Darüşşafaka'da "Dünya İklimi" eğitimi

-
Aa
+
a
a
a

“Dünya İklimi” adlı eğitim, Darüşşafaka Ortaokulu’nda Türkiye’de ilk defa uygulamaya geçiriliyor.

Gezegenin Geleceği: 20 Eylül 2021
 

Gezegenin Geleceği: 20 Eylül 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

İklim değişikliği ve çevre konusunda sistem düşüncesi yöntemini odağına alan ve “Dünya İklimi” adlı simülasyon oyununu araç olarak kullanan eğitim, Eylül ayı sonunda İstanbul’daki Darüşşafaka Ortaokulu’nda sekizinci sınıf öğrencilerinin katılımı ile Türkiye’de ilk defa uygulamaya geçiriliyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Hızlandırma Laboratuvarının (Accelerator Lab Turkey) desteklediği yeni girişimin uygulama partnerleri olan Sistem Düşüncesi Derneği, Darüşşafaka Eğitim Kurumları ve Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye’de ilk defa iklim eylemi için öğrencilere iklim sisteminin yapısını ve işleyişini anlayabilecekleri bir öğrenme deneyimi ve politika geliştirmede karar alıcı pozisyonunda yer alabilecekleri bir simülasyon ortamı sunacak. Bu girişimin amacı, çevre eğitimi yolu ile iklim değişikliğini de içeren küresel sorunlar konusunda farkındalık yaratmak ve çözüm önerileri sunmak. Girişim, iklim sorununun aynı zamanda bir eşitsizlik sorunu olduğunu ve sürdürülebilir çözümlere ancak bütüncül bir bakış açısı ile ulaşılabileceğini göstermeyi hedefliyor. Hızlandırma Laboratuvarının girişimi, bu yılın başlarında UNDP Sosyal İnovasyon Destek Programı kapsamında ödüllendirilip pilot uygulama olarak seçilen iklim değişikliğine yönelik karar alma simülasyonu ile sistem düşüncesi yöntemini eğitime uyarlayarak geleceğe ışık tutacak ve daha önce denenmemiş bir eğitim modülü ortaya çıkaracak.

 

Greenpeace, karar alıcıları Türkiye’nin doğal afetler ile gündelik hayatta, evinde karşı karşıya kaldığı iklim krizi tehlikesine karşı hızla harekete geçmeye çağırıyor.  BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 6. Değerlendirme Raporu; bir önceki raporda olduğu gibi felaket senaryolarından tamamen kaçışın artık mümkün olmadığını ama sınırlandırmanın ancak 2030’a kadar karbon emisyonlarının yarı yarıya azaltılması; 2050’de ise net sıfır karbon emisyonu hedefi ile mümkün olabileceğinin altını çizdi. Rapor yaşanan krizin insan kaynaklı olduğuna dair şüphe bırakmazken; krizle mücadelenin de ancak insan eylemlerinde yaratılacak değişiklikler ile mümkün olduğunu ortaya koydu. Raporda 1.5 derece hedefinin geçilmemesinin neredeyse imkansız olduğu ama gerekli önlemler alınırsa ısınmanın 2100’ün sonuna doğru ancak 1.4’lere çekilebileceğine dikkat çekildi. Tüm dünya hükümetleri Paris İklim Anlaşması’nın taahhütlerini geç kalmadan yerine getirmekle yükümlü iken henüz Anlaşma’yı onaylamayan Türkiye’nin ise bu yolda atması gereken çok adım var. Dünyada iklim krizinden en çok etkilenecek bölgelerden olan Akdeniz Havzası’nda bulunan Türkiye’de karar alıcılar hızla şunları yerine getirmeli; Paris İklim Anlaşması vakit kaybetmeden onaylanıp yürürlüğe koymalı; Kömürden çıkış takvimini belirlemeli, yeni kömür yatırımları ve fosil gaz sahası arama çalışmalarını durdurmalı; enerji dönüşümünü öncelemeli;  2050’de karbon sıfır bir ülke kurgulayabilmek için şehirlerde emisyonun azaltımı ve iklim krizine adaptasyonu önceleyen stratejik eylem planları kurgulamalı; Okyanus ve denizlerimizde koruma alanları oluşturmalı; Doğal alanların ve biyoçeşitliliğin korunmasına öncelik vermeli; Küçük çiftçiyi güçlendirilip, ekolojik tarımı desteklemeli.  Greenpeace, başlattığı imza kampanyası ile karar alıcılara açık çağrıda bulunarak, hızla gerekli adımların atılmasını talep ediyor. 

 

World Resources Institute (WRI) ve Climate Analytics tarafından yapılan yeni araştırma, G20 ülkelerinin Paris Anlaşması'nın küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlama hedefini ulaşılabilir kılmak için oynaması gereken çok önemli rolü gözler önüne seriyor.  “Farkı kapatmak: G20 iklim taahhütlerinin küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlama üzerindeki etkisi” başlıklı rapora göre, küresel sera gazı emisyonlarının %75'ine neden olan G20 ülkeleri, 2030 yılı için iddialı, 1,5°C hedefi ile uyumlu emisyon azaltım hedefleri belirler ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşırsa, yüzyılın sonundaki küresel sıcaklık artışı 1.7°C'ye kadar sınırlandırılabilir. Climate Action Tracker ve National Pathways Explorer'dan alınan veri ve analizlere dayanan bu rapor, mevcut ulusal katkı beyanları (NDCs) ve net sıfır hedefleri, yüzyılın sonuna kadar dünyada 2,4°C'lik bir sıcaklık artışını işaret ediyor. Rapor, yalnızca bu büyük ekonomilerin etkili adımları ile küresel sıcaklık artışını 2,4°C'den 1,7°C'ye düşürülebileceğini ortaya koyuyor. Bu, G20 ülkelerinin 1,5°C hedefi ile uyumlu emisyon azaltım hedefleri ve net sıfır hedeflerinin, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamaya giden yolun dörtte üçünü karşılayabileceğini gösteriyor. Bu raporda sunulan analiz, küresel emisyonları 1,5°C hedefi ile uyumlu bir şekilde hızla azaltmak için tüm hükûmetlerin iklim taahhütlerini artırması gerekirken, G20 ülkelerinin bu sıcaklık eşiğinden kaçınmada kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Aynı zamanda, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler tarafından iklim değişikliği ile mücadele için gereken trilyonlarca doları harekete geçirme sorumluluğuna sahip. İklim eylemini geciktirmek, önümüzdeki yıllarda daha maliyetli ve zorlu dekarbonizasyon oranlarıyla sonuçlanabilir ve 1,5°C hedefini ulaşılamaz hale getirebilir. Rapora buradan ulaşabilirsiniz.