleceğimiz açısından hayati öneme sahip olan orman ve tarım alanlarına, sulak alanlara, meralara rant aracı olarak bakılması, bu değerli doğal varlıkların yapılaşmaya açılması ortak geleceğimiz açısından kabul edilemez” diyor Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği.

"Ormanlaştırma salgın riskini azaltabilir"

TEMA Vakfı, her yıl mart ayının son haftasında kutlanan Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası‘yla birlikte Dünya Su Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, ormanların korunmasının ve tahrip edilen orman alanlarının yeniden ormanlaştırılmasının gelecekte karşılaşılacak salgın risklerini azaltabileceğini kaydetti.  Ataç, salgın hastalıkların yaklaşık yüzde 50’sinin önce orman tahribatı olmak üzere, arazi örtüsü değişiminden kaynaklandığını dile getirdi: ‘’Geçmiş yıllara göre dünyada orman tahribatı azalmakla birlikte ne yazık ki hala alarm seviyesinde yüksek. FAO verilerine göre son 5 yılda dakikada yaklaşık 20 futbol sahası büyüklüğünde orman alanı tahrip ediliyor.” diyen Ataç, orman tahribatı olan bölgelerde yaşayan insanların, sivrisinek ısırığına maruz kalma oranının, tahrip edilmemiş bölgelerde yaşayan insanlardan 278 kat fazla olduğunun açıklandığını belirtti. Deniz Ataç, ülkelerin yeterli suya sahip olup olmadığının değerlendirilmesinde kullanılan Falkenmark göstergesine de değindi ve Türkiye’nin su stresi yaşayan bir ülke olduğuna dikkat çekti.